26 Temmuz 1936 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

26 Temmuz 1936 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Te irin ii Kaba bir erkek | HÜSEYİN CAHİD “— Fikir Hareketleri || 5 Delikanlı, şapkasını hürmetkârane çıkararak: — Affedersiniz, diye mırıldandı... Genç kadın hiç bir şey söylemeden istiyordu. Eve telefon etti. Dostların- dan birinin kendisini yemeğe davet beklememesini, eve dönmesini söyle di. Genç Eş telefondan gelerek: i dekileri kandır- - | dum, dedi. Delikarılı hâlâ karşısındaki kadının - | mahiyeti hakkında sarih bir fikir edi- . Bu- | mememişti. Şüpheleniyor, aldandığı- na ihtimal veriyordu. Bir aralık göz lerinin içine bakarak sordu: — Yolda sizi durduran adam ne , | müyorduk. Bir iki Tâkırdı ettik, o ka- dar... Evine kadar gidecek," kim olduğunu Birdenbire, genç “kadının yanma İyi erkek yaklaştı. Bu adam kâh onun Yardından yürüyor, kâh adımlarını “sıklaştırarak önüne geçiyordu. Niha- Delikanlıyı bu cevab tatmin etme- di. Eski bir dost idise neden ayrıla- cakları zaman selâm vermemişti? Maamafih, ısrar etmedi. Genç kadın öteden beriden konuşuyor, şimdiye kadar hiç Apk Ki temin edi- yet selâm verdi. yordu. Delikanlı bunun Khdinlara sataşan | © — Ama bazı maceralarınız olmuş” çapkınlardan biri olmasına ihtimal | tur, değil mi? Bunu söylerken uzun uzun gülü- yordu. Delikanlı işi burada kesmek ve kar ve ei Erkek selâm verdi. : e diye düşündü. Merak etmişti. İşi anlamak için hızlı yürüdü. — Affedersiniz, dedi, Zannederim | kanlı yavaşça fısıldadı: bir sultefehhüm oldu. Ben size sade- | — Beni sevebilecek misin acaba? ce otomobille küçük bir dolaşma tek- | — Pekçok! lif edecektim. Arabam Taksimde mey- © danda bekliyor. “Genç kadını büyük bir merakla sü- — Rien etsem, şimdi benimle bera- ber gelir misin? Gözlerini indirdi. Cevab yerine de- ikanlmın elini sıktı, Beraber çıktı dar. Sokakta, genç: — Bir taksiye binelim, dedi. Şoför eve dönmüş olacaktır. Genç kadında bir şüphe uyandı. Bu otomobil hikâyesi ona gösteriş ol- sun diye uydurulmuş bir kurnazlık gibi göründü. Fakat ses çikarmadı. Yalmız, otomobilde biraz çekingen davranmayı münasip buldu. Taksi Mecidiye köyünde bir köşkün önünde “durdu, Genç kadın: — Sizin eviniz mi? diye sordu. Delikanlı bu suali işitmemiş gibi 'dayranıyordu. Köşkün etrafında do- Jaştılar ve arka kapıdan içeri girdiler. —0 halde üç çeyrek kadar vakti- o mizvar... Genç kadın başile kabul cevabı — verdi, Taksime doğru yürüdüler. De- “ likanlı bir gazinonun önünde dura- orak: © — Biraz bir şey alır mısınız? dedi. |, Kadın gene tereddüt eder gibi dav- | © Tandı. Bu macera onun pek keyfine “ gitmişti. Fakat zevâhiri kurtarmak 144 cü sayısı çıktı 25- Temmuz 1936 - Cumartesi İÇİNDEKİLER: Marx bı damı) — “Türk Mektakları (ame ni Sultan Süleyman zamanını a aid bir frenk sefaretnamesi) (Ogicr ghi- selin de Busbecg) — Kitablar ara- sında (Küçük notlar) — Lehte Mela beyi emikiei itimada teşkkür edere ak kayfiyeli m nd. Bozkurt Madeni eşya ve Terazi fab- rikası ve satış şubesi sabik hissedar- larından Münir Tevfik Bozkurt Fiatı her yerde 20 kuruş Para yerine zarf içinde posta pulu da gönderilebilir. Müracaat mahalli: Akşam mat- bansı müdürlüğü, > | hayret içinde idi, çıkarken genç Delikanlı Mkayd bir