2? Mart 1937 - AKŞAMDAN AKŞAMA, ————— Kültür seviyesini: yüksek tutmalıyız Fransada, bizim eskiden rüşdiye dediğimiz «ilk yüksek» tahsil derecesi Kaldırıldı. Bu tahsil, ilk mekteplerde hocalık etmek isteyen ilk muallim Mekteplerinin derecesi idi. Fransa hükümeti bu kararile, lise tahsilini Ve bukaloryayı ilk mekteb muallimli- Kl için dahi mecburi kılıyor. Bundan maksad, ilk tahsilde kültür seviyesini Yükseltmektir. İlk mektep hocaları daha kâfi derecede kuvvetli felsefi, tarihi, edebi ve ilmi bir kültür sahibi olacaklardır. Fransa Hiselerinin ilmi - felsefi kül tür bakımından bütün diğer mem- İeketlerden üstün olan seviyesi göz Önüne getirilirse, bu kararın ehem- Mmiyeti anlaşılır. ip Hiç şüphe yok ki ilk mektep mual- | limleri için bu derece zengin bir ilim Yükü istemek ancak Fransa gibi kül tür sahasında en ileri gitmiş bir memleketin - harcıdır. Bu sayededir ki dünyanın en büyük âlimleri, en i filozofları, en kıymetli mu- <idleri Prarsada yetişmiştir. Bu zenginlik her millete müyes- #er olmasa bile, küllür seviyesini Yükseltmek isteyeni yenç milletler de bunun aksinden, yani tahsil dere ©€ ve seviyesini - ameli hayata kıymet Yermek iddinsile - çok aşağı düşür- Mekten içtinab etmelidirler. Basit, pratik, süratli tahsil bir memlekette birçok iş bilen vasat Adamlar yetiştirir. Fakat bu yolu tut- Müş bir memlekette. âlim sanatkâr yetişmesine imkân yoktur. Bir mem- leketin ise, sadece okuma, yazma, he- Sab ve biraz da pratik malümatla Mücehhez insanlar | bolluğu ile yük- *elmesi maalesef mümkün değildir. Nasıl ki bir milletin sadece okuma Yazma öğrenmesi cehaletini gider- Mez. Bunlar bir-vasıtadan ibarettir. Bunun içindir ki «Çok ve çabuk» tahsil düsturu, programların azami basit ve pratik hale sokulması endi- şesi, milli yükselmenin esasi olan tam kültür meselesini göz önünden kaçırmamalıdır. Vaktile Osmanlı dev- letinin bir sınarif nazırı: «Bize Alim- er, filozoflar, şairler lâzım değile derdi. Bu düşünce tam manasile ca- hilânedir. Bilâkis bize âlimler, filo- Zoflar, şairler lâzımdır. Bir milletin asırlarca ecnebi fenni, ecnebi ihtisa- 9! ile iktifa edeceğine inanılamaz. Fenni ve ilmi kendimiz de yapmalı, kendi ilim ve fennimizden başkaları- mi da istifade ettirecek seviyeye çık- Mmalıyız. Bu da ancak, kültür seviye- Sini yüksek tutmakla olur. Akşamcı nr suan snr srmn Pazar yerleri Şehrimizin muhtelif yerlerinde ku- Tulan pazar yerlerinde et, peynir, yağ Ye saire gibi şeylerin açıkta satıldığı Ye pazar yerlerinde temizliğe rioyet €dilmemekte, bundan başka pazarın İşgal ettiği yerlerde biriken çöpler ba- Zan ertesi gününe kadar kalmaktadır. Fatih halkı, aralarında hazırladık- ları bir mazbata ile belediyeye baş vu- Târak Fatihte Çarşambada kurulan Pazarın pisliğinden şikâyet etmişler» dir. Pazar yerleri, esasen, gayet yerin- de bir maksadla kurulduğu halde bu- Talarda hakikaten temizliğe ve intiza- Ma riayet edilmemektedir. Belediye- hin bu şikâyetleri esaslı sureti? naza- Ti dikkate alarak pazar yerlerini ge- Tek intizam, gerek temizlik bakımın- dan tanzim etmesi lâzımdır. Dokuzuncu işletme Edirneye kadar bütün istasyonlar | #anzim edilecek | Devlet demiryolları dokuzuncu İş- letmesine ald İstanbul - Edirne hat Şark demiryolları kumpanyasının -€ | linde iken kumpanya yalnız hat ile mâkadâr olmakta, istasyonların gü- zelliğine, hattâ temizliğine ehemmi- yet vermemekte idi. Hat devlet demriyolları idaresine geçtikten sonra bu noksanın ikmali için çalışılmağa başlanmıştır. Sirke“ | ci istasyonundaki boş yerler bahçe ha- line getirilmiştir. Yeşiiköyde de işe tar. Bundan başka hat boyundaki istas- | yonların güzel bahçelerle süslenmesi | ve binaların göze daha hoş gelecek bir hale konması kararlaştırılmıştır. İlk olarak Avrupadan gelen yolcuların gümrük ve pasaport muameleleri ya- pılan Uzunköprü istasyonu tanzim €- | dilecektir. Hususi mezarlıklar Belediye bunların vaziyetini tedkike başlıyacak Belediye ile evkaf arasındaki ihti- lâfların hajledildiğini ve metrük ms- zarların eskiden mezarlık iken sonra- dan arsa haline konan arsaların bele- diyeye geçmesine hakem heyetince karar verildiğini yazmıştık. İstanbulda hususi mezarlıklar da vardır. Hususi mozarlıklardan mak- sad, vaktile sahibi tarafından kendi silesine vakfedilen mezarlıklardır. Bu | mezarlıkların evkafa ald olduğu ha- kem heyeti tarafından kararlaşlırı Ancak, şehrimizde vaktile muayyen bir vakıf munmelesi cereyan etmediği halde münhasıran bir aileye aid olan hüsusi mezarlıklar da vardır. Bunlar Beyazıd camil arkasında büyük Reşid paşa türbesi, Mahmud Nedim paşa türbesi gibi türbe ve mezarlıklardır. | Bu kabil mezarlıkların arazi ve bina- sı, hususi bir tasarrufla namlarına | izafe edilen zatlara taalluk ediyorsa | 6 zaman bu kabi! mezarlıklar, bu aile- nin mensupları tarafından idare edi- levek, fakat aile mensuplarından hiç kimse hayatta kalmazsa o zaman, di- ğer bütün mezarlıklar gibi, bunlar da belediyeye intikal edecektir. Bu gibi hususi türbe ve mezarlıklar şimdiye okadar belediye tarafından tedkik edilmemişti. Buna sebeb, bele» diye ile evkaf arasındaki ihtilâftı, Şim- âl bu ihtilaf, hakem heyeti kararile, halledildiğinden belediye bu hüsust türbe ve mezarlıkları tesbite başlıya- caktır. Besili kazı çalmışlar Samatyada oturan bâyan Rabia dün bir müddet evvel besiye çektiği kazının yerinde yeller estiğini görtin- | co hemen karakola koşmuş: — Kazımı komşum Kâzım çaldı... | Demiştir. Kâzım besiye çekilen ka- zı kesmek üzere iken yakalanmıştır. Boynu bıçaktan kurtulan kaz eski sa- hibi bayan Rabiaya iade edilmiştir. Gazi köprüsü 18 metreye inildiği halde henüz sağlam zemin bulunamadı Gazi köprüsünün iki başında te meller için çakılan tecrübe kazıkları zeminin çürük olmasından dolayı on sekiz metre kadar derinliğe indiril- mişti. Bu derinlikte sağlam zemin bu- lunacağı tahmin ediliyordu. Pakat belediye fen heyeti, kazıkla- ran 18 metre derinliğine kadar indiril- mesine rağmen, zeminin derecede metin olmadığını görmüş ve tecrübenin neticelerini köprünün pro- jesini yapan şehircilik mütehassısı B. Pijuye bildirmiştir. Şimdi B. Pijudan gelecek cevaba göre zemirlin ne suretle tahkim edi- leceği ve tecrübe kazıkların ne ş6- kilde yeniden çakılacağı tahakkuk | edecektir. Köprünün demir kısımlarının mu- kavele şartnamesi dairesinde inşasını temin için Almanyada bulunan bele- diye yollar ve köprüler müdürü mü- hendis B. Galip, demirlerin hazırlan- ma tecrübelerinde bizzat bulunmakta- dır, Bu itibarla Almanyadaki ikameti | bir müddet daha uzıyacaktır. Tophanede yangın Bir ahır, iki odun deposu 2 ev yandı Dün Tophanede ehemmiyetli bir yangın olmuştur, Tophanede oturan Osman kendisine aid ahırdaki hay- vanlara yem vermek için elinde bir mumla içeri girmiştir. Yanan mumu tahtaların üzerine bıraktıktan son- ra çıkıp gitmiştir. Bu suretle tahtalar tutuşmuş, ahır yanmış alevler bitişikteki iki odun de- posuna sirayet etmiştir. Odun depolarının her ikisi de yan- dıktan sonra yangın civardaki kasap Yaninin evine ve onun yanındaki Mehmedin dükkânına sirayet etmiş- tir. Bunlar da kısmen yandıktan son- ra yangın söndürülmüştür. k Dün Eminönünde Haçapolu ha- | nnın üst katında bir odada bir tahta sandık tutuşmuş, fakat alevlerin et- rafa sirayetine meydan verilmeden yangın söndürülmüştür. Motosikletten düşerek yaralandı Kuşdilinde oturan makinist Meh- med oğlu Kemal motosikletle Tahta- | minare caddesinden geçerken muva- zenesini kaybetmiş ve motosikletten düşmüştür. Kemal sağ ayağından ağır surette yaralanmış ve Nümune hâsta- nesine kaldırılmıştır. Esad Mahmud AKŞAM için yeni bir roman hazırladı SON GECE!... Büyük ve heyecanlı bir aş- kın hikâyesidir. Son Gece bu senenin en kuvvetli, en güzel romanı olacaktır, istenildiği | ŞEHİR HABERLERİ Belediye imar imüşaviri de Yeni- i kapıya taraftar Şehircilik müt müstakbel nir Ilmamını Yenikapı- da yapmak fikrinde olduğunu ve ha- zarladığı avan projede yeni liman ile müştemilât ve Leferrüatına alt tesi- satı da gösterdiğini evvelce yazmış* tak, İktisad vekâleti, İstanbul llmanının mümkün mertebe kısa bir zamanda meydana gelmesine karar vermiş ve bu maksatla tedkikala başlamıştır. B. Proste henüz şehrimize dönmemiş olduğundan B. Vagner, hükümet tarafından y ilan davet üzerine Ankaraya giti ve İstanbulun müstakbel limanı hak- kında iktisad vekâletine bir rapor vermiştir. B. Vagner, şehrimizde yapılacak limanın genişliği, ihtiva edeceği Lesi- tas ve mahalli hakkında mütalâası- ni bildirmiştir. Haber aldığımıza göre B. Vagner de limanın Yenikapıda yapılması fikrini İ müdafaa etmiştir. Ipek çorab i Yeni liman i garib bir vaka Evvelki gün Fetih - Harbiye tram- vay arabalarından birinde garib bir vaka olmuştur. Sirkecide tramvaydan inmek istiyen orta yaşlı bir zat vago- nun ön kapısına doğru yürümüştür. Tramvay arabasi çok kalabalık oldü- ğu için, kendisine müşkilâtla yol açan bu zat iskarpinile en ön sırada oturan bir genç bayanın ayak bileğine çarpa- rak şık ipek çorabının yırtılmasına se- beb olmuştur. Bunun üzerine genç bayan hiddetle ayağa kalkmış: — Dikkat etsenize çorabımı yırttı- nız... diye bağırmıştır. Adam: — Affedersiniz. diyerek tramvı dan aşağı inmek istemişse de genç ka dın; — Olmaz.. çorabımı ödeyeceksiniz... diye diretmiştir. Kazayı yapan zat: — Nasıl olur?.. Demişse de kadın: — Olmaz.. ödeyeceksiniz... diye israr etmiştir. Bunun üzerine adamcağız küçük i bir tereddütten sonra; — Pek âlâ. öderim.. öderim amma bir şartla... Parasıni vereceğim çorabı | çıkarıp bana fade edersiniz. demiştir. Bunun üzerine de çorabi yırtılan kadın şaşırmış: — Nasil olur? gelmiştir. Çorabı yırtan erkek: — OÖyleya... Parasını verdiğim ço- rabı niçin almıyayım?.. Parayı verin- ce, siz de çoraplarınızı burada çıkarır, bana verirsiniz. 'Demiştir, Bu vaziyet karşısında genç bayan yırtılan çorabını ödetmeklen vazgeç- Demek sirâsı ona belediye imar müşaviri | Fatih-Harbiye tramvayında! Yanlış görüş Dilimizde «Adı çıkacağına canı çık- sın.» diye bir söz vardır. Çok doğ- rudur. Geçenlerde bir tabiat âli- minin hayvanlara dair makale- sini okudum. Makalenin mevzuu hayvanlarda aşk... Hayvanlarda en çok yeti olanların en başında ördekler ve kazlar geliyorlarmış... Tasavvur edin kaz ve aşk kelimesini. şimdiye ka- dar kazın hayvanlar arasında uçarı çapkınlığı ile meşhur olduğu aklım» za gelir mi idi? Meğer © ne Don Juan, 6 ne çapkın- mış... Halbuki bizde «kaz» kelimesi Adeta abdal, salak, budala kelimele- rini bir arada toplhyan bir söz gibi kullanılır. Ve kaz gözlerimizin önü- ne hayvanların en salağı, en abdalı, €n sümsüğü, en budalası gibi gelir.. Vakın çapkınların hepsi de zeki mahlüklar değildir. Lâkin uçarı de recede çapkınlık etmek için her hal- de nz çok zekâya ihtiyaç vardır. De- aşka kabili- İ mek kazda oldukça zeki hayvandır. Zeki olmasa öyle uçarı çapkınlık ede- bilir mi? Öyle canlar yakar mı? Hakikaten o bilhassa hayvanlar hakkında körü körüne, hiç olmuya- cuk bazı fikirlerimiz var. Bunlara saplanmış kalmışız. ö Eski gazeteci B. Ahmed İhsanm «Rolan Dorjeldes» den tercüme ettiği bir kitap okuyordum. Burada denk liyor ki: Az yemek yiyen bir genç kızdan bahsedilirken: «Serçe kadar bile ye- mek yemiyor, derler. Bir kere şunu bilmeli, serçe cüssesine göre dünya- nın en çok yemek yiyen malükudur. Eline ne geçse tıkınır, yedikçe semi- Tir, bazan semizlikten uçamaz bir hale gelir. Az yemek yiyen genç kır bir danaya benzetilse daha muvafık- tır. Çünkü dana büyüklüğüne göre pek az yer. Fakat az yemek viyen güzel bir matmazel için: — Dana gibi az yiyor. desek der- hal kızdırır ve çehresini cattırırız.» Hakikaten doğrudur. Biz insanlar papağan gibi eskiden bllediğimiz şekilde dünyayı, ve etrafımızdakileri görmeğe o kadar alışmışızdır ki. amma görüşimüz yanlışmış.. Aldı ran kim? H.F m a e mam Vapur eşyasını çalanın tevkifi Deniz işletme idaresinin Sadıkznde adındaki vapurunda çalışan Nuri adında biri vapurdan on bir tane battaniye, tabak, çatal, kaşık ve saire gibi birçok yemek takımları çak mış, bunları satarken yakalanmıştır. Dün Sultanahmed birinci sulh ce- za mahkemesinde sorgusu yapılan Nuri tevkif edilmiştir. Çalınan bir sened bulundu Tophanede bir apartımanda oturan Şükrü adında biri Beyoğlu merkezine müracaat ederek tanıdıklarından İb- rahimin kendisine ald 675 liralık bir senedini çaldığını söylemiştir. İbrahim yakalanmış, sened buluna- rak elinden alınmıştır. Halicin temizlettirilmesine katar verildi Haliçte yapılacak olan yeni tersa- nenin inşası münasebetile uzun Se- nelerdenberi el sürülmiyen Halicin temizlettirilmesine kati surette ka- rar verilmiştir. Bunun için Avrupa dan bir mütehassıs getirilecektir. Temizleme ameliyesine önümüzdeki yaz başlanacaktır. lanan projelere bakılırsa Yeni İstanbul limanı pek mükemmel piacak bay Amca... ... Limandaki modem tesisat nasıl olmalı bilmem... ... Fakat liman, İstanbulun geniş sildetine uygun bir şekilde... 'B. A, — Küçük yapılsa daha iy olur sanırım, iki tüccar gemisi, üç yolcu vapuru ile kalabalık görünür!...