Sahife 8 AKŞAM Saray ve Babıâlinin İç yüzü Yazan : SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No. 637 Sultan Mecidin bir sözü: Beni karılarımla kızlarım Sultanların ve saray kadınları- nın fevkalâde israfları bir kısım sultan sisme yüz çevirt- mişti. yi efendinin cülüsunu esiri olmuşlardı. Abdiülizizden | e 'kure- na ve mukarriplerden me ise sultan Mecidin vefatı büyük oğlu Murat dindi ye lâsunu arzu ederlermiş. Hatta bu e bir gün baş- mabeyinci Ahm ariciye teş- rifatçısı Kâmil Vl ve 5 tey Ali öyle lâkırdı söyleme; bu al dokunur bir madde- dir! Büyük ihtilâli davet eder. Bu parasızlığa benzemez. Bunu ne sen bana söylemiş ol! Ne de ben dinlemiş “e Diye nasihat ile âkırdıyı kesti Lâkin bu ek (Murat efendi- nin iclâsı isteniliyormuş; hatta validesi elçilere müracaat etmiş) yolunda sözler işitildi. Bazıları da (bu bapta Fransız elçisini iknaa tı te- ayet Murat efendinin iclâsına kalkışılarak olursa bu devletin e'bin yir olduğu için pre- Damat Mehmet Ali paşa vakti- le işini sağlamak ve bese ehemmiyet verdirmek e bir kaç defa Abdülâziz Me — Rıza paşa gibi bazıları Mu- rat ati iclâs etmek istiyorlar u uğurda başımı koy- muşumdur Diye vs bildirir. Abdülâ- ziz efendi şüpheye düşer; Rıza eyi rmalarını rica ede- im. cevabını nderili "Efendi i işi tahkik eder; esassız olduğunu anlar ama ne olsa ken- am erir gelmez. Şehzade- ler sı Kemal efendiden rk işi İsak ettirir. Ondan — Bu havadis mahza çeki ve ekâzip kabilindendir. Efendi hazretleri böyle sözlere kulak as- ara memuriyetlerinde ipka ; sonra icabına göre iste- dl istihdam, istemediklerini il ederler. m alır. sellim paşa bu cevabı Kemal m ağzından çer girin ilor sele pek erim vakit dar ol- duğu içi in bu teminata rağmen ne olsa Abdülâzizin zihni vehm ve vesveseden kurtulamıyordu; Meh- met ve paşanın peyderpey ilkaatı bütü: tün tesirsiz kalmıyordu. Hele / Abdülâziz efendinin valide- sini kandırmak mümkün olamı- mn ahvalihi hariçten lâ- yıkile Mi şkül olmasına rağmen bazı imanla haber- ler aldığını bildiren Cevdet paşa ee Mecidin son çimen hak- ermektedir. ında şu malü: matı Ekrem Ömer paşa Rumeli ordusu müşirliğile Here memur edik mişti. Sultan Mec bit- gir, vücutça hasta idi. Bu halile veda için saraya gelen Ömer paşa- yı huzuruna kabul etti: — Allah selâmet versin. İnşaal- lah pide olup gelirsin. Lâkin beni bulamıyacaksın! Yakın va- kitte gelsen de bulamıya: Beni karılarım ile kızlarım bitirdi! du. Alayda herkes müteessir, mü- teellim idi; çoğu ağlıyordu, Padi- diyi istetti; ikisi birlikte bir saat kadar da durdular. Ne söyledikleri tamamen bilinmez. Ancak hünkâr — Birader! Benden artık hayır yok! Ben psn dahi vükelâ ve sairleri İşte her şey sana kalacak. lah muvaffak olursun. Evlâtları- mı — emanet ettim. :ektirme! Der. Efendi ağla- e başlar; eyi da beraber ağlar, Sonra bazı vesayada daha bulunur ve: — Vükelâm bana hiyanet etti- ler! Sang Özyer bildir. mediler! de işitilir. Nih yet Tü Zi hisseder; pek dalgın olduğu h alde huzurdan çıkar, kendi dairesi en Idı düşecek ir, Vali- desi oğlunu bu halde pile te- Onlara za- Konya Atlıspor Kübünün açılışının yıldönümü münasebetile geçen hafta klüpte güzel bir balo verilmiştir. Balo çok neşeli geçmiştir. etile bir sürekavı da tertip etmiştir, Resmi- mizde baloda bulunanlardan bir gurup görünüyor. Klüp yıldönümü münaseb: der. Haceris"ile rarsonlar tahilye PPLN bitirdi... lâş eder ve bayılır! oAbdülâziz efendi keyfini bozar, kan aldırır.) Sultan Mecidin ölümünde vü- elâ, rical cenaze namazını kıl mak üzere kubbe altında ve hav- Tuda sandalyeler üstünde oturduk- ları sırada Cevdet paşanın bulun- duğu grupa gelen biri Vü dülâziz Yi tarafı galip ge er getirdiğini gene Cev- det paşa “bildiriy or. Abdülâziz de büyük oğlu Yusuf İzzeddin efendiyi kendisine veli- ahd tayin etmek istmişti. Evvelâ Mısır seyahatinden dö- müşte Fuat paşanın, sonra Sait, Mahmut Nedim, Namık paşaların maksadın lan cihan seraskeri Rıza paşanın maaşına yirmi beş bin kuruş zam edildiği, askerin teveccühü celbe- diği, hatta buun âmmenin kabulü- ne mazhar olduğu gösterilmek ü- zere ahaliye, esnafa bir arzuhal imzalatılmak için el altından te- propagandalar yapıl günlerde ortada dola- rden idi. mı Fuat Pp: samimi dostlarından birine ali natta tevarüs usulünün bu suret- le değişmesi meselesinden bahse- derken u Mila yave asla tahakkuk e Ancak sadrazamla- ra valide sultanın himayesile ikti- dar makamında tutunmağa yarı- yacaktır! demişti. (1) Fuat paşanın bu sözü Mahmut Nedim paşa için sarfedilmiş gibi olmuştu. Fakat Abdülâziz dahilde vvüşler çıkacağını ileri süren bazı esdikasile elçilerin tavsiyele- ehir et- rmüştü, Bu tasavvurun hariçte hüsnü kabule mazhar olmadığı anlaşıl- masi üzerine hükümet fransızca La Turguie ie (2) yarı resmi şu tebliği rüs usulünün değiştirilmek üzere bulunduğuna dair ortaya yeniden bir şayia çıkarmışlardır . Baz harrirler bu şayiayı en vahim bir siyasi mesele o te- lâkki eylememiş olsalardı bundan bahsetmek zahmetini bile ihtiyar etmiyecektik. Böyle bir tasavvurun ancak bu haberi neşredenlerin hayallerinde ücut uş olduğunu beyan ğ kati surette mezunuz.) Lİ tatile uğramıştı! Arkasi var) (1) B. Brunswik: La succession an trone de Turguie, (2) 31 haztran 1872 tarihli nusha. ağam Habeş kadınlarının başlıca işi biber dövmektir Habeş kadınları süsü çok severler ve dedikodudan çok hoşlanırlar Muhtelif Habeş kadını tipleri Dört aydanberi İtalyanlar! kanlı ve yıpratıcı bir harbe giriş- miş olan Habeşistan hakkında bil- gilerimiz, pek azdır. Habeşistan başlıca dört mıntakaya ayrık mıştır. Tigre, Choa, Amhara ve Godjam. Habeşistanın me- ilometre sahası 1,120,000 ki mü- rabbaı tahmin o edilmektedir. büyük memlekette biribi- rine pek o kadar benzemiyen uhtelif tipte insanlar oturur. Fa- kat başlıca sekenesi Gallalar, So- malililer ve asıl Habeşlilerden mü- rekkepti: Habeşliler arasında ba min- takasında oturanlar Habeş ülkesi- nin asılzade sınıfını teşkil be Memleketi idare edenler bunlar- dır. Kadınları, kılık kıyafetlerine itina ederler ve çalışmazlar. Gallalara gelince, bunların tip- leri daha saf ve temiz olmakla be- raber, ekseriyetle köylülerden mü- rekkep (bulunuyorlar. münbit olan Harrar mıntaki yaşıyan m hem çiftçilik ya: arlar, e hayv: yeli. ler. ere çok ali kanlı ve mutidir. Kocalarına işlerinde yar- dım ederler. Danakiller siye zi çorak yerlerinde otururlar ve göçebe bir hayat yaşarlar. Dağlık mıntaka- larda çetin bir hayat süren bu a- damlar, ölümden yılmaz, meşak- katlerden yıpranmaz mükemmel muhariplerdir. Habeş kadınları, çok şuhturlar. Süsü, mücevherleri, kürkleri çok severler, Eski demi haçlarını an- dıran Hi ları, Habeş lea- dınlarının göğüslerini ve gerdan- larını süsleyen en belli başlı ziy- neti teşkil eder. Adetâ milli bir pazar” de bu haçlardan bir tanesini edin- mek kabildir, Habeş kadınları, süsü ve ziyne- ti sevmekle beraber ev işlerini de dilen Sa nakış örgü işlerile ve bilhassa tül örmekle m: lurlar. Bu tüller çok incedir ve Habeş kadınlarının giydikleri ek biselerin mütemmimidir. Asil ve zengin kadınlara gelin- la rın ri ii yin bir entaridir. Bu entarinin kollari kimono gibi geniştir. Bu entariler, bel em Meru işlemeli kemerler» le tuttu: başlarına Samma denilen ve örüm cek eği larak kullanılan zarif şemsiyeler, zengin Habeş ka Mae kıya” fetini tamamlar Bu eler, mini m Bu şekilde ii Habeş ki arı, gezmi iş retlere çile ve evlerinde pek oturmazlar. ınları, Av- a e, ye dedidoku- yu fazla severler. Merzifonda geçen hafta bir balo verilmiş, Balo çok neşeli geçmiştir. Resmimizde baloda bulunanlardan bir kısmı görünüyor. iğ