DB 20 Mart 1936 m m AKŞAM Bükreşte Lorin uyandıran aşk faciası Arabacı kıyafetine girerek sevgilisinin araba kapısını açarken ölen genç Geçen hafta Bü misli görülmemiş a faci etmiştir. > rim Pe kapı, şanlılara kiliseye Mi ini Gelin arabanın kapısı önünde hürmetle eğilen yle yüzü- ne a zaman hayrı — Sen ki diye erişim kendisini menede- memiştir. Gelin hayret ve şaşkın- lık ifade eden bu kelimeyi ağzm- yı açmış ve vardık- gün le Eni ii cıya yardım Bu misli epik facia, u- nının neticesidir. pa! de hayalâta dalıyordu. Arkadaşları bu delikanlınm adamdan kaçtığını gördükçe ona: Geor, Delikanlı arkadaşlarının bu sü- allerine: — Büyük bir doktor olduğum ği vabını ve- dağa ve zavallı delikanlı, bu ü inle Bir “> ölmesin Calea Victori: caddesinde dolaşırken, ii birbirini çıldırasıya sevdiklerini görünce onları nişanladılar, Fakat ikisi de fakir oldukları cihetle, delikanlı e çalışmak için tıp derslerini bırakmağa mec- bur kaldı. Genç kız da şimendi- fer idaresinde bir daktiloluk buldu. | esin- Genç kızın şimendifer idaresi de daktilo olması, bu iki gencin aşk rabıtalarını yavaş yavaş sars- mağa ve sonunda kesmeğe sebe- det on! Siranliridniz” rim iğ sile evlenmeği teklif etmi Joe istikbali ali ve li zen- gin bir adam olan baş mühendi. sin bu ei a de ısra- rile kabul etmi ısı bu vefasızlığı li dak a kalbine müdhiş bir darbe indir- miştir. Georgesko, eski nişanlı- sını çıldırasıya sevmekle beraber, yalvarmağı, sevda dilencili- dinde linlığlmazş izzeti nefsine ye- dirememiş, zahirde bu rabıtanın katını soğuk kanlılıkla karşıla- mıştır. Bükreş zabıtasının tahkikat ai Georgesko mi rai ünü öğrenince, gelinle güveği dan etiilek cihetle, düğün araba sını bizzat sevk ve idare De öylemi Düğün idarehanesi - bu teklifi aykırı görmediğin- Il etmiştir. e yeleline giren m gesko eski nişanlısını evinden araba ile alarak kiliseye götürmüş, ve EN yere ölü olarak rr facia üzerine, genç kız mü- hendisle evlenmekten vaz geçmiş- tir. Facia, Bükreşte derin bir he- uyandı Cemal Nadir Her akşam bir ref Falcı önüne yaymış pa iş“ kambil kâğıtlarına bakarak — Hayatınızda iki m var, di- yordu. Biri bundan evvelki. Kısa bir Hale: Emi onu bırak, demek ister gibi bir tavırda Belam, alcı devam ediyor: — ikinci zaman- danberi devam ediyor. Fakat sız bed UZ, — Doğru keşfettiniz, dedi. Bu aşkın sonu ne olacağını bana söy- liyebilir misiniz? — Hayatınızda bir değişiklik olacak ve beş altı aya kai Nasıl değişiklik? Hayatımı başka bir erkek mi karışacak? — Burası bilinemez. Herhalde bir değişiklik gözüküyor. Bel iyiliğe doğru. ale falcının yanından çıktı. Yolda, hem bu sözleri düşünüyor, em acı ve mahzun bir tebessüm- le başını sallıyordu. O nasıl değişebilirdi? Hiç acıma- dan, Haleyi bırakıp gitmişti. Hale bu lr ire söküp atmak için her şeyi yapmıştı. Fakat mu- vaffak olamıyordu. Nihayet, için- de müphem bir ümid ile bni bek- leme hissi vücut bulmuş! Ne beklediğini, ne ümid izim ken- disi de tayin edemiyordu. Eve geldiği zaman, kapıcının kızı: — Sizi bir kadın aradı, dedi. ie