Sahife 6 AKŞAM 11 Mayıs 19 — ——— PAZARTESİ KONUŞMALARI: Milli felsefeye do m. — Ben ne; Mi iL iğ nereye gidiyorum? — Niçin ve kimin için varım?. Bu sorular, yer yüzünde insanlığın varolduğu andanberi kafalarımızın içeri- si iklüm büklüm lele bir yılana benziyen istifham etleridir: ür ve bilgi daniel ne Kl ol- e kudretine er- sun bu sorular, düşün! imağın ezmeye ve eritmeye ç lıştığı birer demir leblebidir. ağ başlarında arkadaşları koyunlar, ! şan, gülen bir e diye vi felsefe yapan bir ya: iye taril ek isti-” ze bü Kn EN yanlış bir şey 3 yle tek mi insanda bir insiyak kuv- di varolan bu geniş düşünüş yeti terbiye e yahut yanlış yolda i irili kötü me ki, ln bir heğaki e milletler, eski giy tazelemek mec- elek ase, yi çok gerçekçi, a lan, nen lie VE ri ll le mehi zaman kötülükle- b Bu inliradei, kendini düşi etmeyici görüş ve du- yuş; yal peer düzenci hocaların felsefeden Türkiy. yapmak istedikleri afyonlu bir £ sey deği İdi. İnkılâp bi başka bir ir. Bu ini & e zili bir e sel iş diyebilii im. tün tarih boyunca canlılık, hareket ve fa- aliyet örneği olarak gelen, doğmadan önce varolduğu kadar öldükten sonra ya- vi e uğruna mesini bilen ve bütün kuvv: ini e ereğe yönelten Türk allen , bir hendi se intizamile #atimieşileri bir felsefe. ye muhtac , Alman cemiyeti için bu işi yapan bir mürlkkir tiptir. Felsefesinin esası, eği vazife: ames, prati lür-| yük filozoflarından biri olmuştur. Böyle bir felsefi esas ortaya konma- dıkça, bilhasen, sanat hayatında; DEÜ yaratmalar KE Ba; so: berraklı- ruh kazanmadıkça edebiyatçının İN sökülür ham biler Tes- samın fırçasından boğü: ruh sıkıcı şekiller; Bevkimme ğundan güzellik demir e namına ucubeler çıkar, Bugün Türk milletinin! 7 yap- mak isteyen için tarihi, i, hissi, ferdi ve istimal bein parla ee Hesap büyük zafere ve büyük zafe, kal aitirin, bir Türl in in, bu muhteşem a ye nın ini saşliri koymuş olac. Aydın imi — Koçarlı nahiyesinde (Cumuriyet âbide- si) dikilmiş, büyük e köylülerin de iştirâkile açılmıştır. Resmimizde Koçarlı Cumuriyet âbidesi görünüyor. Haremağaları kederde Âza olunması en güç hir cemiyet İstanbulda zenciler, haremağaları gi ttikçe azaliyor. Yeryüzünde öyle bir cemiyet Derz | nını ir ya... Onlar da ki bune aza kaydolunmak, her cemi- haklı.. Bu yet e Divanyolunı e e zenciler nereden gelmişlerdir! iyete girmek için çi ği ol — Çoğ Habeşis tandan e mak, Divanyolunda, pastacı Hirrinan ya nındâki e Mühim bip is da Sudandan gelmişlerdir. ri ıktınız mı? Karşınıza büyük nn ye slk m «Haremağa- ları ce: Cemiyetin nim reisi Erenköy kız gal diya hocası bay Tahsin Ne- ie belki de LL kazananlar, yanağa. u e adaki dari. Âcezi eriyorlar.. ik müddet kisin sonra ce- üfuzlu azasından ve he- yeti ii sinden olduğunu e 2 Yaveri buldum... Bay Yaver Ha- kide oturuyor... Kendisi pri şık, eri giyiniyor... Bay Yaver suallerime acı acı — Ne söyliyeyim?.. se ay lığı hakkında ne söyliye! bulda arap, zenci a