1, AEŞAMDAN AKŞAMA: o ————— 21 Mart 1937 Çok uzak istikbal için çalışmak zevki Londranın (parkları meşhurdur. Oradaki yeşil çimenler dünyanın hiç bir yerinde yoktur. ! Bir İngilize sormuşlar: Bu güzel çimenlikleri nasıl yetiştirdiniz? - Gayet basit! demiş: Toprağı dü- zeltirsin, silindir geçirirsin, çim eker- #in, çimler büyür, kesersin, tekrar si lindir geçirirsin, çimler büyür, tek- rar kesersin, ve bu ameliyeyi yüz s6 ne yaparsın. Bir İngiliz için, ancak yüz yıl son- ra güzel olacak bahçeyi bugünden yapmıya başlamak en basit iştir. İn- gilizler, bir asır, iki asır önceki gay- #etlere ve ananelere dayanarak, yüz yıl, iki yüz yıl sonraki eserleri düşü- nerek çalışırlar, Kuvvetleri bundadır. Bugünün kudreti dünde, değeri ya- rındadır. İngilterenin ananeye bağlı. lığı, hayatta ve siyasette sürekliliği bundan ileri geliyor. Bu zihniyetin taklide değer tarafı çoktur. Dahiler müstesna, bir insan ömrünün büyük eserler, büyük ser- vetler yaratması ne derece imkânsız ise, bir millet için de bir tek neslin imtidadı bütün bir. ülkeyi refah ve ümrana kavuşturmağa o derece kifa. yetsizdir. Millet içinde izlerin ve eser- lerin devamı, nesilden nesle miras kalması lâzımdır. Büyük millete ya- | Taşan, terhiyede bu zihniyeti vermek- tir. İçti miyetin bağlılığını arttırır. Hiç bir çalışma, didinme, fedakârlık bir fer din kısa ömründe tam verimini vere» mez. Dünden yarım kalan eserleri yarına tam olarak bırakmak düşün- cesi büyük medeniyetler doğurabilir, Yeni "Türkiyenin çalışmasını, bu- gün katlandığımız fedakârlıkları, sırf kendimiz sağlığımızda neticesini gö relim ve istifade edelim diye telâkki etmiyoruz ve etmemeliyiz. Her başla- dığımız ve başardığımız işin, biz- den yüz sene sonra geleceklere yarı- yacağını ve onların da kendilerinden bir asır sonraki insanlara nasıl yarı yacağını düşünerek çalışmak zevki- ni vermek lâğımdır. Bunun zıddı gö- | çebelik ve türediliktir. Bu iki zihni yet arasındaki fark, bir harb zengi ninin hiç yoktan bir günde döşediği en zengin evle, bir İngiliz kibarının asırlardan kalma eşya ile bezenmiş evi arasındaki asalet ve şatafat far- kına benzer, Yeni ve çok zengin mll- let olan Amerikalılar, milyarlar sar- fediyorlar, en küçük bir Fransa veya | Mısır müzesi satın alamadılar. yetişen nesle, o kendilerinin erişemiyeceği uzun istikbal için çaliş- mak zevkini vermeliyiz. Yeni Pencereden düştü Beşiktaşta Kılıçalide olüran B. Abdullahın oğlu Adil, dün evinin pen- ceresinden - bakarken müvazenesini kaybederek düşmüş ve ağır surette yaralandığından Beyoğlu hastanesine kaldırılmıştır. Kadıköy dispanseri Maydarpaşada Nümune hastanesi faaiiyette bulunduğu “ için “vilâyâtin Kadıköyündeki dispanserinin lâğvine karar verilmiştir. Dispanser, önü- müzdeki -hazirandan itibaren faaliyo- tüni tatil edecektir. İdman sonra tekrar satılmak üzere 15 *pılır, konsoloshaneye davet edilen AKŞAM Kile mezarları | Sultanahmedde esrarlı bir ölüm vakası Polisler tarafından hastaneye kaldırılan Mustafa 2 saat sonra öldü Belediye ücret tarifeleri hazırladı Belediyenin Zincirlikuyuda tesis etmeğe