AKŞAM 7 © kadın şiddetli anmış ve mahkeme- ye szleda ir, M. raporu üzerine ve bir cezaya ak ime bir çok safdilleri soy- ğa ve dolandırmağa muvaf- © fak olmuştur. Kadın, mesleğine devam eder- soyar- © ken uahimagI ve karakola gö- türülmüşi Ka ma da, kâtip tarafından sorguya cekildikten sonra polis “müdürü M. Lalanın y: nca, bizzat isticvap ceğini söyliyerek kâtibi başından savmiş ve yankesici genç kadın- la polis müdürü odada yalnız mare üddet geçtikte: sonra #enliB bini polis mü- dürünün müsaadesile odadan çi karak helâya girmiş ve pencefe- den ramak kaçmıştır. sonra yünkeiii kadın inde yakalanarak şu izahatı vermiştir. . G e beni ikinci de- fa e görünce eski hatı- eg b ver sarkıntılık etti, Ben de im hafifler üm ge polis la bu taş- kınlığına ses çıkarmadım. Fakat bir fırsatını bularak cebinden içinde 800 frank bulunan vee cüzdanını aşırmağı mal ef im, Maksadıma muvaffak olunca helâya gitmek için müdürden izin aldım. — fırsattan istifade ede- rek kaç ieniN bii suçundan kadını mahküm etmekle beraber, Grenoble polis hdr aleyhin- deki iddialarını da iç bakanlığı- na bildirmiştir. İç bakanlığı Gre- noble şehrine gönderdiği mülki- bu ittihamları iş, y. ici kadı nın sözleri rin olmadığı anlaşı- lınca vazifesini bir kadının gü: gözleri uğruna ihmal eden po- müdürünü azletmiştir. Telefon : 3377 dın her istediğini yapabiliyordu. Fakat hayat yalnız bunlardan mi ibaretti?, Halbuki Macide ire çok se- ven bir kadındı. İçinden: — gir: erkeğin, biri semi işi başı aşkın olsa nın ee ilükeder bilmeli.. diyordu. e karısı- ölsem rkada- şi, gençlik arkadaşı Ferid Selim gelirdi. Ferid Selim şairdi. 5 E E ince şeylere benzetirdi. Macide için bir seri iii depar Hattâ genç adam m «eski gün- rüya oldu.. adile bir kitap halinde yi istiyordu. sözlerine, şiirli adar ihtiyacı vardı. ince bir delikanlıydı. ince hatları halâ gözünün önün- deydi. du. Hi rasladığı yoktu... Bir gazetede Ferid mea bir dairede me- mur olduğu! okumuştu. Uzun bir eeddüdden sonra Feride yaz- dı. erdi, Feridin ve yüzünü, şiirli söz“ lerini — dinliyeceğini düşündükçe heyecandan boğul gibi olu- yordu. Ferid belki de «es- p © ki günler rüya oldu» diye parça- lar okuyacaktı. Randevu verdi- gi yerde li düşünürken ar- asında bir ses — Vay efe vere maşallah... dedi. Döndü, Ferid Selim... Lâ- kin gözlerine inanamıyordu. Ne Tenha bir pastacınmen loş ii masaya otrdular... Ferid Sel — Beş on eni geç kaldım.. af buyurun... Daireden çıktık- tan sonra öteberi almak üzere mendi- lin sikmisile. beraber «çit!» di- ye yerel en yalancı bir ço- cuk emzi ii Ferid gülüm- siyerek emziği yerden aldı: SE — Efendim.. bu bizim en kü- çük numaranın... Validesi me- meden kesti de... Sabahleyin si- a anal aldim. Ürüygün NİZ... iden iğ şek» iie e çel ye il dim, zamane... Haşa huzurunuz- dan.. «baba eşek» ne demek efen- dim. Biz Me böyle mi idik ya?. Macide ire şaşkınlığa düşüyordu... İçind 0 e, a ben- ed gibi alelâde he- sap işlerinden, maddi şeylerden bahsetmez. Şimdi.. bana kim bi- ir ne şiirli şeyler söyliyecek?.» diyordu. Ferid Selim şişkin çantasına doğru uzandı. Mutlaka bu çanta- da şiirler vardı... Ferid: — Şu emziği çantaya koyayım.. dedi. 9 aylık gebe gibi duran çanta açılınca Macide hayretten az da- ha küçük dilini yutacaktı, Çan- tada iri iri patlicanlar, dometes- ler, kırmızı turplar vardı. Feri. gülümsedi: — Bizimki de güya evrak çan- kü di dehşetli bir sarmısak ko- Sahife 1 de e —— Yankesici kadının eu i günlerin rü anke Her akşam bir hikâye Eski günlerin rüyası .. 1 guze göz eri e Yemekten kalktılar. Macide | kadar şişmanlamış!!, Ne kadar | kusu yayıldı... Ferid: bir sigara İS limein sonra piya- | değişmişti!.. Göbek göbek üstü- endim pa: diyor- - : DR un başına oturdu, Kocası ge- | ne... Burnunda br kelebek göz- | du, lıkpazarında benim Kay- Fransanın Grenoble şehri polis müdürü ne kendi bitmez tükenmez he- | lük.. ayaklarında lâstik.. birelin. | serili bir pastırmacım var. He- Se ... . . saplarile uğraşmağa başlamıştı. kapalı bir şemsiye. bir elin- f bir pastırma satıyor... Kay- bu yüzden ışını kaybetti Macide içinden «of u hes aplar.. | de sanki 9 aylık gebe imiş gibi ak müb k ak.. size ta- Fransada Mel şehri po- of bu hesaplar.» d. şişkin bir çanta., tıraşı bir ka- | rif edeyim de alın.. aeg lis müdürü Lalan, sevdiği işte genç kakmdaki hülya ha- | rış uzamıştı. girdiniz mi? Şö pin, bir yankesici ada wkifhane- mu Çok zengin bir Macide ilk şukutu hayalden sağdan birinci değil, ei ği Eden kaçırdığı cihetle, * vazifesin- adamla evlenmişti. Lâkin koca- | sonra içinden: «Şeklin ne zararı | üçüncü dükkân... Amma fileto len affedilmiştir. sı tam mânasile bir iş adamıydı var.. dedi, ben onu hisleri için | yerinden versin. Zira pastırma- Bu hadise, Fransada çok de- Kendisini tamamile işine, para- | sözleri, hayalleri için aramıyor | nın tam 27 cinsi vardır... Bakın Tin bir alâka uyandırmıştır. Pa- cıklarına vermişti. Vakıa Maci- | muyum?» size 27 cinsi de birer birer anla: ris gazeteleri, Grenobl dey: çok iyi idi. a yım Feridin ağzından şürli sözler bekliyen Macide âdeta dehşet içinde: ah etmeyiniz.. dedi, Hee hiç sevmem... Fe — Ne? .dedi. şiniz.. Derhal pastırma Ee etra- fa kokular saçarak a Rica ederim peri ede- rim. bir dilimcik şundan ağzını- za atın.. bakın ne mal... Macide ısrar ediyordu, o israr ediyordu. Nihayet Ferid öyle 15- Macide hiç sevmedi- Hiç mi sevmez- ter çıkardı. Macide «hah.. dedi.. . Ferid çantada bir er arıyordu: alem nerede?. Turpların içine karışmış.. diyerek demetin- den kopan bir kırmızı turpu ağ- atır çatır yerken elin- zın attı. deki defteri açtı — Bizim Sess aüşeğinir âde- imdir. bir bir yazarım, Ma- ba. Bani seki harflerle «mişma» gibi yazıyordu. Sonra sordu: — Ha. simens niçin arı- yardm efen İ iibmiki «Eski gün- ler mazi 5 oldu. .» diye bir yazınız vardı. Onları istiyecektim. . bizimen böyük nu- mara e LİN kesip uçu Hey gidi hey... giti Günler mış... rüya Mi; — Doğru.. Ve kalktılar... (Bir