8 “Teşrinisani 1936 arkadalar birin in sedel otomobile binip geziniz dedi ktor Fahreddin Kerim bir gün e dedi ki: rim, ilam her Jabilir- li ki iz i üni nini bir günü 'eksik siniz... der: 1.) tör. lıydım!.| We sene genç olmalı Atkadaşımız “derin bir düşünceye tayım, dokto: Aman bana bir ilâç... ir delik çorabın indi kay — DE Ri ira eği ileri ir ğ ya girdiğim gin Ba -İ iskarpin: di, alnı k- mu Eylen ps yüzü eki iken ık, zarif, güler Y Ni erim bay satıcılardan birine ses“ ir biri geldi: melek Ky sir efendim, buradan b sı var efeni in Si m enn. bureye Ben Kik çimi ayağımı yakaladı, — ge i görünce gözlerinin “ Parmakselburenniz var demek?. — Evet, acaba kund neden olur?. — — Dilimizi gözünüzü kapayınız... zaman J eri Li » sefaletinden utandım. nasırn daldı, sonra Tas ını kaldırdı: — Doktor, dedi, öyleyse ben on se- r yaşamıyorum, şimdi hesab et- z — Bekleyiniz kımılda- mayımız... ni Basj er yp m. e a hazı dana çıktı; sokmi bir Semi başıydı sanki.. , bozardım, mırıldan- — Galiba çorabımız delinmiş! .. — Olabilir, herkeste sal — numa ğımızın. iye baş- — sürtme ve sürünme- den, dedi. puğum, in gibi meydandaydı, — ri ite olabilir, Kalktı bir çift yeni iskarpin tirmeğe ai Bu esnada sahibi geldi, ayaklarımı baktı, isi durdum: <P; mağaza gördü, geri döndü, dür- İberenniz var. Pena yapılmış bir kundura giymek- ten mütevellid nasır. tırnağı da sürünmek ve e sahibi nasırıma dikkat- li dikkatli baktı, şişman satıcıya seslendi: — Şayanı dikkat bir nasır hâdi- — Yanındaki sarı saçlı beyaz ka- im? — Geçen seneki esmer siyah saçlı kadın!.. Sevdiği paraya kıymışsın, — Ne o, gene nedir sl paket? ür Birgi w ez sevdiğim biri- | ne ie mi e ». Beş dakika sonra... .. Baya itina ile bir iskarpin ii topuksel bir çıplaklık | ileti de olduğuna göre vereceğin iskarpine ii ai SITA İmiştL. Yalnız Pen EL EE sa- hibi Mai asıl yürüdüğünüzü anlaya- bilir miyim Mm amma A ayağınızın han- gi tarafına basarsı — Evden ilmi Matazi basa- rım, eve dönerken içeri basarım. — Hayret, hayret, ei de az le... Bu tarz yürümu trarus derler. — Efendim. — Göstereyim size ayaklarımı... Sizin gibi yürüdüğüm halde mağa: zamın kunduraları sayesinde ayak larımda hiç bir şey yoktur. Hemen iskarpinini çikardı, Hep birden e sahibinin çorabı yırtıktı | ve mm i niye kubbesi gibi bir nasır görü- müyordu. e A kalktım; leş empimenkmz 7 « Tahammül | edilir şey değil bul... çıktım. gerim eme görü | Kocası üşeceğim. — Telefon edip söresisi öğrenmeği unutma... Bu siyah kadife elbiseye dikkat et, Bu ver om gz şey değil, yaptı? Sahife 7 VENEDİKLİ BAFFA “Safiye Sultan,, Yazan: Ahmed Refik Tefrika No: 13 Saz başladı, en güzel sesli hanendelerin okudukları şarkılar. vüzerayı da, ülemayı da sermest ediyordu o gün hoca Sadettin efen- di germe ydı: Üç yüz bin altın (otuz alta ia kuruş). Şimdiye mikâl a Ha po eli Sadettin efendi: anların ei yüz bin alinan fazla değildi. nâi arilatmı az düğün ai e a ziyafet a smmm sesini tahtına du. Bir zamaı kanl yanlar şahid olan o mal düğün görecekti, in rini dın damadı İbrahim bir kuşan- üzerinde ekimi $ paşa, İbr: paşa 'sarayı- nın önürdeki sede geldi. ire basamağına ineceği sırada İbrahim paşa koştu. Koltuğuna girdi. İzaz ve ikramla yukarı çıkardı ü raâım kız kardeşi Fat. evli il e da saltanat ms mensup! vüş paşa ei oturunca ai erkânı da sağına soluna dizil- diler. Hepsi de atlas minderler üzeri. bağdaş kuru) lular. Ortalık- ulemayı da hepsi de meclisi âra idi. ek Razi; a hatun saray- bej vi gi dna 'lardı, Yahu- Kira, iğünde “a ini ri devlet er- uğ La! ei e AİN A kânını o gördü. Fakat birgün olup ta o e e kendi başı- açacağını aklına bile “na ne belâlar getir: a Esİ aray önündeki meydan kal- lâvili, mücevszeli, rkân kürklü sından Kırmı atlas bir ei göründü. Gelin sl tan çıkıyordu, O ne azamet; ne sal. ii Yen Baffa bahtiyardı: Doğurdı sehza rayın köşesine ink asa, O va yaya yürü- Hepsi... Yalnız Semiz Ali pa- yarı vücüdile yürüyemediği e üzere izin rica etmiş, buyurulm Gl giy pin o «âdabı saltana- » tamami ine getirdi. nay eski sn e çıktı. İstahb , aç karına, ni alayı semetmeğe elmişerd Gelin âlayınm önü: on ikişer mi me iğinde dr e gidiyor Çiçekler, şekerler, ve 5 türlü Ma terle Ri nahiller halkın gözle- maştırıyordu. kesi- lerek, kocaları sarhadlere gönderile. k derd ve çinde kadımlar bile ellerini dualar e başladılar. Çil yeri pırıl uçuşarak yerlere e 1 yerlere kapandı. Alay, Atmeydanına geldi, ve durdu. Kanuninin veziri bul İbrahim paşanm Ayşe sultanla yaşadığı sa- rayda, gene bir İbrahim paşa, gene bir Ayşe sultanla güvey girdi. İbra- him paşa, Osmanlı ela nun en sarsilmaz adamları si geçti. Kılıç Ali paşa, Mesire da başından savmıştı. Artık kendi key- finde idi. İstanbul ona dar geliyor- du: Açık deniz, kadırga, kalite. O, bunlarla Venedik kâfiri ve İspanya Jâini üzerine yürümekten lede