8 Nisan 1936 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

8 Nisan 1936 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

pe Sahife 6 AKŞAM Orta oyununun maruf siması Meşhur kavuklu Ali hatıralarını, san'atın iç yüzünü anlatıyor Tiyatro yıkıldı. Halk ezildi. Kavuklu Hamdi 20 sene evine kapandı. Aksaray Sineklibakkalın biraz ilerisi... Kapısı siyah demir tok- al çalınan daki 32 dişini birden söktürmüş.. Bu sefer baktım. Hakikaten orta oyunu üstadının ağzinda tek ei bunu görünce derhal sor- dura — Demek şu meşhur çene ha- yapmak için hakikaten kğsimeideki 32 dişi güni söktür- dünüz... Bu ne sanat Kivaklu Ali güldü, bir orta ye tekerlemesile cevap verdi: sanat a: emezler.. sişeeebii aşkı» derler... Hakika- im bu çene yapabilmek için 32 dişimi ür. söylenir... Lâ- .. İskorpit hastalığı. âşıkız amma bütün dişlerimizi söktürecek kadar da budala de- iie. ya.. nat başlıyalı çağ sene ön ve e başladınız sene see Evvelâ Şe arasında oynardık. ilk defa Donanma cemiyeti men- faatine kendi omahallemdeki şu arsada oynadım, İlk defa halk önünde orta yere çıktığım zaman Kavuklu Alinin bir kaç resmi heyecandan bayılmama kıl kaldı. Elim ayağım sapır sapır titirer.. ne heyecandı o. — Bazıları yy ki: «Vaktile bizde kadınların oynatılması ya- saktı. Orta oyununda işte bu ya- saktan dolayı zenne emdi erkek- İer çikti siz ne dersi Evet, böyle yer Güya kadınların oynatıl 1 yasak ol- duğu için mecburen lie zen- ne rolüne çıkarılmış... Lâkin bu katiyen. doğru değildir. orta oyunu baştan başa taklide istinad eden bir oyundur. Zenne tipinin güzelliği bir erkeğin bir kadını ne dereceye kadar taklid edebil- mek kudretini göstermesindedir. Asıl sanat da budur. Yoksa doğ- rudan doğruya bu role kadın çı: karırsanız bunun sanat tarafı ar- kalır mı?. tık öyle dak YALE vardır ki .. Zenne rolüne çıkan halk bunları gecelerce seyrede- rek aralarında «erkektir, hayır kadındır» diye bahis tutuşurlar, le bahis tutuşulmuştur. ki orta oyunu tarihimiz- e zenne rolünde hiç kadınların oynadığı olmadı mı? Erkek bulunmayınca mec- buren zenne rolüne kadınların çıktığı olmuştur.. Meselâ eski meş- hur tiyatro sanatkârlarından ma- dam Viktor Haçikyan pek çok defa zenne rolüne çıkmıştır, — Tiyatro mu oynamak daha güçtür, Orta oyunu mu?, oyunu... Çünkü tiyat- roda komik ortaya çıkınca halki güldürecek bir çok jestler yapar tenekeler devirir, kadın diye kör (Devamı sekizinci sahifede) Hikmet Feriduri Kayseride Bünyan dokuma fabrikası Sümer banka geçtikten sonra fabrikada büyük in işaf var Bünyan (ilasosi)” r Yünlü üd bariz bir hakikat olmuştur. sonuna kadar İplik fabrikası T, A. şirketi namı altında çalışmış olan müessese, rtasındanberi, Sümer bankın idaresi altında ye- nilenen tesisatı ve ilâve edilen ma- gelişmesini rmaktadır. Fabrikanın müharrik kuvveti, su ğe ime çıkarılan elektrik- Aynı santralın istihsal ettiği elekirik Kayseri şehrini de aydın- latmaktadır. Fabrıkanın yünlü kumaş imalâ- tı bir önceki seneye nisbetle art- mıştır. Filhakika 1934 de 115 bin liralık kumaş imal edilmişken 1935 de imal pile 124 bin lira- yı bulmuştur. İplik imalâta da 43 bin kilodan 1935 de 65 bin ki- loya sim yapılan satışlar 1933 5 de (0 75 görülen nisbi durgunluğa rağmen Bünyan fabrikasının bu vaziyeti pek memnuniyet verici telâkki e- dilmek lâzımdır. Istanbul - Edirne sona ME — İnşaat mı siminin giz e ve havaların mü- sait gitmesi dolayısile İstanbul » Edirne yolunda hummalı bir faali- yete başlanmıştır, Beton asfaltla yapılacak olan İstanbul - Edirne yolu için alınan «13» silindirden beş tanesi yola gelmiştir. Diğer 8 silindirin de yakında yolda bu- Tunacağı ve 15 mayısta bu yolun silindiraj işlerine başlanacağı öğ- renilmiştir. li kazanmışlardır. mM 8 Nisan vo KADIN KÖŞESİ El örgüs elbise inden, suni e hil gayet Seci ii Ça e geler örülm. azizi gin elbise beyaz iPİ basırdan örülmüştür. Örgü öyle biri an 0: “ eme VE plise ol ü sr Dikili (Akşam) Ber emeli menfaatine t tertip di ivan güreşine memleketimi en el pehlivanlarının iştir pus Cema! Nadir ms Karikatür Albümü. Mevcudu ii i Kanar TR Albümü ar. besi rak satışa çil se aş ME Ahmedi Hal taphameside bul — Yazan: M. Uygaç Benim ii için dünyada en büyük zevk senin bir arzunu ifa edebil- cuna öp tarihi hakkettirece- ğim. rn kollarını boynuma sara- — — Kendimi o b e mesut his- ki... göz- belik ufak hizla bulutu geçti: — Hayat hep böyle geçse idi. verdim: venin beraber yaşamak saadeti- ni tai Bir sabahtan öbür sabaha. Kli .. Hem bir günün ne kıymeti olur; bir ay olsa... Bir CILVESİ | efri kadınları, hiç bir şey düşünmeden kendilerini aşklarına verebilenle- ri ne kadar kıskanıyorum! Bazan, senin için, beni alsa, buradan w- zaklara götürse, düşünüyorum. Yabancı memleket- lere gidelim. Orada kimse bizi bulamasın. Zaten başkalarının ne ehemmiyeti var? Benim dünde senden başka kimsem yok. Yalnız seni seviyorum, Bilmezsin, senin e hayatıni doldurmak, sa ne kadaı hürriyetten mahrum ol Birdenbire, âdeta vahşi bir sal- dırışla kollarını boynuma sardı: — Söyle, dedi. Beni seviyor musun? — Evet, yavrucuğum, biliyor- © sene olan... Daima olsa! Serbest sun, — Çok mu? — Nihayetsiz derecede... — Ne vakite kadar? 5 — İlânihaye. — Söyle bana... Artık düşün- .. Hiç kimse- yi Sie musun? — Ne çocuksun, Şermin! Beni yalnız seni istiyorum, seni düşünü- yorum. — Bunu sen evvelden de söyle- 'din, Halbuki, sonra — O bir çılgınlıktı, Şermin, Bir sinir meselesi, Fazla bir ehemmi- yeti tu. vet, sinir meselesi.. böyle bir lâkırdı ile her deyi er 'den Sıyeılıp çıkmak istersin. ER bunları boynuma Biraz şakacı, biraz mütereddit bir tavırla: rim ki... dedi, onu hâlâ bii düşünüyorsun, Zerre kadar... Hiç bir Za- man... — Yok, bazi kere... Söyle doğruyu bana. İstemeden. — Hayır yavrucuğum., Kati su- rette unuttum artık. ... Fakai, nafile! Çünkü senin yeminlerine inanıl- saa yemin etmekten çe kinmem., m, — ana... Onu sevdiğin zaman reina cok mu sevdin? — Seni sevdiğim gibi onu hiç bir zaman sevmedim. — Yani, nasıl, Kumral, değil mi? — Evet, kumraldı. — Uzun boylu? — Senden biraz daha uzun. — Mavi gözlü? — Bana hep aynı şeyleri sorar- sın, Şermin! arar yok. Sen cevap ver: Gözleri nasıldı? — Koyu renkte. halde onu benden daha çok seviyordun. — Çocuk gibisin, dedim ya. Şer- min, Sözlerine güleceğim geliyor. Eğer o kadar hoşuma gitse idi ay- rılmazdım ondan. — Sende hiç resmi yok mu? — Resimlerini bana yaktırf dın mı? elbette sakladığı simler Or vardır? — Ha; — Yemi yemin et m allahi yok. — İnanmıyorum ki, Ah, bir senin evine gelmek isterdim. bilir, benden sakladığın neler ır? oook! : — Sana mektup yazıyor, de mi — Tek bir mektup bile ya” mıştır, — Ne yapıyor şimdi? — Bilmiyorum. Lâvanta kokularile dolu od parlak bir gece gibi, akşani ranlıkları süzülüyordu. Şerp” solgun çehresine de lari i yayıldı. Kusur: göğ gerdanı vardı. Saten v i

Bu sayıdan diğer sayfalar: