© Sahife8 ia AKŞAM SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ Yazan: SULEYMAN KÂNI IRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — YÜZÜ Tefrika No. 584 Muzika öğretmeni Guatelli ve "Abdülmecid Ne gelen rsa lanmayı saray kadınları arasında © tamim ettirmişti, Avrupa yüksek cemiyetlerinde cari adap ve erkân hakkında za- manınım meşhur zenginlerinden Aleon - halk arasında e en genci Ani isahabelerde bulunürdü. franga maişeti bu beğenince Abdülmecidin bu mai- şet neticelerinden, tetümmelerin- den olan eğlencelerden de büyük zevk ve haz almaması tabii ka- bil olamazdı. > bususile tiyatroyu takdir eder. Sike tiyatro (oAbdülmecid zamanında başlamıştır. 48 - H. 1264 tarihinde ilk olarak Beyoğlunda Hiristaki çar- Naumun tiyatro- üzere tenvirine obekiisi , 1273 Temz vE tiyatroya pek merak sa Bazan e ep de De alarak bu tiyatroya gider, ları kendisi için kime) vi fesli locadan seyrederdi. Padişahın geldiği akşamlarda H İtalyan opera kumpanyası gelmişti. Bu kumpanya. orkestrasının şefi Guatelli mükemmel bir gma muallimi idi; tiyatrodan 60 altın e ken- a saraya davet ve mu- zıkaya girmesi teklif edildi, O da sarayda işi olmadığı ml Beyoğlunda gene operaların mı zıkasını dirije edebilmek ii le > muvafakat etti. n meraklı bir adamım. Altı ilik bir konturato yapa- lım. Bu müddet içinde zatı şaha- ne benden m un kalırlarsa, ben de bu işi yapabileceğime kanaat i rım, getirirs © Dedi. Bu suretle altı aylık bir kon- turato yapı! Guatelli daha Donizetti be- yin sağlığında muzıkai hümayun söyimlağa Si işe başladı. dolunca Abdülmecid Sin eş ap vasıtasile Guatel- EE felimi benden de vazifemden num, Gene dışarıda çalışa- bilmek şartile kalmağa razıyım. Cevabını verdi. İşte Guatelli paşanın saray muzıkasında kalması bu suretle tekarrür etti, Kndisine o vakit ten - kaymakamlık | ediyorsa da ben resmi tevcihatta böyle biri göremedim. (© 1 Guatelli eş MA kıyafetle Guatelli bey lak m sonra muzıkai hümuayuna şef oldu. (Saray muzıkasına Abdülâzi H iz zamanında ve H. 1290 senesinde ında alınan bay Zati mu- on allimi Guatelli paşanın saraya giri; kendisine bizzat böyle anlattığını bana ifade eylemiştir.) Sarayda ilk tiyatro bdülmecidin Beyoğlu tiyat- rosuna devamı mutaassıplar ara- sında dedi, kodu uyandırmağa başlamıştı. Padişahın keti hiffet telâkki ediliyor, hoş görülmüyordu. Nihayet bu- nun «vakarı şahahey ile telif edi- lemediği hünkârın kulağına ko- nuldu. Bu dedi, kodulara nihayet ver- mek istiyen, fakat nefsini tiyat- ro a) de mahrum bırak- olamıyan Ab, dülme- sid 1 Dolmabahçe camii karşısın- a eee çıkarken yol başın- da taki has ahırında al gre mimara bir tiyatro binası yaptırdı. (Sadrazam Roj paşa darül fünun binası i sere İtalyan mimar rtmiş, kendisine ayda 150 altın Bu tiyatro- Ayasofya camiini tamir etmiş olan bu zat olmak ge- rektir.) : Bu tiyatro üç sıra loca ile 300 kişi alabilecek genişlikte idi. Gayet mükellef yapılmış, yaldızlarla tezyin edilm mişti, Harem kadınlarının locaları ka- fesli idi. Beyoğluna gelen ecnebi trup- lara bu saray tiyatrosunda da temsiller ak Fakat o se- nelerde burada en ziyade pando- mimalar oynanmıştır. Abdülmecid buraya elçileri, ecnebi misafirleri de davet eder- i, Bu tiyatronun orkestrası mu- zıkai hümayundan teşkil olun- muştu. Muzıkai hümayun evvelâ (0) Hekim İsmail paşa kızı Leylâ hanimefendi saraya ald yazdığı hatıratta Donizettinin paşa dahi olduğunu zirkr- jesini enis Abdülmecid zamanında tiyatro miralay Halil bein, sonra Ye liva Necip paşanın altına veril gençleri talim ederlerdi. Bu üs- tadların yetiştirdiği iyi sesli genç- ler Guatellinin teşkil ve tanzim ettiği korolara iştirâk ederlerdi, Abdülmecid Adalı Yanko is- minde birisini de muzıka efradı- na dans muallimi tayin eyle- işti, (Miratı mektebi harbiye) ese- rinde kaydedildiğine göre mu zıkai yun H. 1260 - 1844 tarihine kadar Dolmabahçe sa- rayının im (Çinili Kör idi in uvakkaten ai mektebi itihaz olundu. da toplanıp saray tiyatrosunda bir piyes prova etmeğe başla- mışlardı. Gençlerin bu toplantıları ni- hayet dikkati celbetmiş, ile- rinden şüpheye düşülmüştü. Acaba padişaha karşı bir sui- ğı türkçe bir piyes prova edili- ordu. < Bu piyes sonra bu amatörler tarafından saray ( tiyatrosunda oynandı; fakat bu teşebbüs ve tecrübe Abdülhamid zamanında pek e in namını ve Su- kimse tahattur edemiyor.) Abdülmecidin muhteşem ve mükemmel tiyatrosunda İstanbu- la gelen frenk trupları operetler, baleler ve sair oyunlar verdikçe ül sam gençlerinde im- reni ayret artıyordu. Bun- lar biri bu truplarda - sa- rayda oynadıkları gecelerde - ufak roller alanlar da oluyordu. Bu senelerde saray haricinde de türkçe oynanan eser baliğ ncadan mütercem Don Gri- orye isminde bir piyes ein, Tiyatroya hevesleri saray gençleri de bazan trup ie narak saray tiyatro- lı oyunlar gösteriyor- da muzıkadan Zeki bey tenorluk ediyordu, (Bu zat sonra Misina konsol muştur. Fakat teşkilât tanzim edileme- diği gibi acemilikle piyesler de iyi temsil olunamıyordu. Saray- da tiyatro trupu muntazam ola- rak ancak Abdülhamid zamanın- osu ol- Uygaç — Birkaç gün sonra öğrenir- siniz. — Neden şimdi söylemiyorsu- uz? — Canım böyle yy da on- tanın yüzü kesildi. İzzeti nefsi yaralanmıştı. İnsan en fena bir dü bile ancak böyle bir müamele edebilirdi. — Her halde böyle bir mua- li sıkıntısından ln ta- kıpkırmızı meleye (müstahak olmadığımı zannediyorum! Madam tinanın zelil teba- aları hayretli gözlerle Ambretta- nın yüzüne Annesinin ruhunda büyük bir fırtına eser- leri göze çarptığı sırada nasıl isid Bu kü vallı Don Vincenzo işi yatış- si fikrile başını kaldırdı ve pek nadir işitilen sesile: a, dedi, rica ede rım... Madam Cristina kocasına haş- metle bir baktı, sözünü yarıda — Siz e” lâkırdıya ka- dedi. Yoksa bu şıllı- ğın Sal mı iltizam edecek- siniz? « rışmayını: Ambretta bembeyaz mgr Mi pa haykırd Yöre fırlamk istdi. Fakat e bağı er oldu- erkes, sapsarı, biribirlerine RE Öyle bir şey olmi ki neticesi pek fenaya çıkabilirdi. Ne ir ku- lağınız duymuyor! Mad Cristina boğazını tı- kar gibi olan e galebe ça- larak mukabele etti: ay, Du söyledğimi bil- miyorum ha! O halde şunu an » Anla- nne... dedin > ye Siz- Li de hep işitiyor: ya? Hiddetli li zili lere gi yi eza gitmek be- nim canıma minn li) kel. merak etmeyiniz. Fakat benim istediğim — gideceksiniz! — Zannetmem! nim eme karşı isyan edebileceğini mi amire ye beni malik pi rm ya? -—— Ben canımın istediğini yap- mak hakkına malikim, Sen de itaata mecbu; Bana bi vermemeyi emrediyotum, sana maa müdafaa edi- yorum. si beni susturamazsı- nız, — Sus, yoksa bu kdar senedir göz yumduğum kabahatlarının hesabını mağ birden vermeğe mec- bur olur. Kiş hesap verecek hiç bir kabahatım yoktur, — Deli! — Bu akşam bir anne gibi de gil bir er? gibi lâkırdı söy- YASEMİNLER ARASINDA das teşkil edilekiberişik, dimi GELİ © (Arkası; ve br Tefrika No. — Sana deli diyorum, 0 emek için. fena bir şer söylemi Söyli ya likim. di. Elle üne kapadı. İçindeki itztirabı o hıçkırıklarla ve göz yaşlarile dökmeğe başla” dı. Karşısında madam ristin& sofranın öbür tarafında ayakta duruyordu. Gözlerinde hayvani bir hiddet ateşleri parlıyordu. Ye" nında bulunan Don Alonzo mâ ni olmamış olsaydı kim bilir ne- ler yapacaktı. Fakat o: ükünetinizi muhafaza edi- niz, Donna Cristina! ina nasi“ hat ediyordu. ırakın beni, mâni olmay” Donna De lores te karıştılar Cristina, kendine gel, canım! — Söylediklerini işittiniz mi? ha, işittiniz mi diyorum size! onra müstehzi (Obir kahkah& salıverdi: — Bu evin içinde o hâkim! Onun canı ne isterse o olacak! kahalarında devam ediyor” larımın elbett cezasını çekersis sen! ; — Hakkınız var... münasebetsizlik etti... itidalinizi kaybetme; — Hem benim tl be d denli | rım yalnız sende değil evlâtlarım dada senin cezanı verecektir. Sarkık alt dudağını titrete ki dl Ambretts vE akat siZ oi üze! atılacaktı. sofranıb öbür tarafında ağlamakta devam ediyordu. n Vincenzo li kalksii sö arkasında duruyordu, F#” kat bir şey söylemiyordu. “Vincenzo bu PN pek k& yiflenmiş gibiy. Bir annesin? bir ablasına bakarak abdal abdal gülüyor. y — Haydi artık defol bur dan... Yoksa kendimi zaptedemi" yeceğim! Kendisini tutanlardan kurtuk mak için uğraşıyor. — Cristina, hasta olacaksın!” itidalinizi DEME ediniz... Bunun üzerine, Don Vi Vines kızına yaklaştı, bir elini omuz“ na koydu. İşitilmiyecek kada hafif bir sesle: — Gel benimle beraber, vallı yavrum!-dedi. Ambretta babasının eni . ra yürüdü. Artık bir şe; yordu. Sanki bütün kileri çi ipl edilmiş gibiydi. Bir kazazede e gi bi eni arkasında sürük” lendi “ mukavemet etmiyordu. u. Bi i sesi geler Yalnız ağle” maktan başka bir şey yapmı du. i dilim aliye