AKŞAM Saray ve Babıâlinin iç yüzü Yazan : SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme iktibas hakkı hahfuzdur — Tefrika No. 668 Padişahlar sevmedikleri, çekemedik- leri ricali ancak tehlike zamanında iş başına .çağırırlardı hallerile-padişaha görünmek iste Mizace göre! Vüzera ve ricalden padişahları keyiflerine debilenler azdır. Bunların pa şahlara yg a kullandıkları fikir vasıtaları ikna, olamazsa tehdit. tir. Bu gibiler arasında ikinci ii Kii Sokullu Mehmet ğü iki Köprülünün, ikinci Mus- tafaya karşı şeyhislâm Feyzul efendinin, ikinei Mahmuda karşı Halet efendinin; Abdülâzize kar- şı Âli paşanın yaptıkları gibi kuv- vetli seciyeleri ile padi: ramlarına tâbi ederek devletin iş- lerini iyi veya kötü yolda seneler- ce başlı başlarına rüyet edenler rek onları kendilerine bağlamak yol- larını bulurlardı. Diğer bazıları böyle uzun süre- cek tesirler yapabilecek kabiliyet- te olmadıkları, padişahlar da za- ek fikrinde olduklarını hisseyledikle- ri şahsiyetlere karşı kin ve husu- met besledikleri için iktidar mevs kiini uk” bırakmağa mecbur aheaieakız Padişahlar çekeme- dikleri, sevmedikleri bu' şahsiyet- lere mea tehlike zamanlarında tirm: paşa gibilerin yarara diye lerine piürersak ei a , selenin şında Misler vak gerersi lüzum görme: Vüzera ve rare çoğu padişah- lara karşı şahsiyetlerini' feda ile 'uysallık gösetrmeği tercih ederler. Buuysallığin hududu çok defa ta- m riya hattâ taabbüd sınır- larına kadar genişler! ahmud edim va Abdülâzize karşı davrandığı gibi. Padişahlar yukarıdaki zümrele- mensup şahsi uşak “ muamelesi etmeğe o kadar meyyal bulunurlar, Devlete hayırhah vüzera ve'ri- calden padişahlar. üzerinde Kron “ tesir itra edemiyenler- dan,' ziyade olr. den «idareci maslahat ve-geçiştir- «me» siyasetini ederler. Bazı rical de-padişahların neden hoş- 2 elamlığını bildikleri için her an ve “fırsatta o yolda “hareket ederler, > âkibeti emmek bahçesine di etmiş, burada mükellef bir «bezmi işret» tertib eylemi Tam kafalar «germagerm» ol e li e Mahmudun gel- vw haber verilir, Bu üni du Elli ” Zabitlerinin terfii paşalar telâş ederler, Ab- hepsini bahçenin bir köşesindeki boş ahıra ai saklar; padişahı karşılamağa tab eder. Abdülhak molla hünkdi rın kaba şakalardan, büyük rica- lin “eplki e kaldıkla- rm g hoşlandığını bilirdi, Bahçeyi gezdirirken ahırın ka- pısını açar ve: — Vükelanız burada! Der. ikinci Mahmud bir nazar atfile iktifa ederek bir şey sö mez. Vükelâ son derece mahçup lurlar. Ama ertesi günü Molla efendi de hekimbaşılıktan azledi- lir. (1) Abdülmecid bir gün serasker Kapisina gelmişti. Serasker mü- im Meh serasker olmuştu) yaveri kolağası Şerif ağayı, bir çok senasını ettik- ten sonra, miralaylığa terfi eyle- «iğini söyler, Mütercim paşa Şerif ağanın li- yakat ve sadakatini tasdik eyler- se de: — Malümu şehriyaridir ki asker zabitlerinin terfii derecata ve ka- nuna tâbidir. Bir zabit kaymakam olmadan miralay olamaz, Şerif ağa kullarının da bu alim tâbi ol ması zaruri görünüy! Cevabını verir. “Abdülmeğid bam iz hoşlanmaz. Fakat sesi- çıkaramaz. “ “Dstünden on gün geçer. Müter- cim