vi istiyordu? ilmem. İsmi Sal ma söyle dedi. Sabiha imiş. biri idi. Kız sanatlar gizi dev: ederken orada tanımıştı, Hale ar- kadaşlarınn eme paralı ol- duğ , başları dığı zaman ona üracaat ederlerdi. Gene böyle bir iş için gelmiş olacaktı. ti. Tekmil kabiliyeti ile kalbini, ruhunu sevgilisinin ayakları altı- na atmıştı. Haledeki bu coşkunluğa muka- bil o gayet En hararetli olması lâzım gelen aşk sahnele- uu sevmesini zihinlerine sığdıra- mıyorlardı, Niha; bir gün inti- kam alır gibi ona yetiştirdiler: ei ten bir kızı seviyordu! çılgın gibi ağlıyarak, 1z- Gi kıvranarak ona yalva- rıyordu: — Söyle bana? Sahiden başka birini seviyor sre Bu söyle- dikleri doğru mudur O gene itidalini DME gi s vrum, diyordu. Çok mübalâğa etmişler. Söylenen ll Ho belki bir esa: ten dünyada hangi şey e ni eder ki? Hale onun başka türlü bir er- kek olduğunu hissediyor ve onu bunun için o kadar ve ime © daima Haleye hâki e yük- a bir mevkide kalıyordu, Hale bir mı hükmü altında ağa di. Sabiha ile bir gün dörülkeiiken, Sabiha ona: — Bu adam zaptedilmesi zor daima e kalplerine hâkim olacak ve kadınları bir esir telâk- ki şerri fıtrette idi. Hale buni bile bile, belki de bunun için onu dar veye Hale, Küle kalbinde — dırdığı ümidi çoktan ti. Fakat bir kış gecesi ni ve açıp ta ki bir er- k ince çılgın gibi haykırdı: “Naili Birdenbire göz yaşları boşan- dı. Hüngür hüngür ağlıyordu. — Hale, yavrum, geldiğime k mı . Yani, bekliyor dina... hiç mille tu, Hem, | kim beyi Ri gidersin.” — Hayır, Hale. j Onu yapi öpüyor, dabi ğ beraber kalacaklarına dair temi- 3 nat veriyordu. Hale âşıkını elinden alan o gü zel ve şık kadını hatırladı: — ıraktın mı? diye sein k “beni bıraktı... ber eek için e ba itiraf iki zor- ziyanı yok, sana rs şe — söyliyebilirim. Sen beni anlar- po “Hale anlıyamıyordu. o Demek Nail zaptedilmesi 2: e değilmiş. İşte ri ani dın a bir tekme atmış ve bıra kp si gitmişti N Elini Nailin elinden çekmek va ona: — Bana başka türlü söz söle v Eskisi gibi hâkim ol, demek yordu. Naili kendisine vi po ten bir hayal sukutuna uğruy: Sana yaptığım Semiliği ari cak şimdi anlıyorum, Hale. Hale içinde en soğuklük dl yordu. Senelerce Nailin avdetini idir ka vardı. Hani o eski hâkim ve mağ- rur erkek? ii Ayağa kalktı. 'ni pek yorgun görüyorum, Nail, dedi. Gidip biraz işi etsen.. — Besi hâlâ seviyor musun, . Fakat, o kadar sene-. dir. a şaşırdım gibi e a> İYişda gene görüşürüz Di # — Hay hay. Nail Ea sonra Hale emi “ disine kuvvet vermeğe çalışti: Geldi o geldi! diye sevinmek iste ; altüst eden bir genç kıza rastladı. Geçinme düşüncesi onun çektiği | memnun oldun ise, ağlamak un içinde her şeyi Ba siyah gözlü kız bemüz oayedi | <ariKatÜr Albümü, Nİ dakğe misbetiz me kadar ehe | lam? etmişti, Falcının dediği bir yaşında bulunan Joe Burdan e Karikatür Albümü » Tak bap yetsiz kalırdı. Eski hâkim tavrile Halenin | değişiklik işte oluyordu. Artık İki genç arasında yav: Te sa Muallim ve yanına sokuldu, Onu ya- | Haledenea 1, ne ıztırap, başlıyan münasebet şiddetli