Fenerbahçelilerin meşhur Slâvyaya galibiyetinden kiymetli bir hatıra Gün değil, ay değil, tam yirmi do- kuz yıl bul... Yıkılan saltanat devri- nin dört beş genci bir araya getir- miyen günlerinde Kadıköy gençliği bundan yirmi dokuz yu evvel ismini Kadıköyün Marmaraya kucuk açan O güzel yerinden, rengini tabiatin bü- İ tün güzelliklerini üzerinde toplıyan | en alarak kurdukları yurd! !.. Fenerbahçel.. İşte bugün onun yirmi dokuzuncu yılını kutlıyacağ : Hiç unutmam, Daha çocuktum, Ze- Kileri, Sabihleri, Alâları, Bekirleri iş- lerinden ve mekteplerinden çikarak beraber buluştukları ve konuştukları bir yerde görmek için saatlerce bek- lerdik. Yanan klübün bahçesinde oturur. Salona girerken bir heyecan du- yar, eğer büyüklerden birisi bize: — Nasılsın diye gorartsa bunun s€- vincile o gece uyku uyuyamazdık.., ... Hiç unutmam.. Slâvya gelmiş de diler. Studyuma koştuk. Mahşeri bir kalabelik, Herkes bunlar nasıl oynu- yor? diye merakta. çıktılar, Altınordu yedi gol yedi, Galatasa- ray oynadı. Onlar da ayni âkibete uğ- radı. Fenerbahçe karşılaştı. On gol yediler, fakat bir gol yaptılar. Gene geldiler ve düzinelerle gol yedik. Bir gündü onları tekrar sarı lâci“ vert takım karşısında gördük. O gün unutulmaz bir gün oldu. Türk fut- bol tarihinde bir sahife açıldı. Slâv- © yayı, o futbol kurtlarını yendik., Hem biz şaşırdık, hem onlar şaşır d... işte Türk futbolünde tarih yapan yurdun bugün yirmi dokuzuncu yi ını kutlıyacağı.. Bir cabuhtı, Çok erken sokağa çık- tım. Bir kaç kişi etrafımı sardı. Ve bana, acı, acı: — Haberin yok mu? Dün akşam klüp yandı, dediler. Koştum. O ne- #ih yuvayı bir kül yığını halinde ha- rabeye dönmüş gördüm. Unutulmaz gafer hatıraları yangın enkazı ara- #na karışmıştı. Hâlâ kulaklarımda uğuldar. Büyüklerden bir kaç kişi, çocukluklarını içinde geçirdikleri yu- vayı bir harabeye dönmüş görünce gözlerinden yaş döküyorlar, bu göz yaşları arasında da: z — Daha iyisini yaparız, diyorlardı. Üzerinden daha bir yıl geçmeden öyle bir eser meydana getirdiler kil Bugün onunla Balkanların en güzel stadı diye övünüyoruz.. O ne çalışmadır ki; yılların vücü- de getiremediğini ve hâlâ da getir. mesini beklediğimiz ve daha çok bekliyeceğimiz bir işi bir yılda yap- tılar, , Türkün her şeyde olduğu gbi az- mettikten sönre bu sahadaki yaratı- «ılık kudretini de göstermiş oldu- lik... İ İşte bugün bu yurdun 29 uncu yılını kutlıyacağız. ... Bundan iki yıl evveldi. 27 inci yılını kulluyorduk. Yirmi yıldan fazla, sa- rılâcivert forma için futbol sahasın- da didinmiş, galibiyetlerinde âmil olmuş, ve bugün hâlâ bu Klüp için didinen Zeki futbol sahasında son gününü yaşıyordu. Futbole veda ede- cekti, Artık sahada yurdunun renk- lerini müdafaa edemiyeceği için he- yecandan titriyor, ağlamamak için kendini güç tutuyordu. 27 nci yıldönümü de böyle unu- tulmaz bir hatıra ile kapanmıştı. ... Yirmi sekizinci yılın kutlandığı gündü. İkinci başkan Sabri Celâl bu- günü kutlamağ gelen spor severlere; — Cemiyetlerin hayatı senelerle değil, asırlarla ölçülür, biz yılları kut- luyoruz. Bizden sonra gelenler asır- ları da kutlıyacaklar. Her sene 8iz8 yenilikler gösterecekler, diye bir vaadde bulundu. İşte bugün bu yurdun 29 uncu yılımı kullıyacağız. Spor severler ne yenilikler göreceğiz? diye sabırsızla- nıyorlar, Türk