Rüştü paşa "ER az- lolunur. Yerine R a gelir. Abdülmecid aynı ieâdesini Rıza pey Kili eder; Rıza gri, — Fermanı ina KİL İnn in- fazı vacibei zimmettir. Diyerek Şerif ağanın yekten mi- ralaylığa terfii muamelesini icra ettirir bdülâziz cülüsunda Rıza pa- şa yerine Namik serasker nasbeylemişti (21 zilhiççe 1277); her gün bir irade ile asker zabit- lerinden birinin, ikisinin terfiini emrediyordu. Namık paşa bunları icra etmiyor, topluyordu. Bir ay geçince hayli irade evra- Ç toplanmış bulundu. Namık pa- bı ir sakankur içine ko- Hab arabasile mabeyine gitti. ; Başkâtibe: — Bunlar zabitlerin terfilerine dair gönderilen iradelerdir. Asker muhtelif nümuneler gösterdik, Abdülhamid zamanında da (0) Mahmud kemal: Son'asır Türk “4 şairleri, ie bu baptaki kas İİ sadrazam Mitat, Hamdi, Tunuslu Hayreddin, Abdürrahman, Said, Kâmil paşalar taraflarından kâh meslek, kâh iş iktizası padişaha Nk sert davranılmak, yahut emet gösterilmek istenildikçe a akıbetler, cereyan eden hâdiseler hakkında bahis, bahis izahat verdik Bu büyük vezirlerin yanıbaşın- da padişaha kendini — saydiran, samimiyet ve ciddiyetlerini muha- faza eden vekar've temkin sahibi rical de görülmüştür. Âli'paşanin oğlu Ali Fuad bey bünların başını çeker; * Abdülha- mid sına rağmen tahta geçtiği zaman pek malümatsızdı. cülüsunun “daha ilk“ günlerinde Brie Said-paşa gibi bir li kalem pehlivanı! “görmüş, bu abnie kire Sağ diyen bir yılgınlık duymu: mus bütün zekâ ünde hasıl ettiği ilk tesiri sonuna kadar muhafaza ey- lemiştir. Abdülhamid “Hayreddin paşa- dan başka zamanında yetişen ve- zirler arasında evvelâ Said'paşayı, onra Kâmil'paşayı've rical için- de de'en ziyade Âli paşa zade Ali Fund.boyi taldir.ederdiş:Shid'pa, şadan kendisine: şahsen bir fena- - gelmiyeceğine yani Said paşa- n- kendisinin hal'i yolunda bir seneki girişmiyeceğine “emin idi;.'son! tanıdığı Kâmil pa- saya karşı aynı derecede emniyet beslemezdi; onun cüretinden çe- kinirdi. Gariptir ki hal'i vukuatın ilcasile Said paşa elile olmuştur! kelâsmın Abdülhak'Mollanın dü- şürdüğü yolda durumlarda kalma- larmı istemezdi. Ona başka türlü hülüs çakılırdı. İstanbulun büyük zelzelesinde Memdüh a Ankara valisi idi. Zelzeleyi haber alir almaz mabe- ya e e İ sez Meşhur polis -hafiyesi ELLİS PARKERİN HATIRALARI Dere içindeki cesedin esrarı me VE teli (ENS di yeni macerasının geçen iki tefrikası hülâsası Camden eti bir li emek- tar postacısi Paul Filâdelfiyaya büyük > meblâğ rm kay! ve uştur. Zabi elemi yakın dan prati r. Kadın lan osta puru Ri İkelblkde bek- Yi üni: dostu Mis Tessie boş yere ürken yölda lâ bir bayıra reis ve sonra- dan bir çul ir. Bura- da yapraklar Kök ike bir kü- me halini almıştı, Vaşington Dun- can yaprak yığınının şekline ba- karak bunları rüzgârın toplamadı- ap el Arkadaşları erak ederek “ yaprak yığını nın ii acaba ne vardır, diye elbirliği ile yaprakları dağıtmış- lardır. Yaprakların altında yeni rae 2 A gi rakları bi artmışi Toprak balli biraz eşeledik ten sonra altından iki bacak çık- mıştır, Ayakları biribirine bağlı Di e ri üzerindeki panta- n tamamile sıyrılmış ol dağuüdan çıplaktı, biraz daha eşe- İedikten sonra ceset görünmüş- tür, Avcılar araştırmayı bu safhada bırakıp alelâcele şehire dönmüş- ler ve Zabıta; mat vermiş- lerdir. Polis 'müdüriyeti de beni çağirtti, benim gözümün" önünde cesedin bulunduğu yer iyice ka- zıldı ve ceset pie meydanâ çıkarıldı. pi girişesi > cesedin postacı uğunu tanıdım. ağ sell surette ei Lâkin yücudünün diğer aksami postatının olduğuna şüp- ve afiye- ti hümayumuy “sormuştu Mei yemesi ve sadakat a mey mahzuziyet ren iltifatlar edilmişti, Abdülhamid “kendisini bu ka- ni bein Mi e tmadı; 95 de (H 1518) - gli getirdi. (Arkası var) Adres tebdili için yirmi e e e - A il ii iş Mezar iyice kazılıp cesed meş rıya Siker an sonra bası da göründü. Torba cesedin pöstacının “olduğunu tamamile te- yid etti, Torbayı açtık; İçinden Broadvay Trüst bankasının Filâ- delfiyaya gönderdiği 42,000 do- larlık çekler ile Tirst “National bankasindan teslim rim iptal edilmiş çekler çıktı. Fi dolarlık evraki ğin. bir eser görülmedi. ““Bu eşyayı meydana'çıkaran ta- ml diğeri gövdesine ilmi iki kurşunla vurul- Her iki doktor postacı Paulun ancak kırk 5 çi ik İ 3 Poliz hafiyesi Doran ek raporundaki bu kaydı okuduğu zaman hayretle bağırdı: adi > “fahetlere kâfi 7 Nisan 1936 — Postacı on bir gündenberi re ve izler ölümi ve nihayet dört gün sonra tama» mile kaybolur. Doran bu beda alınca şaşırdı ve bana dönerek dedi ki: f siz ne düşünüyorsunuz? Postacı bidayette hakikaten üze“ rindeki paralar ile pe da bir adaşları ile kavga ederek oldürüldü mü? Dersiniz. Üzerinde hüviyetini gösterecek bü“ tün evrakın alınmış olduğü da de- diğimi ispat etmiyor mu? vap verdim: er postacıyı gömerkeri üzerindeki hüviyet evrakını kal- dırmışlardır. u cevaptan bir şey anlamıyari ! polis hafiyesi Doran istizah etti: — Cemi sigası kullanıyorsunuz. Canilerin birden fazla şahıs oldu- ğuna nereden hükmediyorsunuz? — Yokuş yukarı izlerden. Üç iz var. Biri ortada olup hem geniş hem e ele Bu i; iz. postacının cesedini enmesinden: ileri ri iki yandaki hafif isle cesedi sürükliyen canilerin yi rında şürükliyerek dayan lar ma ve ea en ir. Cani n ikisi s3 ri cese- di ve ire elile de kazmayı yahut küreği tutmuştur. Sözüme eni poh hafiyesi Darimi dedim ki: m. Kaçmak isi velâ çekleri yerine teslim e sonradan randevu verdiği mis Tessie ile buluşurdu, j Hamalın araba vapuru iskele- sinde gördüğü kız mutlaka mis Tessiedir. Postacının bu kız ile buluşmadığına göre her zaman takib ettiği yolun araba vapuru- nun işlerliği nehire gelmezden ev- ında kazaya Mi ülkmetmek' icab eder. Binae; leyh hâdise Camdende yahut civa» rında yuku bulmuş olmalıdır. i .» Polis hafiyesi Doran kati vüplarim © karşısında yin! mütmein olmamıştı. dedi ki: — Postacının doğru ve namus“ kâr olduğuna pek inanmak iie yordu. 'Tabii aylığı bu israf ve se- gelmezdi. ki: — Bunu bilmeni, Tenevvür et- mesi icab eden noktalardan biri de budur. Fakat postacının ban- kadan ylosuz para almadığı mı hakkaktır. Asıl anlaşılması iza eden. mühim nokta postacının hrinin ve civarının yol- imi hangisinde ve neresinde kaybolduğu *keyfiyetidir. (Arkası var),