N Sahife 10* TET O Akşam Tefrika No. 107 İSKENDER FAHREDDİN TAOLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR CENGiZiN OĞLU Cengizin ve pm oğlun da olsa bir madde vardı: “Suçlu, obana verdiğin cezayı 09 ç vereceksin!,, ne Oktay, küçük oğlunu bunun rdu affedemiyo .. gi sy zl dağ)a gidecek ve orada bir ay ta, Sebutay, Kutçunun zindandan Mn çok xw Fakat, vaffak olamad uraki, kime en veziri leyin ordu. Vezir de fırsat een Oktayın merhametini eri dur- vee Oktay o saban Sebuta- — Bir daha bana Kutçudan bitiş setme! dedi. Ben onun ne zam affedileceğini bilirim. ktay hâdisenin bir kazadan ile- ri geldiğini anladığı için, küçük azil çarçabuk affetmek istemi- pekde yasasında: «Suçlu, oğ- lun da olsa, ona, çobana verdiğin cezayı vereceksin!» diye yazılıy- dı, Okta, y: u cezasız bırakırsam, cahiller, ram öldürürler. Ben fenalığa alet olamam..» Diyordu. Oktay adaleti çok sever ve kendisini haksız man, si hi olsa, hakkını teslim ederdi. (1) Sebutayın ısrarları sonsuz kalın- ml rem başka yollara baş ştu. Ankini ne yapıp yapa- di pi kaldıracaktı, Tura- inanın cariyeleri: Bu kadın size bir şe mıyor. Neden ondan le sunuz?. Diye sorunca, Kerimli karısı: — Evet, bize ya tıklarından değil, onun varlığın- lan muztaribim. Cevabını verdi: Turakinanın bu sl la de anlaşılıyordu ki, Ankinin hayatı gittikçe Şen düşüyo, rdu. (Kızıl önderilen Kinli prenses ie li rahat yaşıya- bilecek miydi?. alkavuğu buraya hiç kimsenin eli uzanamıyacağını sa- niyordu. Halbuki Turakina bu saraya da elini uzatmanın yolunu bulmuş- De ses Ankin, sarayda kendi m verilen cariyelerden «Bir gün Oktayın e en çok sev- iği oğullarından Kotan atla ii Yolda e yürüyen | bir dilenci- ye çarptı. Dilenci ç erit; Ko tanı dal Ca dedi. rl arleli la a es kedi li. | Ketan vr yattı, dilenci atına bine- yi e oğlunu çiğnemeden geçip git- ti. e 'engizin yasasına çok sadıktı. Adale i $ skvedi Ondan çok önce ve on- an ok sonra, kendi e bu kadar ik we 3; a bir hükümdar üçünü seçerek (Kızıl dağ)a bera- ber ey tü, Ankinin en sadık oda hizmetçileriydi. İş- te Turakina bu kızlardan birini wi Mi bir Acem dilberi idi. Oktay bu kızı da Ankinin hizme- tine vermişti, Cüda, Ankin Çinden gelmeden önce, Turakinaden çok iyilik gör- müştü, in (Kızıl dağ)ja giderken, Oktayın karısı bir akşam gizlice Cüdayı odas AAnkini öldürebilirse trtalilliğen kurtuluş buyruğu» alacağını ve serbesçe yurduna göndereceğini vadetti. Turakina içinden pazarlıklı bir kadındı; hiç kim mseye ne yaptığı- rdu. Turakinanın de güç bir iş değildi. Fakat, yeni A akıtılacak ka- nı saklam; güçtü. Cüda — cinayeti ee seye iz vermedi yapmak istiyordu. Ankin yeni saraya gelir gel- mez geniş bir nefes almıştı, Ona ba akuamıa bütün saray hal ÇE ında baykuş dolaşıyor!. e acıyordu. (Kızıl dağ) say- Pam e nden herkes mem- n olmuş! kiki yeni vw ilk geldiği gece, en çok güvendiği cariyesi Cüdaya sordu: — miş ölüm tehlikesi falan yok, sed — Hayı lik kapısını ardına kadar ei bırakıp yatsanız da ölüm buraya kolay kolay giremez. — Büyük kapıdaki nöbetçilerin beyi rg mu ei