Her akşam bir hikâye mütercim ına âlâ hi- Sen macarca biliyor musun? di ye sordum. — Ya! Öğrendim? Bu kı kâye, — Peki, öyle ise, şurada bana bir kahve içir, hikâyeni da anlat! İrfan başladı: — Böyle bir mucizeyi ancak aşk ya- pabilirdi. — Ne mucizesi? Macarca gibi zor bir lisanı öğ- renmek mücizesi. Bir gün sokakta kumral, zarif bir genç kız gördüm. Birdenbire, bir kibrit gibi tutuştum. ne düştüm. Öksürdüm, t para etmedi. Kız başı yüzüme bakmadı. Yü- y © Yanına yaklaştır Tâf attım. Aldırmadı Adres soruyormuş gibi ndım Söylediklerimi dinlemedi bile. Bir de ie macarca bi te görünce, İşi anladım. Türkçe bilmiyordu. Kız davr Mah kullan!» ta ama insan kalbi Hem Macarlarla & değil miy arkasından koştum, a kelime bitirsem hepsini sa- Tp dökmeğe başladım! Bela Kun ayna Jauos, pengö, çardas, seret Tek... Kız ürktü, korktu. Birdenbire mer- diyene doğru koştu ve kaçtı — Mutlaka : Doğrusunu an sahiden Zi- vanadan çıkmıştım. Asıl delilik de ar- kadan geldi. Bu kızla konuşabilmek için, kendisine aşkımı ani İçin macarca öğrenmeğe ba Bravo! Doğrusu büyük şe: Hakikaten ö annetr tabilmek Belsinler de macarca. ile düello etsin- ler bal Kendi kendime: Yanın en büyük bir aşk del tereceğim. Zaten başladı, Bunu da Ne vakit b Her gün. Yaln tesna. Her gün ko Ona refakat ediyor. karşı kaldırımdan Tamımı İyice ifade ede den kendisine bir şey Karar vermiştim. Yalnız uzaktan şap- ka ile bir selâm vermeyi kâfi görüyor. dum, O bir tebessümle bana mukabe- n, dün- ini gös- bona gülümsemeğe m rları müs- latoya kadar . Maamefih, Kendisine bir | | Macarcayı nasıl öğrenmiş 5 le ediyor, hi- | kızın yanı i sayıp dökm yordu yet nam Yalnız keğin refak kek ona bir 7 çok esmer bi rdüm, Bu er- r kon- solosu akt Dereden anladın? Düşüne düşüne böyle tahmir ettim. Nihayet bir gün, zihnim a gidip © te başladın Matmazel, daha ilk gününden beni Kendinize çılgınca meftun ettiniz. Türkçe ile hissiyatımı size ifade et meğe imkân yoktu. Çünkü anlıyamı- yacaktınız. Size aşkımı ifade edebil mek için macarca öğrenmeğe mecbur oldum Genç kız güzel bir türkçe ile sözle- rimi kesti: Affedersiniz efendim, dedi lediklerinizin bir kelimesini bile anla- mıyorüm — Nasıl? Kendi dilinizi anlamıyor musunuz? Siz Macar değil misiniz? Şaşırdınız m? Ben Türküm ca- Sö ik ne hale girdiğimi tas edebilirsiniz. Genç kız kahkahı gülmeğe o başlamıştı. Hem hem: gülü diye bir Fakat — Affedersiniz. İki ahi filim var, tıpkı ona be bu daha komik! diyore Alık olmadığımı ona İ tedim. İlk defa türkçe söylediğ kit neden süküt etmişti? Neden anla mıyor gibi di — Ciddi bir kız her söze cevap ver- mez, dedi. — Ya elinizdeki Macar gazetesi? — O bir tesadüftü Eh ben bunu nereden tahmin ede- bilirdim? Hem Macar konsoloshanı sinde kâtip değilmiş. Ayni apartıman- da oturan bir avukatın yanında çah- şiyormuş. — Peki, bu hikâyenin sonu ne ol- du? Artık anlaşmağınız mı? Yaptığın bu fedakârlığa mukabil sana bir bu- se bile vermedi mi? — ©! Çok! Ben gene