AKŞAM 16 Ağustos 1936 SEYAHAT NOTLARI: yaşamasını 'duğum konak, bir taraftan Re- gent Streete'e ve diğer cihetten Regent 'ortland Londranın City'si ve memleketin serveti Derler ki istirahat etmesini bilmek e mek için mahkeme salo- minde kekin otlar yakılmasını em- saz Kibar ve serin da tik. «Bu viski ei İngiltere haricin- dekilere benzemiyor? dedim. ap vekdiler: Hükümet t, hiç olmazsa on İç de anı menetmiş.” Yalnız kendi nefsini, kendi milleti- — 1820 de dördüncü George e (ni düşünmek Moni “e ler, kral olan Prens, evvelâ, dar, saltanat e etti, yani Begeni nıdığım bir banlr e al 4di ve tabii in de makul gi par iye ye gitmişti nüz gibi i şıy i eyi ii isli İS Gi ni ö çizgi e pek kay: iüeinizii i Lord evinin kesilmesine > türlü azı olmayınca ne Regent ne paran tekmil para işlerini ir aramanın bir köyünde bir köylü öldü öldürüldü Akşam) — Karamana 7 saat mat çaşel köyünde hayvan oti yüzünden; birisinin ölümile kii Dan bir vaka ol- rafanarın Burun O- hemhüdud 0- lup bu köyler arasında geniş otlaklar vardır. Her sene hasattan sonra bu iki kö; a Akçaşehir köyü sınırı içinde bir tarlası vardır. 1 borilağ. bu tarlaya sokarak otlat- başlamışlardır. O sıra Jüd köyün hududu İ- davar otlatamaz- Hayvan otlatmak| yüzünden cinayet) ira liyeki otlatan Akçaşehirli Mev-| KADIN KÖŞESİ Sonbahar çantaları A için birkaç yeni rengi bütün elde dikilmi: çanta modeli: çanta, 2— de derisi portföy şeklinde çanta, deriden çanta. geçmi rak tabancasile bir kaç küm şiddetinden m “RED zihni- yetinin, müteassıp ahlâkı tlne bakınız ki reis, celse bitince, ha- 3 kardeş yalnız başına seyahate çıktı En büyüğü 12, küçüğü 7 yaşında memleketin her tarskım gezecekler ikakları dar ve sakin, bina- ER — ipe yapamadı. eski ve ge City'nin rıza- Lu ii rede ferdin hürriyetlerine | sı olmadan İngilterede iş yapıla- Çenesinden ağır ei ann e kalanına arşı beslenen az. City'nin cihand. nüfuzu da üm mai ölmü Must Kel tin bu dereceye varacağını tasav- ühimdir ve bunu ir ruhla ali een ii ya-| vur edemezdim! dedim. muhafaza eder, Kendisine rakip ol- rma adliyeye verilmiştir. İ - an e) bor- re erim ile gi ça insan- ie ie Izmir gümrük depo ve antre- lâ e. ve ve arp kin 8 Cityde Borsa, e lense ye poları liman idaresine geçiyor kıntıya sevgi ile baki leri ve cemiyetleri sükün ve sa; ir, (Ak — İki isad le- Regent Street'de ve si so- | ziyaret edilen rae Zaten be tinden Gr ve la Londranın en tenınmış, en | giltere asaletinin büyük bir kısmı bu z anka anar. Dahi Şi ki mürid. | letme müdürlüğüne devredilmiştir. |, Zelenmesi” aka züpmi ve e yeni ve Si «Bond Street» de... Dün- | leridir. Meselâ biracı girip Lord | vetini ve içtimai vasıflarını şöyle an- | görüşlerini a etmek en iyi erkek tetzileri - “Saville — olmuştu. Hâlâ bugün filân | Jett; Tada odun ve kömür tüccarı B. Me Row ve J En Strset'dedir. Londra t veya eş e şirketinde İngilizler, dünyadaki her İl yin 12 i mağazaları, meselâ ih i, | çalışmayı küçüklük addetmiyor, bilâ- | ye ii terakkiyi diğer ii vetle 9 yaşındaki kızı Sehavet ve 7 pek süslü ve gösterişli değildir. Fakat | Kis: Zira İngilerede ticaret, asri pe vel elde ettikleri içindir ki bi aşını oğlu Yılı on bunlarda İngilizler için I beş gün evvel TA ak lan şey vardır: İyi nevi. zife gibidir. b de davetli il lerle, meselâ, ötesi yalnız büyül ik o Si. Kayseri, Sıvas, Samsun, Turhal, To- Meşhur Picadilly Londranın kalbi | duğum bir sefaret EM) Lord | ja veren kanunlarile Er sak- t, Adana, Mersin, Malatya ve El sayılır; hemen büt eketler oraya | X e ci ekmekçilik kumpan- | Jamışlar ve büyütmü: ir. Hele yüz | zize uğradıktan sonra dünkü trenle müncer olur. Bunun! ğ - | yasını m uzun bahsetti ve keş- | yi lenberi ri Em renin zen- | şehrimize gelmişlerdi! hamurun beyazliğı- | ginli le bir hale gelmiştir ki mem- rf kendi benlik ve güvenlerine ten e . bir a nı ve lezzetini anlat leket elli, altmış sene ii in- yanarak Ana görme! içinde e büyümüş olan Londrada, Pi mduh dermi mi etile yaşıyabilir. Esa- | seyahate çıkan bü sevimli Türk yav- ve Berlindeki İnel yiyin. eri dingiller ee par e pres sen bugün İngilizler çok çalışmazlar; arı, Atatürk neslinin karakte caddeleri bulam. tandırlar; haftanın, ai i ya- | servetin ve refahın verdiği rehavet ve | deki sağlamlığı tebari ttiren ilirsiniz ki di umumi ev- bdidirler» Prens Cemil unun Oğ- | huzur içinde yaşarlar. Dört buçuk birer örnektir. ler yoktur; lr Re emek ve | luna a vererek Londrada ya- | idarelerde kimse kalm; ma Bu üç küçük iye Teİ- gizlidir. Dost ara; şıyan da orada ölen za- leden sonra pi: at ona ka inin yanında seyahat tibalarmı şam ve gece, pray gi gbi lal vallı şair, va nüktesi ile an dar süren hafta sonu keyfinden İngi- | anlatırken buldum. Se â id yerlerde davet tic. a ve para işle aa kuv lizi vazgeçirmek imkânı yoktur. «Week | eden 12 yaşındaki Zekâvet diyordu lar ve polis ize ÖZ en > isterdi. (Bu ie e | ends için köye gitmiş olan bir nazı: ki «güzel memleketimizi gö e nız İngiliz zabıtası ve adaleti, ortaya imi ağ ki İngilizler ri işlerini dr ancak bir harp tehlikesi | küçüklükte yalnızlığa alı - çıkarak içti zamı bozan «skan- | de ini el koyarak ibadeti umumi- | döndür! m sadile bu seyahate çıktık, her gittiği- > si affetmez yet ara bırakırlar, Milletinin se- İngiliz nkeri bunları, sakin V mİ: memleketin eseri ir gün, Yezalete sebep olan «mu- 1 ki ve Se Be mü- maliebezim bir yüz zle Mlairkeni ta | rini, güzel yerlerini geziyor, insanla- me tellâlıs bir kraliçe Vic- rile tanışı; ız. Gördüklerimizi götürmüşler. Kadın cürmünü itiraf | toria bile Pazardan başka bir en kili- | eden Sorbiğre namında bir Fraj diğ Kiye günü gününe kay- ü itmeği yazmış olduğu şu fikri ei notl ızı İstanbul para cezasına mı muş. Bu hü- Cityde ziyaret ettiğim zat, üç yüz Ka lp İngilizler bununla ai Büyük $ gelimi iye Gl yetin nd si bir bankanın sahibidir: Bu zengin ve sade «gentlemen> İngilterenin ser- e İzzet Melih sun, Mersin çök hoşumuza, gitti. b Yalnız aya seyahate çıkanlar sol- dan sıra ile 12 yaşında şında Yılmaz, 9 yaşında Seha arıbekirin suları ve eski eserleri çok im ei Bunları hiç bir terki göm Sü e TsİSİ a Uluğ, bu Se mini e işi çok samimi bir alâ- ka ep Mi e ğe Af yonkarahisar, İzmir, Aydın, ve di klik v uğrıyarak tanbula gideceklerdir. ÖLÜNCEYE Yazan: ESAD MAHMUD KARAKURD KADARI.. Tefrika No:44 — Niçin? — Ne bileyim ben, istemiyorsunuz beni anlaşılan!.. lerini çam dallarının arasında bir ışık gölgesi gibi parlıyan denize yaptım size bilmem kil., kın Giri ben de OEM böyle Ee çapkın kelimesini ri SEVİ- ei an Bedri bey! — cali ii — Siz benim hocam değilsiniz! — rim Ee olsun!.. İnsan babası yaşında adamla da böyle konuş- maz. m ik iz giriyorsun ben kırk üç yaşına ne fark var.. Kızın yüzünde birdenbire Ye ii Sesi inceliyor... LA buluyorsu- ein EŞ dn gibi bir sesle; değil ama herhalde çok e lanıyorsunuz!.. Ya siz müsaa- bilmi; kull: denizle çapkın yahut ta ille beni çapkın görmek isti- 1.. Ben ne yapıyorum sizel.. ne yapacaksın!.. İnsan ho- yor... Ten iinde gümüşü b Ti parıl pı e bir caket!.. öğsünd Ki Men niçin böyle hızlı diyoru me li ei ro —de “kalırız sonra yemeğe kızım. te değil, yemeğe geç kalaca- gız e mi böyle koşuyoruz... — Ya niçi — Bizi burada yalnız biri görür, dedikodu eder biran evvel bu Sai altından çık- mak istiyorsunuz! — Kim bizim için dedikodu yapa- cak, deli misin sen' — Niçin AR Karanlık- lar çöktükten sonra 1ssız çam yolla- — iki gölg gibi, böyle ek ar için dedi aşan ii yapılmaz da kimler Gülüyor... Elinden tutuyor onu.. için ya- Ateş gibi yanan küçük, esmer bir Bi pılır ya!., O geceyi hatırlamıyor mu- lek... Dileğin avuçlarının arasında 8i- | sunuz, nı asm kıyor — Sen benim, kızım yaşındasın!.. Haydi şimdi yavaş yavaş ve — Size öyle geliyor!.. yem, seli KR kararmadan as- — Dedikodu ak adam şu saç- larımın rengini görmez mi? rlar... Kızın bileği Bedrinin — Ben olsam o caçlarınızın ie içinde.. » Denizin rengi için dedikodu yaparım. bi. gelen BITR in arasına giriyor... ve ye- Kız birdenbire bileğini Bedrinin bir ipek yığını gibi tel kak içinden çekerek koluna giri- vd parlıyan elile onun çıplak kollarını tutuyor. gölge- > yn yeni doğân iki küçük yıl ibi pmil pınl parlıyan aris Gön kara gözlerine dikiyor. yorlar. — Bedri bey; neden benim İs konuşmama mâni olu e ii esrin; , 25 Yaşla bir akan ile koma ii ke ei ei e mâna Si sözünü k Kesi e 'ümlel eri takcarliyanalnt nız bi n senin baban ya- dayım, ye e hocanım, ben $e- ra mz “Değil mi ya? Ne güzel söylüyors sun!.. Kız öyle derin, öyle tatlı bakıyor- . Göğsü heyecanla titriyor... İçin- kı sıkı tattuğu Bedrinin vuçları kol age daha çok sıkıyor... Bu kuy- erkel : in üzerinde kıvır un küçük, esmer vuçlarını w gili bal gibi acıtı- ... Her batı Bezi ei a bir eyi ar tılarını dı MELİ iş iv kıyor... — Bedri bey, ben sizi o kadar sevi- yorum ki!.. — Tabii kızım; insan hocasını sev- mi ez mi? Susuyor... içük kırmızı dudak- larının üzerinde cesaretsiz bir kıvrı- nış! . Bir şey söylemek istediği belli, Fakat söyliyemiyör... Yalnız. erkeğin gözlerinin içine dikmiş bakı- yor... — Bedri bey: Susuyor... Söyliyemiyor bir türlü!.. — Ne var kızım!.. — Hiç! ai m yürüyorlar... kararmıştır. U: Bulutsuz, masmavi 'amların Etraf, artık izaklarda e lar paya. öl kareli: Ne demi neden anlamak şa ente çok m gidi rum... Mükemi bir kızsın sen!.. (Arkası var)