m Amerikada bir münakaşa : Asmak mı, kiyotin mi, elektrikle öldürmek mi? usulünün insani olmadığını ileri sürüyorlar Ni iken si hükümeti mahküm e g lr Rİ oturtula- rülürler, Ondan evvel bu ceza damak müretile: hi pe ” İnsan? olmadığı söylenen elektrik sandalyesile ölüm cezasının tatbiki lerdi. Sl asırda €- lektrik keş ince bundan istifa- de edilmesi düşünüldü. Elekirik zler apak v> elek- trik c el İl pi . bir Se içide e e düşünüldü. Elektrikle ök sulü ilk defa olarak 1890 29. n kir başlık Bu iki plâklar iki kutbu teşkil eder. ik defa geçirilen elektrik cere- Köyü yanının mi mun hissini iptal ettiği, fl erhal öldürmediği anlaşılmı: e için ikinci bir defa e cereyanı geçirmek lâzım gelmektedir. İki safhada idam çok ii li görülüyor. Amerikayı teşkil eden hükü de idam cezası hâlâ eski ele; AMA suretile infaz edilir. yoktur. Yi küm seg öldürülür. Üçünde de yeni bir usul tatbik edilmektedir. Bu usul boği la öldürmek- Gazla idam usulü tatbik edi- len Arizona, Nevada ve e eller niya hükümetlerinde ölüm cezasını tatbiki için küçük bir oda vardır. da bir ray çelik kasa gibidir, hir bU Yak nız! Sin duvarda kalın bir cam var- dır. Bunun arkasında memurlar ve doktor durur. Gi kapısı da küm içeri girer. Gardiyanlar der- hal çıkarak kapıyı kaparlar. Cel- lâd kabinesinden bir düğmeye mpul tle bırakılır, sonra tavandaki pencere açılarak odanın havasi değiştirilir. Birçok pl bunu en i ve Haupin ında da bu usulün tatbikini e r. AKŞAM # | akşam bir hikâye j İki sokakta e Tas lr. Sin ılar, sa- n ve rimel biri- ii llaler, konuşmağa baş- Jadılar. Hele Ekrem gayet Ni iu, Güzel bir delikanlı idi, Karşısmdaki, kalbindeki şa- mimiyet parça gösteriş m be beğen- me hali hissedil Karşısındaki Mi Necip da- ha sade idi Kiyafeine pek itina Seza Miyoptu. O di sürü bö mazdı. Bu hekimi tesadüfün el rm Iki dost arasında lâyık olmıyacak kadar nefis bir gonca idi. İnci gibi bir kız! Güzel, iyi terbiye, tahini görmüş ani het bir kız. Ihtimalki zengindi e ip baş işaretile bütün bu medikleri tasdi kediyordu. m devam ediyordu: — tul etmem, işin içine karışmamış. olsaydım, Aysel, vi kit geçirmek için inişin senin yü- züne bi ? oturmaz 3 Banyo EE en de zararsız bir delikani , olmakla 1 beraber, her sile büyük bir ümide kapılmışındır Zünnederim. Aysel biz u yaz Adada rülüyordu. Bu soğuk havada kal. 'dırımın üstünde durup konuşmak -abil olamiyacağı için, hemen yani başlarındaki page pi — Acele bir — Hayır. O halde, şurada bir parça oturabilliriz, İster misin? — Hay ha; lelere yerleşti- üzeli idi. den kaçıramazdım, Seni çok severim, eski dostumsun. Fa- kat senin hatırın için Ayselden vaz geçmek pek fazla bir fedakâr- lik olurdu. olur. Onu elimi — Evet, burasını teslim ederim. — Ben kadınlara karşı nasıl ha- reket a e e fırtına ru beceremezsi Rahatça, ei ler. Birbirlerinin yüzüne baktılar. | ederim. Fakat güzel kadınların Aralarında ii sıkıntı, , bir çekin- e a olmalıyım. Onu se- i. İptida, nezaketsizce al- Ekrem bu gayri tabii vaziyeti or- bi. e. teşebbüs etti, Bizim gibi iki gin altı sener biribirlerini e hiç de doğru bir şey değil, ded Bi bir aksi sada gibi, tekrar i arkada- . Ne yapayım, Necip, ben böye le im. rar bakma, Aysel beni görür görmez, hepinizi e © Sahife 9 lesem de teklifimi redder misin? o büt bü ek se- ni bell, en iyi erkeği er etti. — Burası pek doğru!, — Bundan dolayı bana darıl le çare, hayat böyle işte. Ne ise, e geçti gitti. inasebetiniz nasıl netice- lendi, — Benim ne ahlâkta olduğumu bilirsin, Genç kızlardan hoşlanı. rım amma, onları hiç de ciddiye almam. Onların işvelerine beş pa- ra vermem! — Halbuki, ben öyle zannediyo- — Ya! Hiç doğru değil. 