peşini bırak- mıyordum. Beni gördükçe al i yordu — Ne ahıklık! diyordu öğrenmek kolay bir işmi? Sonra, bir akşam: Beni dinle, iki gözüm, dedi, Bir kaç kelime macarca bilmek belki be- nim de işime yarıyacak, Bana macar- ca öğretir misin? Her derse bir buse. Daha fazla yok ama... Çünkü ben ? muslu bir kızım. Anladın mı? İşte bu suretle onun macar cası oldum. Macarcanm ne ını bir türlü anlıyamıyordum. Bunun sonradan farkına Yardım. Bir gün bana macarca bir mektup müs. veddesi vererek bunu tashih etmemi Macarca KEMAL REİSİN İSPANYA DÖNÜŞÜ Yazan: İSKENDER F. SERTELLİ ame eek — Bu nasl delilik?! Herifçik biz- den akılı görünüyor. Söylediği söz- ler bir delinin ağzından çıkamaz. Haydi, götürün bunu anbara ve ba- €aklarına zincir vurun! Rahip Ciyovaniyi tekrar anbara Bötürürlerken, Kemal reis kaptanın kulağına su sözleri fısılda Muşta: — Ben bu herifin bakışlarını be- Benmedim. Gözle kaş arasında kaç- Mağa yeltenecek gibi görünüyor. — Çok iyi düşündünüz. Kâfirin Mattâ kollarına da zincir vurmalı. se. BENGAL KÖRFEZİNDE GARİP BİR HADİSİ Türk donanması körfezde demirle- Miş ve Türk akıncıları istirahate çe- kilmişti, Kaptanından kürekçisine herkes yorgundu. Kemal rels, ortalık biraz durulduk- D sonra, Hüsrev reisi sorguya çel eğe ve ateş emrinin yedek filoya ne- vaktinde ulaştırılmadığının 8e- İni sormağa karar vermişti, Bu sırada gizli bir konuşmaya şa- | İ Receb | No 126 hid olan Karacanın da Kemal reise mühim diyecekleri vardı. Kemal reis kamarasında uyuyordu. Rahip Ciyoaninin baş anbardan akseden mânasız gürültüsünden baş- ka bir ses işitilmiyordu. Karaca sahile inince neler duymuş- tu? Kemal reisi uykudan uyandırmak istiyen Karacanın ne derdi vardı? Karaca güvertede dı: — Kemal reisi uyandırmak istiyo- rum — Niçin? — Mühim haberler duydum.. ken- dişine söyliyeceğim. — Nedir o mühim haberler baka- yım? İlkönce bana söyle, Karacam! — Ben, senin her şeyden haberin vardır sanıyordum. Meğer sen de duymamışsın?!.. — Neyi?. — Malkanın düşman eline geçişi- ni. Rüstem hayretle bağırdı: — Ne diyorsun? Uyumadan rüya mi gördün yoksa?.. Rüsteme rasla- 10 Mart 937 Çarşamba Öğle neşriyatı — 12,30: Plâkla Türk | « 12,50 Havadis, 13,05 Muhte neşriyatı, 14 Son. ırki ları Saat i 2,16 Ajans ve si günün prog- ramı, 22,35 Plâkla sololar opera ve ope- ret parçaları, 23 Son. Ecnebi İstasyonların Bu Akşamki En Müntehap Programı Milano (368,6) sanat 22 (Massenet) nin Manon operası. Sesla tiyatrosun- dan nakil. Peşte (549,30 20,30 Marta operası. Kırali operadan nakil, Prag (470,2) 21,10 Filarmonik orkestra. Viyana (506,8) 2140 Askeri Bando. Strasburg (3492) 2230 Konser. Frankfurt (251) 1 Gece konseri. Var- şova (1339) 22 Chopin musikisi, Yal (2473)-21 «Rezacis bir perdelik kome- di. Berlin (356,7) 21,50 Muhtelif şar- kılar. Londra (kısa dalga) 21,45 Sen- fonik orkestra Dans musikisi Brüksel II (321,9) saat 23 - Paris P. P. (312,8) 24 - Londra (kısa dalga) 18,50 ve 19,15 Hi Mart 937 Perşembe istanbul — Öğle neşriyatı! 12,80: ia Türk musikisi, 12,50: Havadis, Muhtelif plâk neşriyatı, 14: Sor 18,30 Plâkla dans musikisi. 19,30 Çocuk esirgeme kuru- mu namına konferans. 20 Sadi ve ar 1 fmdan Türk musikisi ve Hal arı, 20,30 Ömer Rıza ta- rafından. Arabca söylev. 20,45 Safiye ve arkadaşları tarafından Türk müsi- kisi ve Halk şarkıları. Saat âyarı. 21,15 Orkestra. 22,15 Ajans ve borsa haber- leri ve ertesi günün programı, 2235 Plâkla sololar ve operet parçaları, 23 SON. na a vu Dr. Bâzım Pekin Cerrahpaşa hastanesi sabık Cildiye Zühreviye mütehassısı Beyoğlu, İngiliz Sefareti karşısı No. 26 MEAAAA 13,05: Akşam neş rica etti, Bir Macar firması kendisine İyi bir teklifte bulunm Şimdi ma- tâ öğrendiği için muvafakat ceva bi vermek istiyormuş. — Ne işi imiş bu? Dostum içini çekc Zevcelik! dedi. Sonra cebinden bir gazete parçası çıkararak bana uzattı, Macar konsolosu ile Perihan hanımın evlendiklerine dair bir fıkra... Hikâyeci ek Hayır, Rüya değil. Bizim arka muzdan iki balıkçı kayığı geldi bura- ya. Onlar vakaya uzaktan şahid ol- muşlar, İspanyanm kara ordusu bi- zim Orü ayrıldığımız saatlerde Malka kalesinden içeriye girmiş. — Bunu kayıkçilar mı söyledi? — Evet. Hem de yalan değil. Çün- kü bu kayıkçıların İkisi İspanyol de- gil. N — Ya nedir? Müslüman m1? - Hayır. İspanyol düşmanı iki Ka- Titalı.. Bu felâket haberini Kemal reise İlkönce sen vermek istedin demek? Haydi işine git, Karacam! Amiralin gözünden düşmek niyetinde değilsen, bir kenara çekil, yat.. sen de herkes gibi uyu! — Ya sen.. neden uyumadın şimdi- ye kadar? — Ben mühim bir işle meşgulüm.. uyku yok gözümde. — Bü dakikada uykudan mühim ne olabilir? Beş gündenberi gözümü- ze uyku girmedi.. haydi sen de yat öyle ise. Fakat, sen Malkanın düştü- üne inanmamış gibi göründün.. ni- çin? 4 İnansam da inanmasam da fay- dasız. Malka bugün değilse yarın düş- man eline geçmeğe mahkümdur. BORSA Istanbul 9 Mart 1937 (AKŞAM KAPANIŞ FİATLERİ) Esham ve Tahvilât İst. dahili © 96,75 Kuponsuz 1933 » Müessis 83,— istikrarı 99,—İT.C. Merkez Ünitürki 19,90,—| Bankası u 5İ Anadolu his. ni Mümessil I » N ». İş Bankası 97,25 722,60 6,50 11,50 14,60 10,90 1,10 , 42,50 39,80 Te Çimento İttihat değir. 10,50) Şark Para (Çek fizileri) Parla o 17,43,25) Prağ Londra 614,—| Berlin ME 79.35,—| Madrit ne — 15,10,10 Atina çi Paleret Cenevre © 3,48,50 Zet Brüksel © 4,71,25) Peng9 Amaterdam 1,45,25| Bükreş Sofya oo 64,65,57| Moskova ema Ticaret ve zahire borsası 9 Mart fiat ve muameleleri 1 — İtbalât: Buğday 153, arpa 15, çavdar 15, kepek 45, mısır 15, kapbca 7, afyon 3/4, kıl 1, K, ceviz 7, fasulye 98, yapak 44, iç ceviz 6, ün 65, iç fm- dık 26, tiftik 12, kendir tohumu 10 ton. İhracat: Yapak 6 ton 2 — Satışları Buğday yumuşak kilosu 6 kuruş 10 paradan 6 kuruş 15 paraya kadar, bui day sert kilosu 6 kuruş 16 paradan, ar- pa kilosu 4 kuruş 26 paradan 4 kuruş 30 paraya kadar, çavdar kilosu 4 kö ruş 25 paradan 4 kuruş 27 1/2 paraya kadar, mısır sarı kilosu 4 kuruş 29 pa- radan, süsam kilonu 18 kuruş 10 pa- radan, afyon ince kilosu 570 kur iş ceviz kilosu 35 kuruştan 40 kuruşa kadar, yapak Anadol kilosu 57 kuruş- tan 63 kuruşa kadar. peynir kaşar ki- osu 36 kuruştan 39 kuruşa kadar, zer- deva derisi çifti 5000 kuruştan 5200 kuruşa kadar, 24 kuruştan. 3 — Telgraflar: Londra Mısır Lâplata mart tabmili korteri 24 Şi, 9 Pe. Ki 3 Kr. 49 S& Londra keten tohumu Lâplata mart tah- mili tonu 12 Ster. Ki. 7 Kr. 26Se., An- vere arpa Lehistan mart, nisen tahmili 100 kilosu 129 B. Frank Ki. 5 Kr. 48 Sa. Liverpuhl büğdeay 'mart tehmili 100 ibresi 8 Şi. 8 1/4 Pe Ki 5 Kr. 89 Sa., Şikago buğday Hartvinter ma- yıs tahmili büuşeli 136 sent Ki, 6 Kr. 29 Sa, Vinipek buğday Manitoba ma- yıs tahmili buşeli 128 7/8 sent Ki 5 Kr. 96 Sa,, Hamburg iç fındık Gire- sun derhal tahmil 100 kilosu 157 R. Mark Ki. 79 Kr, 49 Sa, Hamburg iç fındık Levan derhal tahmil 100 kilosu 156 R. Mark Ki. 78 Kr. 98 Sa 22,80,13 197,68 11,49,84 44,69, — 4,18,56 4,39,75 108,79,50 24,37,50 tavsan derisi adedi Sağır, mundan Kurumumuzun davalarını görecek bir iplomalı avukat ile bir daktilo bayana tiyaç vardır. - Talip olanların Ankara esddesinde vilâyet karşısında dilsizler kurumu başkanlığına müracaat etmeleri rica olunur. dilsiz ve körler köruma kuru. kat, sen ne ile uğraştığını, neden hi- lâ gözüne uyku girmediğini söyleme- din bana!.. Rüstem, Karacanın kolundan tut- tu: — Benimle karaya çıkar mısın? — Şarap içmeğe mi?. — Bulursak onu da içeriz. — Bulmazsak?.. — Vakit geçirecek başka eğlence var, — Ne diyorsun.. eğlence mi? - Haydi yürü. Fazla bir şey sorma! — Gehe kandırdın beni, Rüstem! Vallahi sen yaman adamsın be! ... Küçük bir meyhanede akşam güne- şi batıncıya kadar içtiler. Karaca hâlâ Rüslemin nereye gi- deceğini bilmiyordu. Sulara esmer gölge düşünce kalk- tılar, Köyün tenha bir sokağında kü- çük bir evin önünde durdular Bu sırada Karacanın kulağına ha- gin bir kitara sesi aksetmişti. Rüstem yavaşça arkadaşının kula- ğına fısıldadı: — Buraya İspanya asılzadelerin- | den büyük alleye mensup güzel bir kadın saklanmış. -— Nereden gördün sen onu? — Yerli bir müslüman haber ver- Karaca ayrılırken murıldandı: — Ben derdimi söyledim sana.. fa- di., Karaca inanmak istemedi: İ nin İş. B. Hamiline 10,50| amaaa Üsküdar Birinci Sulh Hukuk Mahke- mesinden : Müddei Fatma ile Fethiyenin Ş müştereken mutasarrıf oldukları Üs- küdarda Selmanağa mahallesinde Bos bir bap hane- kabiliyeti inkemizei olunadığından açık a çevrilmesine mah- kerimpeğ keza Hlerikmiştir. -'1- Müge hane beş oda ve 3 helâ ve bir mutfak ve mutfakta bir | be taşlık 66 bir bahçeyi ve tan sokağında 34 No.hı arttırma zemini i bir ve takriben kadar 3 meyva ağacı mevcut gibi hanede elektrik tesisatı da ıttur. “Yeminli üç ehli vukuf ta- rafından (650): lira kıymet takdir edil- Hane ahşap ve temire muhtaçır. metre murabbanda ve bahçesin: old mevci İğ. Sone bardağ selimi palhaşilara ista iyenler kıymeti muhammene- 7.5 nisbetinde pey akçesi meleri lâzımdır, Rüsumu dellâliye yirmi senelik evkaf taviz bedeli müşte- riye ve vergi Ve rüsumm saire ve ev- kaf icavesi mal sahiplerine aittir. 3 - Sa- t03 12/4/937 pazartesi günü saat 14 den 16 ya kadör Üküdar sulh bükük mah- kemesinde yapılacaktır. Kıymeti bhammenenin Se 75 şini bulmadığı tak- dirde en çok arttranın taahhüdü. baki kalmak şartile müzayede on beş gün temdid olunarak 27/4/937. salı günü saat İdden 16 ya kadar devam ede- cek ve en çok artırana ibalei katiyesi icra kılmacaktır. Bedeli ihalenin mi beş gün zarfında mahkeme vezmesi- ne Yaptırılması şarttır. Aksi halde iha- le bozularak bundan hasıl olacak zarar ve ziyan ve farkı İsiz ve sair m ondan bilâ hi etmek nin ver. ve mu- a m tazmin ett menkul özer Ti müseccel hak sahibi iddin edenler var ise tarihi en (20) irlikte mahkemeye müraca- atlar lâzımdır. Aksi halde seccel hak © sahiplerinin satış pat paylaşmasından hariç | tutulacaklardır. 5 - Daha fazla ler dosya: olduklarını ik gün zarfında ve- sikalarile k gayri mü- sının makümat almak istiyen- 937/2 No. hı ve satış memuru olan mab- keme baş yazganlızına bilirler. o Talip olanların satış günü Üs. sulh hukuk mahkemesinde hazır “bu- İunmaları lüzumu ilân olunur, M, 1006 Alâka kat'ı Şirketimizde tahsildar olan Hüseyin Cemilin 9 Mart 937 tarihinde vazifesine mahkemenin satış müracaat ede- nihayet verilmiş olduğundan kendisine hiçbir nam ve hesaba para verilmemesi ilân olunur. mit Fab Haznedar Tuğla ve Kire- ları ve Kireç Ocakları Li- mited . Anadoluda bulman Diş Ta- le beraberinde götüre- İŞ veya 500 lirası bulunan faal bir kimse aranıyor. İş kârlı ve devamlıdır. İstan- bulda Misir çarşısının yanında Makul- yan Hanında Diş deposu Mehmet İb- rahim'e müracaat, vester aranılıyor Bir aile nezdinde yeni doğan bir çocuk için mürebbiye aranılıyor. “onla “Ahsün, hastanesinde 101 numaraya müracaat, — Yerliler senden para koparlmak istemişler. — Ben boşuna para vermem kimse- ye Bahsettiğin güzel kadın dün mü sen? — Hayır. Şimdi göreceğim. Sadece methini işittim.. geçenlerde nasılsa müslümanların eline düşmüş.. para ile buraya saklan- mış. Malkaya haber göndermiş. İs- panya donanması kendisini gelip ala- cakmış.. bir haftadanberi burada İs. panyol gemilerini bekliyormuş. Hat- tâ bizim gemile Uzaktan görünce « İspanyol donanması geliyor diye « kendini sahile atmış. kimseden çe- kinmemiş, Fakat, biraz sonra bütün Üümidleri suya düşmüs., Türk donan- masının geldiğini gördüğü halde göz- lerine inanamıyormuş. Ağlıyarak sı“ gındığı eve dönmüş, Ve onu şimdi bus rada herkes tanıyormuş.. Karcca başını salladı — Demek masal değil bu. Yaman taliin varmış kadından yana! Bura- gör- İ ya gelir gelmez bir kadın buldun de« sene... Evin duvarına sindiler. Kitara sesi Rüstemin içini gıcıkla- mağa baslamıstı. Karaca birdenbire Rüstemin yan na sokuldu: — Şu duvarın üstüne çıkalım se ninle, (Arkası var)