r AKŞAM : My, bularak evleniyorlarmış el olan mütmazsl Caine Londra fon idaresinin öni ayında 600 bele. foncu kıza ihtiyacı olacaktır, Taş- ta İngiliz telefon idarelerinin İhtiyaçları bundan da büyük- Telefoncu kızlara görülen ba yen telefon muhavereleri- wvelki haftalara etle iki milyon fazla salkim Yapmışlardı. a te ER idaresi alacağı en e evsafı ara- aşları ni ile 19 ara- vnda ei boyları beş İngi- Ayağından kısa olmıyacak, >» telefon fişlerini idare için mertebe uzun ve tah- hiç olmazsa orta ola- ci NN 'oncu kızların ilk zaman larda haftalığı 20 şilin >iaki tır. Kızlar 21 yaşına vardıkları zaman haftalıkları 46 şiline çr acaktı ır. Telefoncu kızların sesleri mut- lak surette tatlı ve vazıh olacak, xf, sile konuşanlar ter- Londra telefon alınacak kız seslerinin a te miz idaresinin nümü- atma: e ve rübelerine göre dll kızlar, yedi nedi fazla çalışmamakta ve bir koca bularak evlenmektedir. Bu sene telefoncu kızlardan bir çoğunun evlenmeleri, Londra telefon ida- resinde büyük — boşluk açmış- fır. Erkekler, güzel bir çehreden ziyade tatlı bir ei teshir edil mektedir. Londra telefoncu kızlarının bu kadar kolaylıkla koca bulmala- rı, meslek İcabı olarak seslerini eltmelerinden ve tatlılaştır- malarından ileri gelmiştir. aybğ ğı 1000 kuru; Adres tebdili için yirmi kuruşluk pul göndermek ği Gr 7 — Kasım s e İkindi Li E 1241 a 7,22 947 > Va, 5,22 707 1204 14,28 Yatın 1,38 6.41 16,19 İdarehane: Babıâli civar Acımusluk Sok, 13 No. den terekküp eder. Fakat bugün sazan Flo- isant ta rarasina ka- rışmıştı. Kalabalık © kadar ziya- deydi ki nöbet gelip trene bine- bekliyecekti. 1 çıkıp bir taksi aramağa yl vakit kay. bedecekti. Zaten geçti. Koca merak etmeğe başlamış olduğun- da şüphe yoktu. İşte nihayet ie bindi lele ne kaba bir adamdı. Rahatça yerleşmiş, ayakta du: enç ka- d hiç aldırmıyor, kalkıp yer vermiyordu. Madeleine elinde bir çok paket, ayakta rahatsız oluyordu. Asıl dert bilet almak için pa- ka: dınların hindi geçen şeyleri daima (keşfederek ili yetişen kimseler hiç bir zaman “— değildir. Onun için, genç, yi giyinmiş bir adam, sinemala- — Burada mı ineceksiniz? Ben de ineceğim. — diken sonra genç — ” Müsündenizle burada bi- let parasını vereyim? diye güldü. — Rica ederim, madam... ven çok. Müsaadenizle size t edeyim ve onları ta- viyayi k teşekkür ederim, ii nız, ace yok. Şurada oturı ” Güzel bir konağı işaret onra, genç kadın nk erkeğe eldivenli parmağını uzat- likanlı biraz eğildi, mağı sıktı, elinde şapka ile ii ra yakışacak lâtif bir tebessümle: du. Bunu Medeleincin boynun dan çalmıştı. Hırsız birkaç gün sonra bir gazetesinde şu fıkra; «Şimdi madam Floisant vlan Madeleine Duboisin inci gerdan- lığı beynelmilel bir hırsız tara- fından büyük bir meharetle aşı- rılmıştır.» Madeleinein evine hırsız gazetede kendisine verilen «beynelmilel 2 sig görün- ce hoşlandı ve gü O şim şiddetli Hite gürlerken sallar arasında.. game çak bi arken bir puse.. sokul- muş, korkudan üni bin mek... Buda güzel bir İsmet Mösyö evde ve de- di. Madam da hasta. — Söyleyiniz madama, ben za bıta memuruyum, inci gerdan- m ia geldim. meki İdi kadınla yalnız ii kalm — Ai yer dedi. Ben zabıta memuru değilii Böyle söylemesem kabul kaşe niz, buna eminim, Be: n gün yeraltı şimendiferinde Gt bi- letinizi alan adamım, Şu güzel gerdanlığınızı çalmıştım. Hatır- et... Fakat siz... değil mi? bu. Şimdi, alınız bakınız, incileri- niz tamam mı? Genç kadın hayretle dakine bakıyordu. — Ben size bir şantaj yapmak için incilerinizi çaldım mada Bem ini esilerek sordu: — Ne şa ei karşısın- man görülen bir taisde şantaj değil, madam. Biz beynelmilel hırsızlar bazan kal- be ait ufak bir şeyi en kıymetli bir gerdanlığa bile tercih ederiz. — Maksadınız ne ise rica ede- rim sabuk rr ilmediğiniz için böyle Mazi. aramıyoruz ma- 3 Kânunuevvel 1935 Sahife 9 Tatlı sesin tesiri i ş İle ai ye ma 5 Her akşam bir hikâye Hırsız ju Franız hikayesi İ Londra telefon idaresi Pariste bile öğle zama du, genç kadıni arkasından sey- | dam. uki ben sizi İ eraltı şimendiferleri hıncahınç | retti. tanıyorum. Siz birkaç sene ev- telefoncu kız bulamıyor doludur. Yolcular daima