r. > Kipi bilhassa, haremağaları günden güne iyor. Bir zaman gelecek ki Kemeri mıyacak, hele haremağalı sis acağı devir pek Ey 'ünkü kı yerine yenileri gelmediği için si, yorlar. Mei ii e İstan- bu OR... — kali bunun sebebi nedir? wsimlerde bir ei rün durmuş- unda un buhranın da ii ri vardır. zenci adam kullan- zenci beslemek âdeta bir bugün beyazlar an- cak kendi karınlarını doyuruyorlar, bir de lüks olsun diye zencilerin kar- kette âdeta tükeniyor. ikkat edini ME ul gör SEBİRİNİ albu- vi a stanblilk her kl bir e ras gelinirdi.. li izin memleketimiz er yoktur. Dünya- onlar ie Da el ğa du- yarlar ve düşmanlık göste: Bak . Türki; de 1 sizatları çok deyerli ve onlara yi ım ede! Pe olduğu halde burada zenci alıyor. ga adaki haremağalarına mahsus darülâceze cemiyete mi mer- uttur. :emiyete merbuttür... Lâ- KADIN KÖŞESİ Sade bir tayör Lâcivert yünlü tayör. Blüzu ve e ani rün ER lâcivert sarı eki Eleni m Yıldırım | Konyada “bir evin li yi bozd 7 koyun, bir köpek öldür — Evet c kin ii cemiyet reisi olmadığım için . akşam) — m) — Dün Kor söz söylemeğe salâhiyetim yoktur. Ben| yaya Yağan yağmur esnasında Altı sadece heyeti idaredenim. çeşme mahallesinde Ticaret odası kö haremağaları © e ir | bi bay lana evine bir yıldırı& ki cemiyetimiz bili hak e is i m çıkmıştır. Aylar Var ğ i toplarım Yıldırımın ineli yi günde gi oruz.. Çünkü sisi ez evvel nie Ahmedin çağırma Cemiyet idare heyetinden baz Me si üzerine odadan çıkmış ve bu güz zel Ar yü görüştüm. O da harema- teşek neticesi muhakkak bir ölüm ğalarının pek azaldığını Ga den muştur. Yıldınin yalnız evini ir elektrik tesisatını bozmuş ve bütüğ a ampulleri yakmıştır. aremağalarının zamanın- Bak bir yil Gözl hi kös — Bazı hi da KN Derik yaptıkları söyleniyor. Doğru e bayım, haydan ge- huya kei Şi ri Te ile bugün bir Cemiyet ie heidi dir mi bana dedi s1: 30-35h: 3 Mı: da-öldükten sonra siz sağ, lie remağalarının çoğu Habeşistan- di İ gellikleri için bunların arasında men yünde bir koyun in düşmüş Vİ zl sin ağıla sök lan koyunlardan yedi ve bir eceli e dönmüştür, Bağl Tarik > cdkikarından memnun n görü up olan- lar bulundu uğu da sö; Böylenmekkeğir. Şişli çocuk hastanesi kapicısı olan zencinin Menelik hanedanına men- sup bir prens olduğu da dülerde deli şıyor... Fakat bu zat kendisile görüşenle- e — Başıma belâ at prens mirens değilim.. mektedir. Bir ge bir siye çare dal parçal en E den ei edek İzzet kaptan idaresindeki motör, is : den ayrılacağı sırada Mustafanın sanda” a çarparak parçalamış ve batırmıştifi! Mustafa denize yuvarlanmış >> aasına meydan verilmeden YEŞİL ELMALAR Yazan: Belki de, sadece, Ayşenin kocası ol- ması eri mili böyle düşman et- miş na! Bir Mela yaktı. Sanki karşısında bizzat Göksel iki büklüm, omuzları ei ve lâlâm me Hüseyinle e geldi geleli 2 ruz, Ve o Fransız kızı getirdi v ve bana: — İşte sana genç bir yarım anne! doğrusu Hüseyinin rehber- sini böy Ek sağ bani ile b vin Nisin