27 Mart 1936 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

27 Mart 1936 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ğ P İ ç ve ği Sahife 6 AKŞAM © 27 Mart 1936 ei HEM HATIRLAR, HEM GÜLERİM. LR ALI Bekirağa bölüğünde ölüğünde otuzyedi gün Kadıköyünde Mühürdar klü- bünde briç a Bizim emektar uşak Mahmudun beni görmek istediğini an verdiler. — Beklesin, dedim. — er ır, pek müstacel birşey al Merakle kalktım, yanına gittim. Ne var? demeden o söze başladı izim eve polisler doldu. Se- ni aradılar, bulamadılar, Bir kıs- mı gitti, bir kısmı hâlâ evin etra- fında dolaşıyor. Büyük hanım bu gece eve gelmesin diyor. Hep me- rak ettik. Ne oldu, ne yaptın? Sa- lâh Cimcoz beyi de götürmüşler haberin olsun. Ozaman Salâhla bir maile idik, Düşündüm. Bir mana medim. Mutlak bu işte bir b lık var, dedim. Uşağı sav ım tek- rar briç oyununa dön lık karardıktani sonra valilikten mütekait Nazım ın evine gittim. Meseleyi paşaya açtım. — İş anlaşılıncaya kadar bura- da otur. Eğer burayı da aramağa kalkarlarsa arkamızda komşunun lerle hiç alış verişim yoktu. veya hırsız filân - e o halde? Nihayet paşi Kardeşinden vi seni de ter gi lüzumuna kani ol ardı — e şey olur mu? — Olur, dedi. Ve sustu. O gece sabaha kadar uyuyama- dım. Rahatsız yal Sabahleyin ne olur- ola gider işi anlarım, “edim. e çıkar- ken paşayı gördüm. — Ben karakola kadar gidece- gim. Bu işte bir yanlışlık var, anlı- yacağım — Sen divane misin? Otur otur- bir hevadis filân görürde işi an- rız, dedi, Ben Ra evden çıktım. Doğru polis merkezine gittim, Komiseri sordum, Yanına | girdim. Ben fil Ben filâncayım, dedim. — e seni arıyorduk. Biraz re ak — Efendim, bu işte yanlışlık ol- sa gerek, — Hayır, hayır. Yanlışlık filân ik. Siz Hüseyin Cahit beyin kar- deşi doktor Hüseyi Suad bey de- gil misiniz? — Evet... — Lütfen biraz bekleyin.. Ya- nıma bir polis verdiler, bir odaya girdik. Yarım saat sonra beni ya- nımdaki polisle İstanbula posta ettiler. Köprüye çı — Arkadaş, dedim, nereye gi- deceksek söyle de bir arabaya bi- nelim. — Beyazıta, divanı harbe.. — Polis müdüriyetine değil mi? — Hayır, sizi divanı harbe tes- lime memurum. — Benim divanı harpte ne işim var? — Orasını ben bilmem, siz bilir siniz, Beni bir düşünce aldı, Behe- mehal bu işte bir yanlışlık var ümidile bir arabaya bindik. Diva- nı harp merkezi olan Bekirağa bülüğüne gittik. Reis paşa henüz ae onu bekledik, öğle oldu edi, ikindi oldu gelmedi. Po- li sabırsızlanmaya başladı. Ni- hayet elindeki mazruf kâğıdı bana zattı. — Al arkadaş sütüne havale. Bunu reis paşa gelirse verirsin, Benim işim var, daha ziyade di ramıyacağım. İstersen kaçabilir- sin de... Zarfı bana yn ve uzaklaştı. Ben mi ec: bekleme- den canım sıkılmaya başladı. Mey- dana çıktım, Asker talimlerini seyrettim, Kulenin dibinde biraz oturdum. Boğaziçi havası aldım. Neden sonra reis paşanın geldiğini rislçi Bekirağa bölüğünde par şanın yanına gitim, Elimi gıdı yese, verdim. Açtı, kalır Bir zile bastı, i içeri bir zabit