ve Sahife 6 | oOMemleket Haberleri AKŞAM il Erzurumda Muhlis memlehası büyütüldü boyinlerin işlerinin çabuk görülmesi için tedbir alındı Erzurumda iğ ik eke taz gölleri önemle Erzurum (Akşam) — rum inhisarlar baş eni mıntakası dahilindeki Muhlis tuz- lasında, tuz fen memuru Mah- mud Ünalın nezaret ve kontrolu altında bu yıl yeniden fenni usül- lerle yirmi bir tuz gölü yaptırık Ve uzlu su kuyusundan dönen dö- lr & akikbdn (130) litre kdarında su alınarak hususi e oluklar o vasıtasile bu göllere sevkedilmek suretile istihsal edilmektedir. Bu tuzlada için baş vuran yurddaşlarımızın işleri büyük bir kolaylık ve çabuklukla görüle- rek ayn re le köylerine dönme- leri sağ ıştır. rma bile içinde köy tatbik edilmekte olup börün köyler esaslı yollarla biribirine e ü Bu arada temizlik v: pı işlerini vali biz- — Rs ik eli etmekte: dir. tür ileşleri özle lala verilmek- tedir. Bu yıl satın alınan iki bi- nada tadilât yapılmak suretile i ilk okul daha açılmıştır, Bu okullarda (1000) kadar yavru yor. Kaçak tütün Karakaya denilen mevkide jandarmalar tarafından 1414 pa- ket kaçak tütün yakalanmış, bun- başka inhisarlar takip teş- io kilâtı tarafındanda bir çuval een ayrıca vk tütün. > ge müsadere Date hakkında Üzsimi taki bata başlanmıştır, Kaça! sağul önüne geçilmek , üzere zabıta inhisarlar takip memurları el “biliğile çalışmak- tadırlar. Izmirde bir araba kazası Izmir 10 (Akşam) — İzmir: Şahitler caddesinde feci bir ara- a kazası olmuştur. Foçalı Hü- Osmanın idaresindeki ba amele Mu- z mk ölmüştür Nalband kursu Adanada kurs görmiyen nalbandlar çalışa- mayacaklar açılacak olan nalbant kursuna ve- rilecektir. Adanada kursa iştirâk edecek lar iki kısma PER Her kurs kı r gün sürece! Ku örmiyen nıkialar galışımıyacaklardır.. Mardinde fırınlarda sicak ekmek satılması yasak edildi Mardin (Akşam) — Halkın ve memleketin sağlık ve temizlik > lerine büyük bir ilgi gösteren lediyemiz, er almaktadır. ein ve et satışları sıhhi bi şekle konmuş, oan önü alınmış, fırınlarda tartısız ve ekmek sıcak satılması yasak edil miştir. Gaziantepde Doğum evi bütün o havali- nin ihtiyacını temin ediyor Gaziantep ( tor bay Saip Özer tarafından açı- lan doğumevi bu havalinin en mühim bir ihtiyacını temin edi- yor. iri bütün techizat ve malzem üzgündür. Koridor ve Ti göze Spam temiz- lik ve intizam insanı cidden hay- ran bırakmaktadır. Üç dört sene öncesine kadi burada doğum işleri tahsilzis ebe- lerle Hamilton adındaki ve Ame- felâketlere sebe- biyet veri teydi. Bugün ise settiğimiz doğum evi böyle bir ihtimali tandaşlara şu buhran sıralarında bugünkünden fazla faydalı ol ması dilenir. Tb umümi bir me ear yapili için “ gerekli | tedbir! Kasab ev Dil tetkikleri Türk dilinin orijinalitesini gösteren bir analiz P (Akşam) sözünün ayr iyle olan yazılar- «Türk Xsabahley) den img güneşe ba- karak ve (sabahley) i esas tuta- m cihetlerini mi Gla » (1) edelim e li; kolaylıkla anlaşıla- bilmesi i sezi > an, Türkün ilk ana yurdu olan Büyük Altay yay- al bulk kabul edelim. Oradan güneşin çıkması- ni bekliyerek gözlerimizi (Sa bah- ley) göreceğimiz tini yazalım ve zı kelimelerin etimolojik; şekille- rini ilâve edelim: 1— (ağ * ün) U — (oğ * ün) uı— Coğ # e) (0) öğ, öğ, oh, öy: Köktür. Gü- neşin tam kendisini ifade eder, (2) Ün, ön: (. tn), ektir. Gü- neşin yapışığındaki, yakınındaki sahada bir varlığın ifadesidir. O varlık «parlaklık» tır; «beyazlık» tır. Şimdi © nci tesi okuya- lum: Öğün: Kelimeyi, baştaki vo- kal bei sonra » aldığ 1 Son fo- netik şeklinde yazalım: GÜN Gün: güneşin parlıklığı, aydın- hğı demek olur. (Gün doğdu) de- battı) tabirinden de «Güneşin ay- dınlığının kaybolduğu» nu anla- Tiz Bap zünün, DÜZ «güneşin par- du- (Gün) si age 7 laklığı, aydnlğn anlamına ol ü ğunu gör 0 (2) (Gün * üd t üz) Sözünün orijin manası, (gün) sözüne gelen eklerin ilâve ettiği anlamlarla izah olunabilir. (1) Üd: Bildiğimiz gibi «yap cılık, yaptırıcılık, yapılmış olmak- 13 Kânunuevvel 1935 lık» anlamında bir faildir. şünülen manzaranın adı (gündüz) oluyor. DÜZ Sadece (düz) sözünün etimole- jik şekli şudur: 1) (2) (3) GÖZ k öd * üz). (1) Üğ: Burada «genişlik, me- safe, imtidat» anlamındadır. Bu anlam; (2) Ud: faili tarafından (3Y)Üz: sahasına e ettirik iği zaman düşü «geniş sa- ha» ya: «Üğüdüz - il > düz) enir. ÖĞÜN ui Şimdi, yukarda «gün» kelime- si altına etimolojik şekillerini yaz» dığımız sözlerden Il. numaralısı- nı okuyalım: Öğün, «güneşin parlaklığı» dır,“ * lik 1 | İnsan kendini öyle göstermek sev- 1 | yn na düşerse bu parlaklığı (. * r) ekinin delâletiyle kendi- “© sinde tekarrür ettirmek «öğünürn. ÜN (MI) ncü kelimeyi ğün, okuyalım: e kök, kaynaşarak, (ün) şeklini alır, Gü- neşin parlaklık anlamına bağlı ©- ekin vokali ile arak «nam, şöhret» demektir, © © ÖN : (IV) ncü kelimeyi okuyalım: Si Öğön. : ! ekin vokali ile kaynaşa- rak, (ön) şeklini almıştır. Güne- in çıkmasını, günün doğmi beklerken baktığımız tarafı ifa- de eder. (Cephe) demektir. i asın p Bakanın (ön * üğ > önü) de mektir, z YÖN (VW) nci kelimeyi okuyalım: ; yün, N ör i Kökün vokali vg Gi şeklini almıştır. Yin: nün doğr masına bakarken bei yolunu ifade eder. «Yol, istikamet» de- mektir. (IU 5154. 1935 sayısı, GARİ 1, sütun 20 Ae za ğer sesle ilâve ettim: miyorsun, ne- den? oraza lee; Şermin. "Teyze hanım, başını sallıyarak Şermine baktı. Derin derin içini çekti — Ah bu kız! Ah bu kız! diye söylendi. in benimle meşgul olmak- tan hali kalmıyordu. İstemeden, : > bir itiyada. tebiyet eder gibi, CİLVESİ Tefrika No. Ona vaktile yazmış Er bir cümle aklıma geldi: «Senin ruhun camilerdeki kan- dile benzer. yanmaktan hiç hali kalmaz. Ben onun m ışığı al- tında sükün ve saadet bulurum. Bu sözler hiç bir zaman bana bugünkü kadi sahih görünme- Uzun müdet (o konuştuk. Teyze hanım, A ALİ kğ mütehassis olarak, yavaşa yi aksiliğini SEAS vi o derin ıztırabını biraz silkip at- mış, biraz teselli Obulmuş gö- rünüyordu, Dizlerime kurulmuş olan Lulu arada sırada e yük- selterek tabağın ken. ama“ ğa ae Ben piki vurur- sam, sabırsızlıkla yüzüme bakı- yor, ihmalimden dolayı hayret eder gibi görünüyor. rdu, bu ufak tefek pk hall, ere hey bey davranır- eğim acıyi çok ş öp mü kabil ol İazakt ” Fakat bu ih mek fikrinin benden uzak olduğu- nu görüyorum. Yemek y i. Şermin sessizce sofradan kalktı ik cıgara ge- tirmeğe gitti. Sevdiğim tütünü bi- lir, cıgaraları kendi alırdı. Hoş- geti: hep ses- siz, yüzüme ikram et- ti, Böyle olmakla beraber, en çük hareketinde bile büyük bir itina ve dikkat eseri vardı, Her yaptığı lerin kutuları ayrı idi. Hizmetçi- ler de bunu bilirlerdi. Bir yanlış- lık yapacak olsalar azar işitirler- di, Ben geldiğim zaman, Şermin kahveyi kendi pişirirdi. Mahsus, gayet güzel bir kahve takımı yap- tırmıştı. Bunu hizmetçiler ltd etirirler, o iki fincanlık lardı. o gün de Şermin böyle yaptı. Sonra, teyze hanım salona gi- 'der, geniş koltuğuna gömülürdü. nu bir kaç saat artık rahat bı- rakmak lâzımdı, Eline aldığı ga- zete biraz sonra yan tarafına ka- yar, kendisi de tatlı bir uykuya dalardı, Seloilar sonra biribirine geçi- lir iki ağ salon daha vardı. irincisi, nadir Saksonya heykelleri ballliiezii ile anti- ka bronzlar dururdu. Öteki salonu Şerminele bize ayırmıştı. Teyze anım uyurken biz orada uzun sa- atler geçirirdik. Bir aralık gözle- rini açan ihtiyar kadın seslenirdi: — Şermin, uyumuyorum ha! akat biz yerimizden kımılda- mazdık bile. Çünkü res tey- ze hanımın bunu uy rüyada si öylediğini Gülüşmüş şel, O gün de teyze hanım koltuğu- na gömüldü, gazetesini ele aldı. » ku a slime Bizde otomobile bakmağa indik, bir bozoukluğu vardı. Gara- odadan yavaş ii an kür “çük salor , girdik. i tim. Sonra Şermine lin — Ne yapa — Sen nasıl istersen. Artık kış sonu idi. Adeta ılık bir güneş vardı. Fakat salonda ak Şerminin daha ek: cağız? i ek mahzun bir tavırla cevaP ver e öyle hiç bir wa tada Si gibi davran ? Neden yapmacık yapı sun ana karşı haksızlık ediyor” sun, ei ermin, bizimle beraber içeri Şerm girmek istiyen beyi kapıyı ke padi, Teyss harpms uyukl ister, © | j di |