e evlerinin kapıla- | ilk defa böyle bakıyo dl üçe sene içinde konuştuğumuz keli? fı â rae No 24 Matmazel Lüsi bir kabare daneli dü la alı geçmez. Fakfi Abdül. | Tüş. Babam onu kadardı yu gece tek bir şey bile söylemedef m yem daha çok ve ie ik gecesinde sela Babam | ve küt parmaklarıyle yuvarlak cilâlı e karşılıklı oturuyoruz işi tli jurnallar veren bir kani e e mi iz ld mülâzimi evvellik 2 Kay- bederek Fransaya firar ettik. Meşrutiyetin dhmi ne babama, ne bana yaradı. İttihatçılar babamı as- laya gelmesinden iki gün sonra lâlâ- mn oğlu Hüseyinle ib 8 nn ken aramızda — Sen daha küçüksün, aklın ermez un bağı iğnesini sattı, Bu haberi Hüseyin ge tirdi; a bana ve dediydi ki: paralar suyu çekiyor, Allah encamımızı hayır eyleye! yedi yaşıma basarak girdim. Nis in bir Fransız zaferini ışık- ateş damlası gibi. Hissediyorum ki ikimiz de dilsiz bİİ fırtına, mall Sinekli mi ür El şüni bul vii fırtına. Nihayet bu bilinmeyen e öyle dayanılmaz bir hal aldı ki birde? bire Meeazen kalktım, rüme dal bakarak: «Niçin bazı mücrimlerin hiç bir se- | madılar, amma küçük bey, paşa baban bu beb yokken Babamı bir | 9€€T E EML tulmuşken kendi ayaklariyle ge- | VİA tuttu. bu Boğazdaki yalımız — Niye aklım ermiyece İM akalay Va Klan hi mazel Lüsinin güzelliğini mii Babam erkenden yatak odasına Ee af etmek, söyl - | hı değildi amma, daha rahattı, kadar kör kildi. Romatizmalarıyla baş başa, iraf etmel mik lemek, herşeyi, ol ğ tt, z ik sie Na u gibi anlatı dört yaşında, bendeii dört yaş bu ceval iyorum. Beni doğurur- ve b bü başlamalı? En baştan! Bir | Ken ni Niste dadım ve lâlâmla be- her hangi, terbiyesiz ve başı boş büyü- insanın hayatında en baş nel le lâlamın benden dört bir çocuğun ne söylediğini bilme- > aş uğu günden mi? Bence ha- | beş yaş büyük oğlu e emi bir ge | den, sokakta öğrendiği bir küfrü tek- uşak vardı. İlk Fransızca dersini onlardan al- dım. ar Meşrutiyetin ilânından sekiz yıl Ben on dört yaşıma girdiğim vakit önce Boğaziçinde kırk odalı bir yalı- | benim için dünyada iki mühim hadi- da Babam top sağallk se oldu. Umumi harbvilân edildi ve ba- di ir | b Ji ktan geçmiş olması- paşaydı. Beyfullah paşa. Abdülhami- na rağmen villaya 20 yaşında bir n dört ame Matmazel Lü- sinin güzelliğini anliyacak kadar er- iie Harbi umuminin ikinci yılı, beni Deil SE haylaz, cıgara içer İk Lüsiye daha ee kılarak girdi. malı, nişanlı günlerinin rüyasını gö- ie Ç da iş salondayım, Mametgiler izinli. Hüs sokağa çık mıştı, gelmedi daha, Lüsinin üstünde bir Japon kimono- su var. Babamın bunu, Japon m ettikten sonra Montekar- sakallı bir Fransızdan aldığını Hüse- yinden duymuştum. Lüsi ayak ayak üstüne atmış, Bana bakıyor. G — “re gidiyorsun? dedi. — Yin mu geldi. Sö liğin. Tekrar oturdum yerim. e. eker yla — Tuhaf şey, vw çok daha Bİ yük gösteriyorsu! a birden | bire zn a susli ın gi verdi: — Bunun şimdi mi farkına varıyf” sunuz? dedim. i 'Tuhaf bir sesle: (Arkası vat”