karar verdiği yeni mezarlık sahasının etrafı geçen sene duvarla çevrildiği ve bu sene de mezarlık için- deki tarlalar tanzim, içine bekleme, gasilhane, memur ve bekçi binaları yapılacağından ölü gömmesine baş- lanacaktır. | Mezarlığın büyük bir kısmı umu- | ma, bir kısmı da para ile yer edinmek istiyenlere tahsis edilecektir. Bu maksatla belediye, şehir mecli- sinin nisan toplantısına verilmek üze- | re İki tarife hazırlamıştır. Bu tarife, ! aile mezarlığı için satılacak yerlerden alınacak ücretlere aittir. Bu yerler de üç sınıfa ayrılmıştır. Bir cenaze için ve muayyen bir Zâ- lira, gene cenazeye mahsus olarak | fakat zamanla mukayyet olmıyan yer- ler 30 llralık yerin etrafı ailesi tara- bu 30 liralık yerin etrafı #ölesi tara- fından parmaklık gibi münasip bir şekilde çevrilebilecek ve kilidi, anah- tarı olacaktır. Bundan maada, başka bir tarife da- bilecek derecede daha geniş yerler, gene zamanla mukayyet olmak üze- re 50 liraya satılacaktır. Aile mezarlıkları hazırlanan tarife ile bu suretle satılacaktır. Bundan başka, başka bir tarife da- ha hazırlanmıştır. Bu tarife ilede mezarlığın umuma mahsus kısmına gömülecek ölülerden almacak gömme parasına aittir, Nevruz Bu yıl Muharrem ayına rasladığından İran konsoloshanesinde merasim yapılmıyaacak Bugün eski takvime nazaran ba harın ilk gününe tesadüf etmek itiba- rile «Nevruz» dur. Eski bir ananeye göre baharın ge- lişini tesid etmek üzere o gün tatlı yemek; ağzını tatlılandırmak, bu $u- retle bir sene müddetle tatlı söz söy- lemek ve mesud bir ömür sürmek mümkünmüş. <Nevruziye» ismi veri- len tatlı da sırf bu maksadla yapıl- mıştır. Her sens İran başkonsoloshanesin- de Nevruz münasebetile merasim ya- İran tebaası ve diğer misafirler izaz edilirdi. Fakat bu sena «Nevruz» uf mü- harremi ayına tesddüf etmesi ve İranlı dostlarımıza göre de muharrem ayı din! -matem ayı olduğundan bu mü tad merâsimden bu sene için sarfına- zar edilmiştir. İ | taaddid defalar Mehmed Aliden iste- | | diği halde bir türlü almağa muvaf- | | landiğından Balat hastanesine kal Müddeium' lik esrar vakasının tahkikatına Vaka şudur Alemdar polis merkezi devriyeleri dün gece sabaha yakın ortalık ağar- mağa başladığı sırada Sultanahmed parkının yanından geçerlerken tel ör- gülerin arkasında otlar arasında bir karaltı (o görmüşlek, (içeriye (o gi- rince boylu boyuna uzanmış olan bir adam ile karşılaşmışlardır. Yerinden kımıldanamıyacak dere- cede baygın bir halde yatmakta olan | bu adam derhal bir otomobille Cerrah- | paşa hastanesine kaldırılmış ve keyfi- yet müddelumumiliğe bildirilmiştir. Hastanede yapılan muayenesinde bu adamın vücudunda kurşun ve bıçak yarası bulunmadığı, fakat kendisinin ölüm halinde olduğu görülmüştür. | bir ölüm | el koymuştur. Üzeri aranınca cebinden bir nüfus kâ- jıdı çıkmıştır. Bu nüfus kâğıdından Mehmed oğlu-Mustafa adında biri ol- duğu anlaşılmıştır. Mustafa, otuz beş, kırk yaşlarındadır. Kıyafeti pek düz- gün değildir. Kendisi söz söyliyemiye- cek bir vaziyette olduğu için neden bu hale geldiği ve parka ne suretle girip bayıldığı da anlaşılamamıştır. Has- tanede yapılan bütün tedavilere rağ- men Mustafa ancak iki saat yaşıyabilmiş ve bir tek kelime bile ko- nuşamadan ölmüştür. Adliye doktoru B. Salih Haşim a- kadar | rafından görülen llzum üzerine Mus- | Motrgda yapılacak otopsi neticesinde Mustafanın ölümünün sebebi anlaşi- caktır. Müddelumumilik ve zabıta tahkikata devam ediyor. Bir cerh vakası Bekçi, para meselesinden bir kişiyi yaraladı | Bir mahalle bekçisi, dün bir ya- ralama suçu yüzünden tevkif edil- | miştir. Bekçinin tevkifini icab etti- | ren vaka şudur i i Tophanede Bostanbaşı - mahalle- | sinin Kadirler sokağı bekçisi Ali ile | bü sokakta oturan Mehmed Ali is- minde birinin arası, ötedenberi bek- çi perası yüzünden açık bulunmak- tadır. Bekçi Ali, bu aylığı da gene mü- fak olamamış, bu yetişmiyormuş gi- bi, sıksık da onun hakaretine maruz kalmıştır. Dün, bekçi Ali ile Mehmed Ali tek- | rar bu münakaşayı tazelemişlerdir. Kavga büyümüş, bekçi Ali de hırsi- ni yenemiyerek Mehmed Aliyi birkaç yerinden oyaralamıştır. 'Tahkikata zabıta ve adliye el koymuş, yaralı Beyoğlu hastanesine (kaldırılmış, bekçi de nezaret altına alınmıştır. Mangala düşerek yaralanmış Galatada Arab camiinde Abdüs- selâm sokağında oturan bayan Mü- zeyyenin çocuğu Nevin, dün anası. nın odada bulunmadığı bir sırada mangala düşerek müteaddid yerle rinden tehlikeli surette yanmıştır. | İşe el koyan zabıta, Nevini Etfal hastanesine kaldırmış, anasi bayan Müzeyyenin de bu işte ihmali tesbit edildiğinden hakkında takibata baş- lanmıştır. e Tehlikeli bir cerh Ayvansarayda oturan Yako ismin de bir musevi çocuğu sokakta oynar- ken düşmüş ve tehlikeli surette yara» dırılmıştır. Tıp fakültesi Bir dahiliye kliniği daha kurulacak 'Tıb fakültesi doçentlerinden doktor B. Muzaffer Esad Güçhan, dahiliye birinci kliniği profesörlüğüne terfi etmiştir. Haber aldığımıza göre önümüzdeki tedris yılından itibaren Tıb fakülte- sinde mevcuda ilâve olarak üçüncü bir dahiliye kliniği daha tesis edile- cektir. Şimdiki kliniklerden brinin başında ordinaryüs profesör B. Neşet Ömer, diğerini de ordinoryüs profesör Frank idare etmekte idi. Bu sene te- sis edilecek yeni kliniğin başına teda- vi usulleri profesörü B. Akil Muhtar getirilecek, ayni zaman- da tedavi kürsüsünü de muhafaza edecektir. Belediye kooperatifinin istikrazı Belediye kooperatif müdürü B. Ba- ha dün akşam Ankaraya gitmiştir. B. Baha Ankarada Ziraat bankasile temas edecek ve bankadan 100 bin 1i- ralık bir istikraz akdine çalışacaktır. Bu para ile kooperatifte âza bu- lunan memurlara ikişer maaş nisbe- tinde bir avans verilecektir. Geçen sene de bankadan 60 bin lira alınmış ve müddeti nihayetinde bu para bankaya ödenmişti. ilk göçmen kafilesi Bu sene Romanya ve Bulgaristan- dan memleketimize gelecek olan göç- menlerin ilk kafilesi 10 nisanda Ilma- Dımıza vâsıl olacaktır. Bu sene memleketimize gelecek göç- menler kısmen Trakyaya, kismen de Anadolunun münasip mıntaklarına iskân edileceklerdir. Göçmenlerin memleketimize nakli için icab eden tedbirler alınmıştır. İ tafanın cesedi morga kaldırılmıştır. | | dının