Sahife 8 — AKŞAM 3 Eylül 1985 Tetrika No. #11 Radyo EE) “a n öm Si | Her EN Intikam | TAOLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR mi (Bir Fransız hikâyesi) İ CENGİZİN OĞLU Prens Batu, ein seferine hazırlanırken, Volga kıyılarındaki Moğol ordusu da, buralardaki ırkları Moğol bayrağı altında toplamağa muvaffak olmuştu O tarihte ikinci Frederik, Avus- turya kralı bulunuyordu. Maca: "arın ikinci Frederiğe itimad ve sev. gisi vardı. Bu toplantıya iştirak edenler Macaristan tacını Avus- turyaya ve ikinci Frederiğe teklif etmişlerdi. Toplantıya ön ayak em ta- rafından imzalanan bü mektubu üç kişilik bir rağ Pensi turyaya ie ti, sein a bunu haber aldı, a heyeti yoldan ar ve kini okuyunca: — Utanmazlar!... Benim yüzü- me gülüp arkamdan ayağamı kay- > leketlere sürdü. u yüzden ikiye ayrılan Macar halkı, kralın icraatından memnun değillerdi. “.. Macaristana sığınan “e Diğer taraftan Hazer denizini doğru ilerleyen ikinci ordunun şi- malde birçok > istilâ etmesi üzerine yurdlarından kaçan Kıp- çak Komanlar, Ae Bellanın arzu- o le ve sürülerile Macar ovala- rına yayılmışlardı. Yerli biler, Komanlardan memnun larile evleniyorlar; kızlarını ver- mek isteme, köylüye: i zi beğenmiyor musunuz? Biz, sizden iyi yiyip içmesini, siz- en iyi yaşamasını bilen insanla- gi Diy orlardı. Macar ğer leri de: ancak ıristiyanlara kız gilsiniz.. 'niyor- sunuz. Hıristiyan olunuz., ağzımı- zı açmayız!. Diye cevap veriyorlardı. Komanlar, Macarlara hıristiyan olmayı vadetmişler. Kral Bella, Komiler hıristi- yan olacakları haberini işidince Diyet meclisine şöyle bir mektup gönderdi: «— Gelecek Moğol lr niçin korkmadığımı şimdi anladı- nız mı? Haydi, rahiplere haber ve- riniz.. Komanlara Eda telkin etsinler ve Moğolla; İcketimizi sarmada; önce, Gia u n fardan istifade etmek yolun Zirlasınlar!» İşte kral Bellanın güvendiği kuv- Vet, b uidi. eriayirni Macaristana gelinceye kadar, plsa hıristiyan mi ve rahip- © dere, krala pır Mr — Kırk bink ku en bnkalaril ii Me şı koyabilir. b İ “önde Kill acaba bel © Mildiği kadar kısa bir zaman için- de Ecadi ulusal âdetlerini bıraka- “dak, e hıristiyan olabile- gekle: e Moi lar Volga kıyılarında. (Bai Haş bir kolu şimaldeki 4 indirmişse de, çak beylerinden, inadcılığile ta- ti. (1) Başmanın beş yüz kişilik bir u çetesi vardı. Ordusile Volga | bii kadar uzanan Mo- gol kumandanı prens (Menkü mütemadiyen mmm arıyor- du; onun uzakta adaya sığın- dığını bilmiyor: Volga gemi ii bütün uluslar, Buralardaki a : Postaslar, Morduanlar ve Fin ırkından bazı kabilelerd. tti, Bu ulusların yaşadığı toprakların arma Bul gar ilinin cenup batısı kadar uzaniyorı Çerkerlerle Finaklar ve Saksine- ler zaten Cengiz devrinde Moğok ların itaatı altıan girmişlerdi. Bütün bu havalide y: e kurmağı karşımda hiç bir kuvvet da; yordu. Prens Menkü, bütün şimal mem- | tül Volga kıyıları kolaylıkla <5 anbul, | Dans dan Aş yakl 19,40 bee iy 45 im caz, 20,1 konuşma, tu. Bükreş, 13,05 ra e e 13,45 Borsa, spor, 13,55 