“eps. pa Sahife 6 Masal Gibi... 45 sene evvel meşhur oburlar Size bugünkü «Masal gibi sütu- nunda 44-45 sene evvelki meşhur oburlardan bahsedeceğiz. Bunun için 1309 senesi mayısının otuzuncu günü çıkan Sabah gazetesi- nin ikinci sahifesine bakalım; Obur bir kadın «Galata taraflarında bir kadın bir iddia üzerine Iki buçuk okka ekmek, bir buçuk okka peynir, bunların üze- rine de çiğ çiğ bir enginar eklederek aradan hayli müddet geçtiği halde hiçbir alâmeti ıztırab izhar etmediği görülmüştür.» Haydi iki okka ekmekle bir buçuk Okka peyniri tıka basa midesine dol- durmuş olsun. Sapile birlikte bir en- ginarı çiğ çiğ, kıtır kıtır yemek... Olur şey değil... —— Vay ben yiyemez miyim? Bu obur kadına ald havadisi gaze- telerde okuyan Trabzonun meşhur oburlarından Ali usta: — Vay o yer de ben yiyemez miyim? | Diye bunu bir izzeti nefis meselesi ad- | dediyor. 1309 senesi haziranının yirmi birin- ci günü çıkan Sabah gazetesine bir göz gezdirelim: «Ali usta namında biri geçenlerde "Trabzonda Ayasofya nam mahalde vaki bir bahçeye, kendisine « pişmiş bir bütün kuzu verileceği vaadile - davet olunur. Fakat Ali ustanın bü- tün bir kuzuyu yeyip bitirdiği pek çok âdi emsalile sabit olduğundan, bu defa tecrübe başka bir surette icra olunarak kuzunun yerine kendisine: 4 okka süt, 4 okka kaymak, 4 okka ekmek, 24 okkadut İhzar olunur, Ali usta ceman 36 ok- kaya baliğ olan bu eşyayı ilk lokma- sındaki iştihasına halel getirmeksizin ikmal eder, ondan sonra da: — Hani kuzu?.. Diyesek sorar. Ziya- | fetin mürettibleri kuzu yerine İşte bunların ihzar edilmiş olduğunu söy- lemeleri üzerine Ali usta pürhiddet kesilerek: — Bu nasıl ziyafet?.. Nasıl davet, beni aç bıraktınız. der, O zamanki gazetelerin yazdığına gö- re, bu Ali usta 45 sene evvelki zama- hin en meşhur oburu imiş. çok kuv- vetli bir adammış. O devrin gazetele- rinde sık sik adı geçiyor. Sabah gazetesi Ali usta için Trab- zunda 250 okka sikletinde bir topu . yarım saatlik mesafeye götürdüğünü yazmış.. Ali usta buna fena halde kız- 21 haziran 1309 tarihli Sabah gazetesinde bir cevab neşrediyor ve: «Ben 250 okkalık topu elime alma- ğa tenezzül etmem. Taşıdığım top 400 okka idi. Sabah gazetesi bana haka- ret etti. Dâva edeceğim.» diyor, Sabah gazetesi de All ustaya tarzi- ye veriyor: «Ali usta gücenmesin., biz pun 400 okka olduğu ilân olunur» KOMİK BİR KAZA 18 teşrinisani 1310 tarihli 'Tercü- mani Hakikat gazetesinden: «Evvelki gün saat onu on dakika geçerek Köprüden hareket eden Ha- Yici Dersaadet idaresinin 5 numaralı vapuru Hasköy iskelesi pişigâhina geldiği sırada kaptan Kostantin «kaptan mahalline çıkmak memnu- dur> ibaresini havi levhayı mevkii İ AKŞAM Hacce giden macar alimi Mekkede neler görmüş? Müsteşrik imtihan edilmiş, gümrük memurları filimleri ilâç sanmışlar! Son zamanlarda Mekkeye giden ve *,, hacda hazır bulunan Macar müsteş* riklerinden ve islâm harsı âlimlerin den profesör Dor. Yulitus Germanus, ahiren Viyanaya gelmiş ve Hicazdaki macerasını gazetecilere şu suretle an- latmıştır: Mekkeye ilmi ve fenni tedkikatta bulunmak için seyahat etmeğe çok- tanberi karar vermiştim. Ötedenberi şark ilim ve felsefesi ile uğraşıyorum. Hintlilerin meşhur filozof ve şairi olup Nobel mükâfatını alması itibari- le garpte dahi çok meşhur bulunan Robindrant Togore'un Jdaresindeki Bantiniketan Hindu üniversitesinde üç sene profesörlük yapmıştım. Daha sonra islâm kültürü ile daha yakın- dan meşgul oldum, Hindistan müslümanları arasına girdim, Abdülkerim adını almıştım. Bir de Mekkeye gidip islâm âleminde olup biten işler hakkındaki malüma- tımı tamamlamak istiyordum. Bun: dan. başka fenni projelerim vardı. Necid yaylasını Mekkeye bağlıyan