| BM TENTE Sahife 8 AKŞAM 15 Ağustos 1936 ve Babıâlininiç yüzü ray Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No. 735 Abdülhamid Fransa ile münasebetlerin inkıtaa uğramadığını anlatmak istiyor — M. Constans İstanbuldan gidince Pa-| zir İbrahim bey Fransa öetareti beş emi ifaya devamda sadaka» tini tasdik m va dostluğuna ön & etti. Fa- — İsviçrede kaldı. yasi münase- İstanbulda Fransızlara ait işler se- iniş inkıtamdan ai tercüma- yi eariğimi meze is'af ver besle- rm Babığli iye yöre müna- | nın bu davete icabet edemiyeceği ce- de isti- - osebette bul müsteşar | vabını verdi. ni nm €y- nn çakallar görüle, ancak bahriye zabiti gelip ha- iz) demişti. tercümanlar eskisi gibi adliyede, dai- | ber verirse sefaret istasyonerinin de sa hariciye nezareti İİ lee agi takib eyliyeceklerdi. Ham günü donatılması usuldendi. Se- Fakat Lorando meselesi Osmanlı, tebaasına ait | faret müsteşarı gemi süvarisine o gün | için böyle bir hal şekli bulmak kabil ma müsteşar Nabi bey tai Boğaziçinde durmayıp Heybeliadada | olamıyor, iş uzuyordu. 'Tev- ndan rüyet olunacak, Nebi bey Fran-| Çam limanına çekilmesini bildirdi. | çı Kn eylülde tahrirat hariciye sa hariciye nezaretile andak hususi Fransız gemisi de sabaha karşı Boğaz- — tasile eme sz — Saray hâlâ Fransa hükümetinin ha- iç reketindeki ciddiyete ve. itmesi k *t takib edeceğine inanmamış © görünüyordu. Tevfik paşa is Osmanlı sefare- ir bine in bir Halyanamda Babıâ- ın günlerdi t tarzını Ül göstererek ER est mü“ nasebetlerin iadesi Fransa hariciye © nazırından m Mr (29 ağustos) mektupla Fransa Beze ai oda haber verdi. © — Sarayda bir çokları padişaha elçi- nin siyasi münasebetleri kesmesi key- fiyetini Fransa hü tihin tasdik j - edilmek icab edeceğini nsa sefare- — tine lectlikçe müsteşar Bapst hatâ- nın anlaşılması için vekâyle intizar ini tekrar ediyor- Cülüs günü bie sefareti bri rüşmek istediğini bildirdi. Fakat vaki olanı istifsarı üzerine Fransa hai e e (siyasi münasebetleri ve hazinece ali olm hediyeni n faizleri ye edilmek şarti- le) ödemeği teklif nezareti bu- olmadı. (Pazarlığa girişmek ii gelmez. Lorando veresesi eski mukavele maddelerine göre metalipte faizlerile baliğ olduğu 344488 liradan etmemesini) müsteşara emret! ütün Osmanlı sefaretle- ncak sonra bu davetin Lorando ve “rine kei bir tamimde Fransız vekillerinin nazırı P Ha e ile e vkedilme- — hükümetinin muamel haklı ve | teri ıldığı anlaşıldı, Verese ve- dürüst olduğunu sonra ei ğa me e ur oldukları hükümet- i ile müza- imale eyleme- ini tebliğ « hariciye nezareti ise müna- sebet inkıtamın kati olduğunu her © tarafa emen istiyordu. sna is Osmanlı “di ei bulundu? (Er Müsteşar Bapst Tubiniye (arada kati bir ililâf hasıl olursa bunun Ba- bıâlice tahriri bir teklif şeklinde Fran- sa hükümetine bildirilmesi ve oradan -ansa haricinde Münir > gl 1901 tarihinde Tubini ile Parise avdet etmemesi evvelce biâli arasında - Fransa hükümeti- “bildirilmiş iken hakkında iti edil- | nin kabulüne talikan - 162,000 Osman- kendisine bildirilmediği |. Jı lirası üzerinden itilâf