'kâyeler anlatabilecek kabiliyet ile | rum ki... — Fakak, irt imelisin, kaba- BEZ ki, siz tuhaf pri bana | — terişti o kala Ay hat senin. Ha-| vergi iş > | sel eriği ehemi 'dir- ni eski bir tabir vardı: Sırra ka- | diy: de 3 en beki eğ ığı sew mek için naz Gine Bili mev- 'dem bastı derlerdi. Tıpkı öyle ol. | Fakat e ei simi bitit, Kiz de on a gör- dun. — medim. sen ne NR ptm — Sebebini sana anlatırım. K dl — Bende A Teni — Biliyorum, biliyorum di yarı ira olarak bunu Fi e yaz sen bana Aysel hanım için da- rıldın. — Doz zu, ben. zi al sea Ta ben her zaman doğruyu sö: öyle lerii Bu işte bütün kabahat senin değil. Hattâ, senden af dilemeğe vicda- nen borçlu olduğumu itiraf ede- im. — Şimdi artık bunları bırak. Neden?. arasında bir suite- lursa bunlar açıkça gö- fehhüm ol Tİ içlerini döl emeli ve anlaş- malıdırlar. Uzun etme, Aysel sana Dostlar İ iğ — yeğin aptı? ak, güldü Bu da | ilgim El teşvik etmenin bir i tarzıdır. dınlar her zaman benden biraz İ he e a Ben tehlikeli bir «ti- ir gün Aysı Ki 2 gibi bir erkeğe ister misin?» gülerek ci «Ben mi? Clin > mı hi na kurnazlık ek isti; — Öyle ya, neye şaşıyorsun? Ka- ele a <AÂy- a Nü kurnaz kız idi o, «Ciddi söy- | Iş bulmak için Uzun uzun düşünecek yerde AKŞAM gazetesine bir KÜÇÜK İLÂN koydurunuz! İN © vuna sa şi bir ii b ea Fahreddin iğ rdi: addes Ni Anı a- — ko tarafından öldüzti de Ak e hıncını alamamıştı şt. fırsat bekleyen Kefren i içi olmuştu. oyu ortadan kaldırma: — Anako; İiyım. O yaşadıkça ben rahat yü Zü görmiyeceğim. erek muhafız kumandanını yanına çağırdı: — Sen Anakoyu gebertebilir mi- sin? Diye sordu. cesur lgan bir adamdı. uhafızı Fira- e beri in, bu hâ- hücuma bir vesile Kel ie mukafız kumandanı e atı iL ÇOCUKLARI| Tefrika No. 40 bizden kuvvetlidir. Bu cevap Kefrenin hoşuna git- iz — Onun yarında beş yüzden fazla epi ri Bizim otuz bin askerimiz var. Büyük bir ordu ile Karnak üzerine yürümemizde ne mani var?. yince, muhaf bizkes ay önceki hâdiseyi ei CE ie tecrübeyi evvelce de ve mıştınız.. oraya giden asker sr ona iltihak eder. İkinci vi ecrübeye girişmenizi muvafık buk mam, Dedi. daima bu ii Fi tekrar- lar dururdu. Muhafız / İnişi kendi fik- rini söyle: —S ARL kıyafetimi mi arnaka e iş askerle olmaz, dedi o Ziştirerek Kaı gideyim. n Firavunun veziri de size onun başını koparıp getire- im. ki asker göndermekte israr yordu. Muhafız kumandanı: — ni deli pi ii Kül nu e b ie Şa- bakaya dayanıyor. Şabaka isi İ sr üzerine elli bin Hi bir i ordu gönderebilir. Biz şimdilik bu dari ei a vaziyette z. Eli tutorların bii pek- 3 LE ki, ehramda çalış- tırıyoruz. En iyisi onu Lai ından tuzağa düşürmek ve kafasını ko- parmaktır. Kefren, Habeş e ni du- yunca yumuşadı v: muhafı- zının teklifini kabu isi ses Firavunla başrahip neler konuşuyor? — Mikerinos hâlâ benden af di- lememekte israr ediyor mu, Tas- man?. i — Evet.. hâlâ bildiğiniz sr Bu sabah da kendisini gördüm «Amcanın ayağını öp seni al affet sin Yoksa “imeele | mi bi me- de- — e Mies, sihirbazlardan ve Her e Ne cevap vw — Ben e iz iz ilimizi babam beni zarımı yaptırmış. Ki haber İ & e iL İİ g i ölümü göze almı: ni ve içeceğini azaltırsın! açlığa tahammülü yoktur. Çabuk niz!, — Rahipler, Mikerinosun gec: en e baj se e ettim.. — Prenses (Nai ei adı ey bir kadın görmüş- e o bir sihirbazdı. im de me- — Mademki ölümü gö: o halle yanl a e Se vyiabeeki Onun geberir.. oradaki mezara gömersi- iz! Sg Firavun Kefren bu kadını hatir- mak isti, ca)nın evinde hak de bu onun candan sevdiği bir ka- dının adıdır. — Yarın bu kadının kim oldu- gunu kendisinden öğrenemez mi- sin?.- — (Niçin ii derse, ne cevap verey im nerde otur- duğunu söyle de, sana sevgilini buldurup getirteyim m!) dersin.. turduğu yeri söylerse, hemen ba- na haber verirsin, ye mı?. — Söyliyeceğini KUMA, bir daha de Müsbet Fakat, bir cevap alırsam, yarın akşam ge- ne gelirim. va Mikerinosun sevgilisini nasıl yal ar? tına inerken, her