ve eski tarihlerde adı (Tereyağı cadde- si) olan yolun mahiyetini anlamak için tedkikatta bulunmağı kararlaş- tırmıştım, İmtihan edilen müsteşrik Mekkeye gitmezden evvel Kahire- deki meşhur Camiülezherde bir müd- det faaliyette bulundum. Buradan diğer hacılar ile beraber yola çıktık. Her şey yolunda gitti, Fakat Ciddeye | gelir gelmez tevkif edildim. Suudiye İ hükümeti zabıtası bir İngilizin hacr- Jar arasında gizlice Mekkeye sokul- mak istediğini haber almış. Beni de bu İngiliz zannetmişler. tim esnasında bana çok nazikâne muamele ettiler. Macar olduğumu ve | islâmiyeti kabul ettiğimden dolayı hacca geldiğimi anladıktan sonra be- ni salıverdiler, Hıristiyanların o Mekkeye girmeleri şiddetle memnu olduğundan yabancı- lara karşı son derecede müteyakkız davranıyorlar.Benim hakiki müslüman | olduğumu anlamak için çok imtihan ettiler. Kuranı kerimin tefsiri hakkın- da güya istifade etmek maksadile benden çok sualler sordular, Sualle- rin hepsine derin cevaplar verdim. İs- Jâmiyet hakkında ilmi tedkiklerim ge- niş olduğundan bu suallerin mahiyet- leri meçhulüm değildi. ce vaplar alan Suudiye memurları beni hakiki bir âlim zannederek hürmet-. lerini arttırdılar. İlâç sanılan filmler Zabıtayı ikna ederek serbest olduk- tan sonra eşyamı almak İçin müraca- st ettiğim gümrük idaresinde müşkü- lâta uğradım. Mekkedeki hac merasi- minin fotograflarmı çekmek için be- rTaberimde bir çok filim getirmiştim. Memurlar bundan çok şüphelendiler. Bereket versin ki neye yaradığını an- uyamadılar. Yoksa bizim Mekke sefe- ri feci surette suya düşecekti. Bunların ilâç olarak kullanılacağı- ni ve hattâ bir kısmını hükümdar İbnussuudun dost ve mutemedi İn- giliz mühtedisi Philby.için getirdiği- mi söyledim. Küçük fotograf makine- sini ıhramımın katları arasında sak- ladığımdan “filimler ile bu makine arasında münasebet olduğunu ihsas etmemeğe muvaffak oldum. Nihayet ilâçların geçmesine müsaade ettiler, Mekkeye gittim ve haccın bütün mı vaktile neşretmiştim. Hükümdar beni Mekkedeki sarayının yanındaki bir hanede misafir etti, İbnissuudun üç sarayi İbnissuudun memleketinin üç mü- him merkezinde sarayları yardır. Fa- kat en mükemmeli Mekkedekidir. Bir kaç sene evvel modern usulde yapılan b aray keman ala Mevkufiye- | 57 Eğ Mekkeden bir görünüş Kil olup kendi başına küçük bir şehir- dir. Tefrişatında ihtişam yoktu. En bariz hususiyeti geniş ve ziyadar bü- yük salonları ihtiva etmiş olmasıdır. İbnissuud çok evlenmiş olmakla meş- hurdur, Bana anlattıklarına göre 23 oğlu ve 50 kızı vardır. Mekke dönüşü Mekke dönüşü Cavalı bir bacı ile dost olmuştum. Ayrılırken nerede ya | şadığımı sordu ve belki bir gün gelir ziyaret ederim diye evimin adresini öğrenmek istedi. Beri de Peştede dok- tor Abdülkerim diye adres verdim. Bu adresi verirken yol arkadaşımın bir gün beni arayıp bulacağını hiç aklı- i ma getirmemiştim. Peşteye döndükten bir kaç ay sonra İ evime garib bir misafir geldiğini ha- ber verdiler. Bir de ne bakayım bizim hac arkadaşı, Mekkeden Cavaya dön- müş ve burada İstirahat ettikten son- ra beni ziyaret etmeği hatırlamış ve iKaraman dispan- seri canlandı Yeni hükümet doktorunun gösterdiği faaliyet Karaman (Ak- şam) — Buru- da Sıhhat yur. du olarak 5 ya taklı bir dispan- 5 ser vardır, Öte- Selim Atay, kaza ve köylerden gelen hastaları büyük bir ihtimamla tedavi etmektedir. Memlekette büyük bir ihtiyacı kar- şılıyan ve tevsiine lüzum hasıl olduğu görülen dispanserin noksanmı ia mamlamak için bir liste hazırlanmış ve Sıhhat müdürlüğüne gönderilmiş- tir. Karaman çocuk Esirgeme Karaman (Akşam) — Çocuk Esir- geme kurumu 60 çocuğu giydirmiştir. Kurum başkanı B, Fevzi Balkır, öğ- retmen B, Fuad ve evkaf memuru B. Süleyman büyük bir gayretle Kurum varidatını arttırmak için çalışmakta» dırlar, Bura mekteplerinde Kızılay teşkilâtı yapılmıştır. Çocuklar Kızıl- 2 kıymetli yardımlarda bulunmak» LİTE ARŞ ya “Avrupaya kadar seyahati ihtiyar et- miştir, ! Beni bulması da bir tesadüf eseri- dir, Çünkü Mâcaristanda benim şark- ta Abdülkerim adını kullandığımı kimso bilmez, Yalnız posta idareha- nesine bu namda gelecek mektuplar rn bana gönderilmesi için malümaf ta vermiştim. Cavalı hacı, doktor Abdülkerim di- ye beni çok aramış bulamamış. Niha- yet misafir olduğu otelin kapıcısı 26- ki bir adam olduğundan postaneye müracaat ederek hakiki adımı ve ad- resimi öğrenmiş ve hacıyı bizim eve göndermiştir. Hacıyı on gün Peştede geğdirdik, Biraz da dünya zevklerini tatsın diye Peştenin meşhur barları- nı da kendisine ziyaret ettirdim. Hacı bu ziyaretlerin sonunda «Garbda çok hoş şeyler varmış!» diye mahzuziye- tini izhar etli, Bu ziyaret ile Mekke seyahatimin macerası tamamlandı. Kurfallıda yatılı okul Havaların düzelmesi üzerine okul inşaatına hız verildi Kurjalı (Akşam) — İstanbul kül- tür yardirektörü Neşet Köse ve Silivri #lçebayı ispektörlerle birlikte Kurfallı köyüne gelerek 937-938 ders yılında açılacak Köy Yatı Okulu üzerinde incelemeler yapmışlardır. Yeni yapılmakta olan okul binası inşaatın& havaların düzelmesile hız verilmiştir. Eski okul binası pansiyon haline sokulacak, bu suretle Silivri köylerin- den yatıya talebe gelecektir. Mektebin masraflarını temin ve. talebe velilerine yük olmamak için ci- var köyler yardım maksadile tarla ek- meğe başlamışlardır. Civar köyler, ya- talı okulun inşasını çok iyi karşıla- muşlar, şimdiden çocuklarını kaydet- tirmek için müracaate başlamışlardır. Karamanda ekmek pahalı Karaman (Akşam) — Burada ek- mek fiatleri pek bahalıdır. Zahire yurdu olan Karamanda birinci ek- 28 Mart 1967 KADIN KÖŞESİ Yün bluz Mantosuz giyilen zarif bir örme yün bluz, EEEEEEEN ŞEY EEEE EEE EEE EEE EEE EEE Tekirdağ spor klübünün müsameresi Davetliler, Halkevinde verilen müsamereden çıkarlarken Tekirdağ (Akşam) — Tekirdağspor Klübü gençleri Halkevi gösterit salo- nunda güzel bir müsamere vermişler ve masraflar çıktıktan sonra, 100 lira kadar bir kâr da temin etmişlerdir. Bu para klübün lüzumlu ihtiyaçları- na sarfedilecektir. 600 kişinin bulunduğu müsamereye istiklâl marşile başlanmış, milli şiir- ler okunmuş, monologlar. söylenmiş, sporcular tarafından muntazam pira- mid hareketleri yapılmıştır. Perde ara» larında kiçsik musiki parçaları çalan bando alâka ile dinlenmiştir. Bunlar- dan sonra halkın sabırsızlıkla bekle- diği piyeslere başlandı. Evvelâ eroin ve esrarın doğurduğu bir alle facla- sını anlatan iki perdelik «Zehir; pi- yesl temsil edildi ve iyi bir ibret dersi verdi. Son olarak oynanan B. Reşid Boranın «Mahçuplar» komedisi sa- İ londa çok neşeli bir hava yaratti. Karamanda bir maç Karaman (Akşam) — İstasyon sta- dında Ortaokul takımile İdmanyurdu mek 10, ikinci 8,5 kuruştur. Halbuki ekmeklik buğdayların kilosu 3,30 paradır. Ekstra sert 4,5, beyaz da 5 kuruştur, Karaman eczahanesi kapandı Karaman (Akşam) — Eezane bir aydanberi Okapalı bulunmaktadır. Doktorların verdikleri reçeteler hal- kın elinde kalmaktadır. Bazı ilâçlar sporcuları karşılaştılar, İlk haftaym, Ortaokulun mütemadi hücumlarile geçti ve yaptığı bir gol ile neticelen- di. İkinci haftaymda İdmanyurdu pe- naltıdan bir gol, Ortaokul da gevşek oynamasına rağmen, bir gol daha atarak 2-1 galib geldi. Karaman köy korucuları Karaman (Akşam) — Köy korucu- larının ayni renk ve ayni biçim elbi- se giymeleri tekarrür etmiştir. Bu işin temini maksadile köy bütçelerinden tahsisat aynlmaşlrar< |