Dn , 14,35 Kon- ser ,18 Plâk-Duyu: 9 1,15 Plâk- Sözler, 20 Plak, k (Şark par- gi pat 21,1 2 2 5 Sente ei kamer 22,15 e t Seans nden konser, 22,30 Duyumlar, 22,50 Çizan müziği, 2 5 Aylık duyum ki 23 Caz- O Orkestra konseri, 22. diy GE yle 23,05 Salon mü- ” nalyimde 20, e zi mi yayın 21 Kon- ser, 2 6 — KN İBa 21,15 ari Plâk, 21 21, 0 (Bari): yayım, 40 Ki yi Oda 0 Şarkılı k yi ZI Ulusal ya: miz Üre ele 23,30 Kanşık mü- 30 Stüd- ! reği, 2 Piyano a imi duyumla ar 23, DK .onser. ie Bu 050 Kabare numaraları, 22 Plâk- Dileme 22,45 Süel müzik, 24,10 Cz orkestrası. Varşova, 20,50 Reportaj, 21 Piyano konseri, 23 Klâsik konser, 24,05 Dans plâkları, Roma - Bari, 21,15 Kanik Karışık konser, 21, : Rumca yapım, 21.15 Plâk, 21,40 Piyer Eğlenceli müzik, 24415 Ulusal yayım, 22 Skeç, 23,30 Gece mü- ziği ve .35 Son haber İLİ 15 Şehir tiyatrosu mler. Ga lip, 22 Plâk n. çevrede Moğol töreleri tatbik — yordu. Menkü çok âdil bir kumandan- 9 ngi tahakkümünden kurtarıyordu.. Bu nan Rusyadaki di düşürmeğe başlamıştı. Volga kıyılarını ele geçiren Mo- gollar bir koldan Bulgar ilini ge- çerek Avrupaya doğru ilerlerken, bir koldan da Rusyanın Vladimir gran dükalığı sınırlarına doğru akıyor! Bu sırada Romadan yükselen bir ses, Rus saraylarında derin akisler bırakmıştı. Papa haykırıyordu: şimal memleketlerini birer zapletmeğe adılar. Salibi ta- nımayan bu mahlüklara mek için, el birliğile salibe sarıl- mak sırası gelmiştir.» âdi dükalığını (Ro- man), (Jorj) ve meri adında mn askeri ie dedir Moğollarm düka- lık sınırlarına doğru ilerleyişinden kuşkulanmışlardı. Prens Roman, «Başman, ilk önce e gk larında bir ormana saklanımıştı. nkü nından kaçtı ve çe- tenile birlikte Le ya Moğollar, Kıpçak resini öldü sanıyorlar rgü ad umm. Sirkmelerimer (ğa edi, balla iye bölr) dedi. Prensin ii Bucak, Kıp- gakların son reisini bir kılıçla ikiye böl- eğip tarihi— © Fikir Hereke MECMUASI'nın taşradaki bayilerine: Fikir Hareketleri mecmuası Elen, azimli eri MT i kayna- kahve ve emi kokularina karya. Pairon gözlerini kır- Pıştırarak nç kadını selâmle- dı. Sordu: — Edvarı mı arıyorsunuz?, — Evet. — Beyhude met! Bugün akşama kadar buralarda görün- medi. Bunları söylerken peri u teknesini: ürü kaşı- ğı gürültü ile koydu. Mavi önlüklü oca karnını bütün bütün çıkara- rak bunları yıkamağa daldı. Bu işe o kadar ehemmiyet veriyordu ki söylediği yalanı belli etmemek için mahsus yapıyor zannı hasıl oluyordu. Elen işi anladı, omuzlarını silkti: — Beni bu lâflara inanır mı sandınız? Dedi. Birdenbire yanakları kızardı, birkaç adım attı ve salo- nun arkasını örten perdeyi kal dırdı. — Ya bu nedir? Nefesi kesilmiş gibi, ayak- ta duruyordu. Dudakları titriyor, ağzından bir kelime çıkamıyor- du. Genç kadının sesini işidince Edvar başını kaldırdı, Gayet sa- kin bir tavırlar: — Vay, sen misin? dedi. Delikanlı bir kanapenin üzeri- oturmuştu. Kucağında yaşlı- ca, boyalı bir ın yalncı el aslarile oturuyı , Edvar genç kadmın gözlerinin içine dikkat. le bakarak: — Ey, ne var? dedi. Elen verecek bir cevap bula- mıyordu. İçinde her şey parça- lanmış, yıkılmış gibiydi, Omuzu- na bir el doknuduğunu hissetti. Patron, sessizce yanına sokulmuş, genç kadının bir vaka çıkarması- na meydan vermemek için dik- kat ediyordu. Patron fısıldadı: — Münasebetsizlik yok! pacağım? arsa gör- sünler. Tam biribirlerini bulmuş- lar işte! Beş Aradan üç sene geçmişti. Elen de Edvarda ayrı ayrı yollardan hayatlarını takip edi Müsabakalarda o muvaffakıyetle- ei a AL — Hazır günü 121 nyan ine kulak v Kendisi a dindar bir adamdı, Katolik değildi. Kendi memleke. tindeki rahipleri etrafına topladı. Bir tehlike mevcud olup olmadığı- a girişmeleri fikrini ileri sürmüşler- di, Arkası var) Elende talii Şimdi incileri, Vizon manto- otomobili Paris kadın o zannediyorlardı. Çünkü hiç bir erkek ona hayalinde sak- ladığı eski bir muaşakanın saa- detini Bir akşam, Elen ile iki şık de- likanlı büyük Velordroma gidi- ler: Barada dünyanın en büyük tin son damlasını da sarfederek uğraşıp duruyor! İçerinin gürültüsü birdenbire enin başını emi Bir ses ha; Üç devirde beş yüz ein mü köfat.. Elele, piste yaklaştı. m kışları müsabakaya iştirak leri birer birer süzüyordu. “bi den bire, Elenin gözlerinde âdetâ bir kan alevi gibi bir parıltı pe?” a oldu. Edvar oradaydı. Koşan takr mın en önünde o gidiyordu. Halk büyük bir heyecan ile müsab#” kayı seyrediyor, haykırıyor, spot“ cuları teşvik eyliyordu. Elen, münasebetleri kesildiği günden sonra Edvarı ir vr zayıflamış öbizei di. Yanındaki erkeklerden biri: — rı görüyor musunuz? de di, eğer birinciliği kaybetme mek için gayret sarfetmekte de vam edecek olursa müsabaka bit” meden ölecek, ne hale gelmiş, gö . Brükselde- ki muvaffakıyetinden sonra şim- di İrlandalıya mağlüp olursa ar“ hiç ehemmiyeti kalmaz arlörler, Edvarın birinci geldiğini ilân etti Elen yanındaki “delikanlılar: dan birinin kulağına ler — söyledi. ayrıldı. idare eden adamın yanına yaklaşarak onunla konuş” tu, Bu adam soruyordu: —Hemen, derhal mi? — Evet. — Biraz dinlensinler, — Hayır Büyük bir ses her tarafı çım lattız 1 devirde yirmi bin frank mükafat. > Hazır bukneil seyircilerden biri tara Herkes hayretle biribirine, baktır emmi! toplandılar, i hemen verildi: öbmie gene başta idi. Para kw Hare sağır ve kör gibi, bakıyor, hiç bif şeye dikkat etmiyordu. ,Elen parlak bakışlarla onu hiş ölesi ayırmıyordu. ir ses kulağında mırıldadı: — Ne kadar zalimsiniz! Elen cevap vermedi. Şimdi bü” tün hayatı hayalinden geçiyordu: On beş devir! Bu üç senedo çektiği azapların Ağzından salyalar akıyordu, Birisi: — Bu belliydi. Bu kadar yor gunluğa bir adam dayanama7 NE Elen rahat rahat içini çekti. İn tikamı alınmınştı. Hikâye, Üsküdar ve Kadıköy Akşam Kız sanat Okulları Direktörlüğünden: Okullarımızda. kayit işlerine 1 Eylül 935 başlanacak 15 Eylül 935 e kadar sürecektir. 15 Eylül 935 de derslere başlanacaktır. Kayf” | edilmek imar tahsil vesikaları ve diğer kayığ er okullara baş vurmaları, erek Ve ğa evrakı