t., Neden unuz?. li nöl eti hana da- ha çok sadıktırlar Cüdanın bu söze canı sıkılmış- az — Ben Moğol değilim amma, ha- na bir Moğol kızından daha çok sadık bir kadınım, Dedi. Ankin, Cüdayı o güne ka- dar bir Moğol bin olarak tanımış- tı, — Sen Moğol değil misin? Diye sordu. Cüda kaşlarını kal kak Gi tehlikesi ii Üye yazılanların isimleri Ankara (A.A.) — Hava tehlikesi- ni hu nler: 8391 B. Habip Behlül ii 20, 8392 Yeni e ka mü: İn tçı 20, 8393 Mustafa İbrahim berber 394 h- Başveren tr 8419 İsmail Yanı Dori ren kamnındin 20, e İm 426 Ahmed Yaşar tuhafiyeci 2 Sadri eczacı 25, 8428 Tayyip İzmir pa: zarı 24, Yusuf keresteci 25, 8430 Hacı İbrahim manifaturacı 25, 843 Arif ve Hasan keresteci 50, 8432 Mus- tafa 5 ç hanı 20, Me Özgün 4 Haydar ma hbykaz 20, B439 Riza Palâs oteli sahi , 8440 Şevket manifaturacı 20. Türkiye Ecnebi 1400 kuruş 2700 ri » ri > Posta ittihadına dahil olmayan ecnebi memleketler: a 3600, altı aylığı 1900, ayi ağı 1000 mi dres tebdili için yirmi beş ik pul göndermek çi Çele 30— Hizir si ir y Öğle İkindi Akşam Se $397 9,n 12 e 8,25 1215 15,57 18,47 70,4 e dırdı: — Hayır. İnsan oamak için Mo- ğol olmak gerekse, siz de ne ya- zık ki, Moğol değilsiniz!, ye arasından seni seçer miyı Cüda önüne bakıyordu. Ankin sözüne devam etti; — Kapımız sağlam olursa, yu- karda ie ve pere gezebiliriz.. Kim: inmeyiz. Kapıdaki meal Moğol olup olmadık. larını bundan ötürü sormuştum. kâlâ bilirsin ki, Moğol nöbetçileri pastan yerden öte tir. Onları kendi askerlerimden daha ei severim. Prenses bu sözleri söylerken Cü- danın yüzüne bakmıyordu. Başını pencereye dayamış; dağın arkası- na devrilen güneşin ufukta bırak- tığı kızıl bulutlara bilarak söyle- niyordu. Eğer Ankin, o sırada başını çevirip de Acem dilberinin yüzüne bakmış olsaydı, şüphesiz, ral gözlerinden korkarak irkilecekti. Başını kımıldatmadan seslen- di: — Cüda!.. Bana bir turunç şer- beti getir! (Arkası var), t şında idi. Kendisine arkasını çe- virmiş ve yazı makinesinin önüne oturmuş olan Nazanı seyrediyor- du. Genç kız, cebinden çıka rdığı be bie see bakarak, pudra sürmekle meşguldü. Timi) Nuri kendi kendine: — Ne tuhaf kız! diyordu. Beş dakika yüzüne pudra sürmezse ra- hat edemiyor. Filhakika Nazan güzelliğine pek ehemmiyet veriyordu, Hiç bir ka- dın yüzünü bu kadar itina ile bu kadar sık pudralayamamıştır. M Nuri, çalışmağa mec- Di olan bir kızın güzellikten zi- e işe ımiyet vermesi lâ- zım geleceğini düşünüyordu. Fa- kat Nazanın bu kanaatte olma- dığı aşikârdı. Mel Nuri önündeki kâğıd- ları okudu. Sonra arkasına daya- narak bir akşam evvelki vakayı dü ğe daldı Beş yüz liralık bir bonoya im- za yn dair Azize verdiği vaid şimdi canını sıkıyordu. Vakıâ Şükrü de Azizin beş yüz liralık başka bir bonosuna kefil olacağı Her akşam ir hikây, EE med Nuri yazı masasının ba-! nuyorlardı. dı. Nazik ve kibar po rem sa ez ki. Böyle u halde, Nu- S bonoyu ayazağa” si söz vermişti. Buna muvafa e derken içinden zaten bu paranın yarısını onlardan bezikte kazan- mış olduğunu di n bu vakayı imi belki ai sözü po da Aziz gelmez diye bir ümide pıldı. Fakat Aziz unutmamıştı. Muay- yen saatte yanında Şükrü ile geldi. lsı yordu. Dün geceki uykusuzluğun © yorgun luğu var mı? — Başım Dilimi gibi: Nuri: — Ben dipdiriyim! diyordu. Aziz bir koltuğa oturarak: yu getirdim, dedi. Bu nezaketinize ne kadar minnettar olduğumu ta: savvur edemezsiniz. Bunu söyliyerek cebinden r- dığı bir kâğıdı masanın üzerine koydu. med Nuri, içinden gelen bir itimatsızlıkla bonoyu tetkik etti. Doksan bir gün vadeli beş yüz li- ralık bir o idi. Tam e dai cağı sırada, birisi omuzuna dokun: du. Bu, Şükrü idi. Şükrü, aynasını çıkararak gene pudrasını sürmeğe aşlamış olan azanı işaret etti. Onun yanında söz söylemek istemediğini anlat- mak ister gibi: in içeriki odaya gelir esl dedi ed Nuri erkese beraber odaya nesinde bir şeyler yaziyordu. Genç kızın yanından geçerken şu söz- leri işitti: — amy am beyefendi. Şu yazdıklarım doğru mu, bakar mı- sınız?. Mehmed Nuri Nazanin uzattığı kâğıdı aldı, okudu: — Pekâlâ, dedi ve gülerek cebi- ne koydu. Masa, Aynada mini aldı ve bonoya imzasını çil Sonra bnu, lâkayıdane, Azize U7” Aziz bonoyu hemen cüzdanını yerleştirdi ve tekrar tekrar teşek" ür etti. ğ Mehme. A — Enağfurl, diyordu. Be nim için büyük bir zevktir, bu. l kii erim Naza . / ra kutusı MK mi i lesinin ele rek Mehmeö Nuri ile karşı kuğğe ge Gen$ erkeğin yüzüne sorar gibi baki yordu. Mehmed hari terdikleri bono P** yüz liralık idi, Fakat sonra ma$#” mın üzerinde bulduğum bono P#* bin ae olmuştu. l Halbuki geen azal Hiç öyle şey yapar mıyı” Ki gel, bea bi Öğ imza atti kendilerine verdim. imdi bu adamlar işin. 3 imbilüi kadar la, nı görmek istemez iy Naza nal veri? âğr yır, sizin'yüzünüzü görme yi tercih ederim, dedi, Ayni zamanda Nazanın kağıdı” nı da okuyordu: | «Dikkat ediniz. Çıkarken mas# l nın üzerine bıraktığınız bonoyü tirdiler.» rkanız dönük oturuyors nuz. Bunun nasıl farkına vard” nız?. © — Aynaya bakarken gördün — Demek bu işin kerameti nada?, el tekrar aynasını ala rak akel güle — Şüphe mi var? diyordu. Mehmed Nuri bu âdi ayna ps” çasına baktı, — Size güzel bir ayna alsam © | lur mu, Nazan hanım? dedi. Alt“ bir ayna. Üzerinde de ümrü! eti Genç kız itina ile burnunu pus ralarken cevap verdi: ek iyi bir şey olur zamn“ derim, dedi. Her zaman onu kul lanırım!, Radyo ğustos Cum i İstanbul, 18,30 e mi isi, 1 i Hafif musiki, | az, 20,10 vu tanbül ba namına a şehrimiz İk İ yön! yı Ji Riza vi o ba Alek Mayler, 22 PİAL 3 zl ti udapeşte, 21 15 Plik. 22 22,40 Ork” e v2 Bi Duyumlar, 24 1315 Plâk İsen 9,15 Konser, İ20 Se seni (elik) 21,15 Viyoleri. .45 Radyo alen. pey fi zi X fan an Köl ir Pa wa, 20,30 Şarkılar, 20,50 ye gin 2 6 Plâk, 22 Senfonik kont©” a 20, 5 Süel müzik, 2 sal yayım, 7 ie müziği, 2 ram arası, 23,30 Müzikli yayı! re röle, Breslau, 2 ie 0 Halk zi, 20.15 yi sal yayım (Piyes), 2 7 Karışık yayı” | 23,30 eğlenceli yayım. 1 1 Ağustos cumartesi ,30 Fransızca ders, ii 18,50 ke Fia, radyo caz ve ti ela 21,35 Son haberler- Balan 45 Plâk neşri zi ın başına oturunca, kale- Viyolonsel), 24,15 Caz, 1 yumlar. ?