.. N AKŞAM e 28 Mayıs 1937 — AKŞ Belediye hastane- lerinde ücret İstanbulda belediye hastanelerine Müracaat edecek kimselerden, hal ve Yakitleri yerinde ise, bir miktar ücret alınması usul olarak kabul edildi. Yalnız fakir olduklarını ispat edebi- lecek kimseler bu ücretten müstesna tutulacaktır. HDAN AKŞAMA Bu usule karşı birdenbire bazı mah- | zurlar akla gelebilirdi. Meselâ acele bir tıbbi müdahaleye lüzum hissedi- len vakalarda fıkaranm bir tasdikna- me veya ilmühaber almak için resmi | makamlara müracaat etmeleri çok kiymetli bir vaktin kaybolmasına se bep olabilirdi. Belediye izahat vererek bu endişe- leri ortadan kaldırdı. Bu gibi acele Ahvalde evrakı müsbite aranmıyaca- ği gibi hastaların fakirlikleri mesele- #ini tayin hususunda da hastane baş- hekimlerine salâhiyet verilmiştir. Üç- ret alınıp alınmaması ve alınacak ücretin miktarı onların takdirine bi- rakılmıştır. Bu tedbir birdenbire duyulan kor- kuları teskine kâfidir. Onun için mem- muniyetle karşılanmağa lâyıktır. Biz başka bir noktayı hatırlatarak kabil- 8e ona bir çare bulunmasını rica ede- ceğiz ve aklımıza gelen çareyi de söy- Miyeceğiz. İstanbul belediye o hastaneleri bu- gün memleketimizin en meşhur ve | muktedir e doktorlarını, operatör ve | mütehassıslarını toplamış olduğu için Şok kıymetli birer sıhhi müessese ol- muşlardır, Oralara yalnız fakirler de- Eil hal ve vakti yerinde olanlar da Memnuniyetle müracaat etmektedir- ler, Böyle müreffeh sayılacak sınıfa mensuz hastaların gördükleri tedavi mukabilinde para vermeleri pek ma- kuldür. Zaten bu kabil hastaların be- lediye hastanelerine müracaat etme- leri doktor parasından kurtulmak İçin değil, emniyet telkin eden meş- hur bir dokter tarafından tedavi olunmak içindir. Binaenaleyh beledi- ye tarafından istenecek ücreti mem- nuniyetle vermeleri tabiidir. Yalnız müreffeh ve fakir sınıflar Arasında bir de zorlukla iki ucunu bir Araya getirebilen orta sınıf halk var- dır ki bunların sokaktaki kılıklarına | Ve hallerine kabarsanız kendilerini | Muhtaç zannetmezsiniz. Fakat onlar belki de birdenbire fakir zannolunan- lardan ziyade zorluk ve sıkıntı içinde Ve muavenete muhtac bir haldedirler, Gerek hastane başhekimlerinin, , ge tek herhangi bir makamın bunları Paralı hastalar takımına ayırma- maları kabil değildir. Zaten kendile- Ti de, o kadar muzayekalarına rağ- men, fakirler smıfma idhal edilmele- Tini istiyemezler. 'akat bu gibilerin şu hususi vazi- Yeti onlardan para istemek için değil, bilâkis onları müstesna tutmak için bir sebep teşkil eder. Onun için, belediye hastanelerinde ücret meselesinde bizim münasip gör- Güğümüz şey, bunu ihtiyara bırak- mak ve müracaat eden hastalardan #adece bir yardım istemektir. Hal ve Vakti yerinde olanlar gördükleri te- daviye mukubil seve seve ve kendi ka- biliyetleri - nisbetinde hastanelere Yardım ederler. Bu halde hiç kimse Sıkıntıya sokulmadan yardımcı bir Yaridat menba bulunmuş olur. Bu Usul tecrübe edilip te mahzuru görü- Türse, daha doğrusu hiç bir faydası Olmadığı anlaşılırsa, o zaman bugün- kü tedbire müracaat zaruri olur. Akşamcı Eski Bedesten Tarihi bir müze halinde muhafaza edilecek arif bütçesinin müzakeresi ( sırasın- buldaki bedestenin tamir edilerek bir müze haline getirileceğini söyledi. Yaptığımız tahkikata göre belediye- nin bugün malı olan sandal bedes- teni sonradan yapılmış ve bundan yir- mi sene evvel sahiplerinden belediye- ce satın alınmıştır. Maarif vekâletinin müze haline ko- yacağı bina, bugün mücevherat be- desteni olan ve Fatih zamanında in- şa edilmiş İstanbulun en eski binala- rından biridir, Bu bina Fatih zamanında mahke- me olarak kullanılmıştır. Hattâ bina» nın şimdi kapalı olan bir odası, hüki- min oturduğu ve icra hükmettiği yerdir. İşte şimdi bu bina, tarihi var ziyetini muhafaza etmek üzere bir mü-' İ ze haline konacaktır. Muallimlerin maaşları Lise ve orta mektep muallimleri arasında ücretle çalışanlar bütçede tahsisat bittiği için üç aydanberi üc- det mağdur kalmamaları için bütçe- ne bildirmiştir. Tediyeye bir iki güne kadar başlanacaktır. Kıdem zammından İstifade eden ye- di yüz küsür ilk mektep mualliminin de geçen eylülden beri birikmiş olan kıdem zamları, hazirandan sonraya kalmamak için dünden itibaren öden- meğe başlanmıştır. Iş bankası ! Londra şubesi hakkında yakında karar verilecek Tedkiklerde bulunmak üzere Avru- paya gitmiş olan İş bankası umum müdürü B. Muammer Eriş dün Gü- neysu vapurile şehrimize gelmiştir. B. Muammer Eriş Avrupada bankaya aid işler üzerinde tedkikat yapmış, | bilhassa Londrada açılacak olan İş | bankası şubesi için alâkadarlarla te- maslarda bulunmuştur. B. Muammer Eriş tedkikleri etra- harririmize kısaca demiştir ki: «— Tedkiklerimden mennun dö- İ nüyorum. Bankaya Londrada bir şu- be açmak hususundaki kali karar An- karada verilecektir. Şimdiden bu va- dide kavi birşey 5 söyliyemem. , Belediye ye hastanelerinde alınacak ücret Şehir meclisi kararile belediye has- tanelerinde -fakirler müstesna olarak- muayene ve tedavi edileceklerden bir ücret alınması kararlaştırılmış ve bir de tarife yapılmıştı. Bu tarife tasdik edilmek üzere Sıh- hiye vekâletine gönderilmiştir. Ve- kâlet tasdik ettikten sonra tarife tat- bik edilecektir. Binaenaleyh belediye hastanelerine müracaat edenlerden şimdilik bir ücret alınmamaktadır, Maarif vekili B, Saffet Arıkan Ma- | da Fatih zamanından kalma İstan- | retlerini alamıyorlardı, Maarit vekâ- | leti, bu muailimlerin daha uzun müd- de lüzumu olan münakaleyi yapmış | ve tediye emrini Maarif müdürlüğü- | İ İ | fanda dün kendisile görüşen bir mu- | Mezarlık servilerine musallat bir hırsız | Geceleyin se servi vi ağaçlarını! keserken yakalandı aracanhmed mezar- | | | | | Son günlerde lığından sık sık servi ağaçlarının ke- silip aşırılmakta olduğu, bundan baş- ka da bazı mezarların bozulduğu alâ- kadarların nazarı dikkatini celbetmiş İ ve polise haber verilmiştir. Zabıta memurları, gece mezarlıkta tertibat almışlar ve bir adamın elin- de, icap eden aletlerle gelerek ağaç kesmeğe başladığını görmüşlerdir. Bu sırada saklanan memurlar mezar taş- ları arkasından çıkarak bu adamı yar kalamışlardır. | Adamın hüviyeti tahkik edilince Ahmed isminde biri olduğu ve öteden- beri bu kabil hursızlık yaptığı tesbit | edilmiştir. Ahmed hakkındaki tahki- kat tamik edilmektedir. Küçük serseri Filimlerde gördüğü Tarzanı! taklid etmek istemiş NE oturan (Ali isminde 11 yaşlarında bir çocuk, evvelki gün, | evine bir kâğıd bırakarak kaybolmuş- tur. Bu kâğıdda: «Gördüğüm filimler | | çok güzel.. Tarzan kaçıyor.» yazılıdır. | Alinin ailesi çocuklarını araya dur- | sun; dün gece saat on ikiden sonra devriye gezmekte olan Fatih polis merkezi memurları küçük bir çocu- ğun bir taş kovuk içine saklanmak- ta olduğunu görerek kendisini çevir- mişler, karakola götürmüşlerdir. Ço- cuk; burada kim olduğunu anlatmış, | filimlerdeki gibi bir takım maceralar yaşamak İstediğini söylemiştir. Zabi- ta memurları Aliyi ailesine teslim et- mişlerdir. Türk-Yugoslav turizm klübü Türkiye ile Yugoslavya arasındaki turizm hareketlerini canlandırmak | için bir Türk - Yugoslav turizm klü- bünün teşkiline karar verilmiştir. Klüp nizamnamesinin .tanzimine başlanmıştır. Bu işle bilhassa Yugos- lavya başkonsolosu meşgul olmaktadır. Nizamname hazırlandıktan sonra klüp faaliyete geçecektir. Klübe şehir namına belediye turizm şubesi müdü- rü B. Semuhi Servet iştirak edecek- tir. Bir taraça çöktü, iki çocuk yaralandı Haliç feni İm Kaldıçeşme sokağın- da oturan 6 yaşlarında Rahmi ve Şük- rü isimlerinde iki çocuk, evlerinin İ taraçalarına çıkarak oynamaktalar iken taraça birdenbire çökmüş, her iki | çocuk da aşağı oyuvarlanmışlardır. Baygın hale gelen çocuklar, Etfal has- | tanesine kaldırılmışlardır. sinin ! Bir yük arabası bir tanzifat amelesini yaraladı Ali Salihin idaresindeki yük ara- bası dün Şişhanede Meyyityokuşundan inmekte iken, tanzifat amelesinden Yusufa çarparak ağır surette yarala- mıştır. Yusuf, Senjorj hastanesine yatırıl- mış, Ali Salih de yakalanmıştır. Bay Amcaya göre... | ŞEHİR HABERLERİ Kazanç vergisi Belediye ile maliye arasındaki ihtilâf halledildi Maliye vekâleti, belediyenin Kara- ağaç müessesesini teşkil eden mezbâ- ha, soğuk hava deposu ve buz fabri- kasile Şehir tiyatrosundan, konserva»- tuardan ve sandal bedesteni mezad yerinden kazanç vergisi istiyordu. Be- lediye buna itiraz ediyordu, Maliye temyiz komisyonu mezba- ha açmak ve işletmenin belediyenin kanuni vazifesi olduğu için mezbaha- dan kazanç vergisi alınamıyacağına karar vermiştir. Ancak buz fabrikasi- İ le soğuk hava deposunun ticari bir mahiyette olduğunu bu itibarla bun- ların kazanç vergisinden istisna edi- lemiyecekleri kararlaştırılmıştır. Mezad idaresinden de kazanç ver- gisi istenemiyeceği gene temyiz kö- misyonunca kararlaştırılmıştır. Bu müessese, eşya, mücevherat ve saire gibi satışlarını intizam altına aldığın- dan halka hizmet eden bir müessese olarak kabul edilmiştir. Maliye, Şehir tiyatrosu ve konser- vatuardan da kazanç vergisi istiyor- du. Ticaret kanununda kazanç vergi- sine tâbi olan müesseseler sırasında tiyatro tabiri de bulunduğundan Ma- liye, kanundaki bu tabir ile Şehir ti- yatrosunun' bir ticari müessese oldu- ğunu ileri sürüyordu. Halbuki belediye Şehir tiyatrosu- nun hiç bir zaman belediyeye bir kâr temin etmediğini tiyatro bütçesinde- ki açığı kapatmak üzere her sene yar- dımda bulunduğunu bildirmiş ve bu itibarla Şehir tiyatrosile konservatu- ardan kazanç vergisi İstenemiyeceği- ni ileriye sürmüştür. Belediyenin bu mütaleası Maliyece kabul edilmiştir. Asfalt caddeler Tik olarak Tünel - Taksim caddesi asfalta çevrilecek Şehrimizin belli başlı caddelerin- den bazılarının asfalt olarak inşa edi- leceğini yazmıştık, Asfalt yol inşası için üç muhtelif usul vardır. Bu usul- lerden hangisinin tercih edileceği hakkında belediye fen heyeti tedki- kat yapmaktadır. Bu usulden biri tercih edilir edilmez asfalt yol inşa- sına, başlanacaktır. Şehrimizde ilk asfalta çevrilecek olan Beyoğlunda İstiklâl caddesidir. İstiklâl caddesi Tünelden Taksim cümhuriyet meydanına kadar asfalt olarak yapılacaktır. Bir deniz hırsızı yakalandı Ahmed adında biri, evvelki gece, Beşiktaş iskelesi civarına gelmiş ve İ burada İsmailin 'kayığında bulunan pardösü ve elbiseleri aldıktan sonra, Rasim kaptanın büyük kayığına geç- İ miş, orada da zeytinyağı, zeytin ve saire erzak aşırıp karaya — çıkmıştır. Ahmed, savuşacağı sırada polisler ta- rafından yakalanmıştır. Ahmed, suç delillerile yakalandığı cihetle herşeyi itiraf etmiş, daha birkaç vakasını da olduğu gibi anlatmıştır. Tahkikat de- rinleştiriliyor. i— Geçen günkü meslis müzakere- lerinde çok mühim bir noktaya doku; Buldu bay Amca... .. Bir saylav, bazı doktorların... | .. “Çocuk düşürmeyi meslek edin» diklerini söyledi sw Ve «Bu gibiler şiddetle cezalan» dırılmalıdır...» dedi... Acaba bu şide detli ceza ne olabilir?., Talebe tabidoto İsmet İnönü ilk mektebini gezen bir arkadaşımızın yazısını okudum. Bu ilk mektepte çocuklar için bir ta- lebe tabldotu yapılmış. Bu tabldotta 240 talebe sıcak yemek yiyormuş. İki kap yemek, ekmeği ve suyu İle beraber 7 kuruşa mal oluyormuş. Ay- rıca muallimlere ayda bir buçuk li- raya ekmeksiz yemek veriliyormuş. Yani her gün beş kuruşa bir öğün, iki kap yemek... İsmet İnönü mektebinin yaptığı bu güzel işi memnun memnun okurken aklıma Üniversiteli gençler geldi. Dü- | şündüm, Yalnız Fen fakültesinin bi- rinci smıfında 1300 den fazla talebe var. Hukukun birinci sınıfı hatırla” dığıma nazaran 609 kişi... İsmet İnönü mektebindeki 240 ki- şilik küçük bir kalabalık için 7 kuruş sınıfı 1300 kişiden fazla olan Üniver- site için bir tabldot yapmakta bu ka- dar geç kaldık. 240 kişinin iki kaplık yemeği ekme- ği ve suyu ile beraber 7 kuruşa mal olursa bir sınıfında 1300 talebe bulu. nan bir fakültenin, hele bütün Üni- versite talebesinin yemeği daha ucuza çıkar, Hattâ bu, akıllı, işini bilir bir İo- kantacının elinde kâr getiren bir iş olur. Her sınıfında 1300 kişi bulunan bir mektepte lokantacı her yemekten bir kuruş kazansa günde 50-60 lira kâr eder, Ve talebe de bir tabidota sahib olur, Zavallı terkos Koca Terkos, emektar Terkos... Ca- hımız sıkıldıkça ona çatarız. Canımız sıkıldıkça onunla alay ederiz. Halbu- ki zavallı Terkosçuk bizim bütün kahrımızı çeker, bütün işimizi - tek- dire, alaya alışmış - eski bir emektar gibi görür. Hani bazı aileler yanları- na evlâtlık alırlar da ismini beğen- mezler «Ayten», «Nurten» ve saire gi- bi daha asri ağlar takarlar. Şimdi biz de kırk yıllık Terkosun İs- mini «Şehir suyu» haline soktuk. Bi- çare Terkosçuğun İstanbülun en te- miz sularından biri olduğunu da yıl- lar geçtikten sonra öğrendik.. fakat şimdi «Şehir suyu» denilince aklıma «Şehir tiyatrosu» geliyor. Halbuki Terkos suyu ile Şehir ti- yatrosunun bir münasebeti olsa bari. HP. Tıbbi adli başkâtibi bulunamadı Bir ihtilâs suçundan maznunen ağır mahkemesinde muhakeme edilmekte olan Nadi Ahmed adında bir adam hakkında deli olmadığı hal- de deli olduğuna dair sahte rapor tans zimi suçundan dolayı Tıbbı adli baş- kâtibi Raif hakkında takibata girişil- diğini yazmıştık. Raif hakkında tan- zim olunan evrak Adliye vekâletine gönderilmiş ve vekâlet bu adam hak- kında kanuni takibatta bulunulması için İstanbul müddelumumiliğine müsaade vermişti. Bu müsaade üzeri- ne evrak sorgu hükimliğine verilmiş ve sorgu hâkimliği sorguya çekmek üzere suçlu Raif hakkında celbname çıkarmıştır. Fakat birkaç günden be- ri aranıldığı halde suçlu Ralf buluna- mamiş ve celbname kendisine tebliğ edilememiştir. Tıbbı adli müdüriyeti de Raifin adresini bilmediğini bildir- miştir. Bu vaziyet karşısında Ralfin bulunarak sorgu hâkimliğine sevki için zabıtaya tezkere yazılmıştır. Za- bıta Raifi aramaktadır.