yıldız) < “yorlar. Bu kadar güzel bir kadın, bu yaşta erkeksi 8) 3 ciyi, şimdiye NiL İskender Fahreddin — Prenses Naca yalnız mı yaşıyor? — Evet amma.. Galiba bir kaç günden beri içine bir ateş düştü.. — Üç yıldır dul yaşıyormuş, di- i dura- biliyor?. . — Buna, senin kadar ben de şaşıyorum. Ya sen söyle bakalım: Bu kadar güzel ve b Parlaği bir in- ar nasıl olmuş ta bir çaylak kapmamış?! Titana güldü: — Ben, kendimi çaylaklara kap- rai budalalardan değilim de.. - — Fakat, sen benim o kadar hoşuma gidiyorsun ki, Titanal Dün gece seni katırladığım zaman kendimden geçerek, kos koca bir koyun budunu nasıl yediğimi bil miyorum, Midem o kadar şişmişti ki.. Nefes almak için ağzımı aça- ÇOC UKLARI Tefrika No. 13 m yz Oh, sen ne kadar gü- zelsin!.. Bisneesin sarayına varmışlardı. tün mü? diye söze başladı. güzel bir kadının is- a elbette çok parlak olacak- y > prenses, Titanayı çok be- ğenmişti, Titana: — Benim yıldızım Asya ortala- doğmu- ve yıldızı sönük yı a görünür. Burada yor. Ben bahtsız bir zavallıyım. Diye cevap verdi. Nac: erkek olsaydım, senin- le evlenirdim. Asilâne bakışların, ince uzun boyun, tatlı sesin bir er. keği derhal teshir edebilir, Haydi otur bakalım.. Sen bazlardan başka türlü fala bakı- yor muşsun, öyle mi — Evet. ii görürsünüz... Eline küçük bir çöp alarak pernsese uzattı ve bir bardak sü- yu bahçedeki kumun üstüne döke- rek: — Şuraya elinizdeki çöpü sapla- nel e e mırıldandı. Pam re tereddütle çöpü kuma sa, — Ali iyi ke söylersen, sa- na bir avuç mücevher vereceğim. imcikler çizerek anlat- mağa baş Tadı: — Kalbinizi ateşli bir delikan- lıya bağlamışsınız! Bu delikanlı- yı başka bir eğlenin pi Onun: la birleşemiyec: Sizi arkü- nızdan yaşlı li sk krala, Bu adam Mısırda Firavunlar ka- ar yükselecek.. Nüfuz ve kudret sahibi olacak, Elinizi ona uzatır. sanız, siz de onunla birlikte yük- m Prenses Naca hayretle sordu: — Firavun re ölecek mi demek istiyorsun — Eğer —— hayatını birleş- tirecek olan bu yaşlı adam, Fira- vunun tahtına oturacaksa, Fira- elbette ölecektir. Elindeki çöple kumun üstünde yeniden bir kaç çizgi çizdikten sonra “mayan kaldırdı: — Siz rinizi kanla boyiya- caksınız, — prensesim! Buna mani Kez sizin elinizdedir... Benim elimde mi? Kalbinize kendi eli- nizle ğin bir kilit vurarak. ben genç bir kadınım. Kalbime kle e . ne erine güler, imz sünelrlr Prş gerim yani olurum. Bana yazık değil in ai anahtarı daima sizin elinizde bulunacak, Onu siz- den başka hiç kimsenin açmasına — Kırk yaşına kadar ii anah- tarı saklıyacakumız! Naca ii a çekerek güldü: ıktan sonra, gele- cek Rl neye yarar? Nil boyun- da kırk yaşından sonra güzelliğini muhafaza etmiş bir kadına ras! dın mı? tla- itana, mühim bir sır meyda- na çıkarır gibi, birden titredi: İZ damarlarınız uşacak.. Yüzü- nüzdeki karklardan eser Di yacı ugünkünden güzel ve sehhar | bir Pik ilke sınız! Ve iste o gün, kalbinize vurduğunuz kilidi söküp atacak- sınız! Size de bir parlak taç gö- rünüyor, prensesim! (Arkası var)