24 Nisan 1936 L Her akşam bir hikâye | e düşündü düşündü, İm 4 lık resimli gazetelerd tılanına şöyle bir ilân «Kibar halli, iyi ahlâklı, yüzü gü- zel bir genç aranıyor. Kendisine ik bir vazife tevdi edilecek- tir.» Şiveyi mektepten çıkar çıkmaz: biraz yaşlı bir adama zengin di- ye vermişlerdi mafih, bu gayet cazip bir adamdı. Şive ko- casını sevmişti. Fakat evleneli sene olduğu halde, kocasının bendine ea vermeyişi Şiveyi pek ii muztarip etme- » Nihayet bei kıskandır- mağa karar vermişti. İşte mec- muaya ilân yazdırmasının sebebi de bu idi. Böyle bir genç ile flört anaşmamıştı. flörtün mahsus yapılmış bir şey olduğuna nasıl inandırabilirdi. i inde ta- gerçekten okıskanılacak, edilecek bir nokta bulunamazdı. Şivenin ilânına otuz kırk kadar cevap > Bunların arasından sminde birini tercih etti, i Fotografisinden de kılığı kr. yafeti düzgün, yüzü sempatik ol- e anlaşılıyordu. irbirlerile ilk görüştükleri za- müşkül bir acı tebessümü zapta muvaffak ol- du. Şive ile anlaştılar, Bir kaç gün sonra, Şive kocası- na çoktanberi görmediği bir ço- cukluk arkadaşına tesadüf ettiği- ni anlattı, Kocası dalgın bir ta vırla: — Ya! dedi, ne iş yapıyor Çok in. Ec meğe çağırdım. Sana tanıtmak is- terim. Faruk, kocasının üzerinde iyi bir tesir yaptı. Hele ticaret işle- rini en anlaması onun pci OşuU na gitmişti. Karısına: Arkadaşın pek sempatik, dedi. Onu sık sık davet et, yaln; ının değil, ulibapları! kanala da kalpleri- ni kazanmağa başlıyordu. Faruk 4 rolünü o kadar iyi yapıyordu ki çok geçmeden bütün eş dost Şi- ve ile aralarında bi olduğu- na hi işle, Bir gün, Şivenin kocası Faru- ğa sordu: — Paristeki Menaşeyi tanır mı- sınız? — Hani bankerlik diyor, o mu? — Evet. — İyi tanırım, eski ahbabım- ır. Faruk mütereddit bir tavırla Şivenin yüzüne bakıyordu. Genç kadın işi anladı: rçek, dedi. siz de alâka- dar olursanız fena olmaz. aruk, Parise gitti; iyi bir ce- vap getirdi. Bütün bunlar yolun- da gidiyordu ama Şiveni yerine gelmiyordu. Çünkü sı hiç aldırış elniy Faruktan şüphelenmiyordu! Şive hayret içinde idi. Kocasr- nın birşey fi miydi? Halbuki flört acak kadar meydanda idi. Hain eN ahbaplarınd i ri onda sesini değiştirerek ona Mi davranması için ih- tarda bile bulunmuştu. Şu halde, kocasını kıskandıra- ilmek için ne yapmalıydı? Faru: ğu bir apartıman tutmağa ve ora- da gidip va etmeğe mi kalk- koca- malıydı? Şive e fikrini ini Faruğa açtı, Fakat o itiraz etti — Bu işi nereye mr is- a Dedi, Vakıâ size bu- ormağa (hakkım yok ama, Si fazla ileri gitmiş ai Şive baridane sordu: — Korkuyor musunuz? — Hayır. Yalnız yapmak iste- z şey bana mânasız görünü- yor. Siz para ile tuttuğunuz ada- mın evine mi len yoksa | AKŞAM ŞAKADAN... | son aylarda ahbap olduğunuz Faruğun evine mi? Şive daha barid bir tavırla mu- kabele etti; Ben ahbabım bir Faruk bey rahmi eo — Pek âlâ, O halde, affedersi- niz, bu işe devam edemiyeceğim. Ne olsa, ben de bir erkeği: — Ne demek istiyorsunuz? — Ben artık hakiki ile caaliyi ayırd edemiyecek hale Km Şive kızararak haykırdı — Rica ederim nizi Şimdi in bize yemeğe geliniz, işiniz lke, dışarı gideceğini- zi söyleyiniz. Ondan si sonra a ık serbest kalırsınız, ded Ertesi güni EZ, bu kararı ae > zaman, Şive kocası- arları kendisine initaf ii vel #ti ve kıpkırmızı ke- sildi. Bu bakış herhalde onun kal- inde bir kıskançlık uy: andığını gösterebilirdi. Demek Şivenin is- tediği hasıl olmuştu! Şive Faruğu teşyi ederken için- ten k ane se muamele ile kendisini etdi vi değişmiş bir halde idi. Şe içinde gizli bir memnu- niyetle sordu: — Nen var? O, çatık kaşlarile cevap verdi: nim haysiyetimi berbat etme! İşte sana bunu ihtar etmek isterim. Bu sözleri söyliyerek kapıdan çıktı. Şive yıkılmış kir dünya al tında kalmış gibi idi. İçinden ta- an nefret galeyanı içinde tele- fona koştu: Faruğu buldu ve er- tesi günü için bir randevu karar- laştırdı. Hikâyeci Cana yakın modern HASAN Lavantaları Sahife 9 Bugüne kadar mel Partileri 1s Çiçek - Beş ei “ Şipe . Gil Yeni çıkacak parfömler: 25-50-60- 75-100 kuruşa muhtelif boyda HASAN DEPOSU . Istanbul - Ankara - Beyoğlu H Nekahatte bulunanl, ar, kansızlar, iştihasızlar, zayıflar, emzikli kadılar, diş çıkaran ve kemikleri zayıf olan çocuklar msalsiz devadır. HER ECZANEDE BULUNUR. <P BİR TURAN MAMULÂTI r için Prensin çıplak omuzları! a bir- denbire müthiş bir kamçı lala indi. Odanın içinde boğuk bir ses İskender Fahreddin çınladı. — Ah. ölü Habi çiğ akilli ö nünde iki büklüm olmuştu. Başını arkasına ye Anako ile göz göze gel — Benden öc almağa mı lr Sisme ayaklan- dıran. hükümdarı bin bir yalan ve dolapla kandıran sen değil misin? Anako bir kamçı daha indir- di. ensin omuzlarını si tel Gi biribirine dolanarak, Ha- n derisi üzerinde e çiz- Pe kurtarmak için, Anakoya iL ÇOCUKLARI Tefrika No. 124 21) hücum ediniz.. Onu parçalayınız! bağırdı. Prensin sesini işi- un bir iftiraya uğra- dığına eknkilörek mermer sü- tunun etrafını sarmağa başladı- lar. — Parus bir kahramandır. O- nu lime esi bütün tlar: azabına (o uğrarız. Haydi, sie çözelim kollarını.. ehram rek Parusun iplerini çözüyorlar Parus masumdur. Diye bağrışıyorlardı pe sesi bir daha işitilmedi. Ani vari Ortalığı ya ada- sile Habiyi yere e Sarayın dışında toplanan halk, ellerindeki meşaleleri di par- maklıktan içeriye uzattılar.. Yer- #lizümğni de kanlar içinde yatan prensi ve elindeki kamçısını savurarak ho- anmış? Bu işkenceyi, bu acı ses- leri e duymuyor? Kalabalığın bir kısmı bağrışa- rak sarayın büyük kapısından içe- e girmek istiyordu. Sk vaziyeti anlatarak: — Halk Anakoyu parçalamak istiyor. r. Bu Sırada Parusun da kollarını çözmüşlerdi erkes Parusun rak saraya atılacağını sanıyordu. Halbuki Parus kalabalık arasın- dan bir gölge “ süzülerek or- tadan kaybolmu; Firavuna e haber verdik. iğ zaman Parus meydanda yok- Kıhça sarıla- ei zabitleri, saray kapısın toplanan halkı güçlükle dağıta- bilmişti. Mikerinos: — Parusu yakalayın! diye hay- yanii O gece başlıyan Parus vakası günlerce sürdü. Parusun izini bu- d lamıyorlardı, Anako, fira anı 3 şehirde biraz daha şiddetli dav- taj ma göre, saraya herhangi bir sebeple hü- cum eden - firavun ailesine men- sup ta olsa - ölüm cezası görecek- tir. nako sonra tekrar vaziyete hâkim oldu ve firavuna, €n büyük, en keskin silâhın şid- de olduğunu gösterdi. bundan Üçüncü kısım Parus (Hermo) şehrinde Üç ay sonra.. Eka cezasından kurtulan Pa- goktanberi firavuna karşı baş kaldırmak isteyen Hermo kabile- sine iltica ediyor, Hermolular es- ki devirde olduğu ye vergileri- nin üçte birini hükümete vermek, diğer ikisini de Sellem pay- eli, iri fikrindedirler. Parus Ci- zeden kaçınca Hermo şehrine geliyor. Yerlilerin O hoşnutsuzlu- Yu üyor ve bundan istifade çiyor Şimdi Parusun büküm ir. i Hermo şehrindeyi: Parus, ie verginin üçte birini bile Cizeye göndermiyor, bütün hükümet gelirini askere ve memurlara api ordu. a lıya| sun maksadı Anakodan öc maktı re arkadaşlarına: v erinosu rae ve İse tibdada sevkeden akodur. O-. nu ortadan kal emel bütün Mısırlıları tekrar Mig ve re faha kavuşturac. iten var), 7