efrika Mo, 172 TAOLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR CENGİZİN OĞLU İŞKENDER Fatm a, Türkistan valisi — ek çadırı önünde Jalandan düşüp bayılmıştı. Fatma, o gece bu çadırda © geceliyerek, Mesud Beyi öldürecekti! Fatma, Türkistan valisini | mb gidiyor ! #ilerini terketmişlerdi. Keyük tah- taç çıkınca, ilk yaptığı yi fay- dalı işlerden biri de bu ları kaldı ırmak oldu. «— Vergiyi devlet alır.» Düsturunu ye her böreine ye ad undan sonra, Oktayin Yard ve İm very aid bütün buy ı tasdik etti, Cengizin Yüsasını başının ucuna koydu ve yetindeki vezir ve kumandan- Cengiz han yaşıyormuş.. dai- a eket edeceksiniz! Yasaya devlet etin törelerine aykırı lari hareket edenler, kim olursa olsun “eza görmekten kurtulamazlar. Dedi yn Keyüke boyun > i mda bulunan Türkistan valisi Mes tekrar Türkistana Bitmesini istemediği halde- bu hu Susta oğluna bir tek söz bile söyle- Memişti, pa aracin oğlu Mesud bey, ku- ç tay ir Turakinanin yikindeni inerek, prens Ba- taya İllen © simi, Prens Batunur di yermi 7 ken- e tevkil tir Wi Zaman vezir pia 'uraki- Ya Mesud beyi Veni yn et ğini s SE Böyle yurda sonsuz yararlık- a görülen vi adamı neden zin- Ana attırdın; di. Tu sm —o Türki, in buraya, han e i zdi.. Turakinaya israr- Yalvardı ve hayet serbes br- m muvaffak oldu. oturunca, anasinin t e ya bibi Mesud beyi Türki, 'kistan umum aliliğine Yin etmek suretile tamir etmiş- Da Şi bey, eml kadar ha- Prime bra &i; ide ln Terk küplere biniyor- ii bey, ha- edeceği gec: etile be- ir ir ml bir celle ko- akin in akıl hocasi ve ne- mesi olan imz o gece Tura- e li $u sözlerle kandırmağa' > MM . ve yurdunuzu io) Mesudu yolundan çevir. 10, Türkistana varırsa, halki “| mahsus ırıp hana isyan etmenin yolum bu bulacaktı ır, a, Fatmanın sözlerini m lk ka ve mâ- nasız bulmadı.. bir peri düşün- dükten sonra: — Ne yapalım? dedi. Mesud sabah Türkistana hareket e- diyor. Handan buyruğunu aldı.. maiyetini topladı. Onu yolundan nasıl çevirebiliriz?. Fatma, sağlar. sarayında -belki sonuncu olacağmı kendisinin de tahmin em bir ren da- ha çevirmek İstiy. Bunun onu say zehirleyip öldüre- Man yüzü — Fena değil amma.. pis sen ö kadar kolay bir iş mi sanıyor- sun? — Benim için çok kolaydır. Bu gece hava fırtınalı, Onun çadırina yakın bir yerde Kiler a Mesud beyin adamla sıl olsa- beni onun çad gü. rürler. Ondan ötesini Biz bıra- kın!. Fatmanın zekâsı, Turakina bi denemeçli bir kadınin bile mu- hakemesini durduracak kadar kuv- vetliydi. aratoriçe, hasmının bu ka- dar kolayca ortadan kaldırılabile- ceğini anlayınca, kölelerinden iki adam ve — sonra da şehirden dışari- “Fatma uzaktan görünen Mesud üyük ırına yakın bir ze yol üstünde düşüp bayıl- ep köleleri, Fat- mayı yolda bırakıp, ai ça lılıklar arasında gizlendik M beyin çadırı önünde do- laşan bir nöbetçi, uzaktan gelen iniltiyi işitince, çadırdaki zabitle- re seslend — Yolda bir esi bayılmış.. gürler duyuyoru: bitler yüksek vi gülüştü- gem dala! Bu saatte, 1ssız ve a