tavırla odadan çıktı. Şoförü bularak arabayı büyük kapmın önüne getirmesini tenbih et- ti. Odaya döndüğü vakit, genç kadın açtı. Aşağı indiler. Lüks otomobili görünce kadın şaşırdı! Soruyordu: — Bu sizin mi? — Evet, — Ya köşk? — O da benim. nın koluna girdi: — Demek benimle şaka yapıyordu- nuz! mobilin kapısını açtı: — Buyrunuz. Genç kadın bir şeyler söylemek isti- yordu. Fakat delikanlının müstehzi tebessümü ve bakışları karşısında yutkundu, içini çekti, otomobile bin- di ve uzaklaştı... Hikâyeci Kadın neşeli bir tavırla delikanlı- | £. Delikanlı hiç aldırış etmeden oto- Adil yaylam nmmerrif olduklar vu mahallesin a ii EL “| ülân olunur. (24603) mama tur. Fazla izahat ir ii ve Süne li 935/30 No. ile müracaatları ilân olunur. — (24601) ” KARA YELKENLİ KADİRGA Yazan: İSKENDER F. SERTELLİ No. 43, terecek ve güzel rakkaseyi nasıl ya- kaladiğını anlatacaktı, Ortalık iyice aydınlanmıştı. Yunus reis hâlâ meydanda yoktu. Dümenci Salih sabaha kadar bir © Kürd Ali gür sesile hayiırdı: © — —Lâh uzatmayın.. haydi çekin yu- Gemicilerden biri gülerek cevap verdi; — İçimizde gaibden haber veren bir sihirbaz varsa meydana çıksın he- ln verdiği sözü yerine geti- remediğine, Türk kadirgasını havaya - İ uçuramadığına yanıyordu. Ragozayı geminin anbarında bağ- Jayıp başı ücuna iki nöbetçi dikmiş | Jerdi. Bu nöbetçilerden biri de Kurd e | andı. Kurd Ali, Yunus reisin çok sadık adamlarından biri idi, Efendisi kasa- soruşunda: — Bu gece kaptanınız buraya uğra- madı. Cevabını alarak geri dönmüştü. ye iki arkadaş baş başa si VE e başına bir felâket geldi muhakkak., — Ben de öyle sanıyorum. — Gemiyi kundaklamağa gelen bu - İ| kadın (papanın casusudur) diyorlar. Vakit geçirmeden onu bir daha sıkış- tarsak fena olmaz. — Kaltağın üzerine iki kere palamı çekip yürüdüm de ağzından bir 1âf alamadım. — O tehdldden korkan bir mahlü- — Hakkın var! Beni vaktile Arşipel adalarında yakaladıkları zaman kol- tuk altıma kızgın şiş yapıştırmışlardı. İnsan oğlu bu acıya gerçek dayana- major... bildiğini, gördüğünü bülbül gibi söylüyor. — İşkence adama yalnız bildiğini badan dönünce ona sadakatini gös- iki şiş bul banal Dinenei Salih genin eüpeşiesin Rugozaya ne yapsalar azdı. Körfez halkına bu kadar samimi: yel ve nezaket gösteren Türk gemicile- Tini bir kundakla havaya uçurmak is- gecin kaan e il üc böyle bir gemide Kurd Ali gibi bir cek Iâda her zaman ihtiyac vardı. du: — Haydi, canını yakmadan söyle.. bizim kaptanla dün sabah buluştuk- tan sonra nereye gittiniz? — Ben kaptanınizı dün sabah gör- yedim. — Bire kaltak! Ben senin peşinden geliyordum. Şuradaki yokuşun başın- da Yunus reisle buluşup yanyana ki- — Kiliseye doğru çaktık ama. reis e e söyletir. Haydi isil ği ba biraz sonra behim yanımdan ayrıldı. Kur Ali rakkasenin yanına sokul- | — Tepenin ardına gideceğini söy- Jedi... © — Ya sen?. — Ben tekrar döndüm. meyhaneye geldim. Bu sırada güzel rakkasenin çıplak omuzlarında bir kamçı çakladı. Kurd Ali: — Yalan söylüyorsun. bizi alda yorsun! Diye bağır. Karılarınızı her zeman böyle mi kam- çılarsınız? — Biz yalnız kadına değil, suçsuz kimselere ol uzatmayı günah sayarız. Fakat, senin için dört kitabın da ve- zeceği hüküm: İdamdan başka bir şey — Nereye gitti?

Bu sayıdan diğer sayfalar: