fazla kullanılıyor. Biribirini tu- tan renk ve kumaştan, bazı yer- leri eskimiş iki elbiseden yeni ve şık bir elbise yapmak kabil oluyor. — Lâcivert kadife elbisenin kolları mavi taftadan yapılmıştır. Bu elbise ağır bir çay elbisesidir. Elektrik ötüsünde ıklsmür pişirmek 1 bulunmıyan yerler- ıhlamur kayna va gaz de gece yarısı mak yahut süt ısıtmak icap ettiği zaman ateşle uğraşmaktansa elek- trik ütüsünden istifade edilebi- lir, rize taktıktan sonra ba- Ütüyü p şaşağı çevirmeli, elle tutulan ye- rini iki kalın kitâp arasına sıkış- 2 — İnce siyah yünlü elbisele- nin kolları, omuz parçaları etek- lerinin aşağıları kemeri siyah ka- ifedendir. — Kahve rengi yünlü elbise. akları ve ke krep satenden yapılmıştır. ' MUŞKULLERE CEVAP iğ Limon bikörü Üsküd dar İ gi zi De likörünün tertibi yet keskin bıçakla a esi am ni a Memi pirto içinde en #onra ince tülbetten süz- e Bir litre su içinde eritilmiş ya. m kilo şekeri ilâve ederek karıştırmalı ve ve iler doldurarak ağzını sıkı kapa- malıdır. Si m m KA AKŞAM TN Bazi kadınlar daima tırnaklar çirkin bir kadına bile bir zerafet verir. Ellerin güzel olması için on- larla daima meşgul olmak ister. Ev işi ile uğraşmıyanlar için bu ko- y bir iştir. Geceleri yatarken ve sabah banyı için sebze ayıklıyan, tencerele- ri tutan, bulaşık yıkayan ellerle büsbütün rk bir surette uğraş- mak ister. Tozlu iş görüleceği zaman önce elleri dü yahut limon su- yu ile güzelce masaj yapmalı. Bu masaj tozun cilt içine girme- sine mani olur. İş bitince eler, sa- bunla yıkandığı zaman beyaz- aşır. Sodalı su ile bir iş görüldüğü zaman eller sertleşir. Bu gibi ek leri yumuşatm. in avuç içine biraz tuz almalı ve iki eli biribi- rine uvuşturmalı, Daima i iş bitince yarım limon il rı Eri oyar gi- r hareket yapmalı, bu, tır. nakları temizler, Kayi ve şeffaf yapar. Her gece yatarken geniş bir çift Miliçen (eski erkek eldive- ni) giymeli ve öylece yatmalı. Bu eldivenleri tersine yil her tarafına bolca el için kulla- nılan kremi sürmeli, sonra eski haline erleri ele giymeli. EK divene bir ilme- lidir, sonra v5 akşam ellere sü- rülen kre: L yet şık masa örtüleri, yastıklar, abajurlar iri, tadır. Bu dan- teli yapmak çok basittir. Dantel meri ve koyu | keten rengi keten ti- ten ibarettir, Bunlar işlendikten sonra İ numaralı resimde görü- len şekilde dikilmektedir. Bu mo- tifler hazırlanınca parşömen kâ- İnce keten ve dantellerle ga- N gıdı üzerine 2 numaradaki gibi dikilerek abajur yapılır. Dü rine işlenen motifler gibi boy8 ile süslenmektedir. ii 3 kilerek altı kesildikten sonra ist€ nilen renkli ipekli üzerine konuk maktadır. 'n hafta tarif gp şe kerlemeler arasında kestane şeker- lemesi ile portakal kabuğu, şeker- lemesi en makbul olanlardır. Kestan e şekerlemesini yi üç iştir. Dikkat edilirse iş bi iü İri kestane intihap etmel ların üst kabuklarını bıçaka çize- rek soymalı. Soğuk su dolu bir tencereye atarak ateşe koymalı. Kestane şekerlemesi Gayet koyu şeker şurubu lamalı, soğuduğu zam: gün böylece bırakmalı, Dördüncü in su dolu büyük bir tencereY! ateşe koymalı, içerisine kestane! bulunan tencereyi oturtmi e sez marie usulü ile altı saat rmeli. Tencereleri ateşten in indie yuvarlak Je üze ri : di a serin olma- | rülen krem eldivenin yağlı e olduğu gibi soğumaya bırak tırmalı Ütünün an kısmı yu- | sı ve! ei ila bie çok ilâç ei masını temin eder Tencere ateşte üç saat kalacak, | malı, l karıya doğru durur. Bu kısım üze- hem e ir 0 ei Ece eni giymezden içindeki su çok sıcak olacak fa- Ertesi gün ayni xeeliyeyi tek rine cezve konulunca müke: bi tecrübe ediniz. evvel ii sürdükten ar- | Kat kaynamıyacaktır. Gazı kısma- | yarlamalı. Artık kestaneler Ve 2 bikarbı - vü . ük < len kaynar ve Di iş eli ei 3 i Gi ae a) “200 mak