müs- Bir saat sonra, bu zarif deli: | vel Parisin en meşhur kadını idi- tahdemlerden, terzi kızlard. Kanlı, evine gitmiş, cebinden gü- | niz. Sizin bahsiniz, sizin resim. Gelen kızlar birkaç sene içinde koca | dektillardan, mağaza işçilerin. | zel bir inci gerdanlık çıkarıyor. | leriniz bütün Pa ke iz. Bana Lez veriyorsunuz, İetediğiniz para — Kendimi sizin karşınızda a rr saadeti bil“ Siz son defa olarak ei; «Parisli kadın» imi oynarken Misa. O kadar şiir ve haşmet içinde idiniz ki... Ben sizi ak lime böyle sev- dim. Her akşam ği a geli yordum. Sonra kayi dunuz. Yalnız bir kişinin pr ol istediniz. Herkes buna bos yun eğdiler. Fakat ben mütevek- kil olamadım. Geçen gün size tesadüf edince, sizi biraz göre- e penceresinin müs- a kadâr büyük bir bunu ömründe ilk defa hissedi: rdu. yo: sem Bir ay sonra, Ak e ayna ha- vadise dikkat bile etmedi. Hikâyeci cı EN G iZi İskender Fahreddin amir ie kendi soyundan prens- döğüşmek istemediği haldi Mütaki aşmaz nihayet Yötmek ; için - torunu Timürün 1s- - savaş meydanına kadar telmişi, © ublây; Ni yeğenimdir. Tanrı düğü iyor ve silâk la üzerine yürü- dış Sünden emi e kana- Em duy Ay genç m alluğu halde, h de biç yıl içinde gösterdiği deği akiyetler, yalnız Kublâyın v Karaku: rumda oturan ecne- İleri, vü bile gözüne çarpmıştı. İmür inatçı bir askerdi. eri iyi kullanmakta, çevir- İekelerinde büyük m görülmüştü, işlerinde m VU eN devlet olduğu: Tefrika No. 202 ne tayin etmeyi düşünüyordu. Bu sırada (Ko - Şin - Şin) ve (Tonkin) tarafları da Mogolla- rın eline geçmişti. Büyük Hint de- ve her yıl muntazam vergiler gön- dermeğe başlamışlardı. Bu adaların —— yedi mil. yondan çok idi. inci ticaretile dal Hint adalarından gelen bir Hintli, Hindisin nda yıldızlarla konuşan meşhur bir sihirbazdı.. . Çok zem- indi. Yİ e görmek arzusile in O) suyu kenarı- na kadar g Kublây erden hoşlan- mazdı. Saçları ağardığı halde, bütün ömründe bir defa bile si- hirbazla konuşmamış, sihirbazın nu gören. ı valiliği: | dediğini yapmamıştı © Sihirbaz (Tam önüne Ki nöbetçilere bir sandık uz — Bu elini Kublây hana veriniz Dedi, Kublây sandığı açtığı za- man şaşırdı. O güne kadar di hazinesinde ne de başk Ça aldığı ganaim arasında bu kadar büyük ve değerli inci- ler görmemiş. imür, o sırad. nında Sami 'ünce: a Kublâyın ya- İncileri gö- — Bu adam bizden e. iste- meğe gelmemiş. r ki çok zengindir. Kendisini a bir misafir gibi ağırlıyalım, Dedi. (Tama) yı hakan çadırı- rına soktular. sihirbaz iri yarı, niş er heybetli bir md Toparlak, kenarları kıvrılmış bir sakalı ve keskin bakışları eni) Mogol âdetince yedi kere yere DE sonra: adalarından buraya ka- dar, size bin zafer müjdesi verme- lim! iyerek söze başi züne bakıyordu. Kublây, Hintliye yer gösterdi. eğ ellerini göğ yi nün üstün- de kavuşturmuş, gözlerini haka- nın gözlerine dikmişti: — Hasmını, bı mağlüp edeceksin, Oulu Ve bu zaferi sana kendi soyun- dan biri temin edecek! Bu savaş- ta kumandanlarından birinden şüphelenerek onu yanından uzak- laştıracaksın.. Fakat, biraz sonra sonunda Kı ledi.. t, hiç birine inanmadı. (Tama) hakanın yanından gidin- a Koi Kaydonun üzerine bir ile yürümek ısrar etti, Soil, torununun israrına da- yanamadı. Timürü başına geçirdi.. ne yolladı. Garip bir tesadüf eseri olarak Timür o ayın sonunda, Kaydonun ir ordunun Kaydonun üzeri- birleştiği prensleri mağlüp ederek. çirmiş ve prens (Sing - Tur) ile b sem 1 esir alıp getirmişti. - İki prens Kublâya itaat ederek affedilmişlerdi. Timürün bu mu vwaffakiyeti temin ettiği zaman Hintli (Tama) memleketine dön- müş bulunuyor. Asi prenslerden ikisi yola gek diği halde, (Arık Boga) gibi bir türlü Kublâya boyun eğmiyen (Kaydo) bu kanlı savaşta da ya- kayı kurtarmış ve ordusile birlik- te kaçmağa muvaffak olmuştu. Kublâyın değerli kumandanla- rından (Bay - An) bu sırada Karakurumdaki Ohasta anasini görmek üzere hakandan müsaa- de istemişti. Kublâyı o kış (Le- A - O) su- yu kıyılarında geçirmeğe karar vermiş Karakurumdan gelen haberlere göre, bazı Mogol asılzadelerinin şehir içinde fakir halka işkence yaptıkları dl | Kublây, General (Bay - An) ı bir gece ça- ırına sağ » m e ve