spor tarihini zaferlerle süs- Hiyen, bir yılda bir âbide dikecek ka- dar varlık gösteren bu yurd her hak do severlerin unutulmaz bir gün daha yaşatmak için vandlerini tuta- caktır. M, Kemâl Car Viyanalılar dün Fenerbahçe klü- bünü gezdiler ve ekzersiz yaptılar Fenerbahçenin yıldönümünde kar- şılaşmak üzere gelen ve bugün karşı- Jaşacak olan Rapidiiler dün saat dört- te Fener stadına gelmişlerdir. Bllhas- sa reisleri klübü ve stadı gezerken Fe- nerbahçe klübü idarecilerine: — Her gittiğimiz yerde böyle güzel ve mükemmel bir stad görmek İster- dik demiştir. Bundan sonra bir saat süren eğzersiz yapmışlardır. Ve egzer- sizden sonra da Moda deniz klübünde şereflerine bir çay ziyafeti verilmiş ve otellerine &vdet etmişlerdir, Viyanalılar büste çelenk koyacaklar Viyanalılar Fenerbahçelilerin bay- ramlarında Atatürk büstüne bir çe- lenk koymak arzusunu izhar etmiş- lerdir, Ve maçtan evvel staddaki büs- te merasimle bir çelenk koyacaklar- dır. Sekizler turnuasının en mühim maçı Beykoz - Süleymaniye Sekizler turnuasının birincisini meydana Çıkaracak olan Süleyma- niye - Beykoz maçı bugün Şeref sta- dında yapılacaktır. Beykoz galib veya berabere kaldığı takdirde sekizler tumuası şampiyonu olacaktır. Karamanda spor sahasi Karaman (Akşam) — Karamanda şehrin merkezinde Parti tarafından gayet güzel bir spor sahası yapılma- ğa başlanmıştır. Bu saha tenis, voley- bol, basketbol ve güreş sahalarını ih- liva edecek ve Karaman gençliğinin ihtiyacını karşılamış olacaktır. Fenerbahçenin yirmi dokuzuncu yılı Kutlanırken Galatasaray Ankaragücile karşılaşacak Fenerbahçeliler bugün Kadı- köyündeki kendi stadlarında har zırladıkları muazzam bir prog- ramla yirmi dokuzuncu yuları- ni kutlıyacaklardır, Her sene bi- ze tam ve mükemmel bir spor gü- nü yaşatan Fenerbahçeliler bu yildönümlerinin do mükemmeli- yeti için iyi hazırlanmış bulun- maktadırlar. Resmigeçid, klübün tarihçesi hakkında söylenecek birkaç 8ö7- den sonra Atatürk büstüne çe- Jenk konacak ve Güneş Fener- bahçe tekaüdleri karşılaşacaklar. dır. Her iki takımda da zamanı- nin yıldızlarını göreceğiz. Mese lâ Zekiler, Kadriler, Caferler, Ke- mal Rifatlar, Necib Şahinler hep sahada görünecek ve bize eski günleri hatırlatacaktır. Programın en son kısmını Fe- nerbahçe - Viyana Rapid maçı teşkil etmektedir. Viyananın bu meşhur #udbolcüleri at nelerce Avusturya mill takımın- da oynamış ve hâlâ da oynamak. ta olan Avrupanın futbol yıldız- ları bulunmaktadır. Meselâ daha bir iki hafta evvel Macar milli takımına karşı Avusturya mh takımında oynamış oyuncuların oyunlarını görmek futbol merak- hları için bulunmaz bir fırsattır. Fenerbahçeliler ve bu güzel gün- lerinde, bayramlarında muvaf- fakıyetler dileriz, Diğer tarafdan mili “Küme şampiyonasında en Tleride giden Galatasaraylılar da Ankaragücü ardır, Bu maç n mili kümedeki va- 3 dan çok mühim- dir. Çünkü bir mağlübiyet arka- dan gelen takımlar'için puvan cihetinden büyük bir avanlaj olur. Akşam turnuası 4 temmuzda İzmirliler geliyor Bu hafta yapmayı tasavvur ettiği. miz turnua İzmirden alınan mektup ve federasyonun tertip ettiği turnua dolayisile 15 gün tehir edilmiştir. İzmirliler 1 temmuzda 15 oyuncu ile geleceklerdir. Şu halde tam manasile büyük bir turnuaya şahid olacağız. Bu maçlar geçen senenin Tevanşı ma, hiyetinde