girdi. getirdiyse çağırın buraya, dedi. — Beni getiren Ed gitti efen- dim, biraz işi varmış vu kâğıtı siz Üz mi ge- tirdiniz bana? — Evet.. u şey.. «Biraz düşün- dükten sonra» peki, beyi arkadaş- larının yanına götürün. — Aman efendim, müsaade bu- yurun, Bu işte bir yanlışlık olacak. — Ya zumlu şeyleri bir torbaya aa Mühürlediler. Sonra büyük bir ko- ğuşun kapısından içeriye ie la rkadaşlarınız hep burada- dır, yatağınızı göndeririz. ediler. Kapıyı kapadılar. se doğru yürüdüm. Bir alkış kop İlk nazarda Salâ man Nazifi, Fazlı Necibi, Übey- dullah efendiyi gördüm ve sevin-. dim. Salâh yanıma geldi: — Nerede kaldın yahu? Dün- denberi seni bekliyorduk. Diye elimi sıktı. — Benim ; geleceğimi biliyor miydiniz? — Tahmin ediyorduk. — Ne münasebetle? Benim bu- rada ne işim var, bir yanlışlık ola- — Evet hep öyle zannediyorduk amma hiç birimizin tahmini doğ- ru çi — Peki, şimdi ne olacak? — Afiyetle burada kalacaksın. — Ne vakta kadar? — Orasını vukuat bilir, — Ne vukuatı? — Vukuatı felekiye... — Bu işte ilmi nücumide mi ? — Bilsen daha neler var. Koğuştan içeri iki neferin yar- dımile bir demir karyola ve bir ot minder girdi. Bunları Übey- dullah ile Selâhın yatakları ara- sına koydular. Herkes etrafıma kar Havadis Send başla- dılar. İvil seyrediyor- muş, gibi li harekette ve her sü- alde bir tuhaflık görüyor ve müt- tasıl gülüyordum. Hüseyin Suad imcozü, silin - Zeynephanım konağı tamir edilecek Eczacı ve Dişçi mektebide bu binaya geçecek , Üniversitede bu sene HAN 1s- rette tamiri ve ilâveler yapılması düşünülmektedir. Zeynebhanım konağında Üni- versitenin fen fakültesi bulunmak- cek ve lâboratuvarlar için binalar inşa edilecektir. İnşaata haziranda başlanacaktır. İnşaat bittikten sonra eczacı ve dişçi mektebi de bu binaya taşına- caktır. Yunus balıkları İhracatı artırmak için tedbir bir alınıyor Türkofis yunus balığı ihraca- ırmak için sıkı tedbirler tesirile geçen sene is- ih 931 yılına nisbetle bir isli derecesinde eee gm Eli yıl vaziyette daha ziy: Maamafih aj ct sayılıyor ve ve edilince ir çok memleket- ler AMEL balina Güllere ll yorlar. Bunların yerini kısmen memleketimizin yunus balıkları- nın yağları tutacağı umuluyor. u balıkların O şimdi istifade edilmiyen kısımlarını gübre un haline getirerek ihraç için fab- rikalar açılacaktır. KADIN KÖŞESİ: Yazlık şap ka ve elbise z pek çok görülecek olan bif şeffaf bir maddeden yapılan çiçekleri Ya yanam he oil Belediye iki yerde moderi gazino yaptırıyor İzmir 25 YAkşam) — tesisatında fazla kalan fı için bir kaskat e başlanmıştır. > Değirmentepeden körfezin bütün güzellikleri ve Bol nova ovası görünmektedir. Gelecek sene de Kadife kalesi üzerinde güzel bir gazino yaptı" rılacaktır, Her iki tepe, ağaçlan- ırılmıştır. Kadife kalesinden bü- tün körfez, Bornova ve Buca ov& ları bütün güzelliklerile görülü- yor. Bu suretle halkın istirahat ve eğlence yerleri arttırılacaktır. Bir çocuk merdivenden inerkel düştü, yaralandı Merzuka hastaneye ire AŞKIN İsi