TAOLARI .y yözdesini m ami gönderiyor? Okay hiddetlendi: © Kutçunun ayaklarına elli so- R uz ve zindana atınız!.. h yem onu. , dizinde yatan oğlunu ii atına bindi. Avdan Ka- takuru, ma döndüler. ya addes av dönüşü Turakina- Din Plânlarını altüst etmişti. O, An- he- un becerikli ünü ha- ki yordu, Kutçun Ü yüzünden zindana düş! alınca, hanın e ka- Pândı. u bana ei dedi. e bizim o- kr bilerek Okta; tay, da arak ii sözle- tini hatırlaya — Sen e) ri karışma.. baydi, odanda iye cevap iii an kal- kırmaktan çekinerek yanın- dan ayrıldı. 1 Oktay, bu işin iç yüzünü Kutçu- AN öğrenmeğe karar vermisti. bini : idi? y bunu er ir aym Kuyuya ferre çıkarttı. 0- | dasına ge ru ani yanına DEK | Büman, Sebutay hanın 1 Pa'da solunda otu Oktay kaşlarını çatarak sordu: du — Ayakların hâlâ kaşınıyor mu?) Hi bal al, pr Cellâdlara, ikinci elli sopa- İ MN için emir verdim. So- | YI yemeden önce, bana işin e | ni söylersen, seni af p Şimiz izlik olsaydı bile, onu yarala- İ x Krema geçmezdi. Ben “tanı çok severim. | Pil, Çıpanın ğe » © sorgusuna devam etti: O günava gelirken, anan sa- ha bir şey söylemedi mi?. ve, ulu © güne kadar yalan söy- | ike işti, Fakat, o gün, anasını eden korumak i için; e doğ- baka- b aba! Ben o sabah a- e insanın için yüzünden o- Y Yan slm bu temiz yü- a çocuğu! Sari — Eğer Kut çu yalan söylemi- king 8, eğer bu işte prenses Tura- hanın parmağı yoksa, ben kolu- eğe razıyım. Kutçuyu m ediniz.. önümüzde rd başlasın. her şeyi nasıl VW kestirme ay ida tesli med prensi iş- urtarmak istiyordu.. Çi kı ie hanı tahrik ettiğinden fak Tiğ Yarmıştı. Hana döndü ; . uz i i Siz düşmanınza bile işkence ARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR |CENGiZiN OĞLU İSKENDER FAHREDDİN —— Kutçu ağzından baklayı çıkarmış: “Ben o kadının Sözünü oyacağım !,, demişti. Kızıldağdaki sayfiyesine mi gönderecekti ?.. Oktay, Ankini yapmaktan çekinirdiniz, ulu ha- kan! Kendi oğlunuzu cellâda tes- lim ederken, yüreğiniz sızlamıyor e Bu sd ta kardeş ine fena- lık yapacak b z var mı?. Onu anasına sizl ve kazaya bo. yun eğiniz!, y oğluna acıdı., Sebutayın ü dinledi ve cellâdlar Kutçu- yu döğmeğe başladikları zaman Yeter.. fazla vurmayın!. Diye bağırdı. Fakat, Kutçunun canı boğazına gelmişti. ye «Bu kadın yüzünden yurdum! düşman istilâ edecek...» kii başlıyan sözleri hâlâ kulağında Zindanda dayak yesey- ıkartmıyacaktı. sözün rada herkesin e önünde dayak yemek onuruna dokunmuştu. — Baba! Ben kardeşimi seve- rim, ona el kaldıramam. Fakat, o ve kaltak elime geçerse, gözü- ü çıkarmaktan çekinmiye! dbdi, kan başına vurdu.. yüzü kıp- kırmızı oldu ve yere düşüp bayıl- 1 eceğim... Çıpa, hanın yüzüne bakarak dece manalı bir gülüşle başını sal- ladı. Oktay: tın şu melunu zindana rek yerinden kalktı. Sebu- tay, ein teselliye çalışıyordu: — Delikanlının sözlerine kulak ve ! O teessüründen ve can Dea ne söylediğini bilmiyor. rek Çıpanın kolundan çek- Sg ebutay, Çıpanın çenesini tut- mak ve sonu kanla bitecek bir hâ- diseye meydan vermemek istiyor- Çıpa Our illerin ateş püskü- rüyordu. Sel y, hanın yanından uzak- laşınca, Çıpa, Oktaya cevap ver- mek fırsatını buldu: Görüşlerimde lala mı görüyorsunuz ya?. dedi. Kut- çu masumdur, fakat onu kışkırtan 1 bir el var. Han şiddetle haykırdı: el, yabai erin > İnk eli. Turakina Çıpa hem nalına, ini mıhına gidiyordu: — Belki bir kıskançlık.. başka bir sebebi olmasa gerek... Diye mırıldandı. Oktay odanın d — İ dolaşarak sö değil, n eli, İsiyarla — Mukaddes geyikleri VE Gene uğursuzluk başladı. Ankini şürmek için, kör yapmağa çalışa caklar. Sen söyle, Çıpa! Bi çi kadını onların şerrinden koru- mak için ne yapmalı? Çıpanın durumu Li güçleşmiş- ti. Biri karısı, öteki oğlu, üçüncü- sü de, hepsinden çok sevdiği göz- desiydi. Kurnaz dalkavuk suya, sabuna dokunmamak için, hana şöyle cevap verdi: — Prenses Ankini (Kızıl dağ) yamacında yaptırdığınız sayfiye- ye gönderiniz. Zaten siz de nasıl olsa, yarın öbürgün oraya gide- AKŞAM Hi | Mahle | Romancı j ii gi ukarı güverteye çıktım, Par- —Oraya baktım.. hepsini oku- maklıklara dayanmış uzun boylu, | muşum... Bütün romanları.. en oldukça iri bir genç kadın denizi ilde yandan bir man hekimin ye dediği elaziğ B bir kadındı, Büyük ticaret işlerile meşgul olduğum için sık sık seyahat ederim. Böyle yolculuklarda gü- zel zi sm yim doğrus afını kandil ettim. amarota ei Genç kadın yalnız seyahat sdiğdri İstanbula gidiyordu. Onun tam ereadıli geniş. güverte iskemlesine yan geldim Te ii © miş olmalı ki ye oturdu. Gazetesini açtı. Oku- mağa başladı. Hemen yerimden kalktım. Küçük bir manevra ya- rak tam yanındaki iskemleye meşhur muharrirlerin eserlerini.. — Edebiyat meraklısısınız ga- Tiba... — ap değil, tiryakisi- yim.. yatta en merak ettiğim kümeclr de meşhur romancılar- Binddn bire meşhur romancı- lardan bahis açıldı ... Gözleri pırıl pırıl olmuştu, Aklı- na gelen rom: ancıya « — Acaba genç m çal adam mı?.. Si tanıyor mu- uz? e Sorar arkası gelmiyor- Romaı olarak bir arkada- şım Se İL Samiyi tanırım. Bir- den bire sordu: h dedi.. Senesi ya Sermed Sami.. ya Sami... Hain, ona Ağustos 1935 Hava tehlikesi Üye yazılanların isimleri Ankara 27 il — Hava tehlike- v ri met 20, 835 med Kemal 25, 8358 Muhaciroğlu biraderler 30, 8359 Kâzım 8360 Ahmed ağa a İsmail 8 bedi 20, Nebi Alnkular Iyas Hasan -Tokattan- 30, 8366 9 ed öcü 8366 Hasan Ah- n Molla 20, 8369 ei Kasköyl i 20, 8370 Me 2 gancızade -. RT - e 8376 Najl il Kemahi 100, im Ormancı 20, 8378 İzmi Demire ie e 8379 0 Kâmi Ahmed -Osmancıktan- 20 Gülmen 20, 8381 Hacı Hali 30 a m kl 20, Saban Ss ilin G Naci “Güvercin 20, 8385 Er Vihelm 40, 8386 Hultei 20, 8387 Ka. 38 Salim yumurtacı 20, 8389 Sile 30 s0 Agop Terziyan -İstan- çöktüm. bir mektup zy a Sevap bile Baktım. Ooo... Benim okudu- | vermedi... Bu gum gazete... Ayni gazeteyi oku- ölüyor. bayılıyorum. Gece- uk. İnsanlar arasında türlü | eri rü; rıma giriyor.. acaba türlü arkadaşlıklar vardır. Çocuk- luk arkadaşlığı, mektep arkadaş- lığı, mahalle ark adaşlığı, asker- lik arkadaşlığı, <ephe arakdaşlı- ike vardır, yorum ni bir tek resmini bile Alime bir şimşek çaktı. Eğil dim — - size e. takdim etme- dim... Ben romancı Ser- med Sanil: ” Güzerinde birer kı- vılcım yi bilmem —aAhh.. bu ne saa- doğru olur mu?.. Bu genç kadın. | detli bir teli . diyerek sıktı- lada biz ayni gazetenin oku gım elini n müddet vacumun cusu İl » Binaenaleyh ız- | içinde bi 1... Elini çekmeden da bir yakınlık vardı. dikkat | gözlerimin içine bakı eki Bir- Sikim, Hemen bütün tefrikaları, den bire gene kadınlaştı, yalan- cı, tatlı bir hiddetle: — A gazeteyi yanına koydu. Göz şkolsun size.. dedi, beni göze geldik... Hemen eğildim: cevapsız bırakırsınız ha... Size — Mü eder misiniz, de- | yazdığ dim, bir parça gazetenizi okuya- i mek- .. ayni gazeteyi tup?» diye ez tam Ken-' gün ilmek binerken nasılsa al- uşum.. Halbuki ayni gazele kamaram- a duruyordu. ak için böyle söylemiştim. Tüccar oldu- Zum için fi o vvelâ borsa cedveline, piyasa haberleri- ne bir göz attım. O bir sigarayı dimi topladım — Bize böyle birçok mektup- siz bir romancıya cild cild yazı yazdıracak bir kadın- — Sahi mi söylüyorsunuz.. göz- “Ar d lerim, bakışlarım size bir şey dı. Zengin bir tü karısıydı, | ifade ediyor mu?.. evi bilir size Annesi hasta olduğu için üç sene- | ilham veren ne h lâde den beri taşradi İmağa . | dınlar tanırsınız. » ur olmuştu. İstanbulu deli gibi Ahbaplığımız ekspres süratile çıldıracak k di. Şimdiye kadar birçok kadın. lara kıymetli hediyelerden, el maslardan filân bahsetmenin bü- — e) görmüştüm. Zen- Mi defterim esraren- Be ncuk gibi birçok baliğ kileri açıyordu. Fa- ka enden zengindi. kunduracak oldum. Baktım, ka- dın tınmıyor bile... Bir 2 h.. dedi, seyahate çıktım. Yanımda vi kitap bile ez Hal ig ilerliyor, mütemadiyen benim yaz- dığım romanlardan bahsediyor- da? Ah «Aşktan sonra» yı ne güzel bitirmişsiniz. Hele Saide- nin gelip Enveri buluşu... Renkten renge © giriyordum. «Aşktan sonra» ismini bile bilmi- yordum. Saide kimdi? Enver ne- ci oluyordu?, «Hayat güzeldir» ro- manında neden Nadide ile Müm- ri Dİ Zavallı de değil mi?.. Niçin onları emil inş Öp babanın elini. Ne yapabi- -İirim.. ne Mümti tazı. hani «Ha- SB satıyorlar. Bana imzalı m ese rinizi lütfedersiniz değil m Kendisiiden ayrıldım... ata indim, Kütüphanede Barman din bütün kitaplarını aldım. Hiç olmazsa her birinden birer sahi- fe okusam kârdır. Boş vakitle- rimde ona kendi eserle- rimi okuyup ezberlemem lâzımdı. «Hayat güzeldir..» romanının ilk sözüm sahifesini açtım. Hayatımda ilk defa birisine bir kitap ittihaf edecektim. nereye yazılır? Bilmem ki a sinema- lardaki gibi bir tesadüf oldu. Sermed Sami karşıma dikilmez mi?. Şaşırdım. — Vay 3 — Kaâfir.. deminden beri be görmedim. Yanındaki o ne a v ENE bayıldım doğru Ne kitabinin özüme Li ziyorsun. n Sermedciğim.. şu ki- Ea timi yaz ve imzala. amma üstüne ri içinde güzel rengini an deniz ar- ri “diye az zak Peki amma canım., sen ma- vi gözlü değilsin ki, ne diye böy- le yazayım? Eyvah çocuğa ne diyeyim.. sev- gilimin gözlerini in mavi olduğu- nu nasıl söyliyeyim. — Canım Sermed.. sen renk- ten anlamazsin.. yaz böyle yahu.. hem senin «Aşktan sonra» mev- zuunu çabuk bana anlat: Yarım saat sonra Kite genç kadına takdim ettim. Pek mem- nun oldu. Yemekte epice şarap içtik. 0: — Öğle uykusunu pek s m... diyerek Meyer ei değ. ru yürürken b — Gelin de “dedi, kamaramda ben uyumadan yeni yazacağınız romanın mevzuunu anlatırsınız.. Akşama doğru kamarasından çıktım. o Sermedle (burun buruna geldik. O sordu: , ahu.. görünürde yoksun.. ne Yay ee güldüm: Mi buki dünyada en sevdiğim yat güze! romandır... e e görsem, ne en vere- — Lâkin vapurda küçük bir . Birden bire o kütinhene açmış. Bir çok ro — pi Güzel Ösiau?. deyince: manlar var... Gelin bakalım.. — Hangi Güzel Osman. demi- yeyim mi?. ceksiniz! Orada Ankine kimse el uzatamaz. Dört çevresi yüksek du- varlarla çevrilmiş olan (Kızıl dağ) sayfiyesinde elverir ki, onun seçip götüreceği cariyelerden başka bir kadın bulunması; (Arkası var) de- — Canım sizin romanınız 17 ı il m da mu? Hiç sevmem o romanı de İsmini bile unutmak istiyorum. —A güzel romandır, Vap: kütüphanesinde «Hayat Lee 4 — Estağfurullaah.. dedi.. insan sizin aşamalı ki dünyaya geldiğini anlasın.. ne nefis kadın- dı o yahu... dolu olunca iş- te böyledir.. bizim gibi kuru ku- ru seir ne yapayım. m Sermed. sen fa Ke da değiliz öyl 2, maceranın farkında bile ol. madın., od öğ