bir iri yy 3 anin bağır. Hale onu pek çok sevmişti! Bu oturttu. ne intizar. Tamame: ai 4 aşka inkilâb etti. fki gencin ailesi aşk Hale için bütün hayat demek- — Beni artık beklemiyordun, âyeci fakat evinde Parusun atı, yerlere serpilen hayali gözünün İNi L K L > en güzel cariyelerle yaşamış, kırk | mimoza demetlerini çiğneyip ge- ünde gitmiyordu. i beş yaşlarında iri boylı çerken, bu güzel ve yakışıklı ada- dın onu neden i as meni yi ge » kışlı, cesur bir andı, mı seven ii heye- | dar hiç bir kadınla bu İskender Fahreddin gün gönderilen (değerli mücevherler görünüyordu. ravunlar evleneceği zaman, ken- dilerine gelen kıymetli hediyeleri bu suretle dolaştırarak teşhir eder- lerdi. Bu birinci firavun Menes- ten kalma bir âdetti Hediyeler ei kafes için- de e kaplanlar, papağan- lar, arap atları ve yabancı ırklara mensup bir çok cariyeler de göze çarpıyordu. Yolda bu kafileye raslıyan Me yı Mikerinostan daha halâskâr diye tanı- Cize civa nayı saygı ve sevgi eğe onun arkasından söz El ral re: «— nankörsün!» Diye ür Sokakta dolaştırılan hediyeler sarayın önüne geldiği zaman Mi- kerinos odasının önü i tara- pi bu kafileyi seyrediyordu. Parus, Mikerinosun arkasında duru dr Mikarincs gülerek başını arka- irdi: yor musun, Paras? Hediyelerin arasında, dişi bir kaplan gibi, ne kadar heybetli görünüyor. Firavunun: muhafızı başını w- Zzattı: — zünde ondan daha gü- zel, ül daha akıllı we kadın bul neki lı, anci e Parus, o güne kadar evlenme- Mikerinos, kendisine ok yar- dım eden Nutu da yanına almıştı. O da Parus gibi Firavunun ikinci muhafızı olarak sarayda bulunu- yordu. Fakat, Nut, Parus gibi ya- e. ve iri bir dim de- gildi. ü, kalın e” ve ele Nanda ben ziyen çok kıllı bir göğsü vardı. Kadınlar ondan hiç hoşlanmaz- r: — Dağ aygırı geliyor...» Diyerek yanından kaçarlardı. Parus bütün kadmların be- yendiği bir erkekti. Muhafız elbi- sesile ata binerek sokağa çıktığı zaman bütün evlerden ona bakar- r ve geçtiği yerlere den mimoza demetleri atarlardı. O devirde, şehir kadınları sevgi- İerini mimozalarla ilân ederlerdi. Bir kadın, ğa bir ye mimoza atacak veya elile ol bunu münasi «seni e se viyorum!» demekti, kadı ve can içinde ağlaşarak içeriye çeki- lirlerdi, ,Parusun kalbine hiç bir kadın irememişti. Mişir kadınları on- vi bahsederken a El bir ka- uzaktan sından, sai bu muhteşem ad rel in tah- trevandan indirilen Titananın billür gibi parlıyan çıplak bacak- larını, kıvrak belini, ve yakıcı bakışlarını gördü.. Kendi kendine mırıldandı; — İri Mısırı ve Titanayı tek- lif ederek: (Hangisini istersin?) izlen Mısırı bırakır, Titanayi alırd sam Parus, Asyalı kadını Vi e başlıyor. Parus o gece oi mamıştı, dasında uyuya- dar bi kadınla bu re e Il o ı. Köyünden sık gelen güzel kızların yüz su d sına göz dikecek kadar küçülecek miydi? 3 Eğer ire ii > n dönüşün. miş olaydı şimdi kemiklerind el 1. O nihayef firavun Kefrenin adamıydı ve arnaka Mikerinosla Anakoyg. bile eser kalmıyac: öldürmrek için gönderilmişti. atlı birden gelirdi. i (Arkası var) il