M. Uygaç — Doğrusu, başlangıçta bazan bir meni li aaelizer kn, iy min sana benden hiç bahsetmedi mi? — İptidaları arada sırada senin lâkırdını ediyordu. Fakat İstanbu- la avdetinden sonra hiç bir şey söylemedi. aamafih, yaptığın bütün iyor, üphesiz bunlari ona seni yrd — Bir i ben, bir çasını hakk Neden? Gi ıkıldı? — Amma yaptın ha! Bana ne? in benim için ne diyor diye Şe “ merak ettim de sordum, Acaba bi na acıyor mey aha doğrusu, hiç — Hayı Bir £ fikir Me etmiyor, Yalnız, kl CİLVESİ Tefrika No. 114 ir seni gördüğünü söyle miştir, Galiba, t in. Seni biraz değişmiş bulmuş. — Nasıl değişmiş? — Ne bileyim ben? Bakışın Ji öylemedi. — Çocukları var mı? — Şimdiye kadar hayır. eden böyle? a bak, ya kazara Şermi- ne bir yerde rasgelirsem de ko- bere icab ede: nu Şermine yetiştireceği için sn sormuştum, Saffet ke ei son- ra cevap ve — Bilemet Kocasi .. sana karşı ne muamele ediyor? — Gayet nazil — Konuşuyor musunuz? , özdil * dik — Serkide, bazı kere bir kaç lâkırdı ediyoruz. — O halde, Şermin” de bon- jur, bonsuvar diye resmi bir iki v e Bu kada- n ehemi şim verir mi dersin? aruri. — a şy çok mânasız, iz bir şey ama, Saffet, acaba Şerminin kalbinde bana karşı hiç bir his kalmadı mı der- sin Saffet aksi aksi cevap verdi: ilmem. Bilirsin ya. kadın kalbine akıl sır ermez, in sabahları dolaştığı yerleri biliyordum. Ben de oi rl gittim. m verdiği i inci oyun bağı iğnesini takı; ps Bu boyun bağı da Şerminin ei idi. Onun hafızası ga- et iyi olduğı bildiğim için bana indi ederse bu hediyelerini der- ahi Sa la eminim, Şermini görmek için de büyük bir ihtiyaç halini alıyordu. Düşünüyordum: «Hr sabah 0- nun yolunu beklediğimi biliyor. Neden yolunu bşr da her kiki sokakları zümbüller, fabalır ve mor menekşelerle doldu, Şermin her sabah kucak dolusu çiçek al- maktan mera menedemiyor- lu. Ben baza; geç yattığım için erken kalk e zah- met çekiyordum. Fakai bi ini Di olursam aze kadar çok fena bir gün eçirdiğim için kendimi zorlayıp seküğa fırlıyordum. Şermine bir lakırdı söylemek mi, mektup yazmak mı daha mü- nasip olur diye aiçiliyordum, “Zihnime türlü türlü çocukluklar geliyordu. Fakat ruhumdaki na- asebet: şey! Şeri iii Madi Gy dum, Sör n her şeyi hoşuma gi- dizeli "Hele vaktile hoşlanma- dığım bir çok hallerine şimdi ba- yılıyordum alırken, bilâihtiyar Beni görünce bemkeyaz li elindeki çiçekleri düşürdü, âdeta kaçarcasına uzaklaştı. Üç gün onu görmedim. So; ss tekrar sa bah asiye başladı. konser vermek si gel Şermi konserlere ii an duymuştum. Biletleri Saffet alacaktı, Biletle- ri Şermin içindi, biri'de Bel çika * sefâreti kâtiplerinden biri. nin karısı Kina kontes : Andrassy içindi. Saffet bana Süreyyanın oda imali sevmediğini söy- lemişti. Kaç numaralı koltuklari rada, e derek ri a ei bir koltuğu da satın a ilk EŞ ul; dolu salo- na girdiğim zaman, Paderewsky ve bekledim. Gözlerim hep Şer. minde idi. Bir aralık Şermin, âdeta e sevki tabii ile başını ar. kaya çevirdi. (Arkası var) ia

Bu sayıdan diğer sayfalar: