Sahife 8 AKŞAM Genç kızların koşusu Dün yüze yakın genç kız Hürriyeti- ebediye tepesinden Mecidiye köyüne kadar koştu Mianbakanı tertip eden güzellik kraliçesi bayan Mübeccel de Ade li hocası bayan ME Dün İstanbulda vi. havadis kı laktan kulağa yayıldı. Güzelli ik kraliçesi Mübeccel kadınlar arasın- da bir koşu tertib etmiş. Kraliçe- ak... M sinek kaydı tıraş olmuşlardı. Türki e koşu şampiyonu Besim etrafındaki meraklı kalabalığa ba- ak bu memlekette 15 se- u. Nihayet mz uzaktan gö- ründüler: Herkeste bir tel. ei eyer ar.. Seni leri yükseldi. Lâkin Kğ bir hayal sukütu,.. Çünki CU” ların çoğunu genç bii teş- kil elizorlanili Halbuki ilânlar- daki 97 bayan, Mübeccelin riyase- | ! ti altında koşacaklar... Cümlesi herkese şöyle on sekiz, yirmisini eğmiş elle kopadla bülai vermişti. Lâkin bayan Mübeccel made Güzellik 2 hani?.. Her onu merak ediy. Meraklılar güzelik kraliçesini beklerken biri — İşte bay: a Mübeccel, Diye bağırdı. Ne ei; Herkes güzellik ecesini ararken birde baktık ki sali e bereli bir bayan... İşte ikat o zaman meydana çıktı. mr er ki bakasını yapan güzellik edi - Kendisi ra veçte tahsil ei nn Mübec- cel ortaya çıkarak koşucu genç kız- lara bağırdı: : — Herkes so; Mecidiye köyündeki, büyük ve ç r... Biraz son- ra bir çığlık koj — Anneciğim.. anneciğim ısıra- cak!. Meğer ev sahibinin bir köpeği varmış.. kalabalığı görünce hay- van huylanmış. Dışarıdan koşucu- lara cesaret verildi: — Korkmayın 3 şey yapm Nm bir giyerek dı- çıktılar.. şimdi Hüriyet te- pesine iidilecek, e sün baş- layacak, tekrar Mecidiye ile dönülecekti... Hep birden yola çıktık... sırmaz.. bir kin iyi hg evvel yapılan ir çoklarını yor- —— hi ayaklarıma kara su in dünkü koşuya iştirak eden kızlar, ort oşuya bar aşağıda Hürriyetie| imi tepesinden İrinci, ikinci, içni gelenler ( Ortadaki 38 üçüncü gelmiştir bii ımaralı birinci, 18 ikinci, 11 indi. — Yoruldum, bittim... Koşu ne- reden başlayacak aceba? diyen le er vardı. Nihayet abidenin önün- de herkes sıralandı. İşaret — mesi için patlatılan kapsül epi heyecan vi Yollar o ru” cuları eliz çilân e im- kân yok... Bunun için ben de Tür- kiye koşu şampiyonu Besimle be- raber koşmaya başladım. Gen: kızları ancak böyle takib Sebile ceğiz... Fakat hayret!. En önde koşuyoruz... Besim hayrette: «ya- hu sen ne imişsin!» diyor... Evet meğer ben ne imişim?.. Bu koşunun salstalibe şampi yonlarının hepsi arkamızdan geli- yor Türkiye koşu in a. ikim z herkesten İmii LE ne ge im mi2. Bu hiç ümid Selin — Yetiş ağ — Koş Nim: alaşım ii ai gelmişlerdi. her gel e n içinde,, ve netice anla Nimet.. ikinci ai EE Ne- bahat koşuyu bitirir ek bir kanepeye yıkıldı. Hafif bi ye kendisine getirildi. edilirken şampiyon Besim anlattı: Kadınlar bizde ilk defa koş- mayor.. 