| * « w " g © w 8 . ci | | i 23 Nisan 1936 ENE -— | Eski Paşanın astığı astık, kestiği kestik. T. armağı ile ami zindana mi “e ret ettiğinin boym a iel evinde ziya- kalabalık. Orta- da lenger lenger yiyecekler, tabak tabak ale erek çare tir Hee a el gelelim pe ye kor- banda kimse yiyemiyor, kini ek bi la lari Gi P meldet bakmış bakmış da, hiddetle m Yemeğ: elini sürenin kellesini uçu- l Kamı' aç olan zat şöyle bir Miş, masanın üstüne göz gezdirmiş, nı başında tmazlar “bi helva emi — e ir çoluğum çocuğum Ve kaşığı daldırmı Fırtınada yı ıkılan mara heye ta- diye sormak Yirmi için çoluğu çocuğu allaha emanet etme- ğe lüzum yoktur. zaman fıkraları Bunu anlattığımız bir zat, bu işlerle alâkadar olan bir zat: — Malüm, dedi. Bunları biz de gö- EE — Buyrun! emi Adam başlıyo; sonra e gahilkimili Ge len ii gö 2 e dedi de aklımıza geldi: ret, — a dediğiniz zar- Bektaşinin biri kırda © gezerken, bir a ind tezkere kalabalığın bir tepe üstünde göğe bak- vE aymız, o kadar ace- Küm ki isik ezkereyi zarfa o koyacak 1 vakit kalmadı... Tepemde yazdığımı okuyan bir arkadaş: — fıkraya vak'a zor uydurursun! dı se Bunu dedi de aklımıza geldi: “Ağustosta bir ramazan günü uygun yeni bir ledi. sıcak mu sıcak... Gök yüzü ateş pi rüyor... Adam oruçlu olduğunu unut- muş, şerbetçiye dayanmış: man bir bardak buzlu limona- — Apartımana asansör kondu. — Gördüm, artık size gelmek sahiden zevk oldu!.. tal Merak ediyor, söku- He Hi BAHANELER görüyor. e kai meni is ein iri ramazan olur, hilâli e miyiz in bakıyoruz, bi; zaman OMUZUNA vr el dokunmuş: Nihayet dayanamıy: se dayanıyor komşunun kapısına, un babalık, sezi ok or İl içeriye: unuttun gi — Beğ fevkalâde acele bir tezkere Adamcağız bir! buzlu limonataya, bir getirdim. de bn söyleyene bakmış: Peki babil ölmek ey se eee te mı be adam, demiş, şunu DE sonra söyleyemez miydin?.. pi — Beni seviyor musun? v le n beni seviyor musun? — Evet — Öyleyse evlenelim. — Evlenelim. Evlendiler. Balayı gezmesine sıktılar. Yarı yolda (bindikleri tren kazaya uğ- radı. Kadın ağır yaralandı ve son nefe- «ini verirken (o kocasmın kulâğına söy- lendi; — Ne felâket... Ölüyorum... Bensiz me yapacaksın?.. Adam hemen hatıra defterine şu söZ- eri yazdı: «Zavallı kadın.» Tesiri... Amma bu Sr kekik pair olamıyacaktım. Şeytan Günlerden hg yen” Ba kavgaya tutuşmı deta boğazlaş- mağa bulama. Kar gören Tan- m, Ezraile emretmi — Ne in yap, şunları ayır. Tanrı Ezrail ai ve gelmiş. sor muşs — Ne yap — skin kestim. Bunu duyan Tanrı Cebraile emret- miş: Gülme yerine koy, Cebi şmuş ve acele ile şeytanın bireyi iin Eyer mim. me şeytanın Şey gün vi yn klar ayırd etmeğe imkân olm; — Elektrikle havagazına vergi konuyormuş... — Ne iyi, bundah sonra karanlıkta otururuz.. de Dün açtım sari yumdum gözü- söylemediğimi Her İhtiyarlık çocukluktur, cukluk. yürüyor. Genç, ci yordu: «Serv hi lie tuyoru, ler, bazı şi beğenmezler: Ben de onları beğen- en BAH ANESİ ırakmadım. vr sim İçimde ir yay kald için Ee ğim. Biliyorum, karyolanın baş ucum- daki küçük masanın üstünde unuttum. b içinde olduğu a ömür için- yi evsim vardır'ki m yağmur yağar, r, hem ağlanır, hem imi m çocukluktur bu m bülyasız ço: Rüzgârlar esiyor. Bir ihtiyarla bir genç coşmuş ee anlatı- et, zevk, İhti a doğru e açtı sonra tiye avcunu kaydı Goa sordu: «Ne yapı” yorsun «İstediklerini tu- ### Bazı insanlar vardır her şeyi beğenir- insanlar da vardır.ki hiç bir Ağızlığım da kıymetlidir, rahmetli an- nemin yadigârıdır. Hizmetçimi, kadamemi gönderip Sil dırmam kabalık olur. Bir erkek yüz üs- tü be iri kadına karşı kaba- lik ma y re daha görsün de intikamımı almış yım. Bugün oraya a için değil, inti- kam HASTANIN BAHANESİ lerim bozuk, böbreklerim bozuk, kanım. in . Tuzlu yemiyecek- Söyl dün Rus yadan koca bir kutu havyar geldi... Eğe! bu havyardan yemi lum fikrim be doktor!.. Hem sade suya pirinç çorbası, hi patates, süd a de hafta ayır, beni sbhakizei korumak için yiyot Doğru mu? 'Naşidin temsillerinde yalnız bir kişi EFEM ran Tiyatronun sahibi. Bir :e halk kahkahadan kırılırken biri mera! a etmiş ve tiyatronun sahibi sormuş: — e: uya gülmüyorsun? ülerim azizim, gelecek sene kya e. eğer — nı yok, yalnız Fatmaya bana iin sana söyliyeceğimi söyle- en de ona söylediğimi sanı rl söyleme. Nezaket Bayan, kendi kullandığı küçük oto- mobille Taksim meydanından geçerken, bir yayaya e okun — Kahbenin kızı, otomobil kullan- Si elde — Sizin ie tahil ettiğiniz mek-