Sahife 12 li bire çünkü bin &; “ tadan ancak beş altı tanesi yengeç olur; bu beş bin yumurtayı da biridişi yen- © geç yumurtlar. Yengeç yumurtasının iztikalesi çok tu- Hafdır. Ana yengeç yumurtalarını döker yumurtaları, sere yavrular ini ydi bu, zdan müdafaa edebilirler. Yengecin wvetlidir. Yumurtanın 2: adan çıkmadan etrafını gö- çatlaymca, yengeç yavrusu sö dibine gider. Orada silkinir, kuy- yuk sallar, sıçrar, iki üç santim kadar yük- vi elime mi . Ertesi gün sırtla- a karınlarını doyurmağa Tm . Kendilerinden Ku binlerce iyeceklerini ara- yem suretle ir, hediyeler verilecektir. Em eserlerin tali Şak Dikkens adlı. de ar ve eser vardır: v Pikvik. E eseri 1836*da yazdı. me: eb We mu- a ie e nisanlısına gönderdiği “ bir mışktuptan da anlıyoruz, Bu mek- ipta eki: Buhar: en belli baş- h silenmen biri Türkistan lr hattı üstünde bu- unan bu şehir Amı ve Siridarya yaylâlarından gelen mahsulün ambarı ol- muştur. Bu eski şehir on üç kilometre uzun- in e damara e amil miştir, 60 metre yüksekliğin vardır. Resimde bu camii: ni ir rüyorsunuz. Ke gök mavisi ai tuğ ladan yapılmı: Eski de lede caniler idama ma kuleye çıkarılır ve leden aşağı atılırdı. lan maada, bu kuleye cuma gün- / leri iz müezzin çıkar ve ezan okur- mü: du. Kal e başka hiç kimse çıkamazdı, a Üçüzler İngiltere köylerinden birinde üçüzlerin , Yetmiş dokuzuncu yılı kı kutlulandı. Bu üçüzlerin isimleri: Vicdan, Ümid, Cö- merddi Bu gecer Se ak zaman, köy halkı ğini an e anasil asına elele öndermiş. Halk mi iane pine güzel bir inek almışlar ğı anlaşılıyor. e yemiş dokuz sene sonra üçü de sapi 'eyzociğin;, butaya gelirken bana iki tane Sy yi biri resimli, öteki çikolatalı olsun Afacan kardeşile alay edecek, Kapıyı çalıyor. tar bi ül ce, karıncalar yerler, Bu arala asıl marifetleri doku. yuculuklarıdır. Mantarlar bitikten sonra diplerinde bi- rer iplik kalır. ribirine — bağ- âdeta yapraktan bir halı yapars Bu yaprak halıyı güzelce sererler. Bu rim vini aklar Kamacı ne a gala muhakkak bir danecik, bir çırpı var- dır, Sizler ii biraz daha hızlı yürüye- rek yeme k: Karınca DR yaz, kışın yiyeceğini toplar, Fa li: her k nipcalar etletini kemiren ze- öire hücum eden v. hirli karıncalar e vardır. En büyük zevki büyük annesine ma- sal söyletmek ve dinlemekti. Arkadaşları, kekili ie e oturup a irlerken, küçük dağ büyük. annesinin izleri dibine çö- — Haydi bana masal söyle! derdi. Büyük anne: «Bir va yokmuş...» diye başlar ve kendi ee ei en ned iği masalları birer birer anlatırdı. kbahi ii büyük anne göz- eli dünyaya Meşe Gündoğu çok ağ- İndi ve hinesinin mezarmı bahçenin geklerile donattı. ç konak» dedikleri kocaman eve bay Nari ile kızı yerleştiler. — Benim Gülüm de bunlar gibi ol s2... Bir gün Gül: — Baba, canım ei dedi. Canımın sıkılmaması kabil | değildi, ki... Arkadaşı yoktu. Bay Nuri kahvede dıklara bu derdi yandı. — Size Gündoğuyu göndereyim, de- di. Gündoğu ezile dr e Bay Nuri mişti, Kızı Gül hastaydı. irkaç gün sonra bay Nuri Güle sor- du: — Burada rahat — Rahatım baba, ek bura- Gül, bütün gününü bahçede, * güneş Ml sp Yanaklarına hafif bir elik gelmişti... Fakat bay Nuri kır. Kardeşi açınca Afacan saklanacak. | Kardeşi şaşıracak, il ei ee 1 di. st yeriz eşesi gelmişti. Gülüyordu, ral bu masalı? İşte geliyor. Afacan kardeşinin ayak | ini duyuyor. — Gündoğandan. Öyle güzel masali biliyor Günde hergün Güle, büyük anne- i masalları anlatıyordu. sesi süsliyerek, kendinden çok şey katarak, telleyip pullayarak tatlı tatlı anlatıyordu. ül bu macallars babasma söylü Bay Ni arrirdi. Bu masalları peg beğendi: — Bunları kendi ağzından dinleme iyim, dedi. li bay Nuriye de alimi söyledi. geçti. ii iyileşti. Kış geldi. meri ız gittiler... Altı ay sonra Gündoğuya postacı bir paket getirdi... Herkes telâş içindeydi. Arkadaşlar Gündoğunun etrafını sar- dilar, Bu paket ne idi?. Gündoğu' açtı. İçinden güzel bir ki- tap çıktı: Gündoğunun masalları, Bu serden "mi ik şu satırları ud tel iyi eden Gündoğuya, kendi ese ri olan bu kitabı ithaf ediyorum- Nuri.» Fakat kapınnı dışarıya açıldığını unuf* tu ve burnunu çarptı!.