olacaktır. Festivaller dolayisile gelecek Yugaş- lav veRumen ekiplerile yapılacak maçların arifeşinde bu maş mühim bir hazırlık teşkil.etmekie ve aynı za manda Türkiyeden çıkarılacak tenis. çilere bir nevi seçme mahiyetinde bu. Tunduğundan ayrı bir ehemmiyeti hâ- izdir. İzmirden gelecek ve İstanbuldan oyniyacak oyuncuların isimlerini ya- kında yazacağız. Ev, apartıman, köşk, sayfiye kiralama mevsiminde AKŞAM'ın KÜÇÜK İLÂNLARI kiracılar ve bina sahipleri için SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yazan: SOLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme iktibas hakkımahfuzdur. Tefrika No, 894 İlk hürriyet duygularını millet efradına telkıne çalışanlar Abdülhamid sevgili ve mukaddes vatanımızı hürriyet ve istiklâlimi- zin ebedi düşmanı Moskofa sevine, sevine veryor; Osmanlılara hürriyet beratlarını vermeği aklına bile ge tirmiyor. (EBcdadınm nameşru ha lefi) sıfatına masadak olmak için şenaatâlâd vücudile telvisten utan- madığı mukaddes hilâfeti esasından yıkarak, can düşmanımıza bırakma" yı müreccah görüyor. İblis şer'an memnu olan rezil bafiyelik mesleğini Osmanlılar ara- sında ihdas, rütbe ve para ile ahlâ- kımızı berbad ederek babayı oğlu- na, kardeşi kardeşine emniyet etmi- yecek bir raddeye getirdi. Hain bu- nunla da kanaat etmedi Asırlardan beri kardeş gibi yaşa- mış Olduğumuz Ermeni vatandaşla- rmızla aramıza kandan nifak ve adavet tohumları saçtırdı; şanlı ta- rihimize kanlı bir sahife açmak için şeytanların da aklına gelmiyen mef- sedetler, tedbirler uydurdu. Şimdi de kudurmuş köpekler, kana susamış cellâdlar gibi gadir ve cevir silâhını var kuvvetile müslümanlara çevirdi. Gün geçmiyor ki binlerce hamiyyet ve namus-erbabı melün Yildız sara- yının dehşetli zindanlarında tüfekçi denilen körkunç suratlı cellâdlar vası- tasile işkenceye düçar olmasın. Gün geçmiyor ki binlerce ahrarı | millet vapurlarla uzak menfalara, korkunç kalelere gönderilmesin. Evlâd ve ayalinin ağuşlarından ansızın koparılan bu hamiyyet erbabı için gittikleri yerlerde, geçtikleri de- nizlerde hazırlanan medfenlerin ta- hatturu bile kalblerinde zerre kadar vatan, millet, din muhabbeti taşıyan- ların tüylerini ürpertmemek kabil de- gildir. Anlaşılıyor ki büyük bir tehli- keye maruz bulunuyoruz. İşte, (ya hak, ya ölüm) hürriyet nidasile cihad ve fedakârlık meydanı- na atılan (Osmanlı ihtilâl fırkası) bu tehlikeyi gidermek üzere ya milletin meşru hakkı olan kanunu esasiyi alıp bilâfark bütün Osmanlıları hür- riyet ve saadete nail edecek yahut bu uğurda bire kadar mahvolacaktır, Bu yolda da akacak kanların yeba- Mi Abdülhamidin boynuna! O nasıl bunca mazlümlara kaymış ve aileleri- ni feryadlar, matemler içinde bırak- mış işe biz de murdar şahsına ve ave- nesine öyle kıyacağız. Osmanlılar! Bu vatanperverane mücahede pek dehşetli olacktır, Bu miskinane süküt ve sükünu bı- rakınız. Paslanmuş silâhlarınızla 60- kaklara fırlaymız. Hain memurları, hafiyeleri gebertiniz. Yalnız kalmak- tan korkmayınız. Hayat fodasını göze almış olan “(Osmanlı ihtilâl - fırkası) her yerde muavenetinize hazırdır; bü ana ka- dar kullanmadığı kumbaralaria Yıl dızı ve her taraftaki Yıldız mensup- larını havaya atacaktır.) Bu şehametli sözlerden sonra be- yanname askerlere, Ümetraya, talebel ulüma, Allahtan korkimiyanı vüke- lâya ve ulemayada hitab ederek parlak ve dehşetli kelimelerle bunları da kıyama teşvik ediyor. Moskaflara güvenen Abdülhamidin müslümanla- rn son halifesi olmağa karar verdi- Bini bildiriyor. Kıyam edeceklerin Karşısına kimse çıkmıyacağını, birinci ve ikinci fırka askerlerinin dindaşlarına silâh çek- miyeceğini, bilâkis Abdülhamid ve yardaklarını gebertmek için yardım edeceklerini, kan dökülecekse zalim- lerin Kanı döküleceğini temin ediyor! Bu yolda teşvik ve tahrikler o gün- lerde bunları okuyan ateşli gençlerin kalblerinde boş yere ümldler uyandı- rıyordu. Bu «ihtilâl fırkasının» İstan- bulda bu beyannameden başka hayat eseri görülmedi. Neşir va tevzi edilen beyahnameler, Avrupadaki Jön Türk- ler tarafından gönderilen kitpalar yakalandıkça istibdad hükümeti çi- Jeden çıkıyor, tazyikleri artlındıkça arttırıyordu, Yüzbaşı dektor Süleyman beyin (mer hum Süleyman Emin paşa) 314 yik lında Trablusgarb menfasında çekilen bir resmi Bu evrakın tevziinde en ileri giden“ ler askeri tıbbiyelilerdi. Ankara Zirsat barikâsında B. Ah- med Bedevi Jön Türklük hayatıns dair notlarını, hatıralarını bana gön- dermek lütfunda bulundu. Pek ziya” de istifade ettiğim bu notlar istibda- da karşı hayat bahasına mücadeleye girişen ve isimleri ekseriyetle meçhul kalmış bülunen bir çok fedakâr genç- ler hakkında malümatı da ihtiva et mektedir. B. Ahmed Bedevi mektu- bunda kurulan inkılâb binasının Ab- dülhamid devrinde ilk yapıcılarının, yüksek mekteplerde ve bu mektepler haricinde ilk harcını vuranların ha- tırlanması ahlâf için kadirşinasık olacağını yazıyor. Ben de tamamen bu fikirde olduğum için ilk hürriyet duygularını millet efradına telkine çalışmış, bu uğurda bazan istikbali- ni, bazan hayatını feda etmiş, nefyo- lunarek hatıra gelmez azablar, işken- celer çekmiş, menfalanda sönüp git miş bu gençler hakkında toplıyabil- diğim malâmetı bu babse almıştım. B, Ahmed Bedevinin notlarında isim leri geçenleri de sırası geldikçe bu sür tunlerda yadetmeği kendime vazife bildim. Böyle vicdan! bir vecibayi ifa ede- bilmekliğime müsald bir zemin hazır ladığı için B. Ahmed Bedeviye bura” da şükranımı, minneftarlığımı ar78- derim, 1896 senesi iptidalarında Dr. Abdullah Cevdet ile tıbbiyeli Radoslü Süleyman, Fatihli İbrâhim Nazmi Avrupsdaki Jön Türkterle münasebet” te bulunmak töhmetile yakalandılar. Abdullah Cevdet Trablusgarbe, Ra” doslu Süleyman Şama (1), Fatihll Nazmi †Manastıra .mefyolundular. Fakat sonra Fatihli Nazmi (hainane hal ve hareketlerle meşgul olduğu ele geçen evrak ile sabit olmasınâ binacn) Fizana tebld edildi. Gene bu seneye müsadif ramazan içinde kadir gecesi Ayasofya camlin6 (Mahkemei Kübra) risalelerini bırak* mak sSuçile yakalanan tubbiyenin onuncu sınıfından Gedikpaşalı Rifat, Beylerbeyili Saffet efendiler de Ergi niye nefyedildiler, Vefalı Arif ile eski Alipaşalı Ahmed Râuf gene bu gibi töhmetlerle hapse atıldılar; fakat iki- si de kaçarak Ahmed Rauf Mısıra, Arif de Romanyaya kapağı attılar. Paşabahçeli Emin de Erzuruma tebid olundu. Gene bu sıralarda askeri tıb- biyede mühim bir hâdise oldu: O var kite kadar tıbbiyede meydan dayeği yoktu. Zeki paşanın emrile altıncı sınıftan Fenerli Mahmud ve Keçecilerli Ham- diye meydan dayağı atılması karaf” I > TR (Arkası var) (0) Orada ölmüştür. pe Maki ta