karşısında © Sahife 3 Bir çırp Erkeğe hürmet Tramvayda müthiş bir sarımsak kokusu vardı.. koku ta önümdeki si radan geliyor... Bu sırada iki erkek konuşuyorlar... Biri diyor ki: — Birader.. kusura bakma... Ağzım biraz sarmısak kokuyor, fakat aldı rış etme... Bilirsin, ben pastırmalı yü- murtaya bayılırım.. bu canım İs- tedi, Düşündüm... Öğl kadınla filan görüşecek, konuşacak değilim. onun için sarmisaklı şey yö mekte hiç mahzur yok.. madem ki ka- en sonra bir İ dınla konusmuyacağım, ağzım koka- bilir.. ve yerim.. Ağzı sarmısak kokan zat bu sözü söyledikten sonra beni bir düşünce dir aldı... Çoğumuzda bir cerkeğe hürmetsiz. lik» hissi var. Ve bu his oOmaale sef bizde o derece kuvvetli ki Şu sarmısak kokulu zatın sözlerine kü- lak verdiniz mi? — Madem ki bir kadınla konuşmı- , m, istediğim gibi ağzımı kokü- tabilirim.. Binaenaleyh o pastırmalı yumurtayı yerim... Erkeğe karşı bundan bi metsizlik, saygısızlık olamaz. Adamcağız «erkek» denilen ş*yi İn- sandan bile addetmiyor. Sarmısak, ve yahut başka kokulu bir şey yerse er. kek rahatsız olur mu? Olmaz mı? Onun da kadın gibi burnu ve iğren- me kabiliyeli var mı? Yok mu?.. Ak dırış bile ettiği yok. O pastırmalı yumurtasım yemeden evvel ancak şöyle düşünüyor: Bir ka- dınla konuşacak mıyım? Konuşma yacak mıyım?.. Pastırmalı yumurta yersem bir kadına karşı hürmetsizlik edecek miyim? Etmiyecek miyim?.. Ama kokulu ağzile bay Ahmedle, | bay Mehmedle, bay Selimle konuşa- cakmış.. kimin umurunda?,. Bunlara karşı bir hürmelsizlik mevzuu bahis bile değil... İşin asıl garibi erkeğe kar- şı bu hürmetsizliği bizzat gene erkek- İ lerin yapması. Kendi kendimizin itibarını yok edi- yoruz. Ve bu hürmetsizlik hissi gün- den güne çoğalıyor, günden güne bil yüyen bir tehlike şeklini alıyor. Ben doğrusu istikbalimizi tehlikeli görüyorum. Bir zaman gelecek, bu hürmetsizlik o derece artacak ki biz erkekleri herkes hiçe sayacak, zerre kadar itibarımız kalmıyacak... Biz er- kekler böyle kendi kuyumuzu kendi- miz kazarsak halimiz dumandır. Uza- Ea gitmeğe hacet yok.. bugün bir ka- yapılması büyük hürmetsizlik addedilen hesapsız hare- ketleri pek âlâ bir erkeğin önünde yapmakta hiç bir mahzur görmeyiz.. Ne oluyoruz?. Erkeğe hürmet iste- riz. — HE, mesa Bir doçentin tezi yarıda kaldı Tıb fakültesi ordinaryüs profesör lerinden Doktor B. Frankın doçenti B. Ekrem Şerif - Ekmeli, evvelki gün bir derece daha terfi etmek üzere ha- ırladığı tez etrafında imtihan verir- ken vaktin gelmesi üzerine üniversi- te rektörü -B. Cemil Bilsel doçentin dersini kesmek istemiş, fakat B. Ek- rem Şerif henüz tezini tamamile izah edemediğinden imtihanda bulunan tab talebesi rektörün bu müdahalesi- ne itiraz etmişlerdir. Rektör salonu terk etmiş ve doçent te tezini bitireme- Daimi Fotograf Müsahakamız Amatörlere mahsus daimi fotoğraf müsabakamızın bu haftaki seçiminde (Üçer liralık kitab) hediyemizi kâzaranlar: 1 — Bandırma otta okul “No. 32 O, Umut, 2 — Ankara AKINA caddesi Gündüz sokağı No. 2 Hülüsi Suat Ay, 3 — Kasımpaşa Vedad, 4 — Çemberlitaş Güzel apartman 2 Kemal, aklen Ema Za ZE amaa