Saray ve Babıâlininiç yüzü Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No. 738 Abdülhamidin sürüncemede bırakma siyaseti bu defa da devlette yeni bir rahne açmıştı ei m ye hükümetin- den saldı nez dinde tepe bal bulanarak (Babıâli- ce ittihaz e iradenin mii bey hakkında e dolu makale yazdı - unuevvel ii nüshası - er da art bez a e ein öiniyeLet eğ uzun görünmüştür. lce sa nisbette maaş EDİR 75,000; şeyhislâm iye ni yi devlet reisi 36,000; harici; iye mazırı 46,000; Si cağı) yolunda bir tehdidde bulundu. — ge taallül gösteremezdi! 9 teşrini- ünü akşamı iradeleri tazam- vrak Fransa sefaretine ii Bunun iin iki hükümet arasın- da siyasi münasebetlerin iade edil- Fransa gehret Kai üki i Paris aillarda emir verdi. Oda Mili tiye etti. ra kapitülâsyonlar E sand oarak ilk evvel Alman; son İngiltere devletleri istifa- RE e TEL müsaadeden deye yi ettiler; Osmanlı diyarında açılmı mev- eyer li tanıttılar, an sü ede al a ima bu defa si devlete yeni rahne açı bi a Gi yaramadı Bir en halledilmiş olsaydı “şüphe yok Hi hi ha- lurdu. Dev- let son tazyiklere uğramazdı. 1900 de alacaklılar bir sene sonra elde ettik- o başka Heyete ed de davet yo u. (1 yn Burada istirdaden şu AN zik- 'kdir edi. edi- len M Münir bey bundan un padişah daki bürudeti izaleye hizmet edebile- Diyerek fikir değişmesine manidar n gösterdi! Lorando ve Tubininin böyle yarım milyonu geçen alacaklı değildi. Bu kadar m ı devletin GERi o pek sıkıntı- çaresi de bulun- e dı. Halil Rifat paşa 21 receb 1319 tarihinde vefat etmişti. Afadan dokuz gün geçtikten ve bir bilmeme sonra, ziy Ki altıncı defa mişti. (6 saban in 16 ei ei bdi ülhamid sıkıştıkça (müza- 'ekaya çare aliye) diye maliye nazırı e . - 26 senede 26 de- fa! leğişmeler bu bi a bu dej ei e hiç, deva GİRRMAYORİN Bu örn mi Nazif paşa için - ie onu (med- ür!) - diye maliye neza- m Ri Bu > Mi çare bu- amıyo: Diye çok tazyik etmişti. Abdülhami- in medrese ile maliye arasında ne münasebet gözettiği muntazam iktisad mezun olsa bile ln i ki anlı mealiyesini el iktidarı Gemiye pek aşi- aş bir zümliye mütehassısı böyle bir e senesi (1 ma: iğ eN pi hesaplara e mali- dahiliye, maarif, Serasker Rıza, bahriye nazırı Hasan, Tophane mi r müşir ve yaveri kiram sıfatlarile de ayrıca maaşlar 'lardı. Şiran et > Said paşa gibi bazıları, sadan ayrı maaşları ar lafıa nazırı Zihni paşa ayrı, ayrı intihabı bei komisyonu riya- den 22500 ve Ziraat bankası ida- resinden 12500 imren maaş alırdı. Selâniğe valilikle gönderilen Hasan Fehmi paşa e eski vezirlere 300 li- rayı bulan vali maaşları tahsis le ia hazinei hassadan da un bir misli, belki daha ziyade abimi. sah issn Yalnız sadrazam Said assadan tahsisat almazdı. paşa hatıratında Said paşaya cebi hü- mayundan ayda be: vi lira verildiği- ni, bunun sonra maktadır.) Devletin maliyesi a ber- bad milyon lira- lık bine Tubini ekini da iş- te şimdi kapanacağı bilinmiyen m ediyordu. Vükelâ he hazine p | Her — bir hikâye Rabia, hemen aynanın önüne koş- tu. Yü Dudaklarına kı a tm ne yapsa nafile idi. Senelerin yüzünde bıraktığı izler öyle pudra ile, gibi değildi. Mektup ve borcu İM tin ol a Karın öl ii © oturan Erol adındaki İl kenl zle aldanıyor, Her gün Erolun annesini görmek ba” * partımanına gidi- cası İhsandı. Artık ele se- nelerinde olduğu gibi ei istediği ve eve amiri İhsan için ihtiyar abla vaziyetine Rabia bazan kendi kendine; Nerede bana karşı a. diyordu. Nerede o çılgın- çlıkları? Yolda bir erkek şöyle biraz bana yan baksa iş leri.. biraz sokakta geç kalsa eve lince uzun uzun ahiret sualleri?... Bi ve ez ne oldu? diyo: de öyle idi. Rabia vak- üm bizar ağu İhsanın spam larını rumla Halbuki içi artık mişti. Ağzı, se Li diye, bü- züştürmekten 'uşuk .bir delik haline min ti, e ay idi de İhsan tekrar es- mile Se istikraz ile p nülüyordu. Abdülhamid de orman ve nazırı Selim Melheme amel tavsit ile Osmanlı bankasile binden yetişmiş olan Suriyeli katolik len başka ne iyice vâkıftı. R umumiyede müdür olmuştu. k DE onu em gibi kıskansın, uzun £ sualleri sorsun.. a parladı, İhsanı kıskandıra- caktı Çünkü İhsan artık e bir eşya gözle sayar lu. İhsana nazaran başkan bir ekime olamazdı. bl iki kafasından bu fikri silip at- in a iyor e ak için bir er- kek ik emek iyor. Birdenbire: redelim Brit Figaro gazetesi Os- hazinesinin (1/790,000 ii d ani rma da zül bir de- manlı elçisi Münir bey aleyhinde yaz- miyon di ilki 4 Düyunu umumiyeden çıkarıldıktan | yikanlı vardı. Erol, çok güzel çocuktu. dığı bir makalede - 16 eylül 1901 nüs- | desinde görünüyordu. En Na sonra hâmisi olan başmabeyinci Hacı | O Hemen oturdu. Yazısını son derece da - Münir beyin son bi es- | tan 1 içinde tamamen tahsil olun- | Ali bey hire az müddette orman | değiştirerek, erkek yazısı gibi yaparak masında hükümetine m ve NN bana Me Siye eylediğini ve Delkase ile mülâka- di. Maaşlar verilemediği gil zir oluvermiş. «Azizim İhsan, tından aldığı intibaa göre ( n Me Pi tahsisatın ve müteahhi: Melhme e e kızını dev- Ben senin yakın mn biri- hiç bir şey yapmıyacağını, vakit ka- | istihkaklarının yetiştirilmesinde ma ti kadar | yim. Seni severim. un için bir şey lâzım ol- | ranılan müşkülât ta son dereceyi bu- | terfi edilen ve pa po > harp yaveri | bu acı hakikati sana meni bir madığını ) yazmıştı. luyoı olan İtalyan Bari Longheni paşaya zete bu makalesine mese Gi bir unla beraber vükelânın, büyük | vermişti, İtalya sefaretile arası pek | meşrutiyet ilân edilmiştir.) kapan- | memurların iş iyi idi Abdülhamid Selim Melheme paşayı sonra Osmanlı e malarına ilişilemiyordu; tahriratı ha- | paşayı retler nezdinde nazik hiz- ine getirmekte geciki- n sonra Brie en gibi h Triciye kâtibi Ikınn hürmetini cel- beder akik bir diplomatın. elçi murların maaşları da vükelâlık maaş- larına yakın bulunuyordu. Sözlerile nihayet vermişti. esele hallolunduktan sonra aynı Figaro gazetesi bu sözlerini unutarak m (1) Ch, Moravvitz: Les finances de la Turguie. gemisini açık ve fırtınalı deniz- lerde gezdirme! ise emin limanlar- d ğ ih edenlerdi. ği Maliye nezaretine geçmeği arzu eder idise de bunun için vaktini bek- lemeği bilirdi. (Buna vakit kalmadan iyim. — en gideceksin sanki Yi telâşa düş- ii psi cevab verdi: y... Erollara.. ği ediyorsun ,. biraz Rabia ai len: ce sen ii eni iraz eğlenirsin... sapik ai olak 1 diy Bir taraftan da içine bir kğ düş müştü. Ya kocası mektubu alınca kendisini öldürmeğe kalkarsa. olur, olur.. EL bu esnada kapı çalındı. Pos- çal ia heyecan içinde idi. mektubu aldı. Açtı. Acaba mer ne olacaktı?. Kocası evvelâ hayret içinde kaldı. Sonra gümbür Ke dehşetli bir kahkaha attı. şeyi haberi yokmuş gibi so; — Ne ekten bir türlü anlata aşlı ak tanın yapi lâtifeye.. vr sen Ro ile beni Fe tıyor m a dekara a iftira syn ilam sia — Aman ne dedi koducu insanlar... bari ben bugün onlara gitmiyeyim.. an: — İlâhi kar: a dedi, ira yali git git ii — - Canım söz olur... Herkesin ağa dim git.. artık senden de ; ze iş Ri Eğ len fabrikasının nezaretini de onun iğ Erola kadın. l İ, ak bi ikleri.. bankalar i di di i şüph YU yaş- müzakerelere mutlaka karışırdı. tan sonra... tövbeler olsun... (Arkası var) (Bir yıldız) a Yazan: İSKENDER F. SERTELLİ “KARA YELKENLİ KADİRGA 'Yunusu görseydi, onun adını İlam Yunus bu işte ini b Arşipel güz: ırağan eki dan re atanbellda e m Bir Kılıç Ali paşa tersanede ge- milerle e uğraşan, İli Ömerin ken- disini görmek ri ez haber verdi- ler, Kaj lr in ii verin de savın şu e Diye bağırdı. — Bimer. mühim bir şey söyliye- cekmi ei ran âşık Kılıç Ali paşa kapıda du- Ömeri gördü. Pencereden — Ne derdin var? Paranı alıp ne- den detolmuyorsün? — Gülcemalin nerede bulunduğu- nu haber vermeğe geldim. Beni din- — Bırakın girsin içeriye.. Diye seslendi, Âşık Ömer huzuruna ği ai hakkında, tümatı — Her hi; "Gülcemali ü aradık- . larını duydum... halbuki onu Yunus annı yanına götürdü paşa- ci Kılıç Ali gözlerini açarak bağırdı: — Yunus ein Tundadır. Sen rüya mı budala? Âşık Ömer kendi eş kare sözleri irem Israr! EE yorsun, bi Talay. Bir e 'Yunüsun şu bilekle- rimi keser ve in iri çolak ya- şarım, paşam! Yalan söylemiyorum ben. Kaplan paşa her Yl ina- ta idi. Fak mi iki kişi di ülce yakalayıp di a eye götür. ER sizden önce ei gidip sizi orada bekliye: ii Âşık Ö ek an paşanın kâhya- sile ile tersaneden ayrıldı. Yunu- sun Pa oturan anasının evine gitmek üzere yol Kılıç Ali paşada dağ Si yen eseleyi sadrazama ani ar kavun —. okla- yıp mahiyetini anlıyabilelim. Yu- ie bu işi yapacağına tmıyor ama, dedim ya.. insanları m paşa ötedenberi Yunusu himaye ve müdafaa ettiği için, bu sözleri söylerken çok ket versin ki Sokullu pişkin ve tecrü- beli bir il — Bu size bir ders olsun, dedi, bir Mn getirip te dini belâya sök- maktan çekininiz Kılıç Ali paşa sarayı a sadraz: Konuşurken, haremağal kd o rin ısrarla söylediği sözl yeri lemişti. Yarı inanır, yarı mütered- did bir halde kâh; di: — Böl İm beraber - kimseye sez- us reisin anasının evi- ne li. Gülcemal orada sak- — Kâhyanız geldi, paşam! Sizi görmek istiyor! e kaptan paşanın önünde dur baml sa, kâhyanın sevindirici bir ai ge tirmediği anlaşılıyor: Sokullu ile gözgüze mi Kaptan pa: — Gelsin ei bakalım.. Diyince haremağası koşarak aşi ptan paşanın Mİ hükmet: miş gibi görünüyordu. kâhyası hidetle a 0 kadar ül mi el Bi e eken yü- Mahalle- imse Yunu- nra, Sokullu Mehmed pa- şa ayağa keiki. kaptari paşanın nına geldi: t — Lâf aramızda kalsın.. ben bu iş- te Piyalenin parmağı İnne duğunu in ediyorum. Sen ne dersin bu ?. — , devletlim! a paşa ran en il dü; “Yeğeni yi de belki onun ir e takan odur, t, Tahi Yu- nus andığına kul nuz bir tür) mak istemi! Bu da bir dolap Güm gerek, — Hasılı bir uamma karşısını yz Muhakkak lan br ey var oda i işle alâkası olmaması — e ii sel o kaçırsaydı, şüps he yok ki kayi a ve Glarışik anrleği nin di- En e de âşık Ömer Yunus reisi za daş sil böyle bir yalan uydur- uş Ol eğe kadar reisi sİZ müdafaa ediyordunuz.. fakat, şimdi müdafaa ve himaye sırası bana gel ıyor ki, Yunusun çok dü var.. yola çikar zavallının eyi sağdan hücumlar, iftiralar yağmağa X Kaptan paşanın kâhyası dışarıya olmuştu. Paşanın yi ıyrıldi, Fakat, hiddetini bir türlü yenemiyor- du. Şimdi onun âşık Ömerle görüle- cek bir hesabı vardı: Kollarını kestir- ei kâhyası da bu fikri ileri iniz ea KN paşam? e bir serserinin cağı mıyız biz? Hemen emredin Ri Şu keratanın cezasını vereyi Arkası var), i >