1925 de kadınlar arasında ben de bir ami . v bayanlar mn çoğu Di ev- 1250 teak ie e 4 da- | lenmeğe Başladılar. Kala kala ko- kika 40 saniyede koşmuştuk... | şuculardan 11 kişi kaldı. Ancak Arkamızdan birinci ogöründü: | böyle koşmak kabil oldu.. ie bu Koşuya giren bayanların arka- daşları yolun iki tarafına dizilmiş- lerdi. Bağıra bağı arkadaşlarına cesaret veriyorlardı: — Haydi Mutena.. oşuların içinde şimdi bu müsaba- kayı tertib eden bayan Mübecs de koşmuş, birinci gelmişti Koşu bitti, Herkes dağ İşte genç kızlar koşusu böyle olmuştu. Hikmet F: ride PAZARTESi KONUŞMALARI : Sınıf edebiyatı yok, milli e ka vardır! Âli Yücelin pazarte: e yazdığı Mi ihekeii ii ye zl. Cemiy e yalnız maddeye dayatarak izah eden Marksçı sistem, kendini Ea için ilmi, sanatal ve filozofiyi bu bakım gö göstermek ister, e de bu yle böyle anlamış ol Bi ni onu ilim sa; yatımıza tatbika ml di e ve zevklerini temsil ederle Çünkü bir maddi varlık olan cemiyet, onli dimağlarına, bulundukları iç- tmai sınıfın maddi izleri halinde ak- 1. Dâvâ budur. u Böyle olunca bir âli- öyl Scheele. Meşhur ki köşk Edi- un süren hay: i keşifleri yapmasına bep oluyor. Edison, bu keşiflerile ha- gi sınıfın âlimidir; proleteryanın mı, kapitalistlerin mi? elelim sanata ve oun bir kolu olan lenip kendi- lerini bahtiyar sayarlar. e Müstesnası ol- adan o hepsi epi hasta ini Bu, onlar için kat İçtimai eml bu ilani bu şeklini değişti- ölürler, zaru- ridir. hasta oluşun bu başka başka manzaralar gösterirler. İşte, sanat ve edebiyat, bu acıların, Balıkçılığımız nasıl ileriliyecek? Bir Yunus balığı günde 10 kilo balık o balık yermiş Ankara ziraat enstitüsü profe- sörlerinden doktor Wotereck İs- tanbula gelmiştir. Profesör, balık- çılık hakkında tetkikat ea ziraat vekâletine bir miştir, Doktor Wolenack tk telkikeki hakkında diyor ki: «Marmara ve Boğaziçi balıkçı- © ee iğ bir kk Bu m E Gi Aran balık mikdarı azdır. armara ve Boğaziçi her türlü e geçid yeridir. yazın Karadenize geçerler, kışı Akdenize inerler. Sürü halinde , bunları Tekla akip ederler. Bir yunus balığının günde on kilo bal m epaşi Mn sahillerinde senede 80 yediklerini siz hesap edin. Balıkçılığı ileri götürmek için ei şey balıkları muhafaza ecek tertibat vücuda getiril silin O zaman fazla balıklar de- nize dökülecek yerde balık çıkmı- © yan zamanlar için saklanır.» dj 2 bü arsa Şe İstekler. diği; 5 > guları dile getirmek için muaye” külü düzeyine gelip yükselmek: ir sanlık yolunda ilerlemiş ak, ve hislerini terbiye etmiş bulunmak — ektir. Bu bale gelmiye şu veyâ ii içtimai sınıftan olmak engel değildi bir genç Brand, büyük İsveçli mütefekkirin * disi değil midir? Eğ iye ifade m vai miyet, bi bir» servete, is ün köylü. baka s e kalmış, yükselmiş iri ise Rus v7 bi malı olmuştur; filân fab ünya ki w zi Eb an sdakiğa tı vi bir ş€! Bir Hind prensesi öldü Vücudu yakıldı, kull havaya uçuruldu. ae Ge kendisine apandisit yatı yapılmış, fakat prenses“ liyattan sonra ölmüştür. gd Prenses henüz 28 yaşın ve fevkalâde güzelliğile du. nsesin ölümü - Lo de büyük bir teessürle kaf” mıştır. Vücudu geçen hafta yakılmış ve otuz iki şlai kocasi bir kaç bin İngiliz kıymetinde tahmin edilen ai elmaslarını tabuta e koydur bunların da beraber Yy: : emretmiştir. ye yaaa e er al ile uye eri e nehi ek yi aya Rl