ucundan başlıyarak bileğe | hı, yahut e ei su için- | tur. Şekerden çıkararak ya ye Ateş mel gelen bir mi- | gram nane ruhu. Bunli e rınız. Her | doğru hafif masaj yapılırsa par- kestanelerin iç kabukları yumu: | ılık bir fırında kurutmalı yahut 0! e bu suretle kahve de pişi- elma PkilMi derinizi *ya- | maklar incelir, kan kol ğru | şar bunları dikkatle keskin bir bi. | duğu gibi eee teline sararak ei m bardal or damla ba ilâç- e - rilebilir. hn etarak ea çay gittiği için eller beyazlaşır. çak veya çakı ile soymalı. muhafaaz etmelidir. Zi — İşitiyorum, Evet, yahut hayır, bir ka- | başladı. Bir koltuğa tembel te” — Bunu ipotek etmiş olduğum- | rar ederim dakikada bana ha- | bel uzanarak: z dan haberiniz var mı? getirirsiniz. söyliyecek şeyleri? i Yaşua cebinden kirli bir def- — İş bir cevap vermekten iba- | var, liz ai sordum. ; Yazan: M. Uygaç Tefrika No. 17 ter çıkararak karıştır. retse, onu hemen şimdiden ve Pöücereiili Belh di ie EV Senelerdenberi onun müşterisi | Ben size bir iş teklif ederim, SE öyle rebiliri: # RET we © * ve lerile muttarid surette camla” olmak şerefini ihraz ediyordum. | onu tet edersiniz, muvafık al inme imi kaldım — Mersi, e tiye ğin | nie hş Kendisini çağırtmıştım. O da ko- | bulursanız yaparsınız, muvafık taallüku olmıyan bir Ğ istemem. Düşününüz. Şimdi si- ğ 7 öy şup gelmişti. Masanın yanında | bulmazsanız gene yaparsınız! İş- işin HE sizde kaydı var, ha? artık uğurlar olun “demek — Evet dedi, bazı şeyler * karşımda oturmuş, ikram ettiğim | şe r. dedim. akel rk şb liyeceğim. al j sigarayı içiyordu. Kahkahaları Yaşua, ayris öteki eli- ee nie danntimik hi - acağım, Alınız, şu sigarı — Haydi, öyleyse, cesa”' odayı dolduruyordu. nin LER ei Ben bu borcumu vadesi gek içiniz, zihninize parlaklık ve- a şi Jet — Demi efendi, dei Güzide a diği, gün ödemek istiyorum. rirde iyi e Allaha — Senin hakkında bazı ş€Y i ek, beyefendi... Maça kızları gene vefasızlık ettiler... — Hayır, azizi aşua, bu defa işin içinde ne maça kızları var ne sinek kızı, Bir kaç güne kadar büyük bir dert içinde ka- lacağım. Başımda ödenmesi lâ- zım bir borç belâsı var... : Yerinden fırlar gibi oldu: imse öde- miyor! İşin kötülüğü, benim de elimde birikmiş, ödenmemiş se- netler dolu. > — Haydi Yaşua, şu her zamah- masalları bırak rica ed smlecili yüzün lenleri biliyor musun? — Su testisi çeşmeye giderken kırılır, Yaşua. Ben size bu testi- nin biraz çatlak olduğunu söy- lemiştim. Bana gelince, şurasi- ni unutmayınız ki ben borçları- mı her zaman ödemişimdir — Pek doğru. Şimdiye kadar... — Nasıl şimdiye kadar? — Yani, söz gelişi ... — Şimdi beni biraz dinler mi- siniz? — Hay hay. — Benim Manisadaki çifliği- olursanız beni büyük m üzüntü” kurtarmış olacaksini — Kabil değil, beyfendi Bi- raz evvel de söyle — Boş yı ia tüketmiye- Tim, Yaşua, yi hafta yg ben Manisaya gideceğim. Siz, tesinden evvel bana Ve cevap vereceksiniz. Oldu mu? — Fakat martesiye kadar bu işte bahsetmiyelim. Siz benim işlerimi benden iyi ii Ba: na bir hizmette bulı maya var mı ismarladık, Kendisini ei kadar düm. Çıpl kafasını ei ağzında sigarı çiğniyordu. Ben pardesömü giydiğim sıra- da, kapı çalındı, Kendim kapı- yi açınca, Saffetin içeri girdiği- ör: rdüm. —oO! Bönik, çıkıyor muydun? — Ehemmiyeti yok, gel: Nasıl- sın? — Eh, şöyle böyle, mersi, — Pek neşeli görünmüyorsun. Ben mi? Ne münasebet! Kitap odasma girdik. Asabi sl eilalede aşağı. yakar eğe şittim. — Bu yeni bir vaka sayıl” maz. Geldi, Biraz. Demis Yaşli oturduğu koltu; ai si du. Aramızda Mei vardı. cigara yaktı, günü çıka” . dı, iki eli amd eta kırdı söylemeğe başladı: — İstanbulda başka a hikâ yok, dedi. Hep Levendin de yeleri... Artık ötesini tahmin a bilirsin. — Hiç, umurumda di j diklerini söylesinler.