22 Mart 1936 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

22 Mart 1936 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

NİSTE MÜTHİŞ BİR REZALET Genç bir ispanyol kadını yakışıklı gençleri nasıl yatına getirtiyormuş! Yatı basmak tayfalar co e za müthiş bir ei ei zaletler olmuştur. Nis ilminin Re yaklaşınca bu rezaletler artmıştır, Riviyeranın en büyük gas zetesi ai Eclaireur de Nice bir n içinde bee in fakat ihtiyar Amerikalı kadının beş para: sız öm örn diklerini, gayrı meşru çocuğun N otelinin kapıları civarına bırakıl larını, 13 esrarhane meydana çıkarılarak basıldığını yazmıştır. Fakat İspanyol asilzadelerinden ü : 5 meydana çıkarılan rezalet, diğer- pi gölgede bırakacak mahiyet- yeli z mecmuala: lin tafhilâtile sahifelerini doldu- kesin dikkat gözüne çarpmış bir müddet sonra bu bembe ge minin İspanyol asilzadelerinden markiz De Leonese aid olduğu, markizin de son gürültülü boşan- ma davasından hissettiği heye- canları dindirmek için Cote d'Azu- re geldiği öğrenilmiştir. Filhakika genç ve güz: zin heyecanlarını ve derdlerin u- nutmak için bulduğu çare ve va- sıta pek garipti, Markiz, Mi en tel- lâllık eden bir adamlar va- sıtasile Nis sera yakışıklı ve gö- ze batan bütün delikanlılarını bu efsanevi yatına davet ediyor ve onların kucaklarında derdlerini unutmağa uğraşıyordu. Fakat güzel markizin, genç goloları re pek imek için vuruduğu z da Ameri- kan vr e ue ziyordu. Markizin adamı, hanımı nın hoşuna gidecek bir delikanlı. istiyen bir çok kimselerle ir kavga Markiz de Leonesin on sene yı gözüne maz derhal onun- la m e sonunda on: 200 frank kazanmak ister Milla diye soruyordu. Meteliğe can atan bu m ise derhal şu cevabı veriyord u da sual mı? Tabii iste- — Ben sana iki yüz frangı ka- zandırabilirim. Genç ve güzel bir madam tanırım; kendisi hoşuna eni gençlere şahane balışişler veriyor. Fakat biraz garib tabiat- idir, Hadisenin meydana çıkar: bir rezalet e kurban edi imesini is- temiyor. Binaenaleyh bu güzel ve genç kadin: tanımak ve 200 frank kazanmak istiyorsan, Mi yeri öğrenmemek için gözlerini bağladıktan sonra onun yanına götüreceğim, Kabul ediyor musun? Tabii genç jigolo, bu cazib tek- lifi kabul ediyor, o a markizin ve ada; ln onu otomo bille , gözleri- ni e bir bezle A sonra onu bir motöre bindi da marki- zin yatına göt iyor Bu usul sayesin ide" a asial garsoniyer olarak kul. yatma elli küsur 2 celbetmiştir. Fakat tanıştığı bu iigololardan arı bu esrarengiz kadının ki bazıları i Her akşam bir ef » Kepebaşı Şehir tiyatrosunun ö- na gayet iyi bir randevu yeridir. Fakat biz o gece Serab ile Taksim meydan luşmak için söz- Erken sokağa fırlamış- tım. Vakit geçirmek için, Tepeba- gı un öl durarak ilânı ğa başlamıştım, Ge- lenleri de seyrediyordum. Oyna- nan a alâ olduğum yoktu, ii birisi beni görse mu- hakak pek düşkün bir tiyatro me- raklısı zannedecekti. Bu sırada, orta yaşlı bir erkek telâş içinde yanıma sokuldu. Hay- retle yüzüne bakıyordum. O hiç mukaddemeye lüzum görmeden: — Rica ederi: i dım ediniz. Şimdi karım gelecek, aman şu elimdeki gülleri alınız ve bekleyiniz. Bir