yollarda çakallardan baş- ka kim dolaşır?. Nöbetçinin israrı üzerine zabit- lerden biri çadırdan fırladı.. inik tinin geldiği yere doğru yürüdü ve arkadaşlarına bağırdı: — Buraya gelin... Nöbetçi yan- liş duymamış.. yerde genç bir ka- Köşuşin 5 Balkır er ime Mesud bey, çadırın kendine bölmesinde henüz yatma- mıştı.. zabitl: sesini duydu, yerinden fırladı.. öteki bölüğe ge- rek: — Ne oluyorsunuz?. Diye sordu. Zabitler Fatmanın yüzüne su Radyo 3 yn ii va gösterit EN Farafmdar lan Almanca çevrilme kom ((Mürebbiy. 4 eek Pazartesi İsti yanlar için jimnastik, 18,20 Ha siki (plâk), 18501, “dip Arcan konuşuyor, 19,10 Ambassadör osun: Müzik, şan, 19 ve arkadaşları, 20,30 vel Bedriye Tü zün. e caz ve tango gurupları, Zİ, 35 Son haberler - lk 21,50 Or- kestra eserleri, plâk neşriyat Ahmet öğln Ahmet Savaş a is İstiklâl savaşına aid çok güzel hi- karlrn 2 olan ve e yenkli bir kap çek 2 çi rape) Kim Cemil temin etti: Biribirimizi seviyoruz, işte bu kadar. Dünyada başka hiç bir yin ehemmiyeti yoktur. Necile elektrikleşmiş gibi, âşı- nin Eee bakıyordu, ğru, dedi. Ben de ayni alde, eN bu akşam- era tezi yok, ben ocana , İşi kavga sürükü ile rezalet çıkararak en ise böyle rak netice- a i ir — Kala atı var mı Necile? Seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun. ecile sevgilisine nasıl mukave- met edebilirdi? Onu ilk gördüğü ikada, mukavemet kabul etmez incizap ile Pe ona doğru gittiğini hissetm Cemil, okşar gibi yumuşak ve cazibeli sesile: — Necile, dedi, böyle tamamen biribirimizin pir Tee Dam Görüyor, o be ia mi yalanmı tavsiye Se er yerde 30 ni i si ASAN MATBAASI me a LAR e Iş bulmak Için Uzun uzun düşünecek yerde AKŞAM gazetesine Tersi y MENi işin değil... Fakat Tahsin... â beni sever?. ocan > o kendi işlerin- EN paracıklarından başka dün- yada hiç kimseyi sevmez!. Necile içinden, acı acı, bunun doğru olduğunu düşündü: Şimdi kendisi Tahsin için rahat, kolay, artık ihmal ei bir kadındı. emil soruyordu: — Söyle sevgilim, Tahsin ile hayatında hiç ge ten mesu oldun mu? Şarap, bakış, musiki |? KÜÇÜK İLÂN kepdermmmi iğ gi yi iL Sebi, ai ay bei üç aylığı | Adres tebi kuruşluk pul yea ger ban 8 — Ji günü yn 4 $ İmsak Güneş E 1149 130 vi 941 3 “5 Va 453 634 11,98 1445 1704 18,37 ne? Kimsin? Nerden gelip nereye gidiyorsun? Fatma m oğuşturarak ce- vap verdi: kimsesiz bir kadınım.. tu. İkem sürdü.. şehirden dışarı- ya çıkardı seni seviyorum, da- ğa kaçıracağım!) diye söyleniyor- ki, beni tekrar dönüp aramağa ce- serperek ayılttılar, et edemedi. eğim ko- Fatmanın kim olduğ pacak gibi çarpıyor. Yalvarırım yoktu. size: Bu ök: misafirini, Mesud bey yerde yatan genç ve | güneş doğuncaya kadar ! güzel kadını görünce yanına s0- — Bu saatte dağ başında işin Sabahleyin şehrin kapısına götü- rüp bırakırsınız!. t (Arkası var) er pla evgi » dedi.. altı yemde ben.. ir çocuksun Necile. Sen gire nız bana her zaman böyle kalacağını vadet, kâfi, Bu sırada sokak kapısına anah- tar sokulduğu işitildi. | Şüphesiz lale el Mel ieii e şeyler ruhunda bir tesir yaptı | Senden hiç| — Yirmi | S bu kadın? var?, Şimdi eskisi gibi mi Tahsin odaya geliyor ve ii yozdu: — Ne yapıyorsun Necile?, İ Tahsin i içeri girdi. Hali biraz ga- kor. şeyden şüphelenmiş miydi?, Tahsin biraz süküttan sonra yut- kunarak söze Başla dı — Netileciğim... Bazı şeyler var ki söylemesi zor. Fakat bir er- kek ile bir kadın, biribirlerini can- dan sevdiklerini görürlerse... kesildi. — Sani imei. Ben bir kadın seviyo: — Sen i mi seviyorsun?. Necile Layer baykırmıştı. Halbuki: «Aman ne iyi, Tahsin!. Ben de sana ayni şeyi yim tim» demenin ne iyi idi, F — Tan; N — Sen böyle bir şey yapacaktır bana ha?. — ği acı şeyler söyle- mekte ne mâi ecile? Aşk insanı o badi ilemi ki.. Şimdi Necilede büyük yi Se luk ve korku hissi vardı. Hayat parçalanmış giki geliyordu. Ti sin devam ediyordu: erkes, ku dünyada kendi etmek bakkına saadetini temin maliktir. ei en yalnız kendini düşünü- yorsun. Ya ben? Merak etme, Necileciğim... h i Re edeceğ — Tahsin... Bana nasıl böyle bir şey yalaka vg — Ne çare, Necileciğim. Ha yat e Mer şey kabildir. sen? hemen küçük salona geçtiler. Tah- sin neşeli bir selâmla karısını ve misafiri selâmladı: — Vay, gidiyor musun Cemil!. — Maatteessüf... Bir randevüm vardır... Cemil yakasında bir karanfil takılı, zarif pardesüsünü giyiyor- eyrediyordu. Ah onunla kadar eğlenceli ve sandetli geçe- cekti.. Yali — Hep be Görüşmeğe vakit bulamıyoruz, ayol, < Cemil çıktıktan sonra, Tahsin karısına sordu: — Yemek hazır mı?. — Zannederim. — Gazete haller Ne güzel ko- ku bu. ğ — Nasıl oldu da farkına var- dın. —— aldığım levanta: Nuit km üzel, fakat ben mutfaktan ATE res bahsediyorum. Necile «ya!» diyerek yatak sına lar Aynada kendisine ba- kıyo dit — Bu akşam herşey bitecek. O- na — en —— senelerini verdim bi a kendi sa- leküm detail Bu benim hakkımdır. Kendisinde bir titreme eseri farketti. Kuvvet bulmak i Ki söy- lendi: — Boşanmaktan e ne n gelirim, sen gidersin. |. an güne) yüzünde göz Tahsinini kaybet- iğ nasıl tahammül edecekti Beraber geçirdikleri altı senenin kendilerini nasıl biribirinden ay- rılmaz surette bağladgını ona söy- lemek istiyordu. UN yeniden gelen ka isyan hissi! — iç bir zaman ii bo- inne razı olmıyacağım! dedi Bu sırada hizmetçi kendilerini yemeğe çağırdı. — Kendinden geçme, yavrum. Sonra konuşuruz. Haydi yemeğe ile kocasının ayak seslerinin 'Tahsinin yere düşen bir şeyi aldı- ğ , Cemilin yakasın- e il idi. Tahsin asabi bir ve bu çiçeği parçalıyordu. Ne — Tahsin , ded Artık börabil Vi rız. Yirmi aş vi yaşındayım, biliyor! musun? Tahsin artık oynadığı komed- yayı burada tadında bırakmak icap ettiğini düşündü. — Yirmi yedi mi? dedi. Annen iğ ”— doğruyu söyledi Oba- otuz yaşındasın! Ah, keş- ki kali yaşında olsa idin, keşki şiş- man bir kadın olsaydın!. Necile, kocasının kalbinden çı- kan bu feryad ve mânasi- nı anladı. İçini büyük bir saadet kapladı. Rahat rahat kocasının ta- bağına yemek koymağa bi :