hasıl oldu. ve hâlâ sefaret işlerini görmekte de- | Bu hesapta (70946,57) yetmiş bin do- bileceği zannında bulunduğu ü Tira elli yedi kuruş gazetelerde görülüyor. Hükümetimi- | alacağın asli olarak kabul edilmişti. “zin kararından ğ ahkeme - - malümat verilmek lâzım gelir.) ları idi. Bu 162,000 lira 1902 martin- © Her sene Abdülhamidin cülüs gün- sefaretli saraya iğ tebrik yi mi ii Al Bransa ile siyasi münasel vd ilmemiş gibi bir tecahül imi pek «arifane» buluyordu! © (19 ağustos) dan itibaren her ay onar bin lira ola- lenecekti. İradeye iktiran sak bu sonucu se- faret müsteşarı hususi bir mektup ile tebliğ sözü a2 Bi 1901) Tevfik paşa duğunu kabul ettiği 478 liranın tenzi- line muvafakat ediyordu. Arada yüz altmış bin liradan fazla fark vardı. İstanbula gelmiş olan Paris va pa bey meni, sefareti müsteşarı: (Fransa ile Osmanlı devleti arasında- ki ibtilâfı halletmeğe Ra Se ie çalıştığını ve ödenecek m yüz ae çıkarılmasına TİZA) mayunu tah» sil e söyledi. b bu ih- hariciye nazırı- pi im) Nasıl alıbi oldum ?. ; Karpuzlarımızı şakır şakır yedik- ınra sofradan. ten sol ina iki gencin evlenmesine ir bahis açıldı. Arkadaşlardan u Ferit dün evlendi. na Bugün kılıbık eğ Bu kadar bık olaninsan hiç Kremi dedi. it amcam kıs kıs gülüyordu. Fi- Jozofane bir tavırla: — Olur.. olur. dedi, dünya hali bu... İnsan hiç farkında olmaksızın cak huv: ğgumu anlatayım da dinleyin, hisse in. pin... Tamam otuz yedi sene evvel bir kış bi yum: Düğün evvel annem, yengem, durmuşlar. Daha ilk geceden karıma müthiş bir gözdağı ve: , Düğün gecesi oldukça aksilendim. Her şeye bahaneler buldüm. Karım: «Gık!> bile ire e söyl — Peki efendic ciğim.. üstüne efendiciğim.. Tuzu koyduk. Yemeğin lezzetinden parmaklarımı da amma... Gelgelelim kabahat bul- mak lâzım... Enfes bir yeşil salat İleriyi Yerken yüzümü buruş- — Tüü versin., de- dim.. salata böyle mi olur?. Bu ye- Çi nin MN) yapılacak tebliğatı tanı- şil salat cevabını verdi. İş kır dolu. a bi havalar baş- eri ei uğuştu p lıyordu. Fransız donanması — İyi yıkamıştık ini Nasıl denizinde Osmanlı daki birini | oldu bilmem dedik Daha ne tını bu alacağa mahsup edeceği yo- lunda haberler duyuluyordu. (Arkası var) itiraz edi eni Zevcem eşini ürktü: Estağfirullah efendiciğim... Ne itirazı?. İtiraz ei Nihayet, hiç un! sofraya kar ir kompostosu ae Bir kaşık kompostosu değil a ai z el bu... SİLE Bu ne biçimi kamyona Be?. Reçel mübarek... Şekeri al galiba... ciğim... dedi. ba- na gm o vim tatlı gelmedi... Tam kw dehçeşli surette açtım: Seni psi: kırdığın ceviz bini aştı... burada senin babanın uşağı mı var?.. Vallahi senin o çıkasıca gözlerini Ke diye bayrakları açmaz mı?. e cesaretimi kaybetme- dim. Mi kendime: yatını bozma Sait... di- O edepsizli — Sana?. a söylüyorum he- mku beraber komposto ki e kafama geçirdi... Bir iki lâkırdı daha söyleyecek ol- dum... Ve kendimi biraz sonra O nı havada entarimle sokakta bul O kadar şaşırmıştım ki kafamda» ki komposto kâsesini bile unutmu- şum... Nihayet edepsizliği bir tarafa bıra- sil karıma dışarıdan yalvarmağa baş- e ai aç şu kapıyı. Haydi vi a “böyle a emen adami Ni sana şaka yap- tai amme şaka yapıyorum. Sabaha kadar sokakta ayazla da şar kayı öğren.. — Ruhum. Neyse o gece bekçi halime acıdı da übesi, ırdı. Ertesi gü- Pie ve evde hâkim olacaktım. ucunu kaçırdım. Bir komposto kâsesi yüzünden kızıl kılı- bık olup meydana çıktım. (Bir yildiz) 1 bir şiirdi KARA YELKE . Yazan: İSKENDER F. SER zi NLİ Sr No. 63, — Beni takib mi ediyordun. Tahir? len ne istiyorsun? — İstanbulda kadın kıtlığı mı var- dı, bre suratı gibi kalbi de nasırlaş- ni, yaktın kerata! ca ei rn savurarak yere yu- ” Beliyat ki İrt salladığı pala i 'n daha yaralan- aşi. mı ? Tahirin buraya yalnız gelmediği, adamlarının yol üstünde beklediği de hatıra gelebilirdi. düşünerek iel birdenbire yo- Yun üstünde durd Sakın âşık e fırsattan ig ta Gülcemali kendi ne kaçırmasın... Yunus bu ihtimali daha akla yakın | da dolaşması hayra alâmet değildi. Hava çok sıcak ta.. biraz serinle- mek için kapıya indim, Buyurun, bir şerbetimizi , — Teşekkür ederim. Bu saatte kim- Demi lll istemem. Âşık Ömeri Onun semtini ve eri ri dönüktü. bil sokuldu: o iye: tü N bulmuştu. oGalatadaki meyhanede eye ile e, e masını gören Yunus reis bahçede da- | âşık Ö; sokağı hatırım- Si iü iltince, ri ha fazla . seğirtti. İİ landığını Yunus kendi kulağile işit- | da kalmamış. gece paşa efendi- iligili 5 taşlı yolu aşarak sokağa çıktı.. yolun | memiş miydi? miz aratmıştı onu. Aksaraya gittik. ağacın ardından öne atıldı: km gli karanlık bir sokağın dibinde li dana alçak Kö | O örer... Neredesin? Nereye sak- | dalgın iu. küçücük o landınız? Pertev Sinan | vakit. Ve palasını sallar! selek İşte leş erimesi — Eksik olma, ağam! Bu gece de m e | ğına soluna sesleniyordu. $ kubbeli bana lâzım oldu da o a ipi Meydanda kimseler yoktu. Yumu- | de ahenk, cümbüş vardı. Pencerele- | Ga çıktım. sun gözünün önünden geçen Gülee- 'n sokaklara neşe ve kahkahalar, Yunus reis Aksarayın yolunu tut palası hem geniş, hem | mal ile âşık Ömer bu kadar süratle ney ve tanbur iniltileri taşıyordu. de uzundu.. bir sallayışta ucu Tahirin | karanlıkları yarıp nereye gidebilir- di Kzanhii ğuşmtdk dil atı; iz > ae en IŞ- ez N geçerse reis ması da devam ediyordu: #GÜLCEMAL» NEREYE KAÇIYOR? setimi semite oturdu” | gan onu elde etmek güç olacaktı. Bel- — Onu sana bırakmıyacağım, al- | © Yunus reis, istemiyerek blm di gün sonra çaki rin düşünerek, yolun üstünde bir sim Dm ayrılması li meleği « Gel zötüyenir — Alabilirsen, senin olsun, üddet sonra hızlı hız. | Şen Kâhyasını gördü. yanına Sokul | yunus reis sevgilisini kimseye gös- — O, beni seviyor. Padişah yarın 3 koşmağa başladı. Yolun sonuna kü- du terme: Gülcemalin kaçırıldığının | onu bana arsa, sana da avucu- | dar raslamadı. Artık vezir ko- — Merhaba ağam! Ahenk yolunda. | leyi geçtikten sonra direklere eskisi ramamıştı. Delikanlının yalamak : gelmişti. Buradan ge- | paşa Keyif eline Ri gibi kara yelken çekip donanmadan | Haydi, di 5 Paşanın kâhyası aynlacaktı, ya, Acaba Gülcemali Tahirin adamları | dı. Gece yarısı Mi bei buralar.