kadın sizi bu gül- lerden tanıyacak ve size bir şeyler söyliyecek. Ona dosi rTÖaz sonra geleceğini ilm ediniz; çok rica ederim size.. n ne cevab vereceğimi kesti- remezken, bu garib teklifsizliğin dan ayrıldı. Arkasından d um, Biraz ötede zel kadın ile karşılaştı. Onun pek teklifsiz surette konuşmağa başladı. Karısı olduğunu salya ah bu erkekler, dedim. Dünyanın en güzel kadınile lir gene sap dışarıda olur Saatime baktım. <İ Serab ile eren için kararlaşan zamana ardı. Belki de da- ha 5 Çünkü Serab ğe zaman randevuya vaktinde ez. Ben Taksime kadar on iri ferah Haan e Demek oluyor iyetini 'nmek ve ileride de çim şantajla para mak emi düştükleri meki emin adamını takib kopar- cihetle, GiMek sonra bir motöre bi nerek ansızın yatı basmak iste- mişlerdir, Fakat yatın güçlü kuv- yfaları, ruk! le hareket etmiştir. Randevu ki burada , on dakika beklemek için vaktim vardı, bn elime de şu gül demeti ile pek gülünç olduğumu da liye değil dim. Doğrusunu ararsanız, bu garib dan belki bana da bir im se çıkabileceğini düşünerek bura- — gin istemiy, m Şu lecek kadını merak ai Gi için ii elimi gri iktim. bir tavır takınmak -E tevdi eden orta yaşlı adam tek; ti güzel pro ay geçiyor , Arkasını vaşça bir kü- hr bimer Fakat bur buradan sa- adamcağızın işi bozu- İacak diy diye içimden ini için olduğum yerde mıhlanmış gibi kalıyordum. Halden Me hem, dediğim gibi, belki bir cera çıkar diye tatlı ve uzak bir ümid besliyordum. Şehir tiyatrosunun Rin tafsilâtı tek. uş, hepsini be in kit e Serab ile bir derde girmiyeyim diye düşünmeğe de başlamıştım. Ne e em ar- tık buradan gidemi d la, arkamdan tatlı bir kadın sesi ilini — Çokta: kün” yor musunuz? diyor. Sonra, kendisini affettirmek is- ter En e etti: ederim, çabuk ve. me dak sonra başka bir Ege ku- burada bekli- du. evum Vi Bu ses ilerbi içimde garib bir tesir yaptı. Şüpheler uyandır- dı. Hemen başımı çevirdim. Kar- şımda kimi görsem beğenirsiniz? Serab! beni görünce kıpkırmızı kesildi, kekelemeğe başladı. — Vay sensin, ha! Ali ismi ak tında gazetelere ilân verirsin ve yeni kadınlara çatmak çaresini a- rarsın, ha! Serab, nerede ise, bu kalabalı- ğın arasında beni: ati- lacak gibi idi. Doğrusu bu kadar yavuz hırsızlığa karşı içimde bir ye düşün-| * j iğ gi z isyan im. Ters surette cevab me : > im hiçbir şey aradığım yeli sere Raki sırf bir te- dn ibaret, Fakat, sen z sen bir erkeğe neden bur eni un? Serab şaşırdı, ösym bir şey bulamadı. — Ben mi? Rp EA attım. Et- rafta bize m hiçe sayarak haykırdım i Ever, e Haydi burada da da Aliyi bekle! Artık söyliyecek bir söz kalma- mıştı, Arkama e hızlı adım- larla uzaklı arlarımda bütün kanım kii gibiydi. o kadar hızlı yürüm! EEE ki, biraz sonra nefesim kesildi. Birdenbire işimde en bir sü- künet hissettim, Tesadüfün Serabi bana hakiki çehresile tanıtmış ol. | “şükrettim. İbtimel ki bu kız için birçok delilikler yapacak- ım, O kadar kızmıştım ki varsın o Alisini beklesin, b di ime bakarım. alık Ortalık aydınlanırken eve dön- düğüm zaman. başım da fırıl fırıl dönüyordu. Kendimi avutmak i kadar ağır bir kafa ile çalışırken telefon çal- dı. Dün akşamki herif! B şekkür ediyordu. Meğer karısı favkalâde kıskanç olduğu için, başka bir isim ” gazetelere ilân vererek böyle iii yollar. dan kendisine iş, Se- rab da iş Mlz için ğe. sile görüşmek üzere oraya gel- miş. Bu izahata pek aklım yatmadı .. lam: amma Serabın o orta yaşlı adi henüz tanımadığı da muh: - tı. Dün geceki hiddetimden ve çıl- getirmiş gili ii V endime bu kanaati kabul ettir. meğe çalıştım. Serab e Eskisinr den daha tatlı sevişiyoruz. Aca- ba beni aldattılar mi dersine? Hikâyeci Li Firavun beni a öpüp severdi. Be den nasıl geldimse, hâlâ öyleyim. — imi bana bir tas şarap ver e ik — Sabklerin şarap içilir mi? ene gerek senin? Haydi dr ei İm ve m emirle- me! Ben dik kafalı ei lk içmezdi. O zaten ia ölme- di ki... Onu öldürdüler, Parus şarap içerken gözlerini .: — Onu öldürdüler mi dedin? — öÖvle va. Siz bunu duymadı- iL ÇOCUK SE Tefrika No. 94 r. Ben, Kefren öldüğü zaman Karal ta bulunuyordum. ıymuş olma! Ba- şım tehlikeye düşer. Parus şaşırmıştı., ler söylüyordu? — Kimden korkuyorsun? ded Kefren şimdi toprak altında yati- yor. Genç kız ne- Onu toprak altına gönde- ren, hâlâ toprak üstünde dolaşı- yor.. Onun adını verirsem, tüyle- riniz ürperir! — i söyle, Berd! Sen ger- çek hem sevimli hem de çok akıl- lı bir kıza benziyorsun! Bana bu sırrı anlat.. Çünkü, Kefrenin bir- m den ben ve taşmış» "tım. O, b: eee değildi. Berd kapıyı iyice kapadı.. Pa- kulağ isildi — Km o vX 'Titana zehir- beni ledi... Sd e ir Parusun gözleri açılmıştı: — Ne diyorsun? dedi, Kefreni Titana mı öldürdü? — Evet, O xe Bere ağ eye Tita, e ve Al rp sunuyordu. İşte bu sırada, Titana parmağındaki yüzüğü çı- kardı. Üstündeki ea açtı ve içinden bir damla şalttı.. Kefren bu zehirli Eğ içince öl dü. Ben kapının aralığından sey- rediyordum. Titana zehiri AL A HA vi eni ar na tal Mek ğü ; yanına yep emil ve yüzü; bahçeye fırlattı. Be: gülerek sözüne devam ediyordu: — Biraz sonra bahçeye çi her ri aradım., Buldum ve sak- Tadım. sen- dim mi ride et. B yumruklarını (sıkarak zim başlamıştı.. e Berd oda- dan çıkınca, Parus kendi kendine BAM Mikerinosun SK alert m Titana şimdi ve düştü. Firavun kefreni ELAN a Parus, fir: yüzüğü se Pl bir kere olsun ee leme ummuştu. Saray wn Büz sahsi Tita- bah; de alaşım gördü Hizmeti itana, Mikerinosun yanında | bile Parusla şakalaşır, onu: (Se- nin ecdadın Nilde ya: ., Se nasıl Ea çıktın?) diye adi rırdı. u uzaktan görünce elile ia st ederk — e şu ağı taze muz koparır mısın? e lari Parus, Titanayı selâmladı.. A- 'arus i vücudile bera- i ber aynı zamanda da çevik bir adamdı. ; Titananın cariyeleri muz d-- metini alarak soymağa başladılar. Titana bütün yemişler içind. çok UZ seve erdi. x Mikerinosun karısı, saray mu hafızına da bir muz uzattı: yemez misin, Parus? Paha elini uzattı.. Muzu alır. ken, Titana, saray ei v ini gizliyemedi ve mânalı e eğe Parusun yüzüne baki Yavaşça sordu: — Bunu Gl buldun? y — Şimdi söyliyemem.. Bu bir sırdır. J Titana mi bir tavırlu Parüsa doğru yü — Bu sırrı alimi mağ ye > — Burada söyliyemem, lama uğrarsanız, belki (

Bu sayıdan diğer sayfalar: