Tefrika No. TAOLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR CENGİZİIN OĞLU İSKENDER FAHREDDİN General Kaçar (Ankin)i kucağına aldı.. Yola çıktılar. anın sarayı u onlardan önce Kara b akşam, prenses Ankin, güneş batmadan Di açtı, inin ilk sö se pri kılıcından Olmuştu. ini işlese za- bitin sevincini varılmı- Diyor ve sevinçle sık sık meb. tin alnından ö, püyordu. Prenses Ankin Mersanın çadı- rından nasıl kaçtığını hatırladık- Ça; — Hâlâ korkulu rüya görüyor “gibiyim Diyerek; tüylerinin ürperdiğini duyuyord du. . Ertesi sabah Moğol askerleri yo- la çıkıyorlardı. Kaçar, prensesi kendi atına almıştı. Ankinin ya- Tası ağırdı, fakat çe tehlikesini savuşturmu: ey dağ) e biliş in, bir yıldan çek- tiği işi işkenceyi kaçara snlaıyordur — Mersanın elinden kurtulaca- Zum; mı ummuyordum. Bu me ada- mın kolları, aslan pençesinden da- ha kuvvetlidir. Halâ içimde > orku var: Mersa peşimizi lecek., ve beni alıp götürecek sa- Miyorum. Kaçar atını mahmuzlıyarak ce- “vap verdi: orkma !. Mersa, Kendi in inine sinmiş bir yaban do- çırmış.. kurdlar yedi ayak hanı mış. Bundan sonra imse ez y han beni eskisi gibi er. mi aca mi e bizi buraya kadar Eee m miydi?! Elbette seviyor.. i Karakurumda senden güzel Keli r mı?. ai bu yalanlara vVaş yavaş yürüyorlardı. kendi karısını endim, dedi, bura- Ya glrken İP evde gebe bi- rakmıştı S mi?.. Sizin evlenece- inizi hiç eimüğoğdam Çinden dönerken bana ölünceye kadar Metini söylemiştiniz! han Kora seferine gi- derken, (Sarıkuş) adlı ve sizin so- Yunuzda; güzel bir kızla evlen- dim. Hem kendi güzel, hemde ağ ben onu sesi için sev- Krm i Prenses Ankin (Sarıkuş)u ha- ırlad. 0 (Şan-Ton)da da kuş gibi öterdi, Onun sesinden Ki Tatoruna da bahsetmişlerdi. Fa- kat, o vakit (Sarıkuş) çok küçük- akında ağ babası da olacak- 61n1z?1.. Ne â — Eski kaş e an çocuğum ol pamışt, prenses! Artık yaşım iler- Yor. Ben kendi kabilemin sonun- Su erkek oğluyum. Bir erkek ço- S > dünyaya gelmesini çok stiyo; rum, Si tırabını unutmak için Di iş yemek istiyordu. ir aralık so; uzaktan görünmüştü. Müjdeciler kuruma zlar rdı (Ankin) Karakurum yolunda. rator Kora seferinden dönerken getirdiği tutsaklar ara- sında il kadınlar yok mu? prenses! Kora sefiri Oktay Bini için unutulmaz bir yü- rek acısıdır. — Niçin?.. Cenkte kolunu ya- hud ME mı kaybetti? r.. öyle değil, Han Ko- id Sr (Ti-Pi)nin kızını sev- miş. — Prenses Şamayı mı? — Evet.. Nerden tanıyorsunuz iğ, 9 5 g — Çinde adını işitirdim... — Ben hanla Kora seferine git- medim.. Karakurumda (Şama)yı görenler, onun güzellik- te yeryüzünde eşi olmadığını söy- lediler. Idım. e olmuş.. Han, Kori elinden ani olarak iü i mi?, — Evet.. Muzaffer olarak dön- dü. Kora ven başa Moğolistana bağlandı. —Oh e han, kralın kızıni Konudan e esir alarak getirmiştir.. değil ak Kaçar içini çekerek mı- rıldandı: — Hayır.. m (Şama) kendini a — Ateşte mi Ms !. Tuhaf şey. Şam handan hoşlanma- miş mi — ği hangi kadın hoş- lanmaz, prensesim?!, Bir gece ko- yun ko; MM sabahlamış- lari bile, Fakat, by o ve kadar günah in n yormuş. Tanrıdan korkmuş: «Hal ka, bu yüz karamla çıkamam. Tan- rının beni affetmesi ii onun uğrunda miş ve yakmış, İşte, han, Koradan dö yüzden çok müteessirdi. Karakuruma gelir gel. öndüğü zaman bu Kaçarın sözleri prensesi düşün- İktay GA hâlâ eskisi gibi seviyor miydı?. Yoksa, han, (Ko- ra mabudesi)nin acısını unutmak için, Ankinle avunmak mı istiyor. du?. Ankinin beyninin saran bu dü- şünce, saatler geçtikçe büyüyor ve derinleşiyordu. Kaçar, prensesi in- citmemek için, atını fazla sürmek- ten çekiniyordu. İki gün, iki gece yürüdüler, Kaçar, bir yil içinde (Sarıkuş). tan ilk defa ayrılmıştı. Karısını bu kadar çok yi ui kendisi de gelya Ankine — izden çok seviniyorum, a yeri hana sizi bul ğımı söylemiştim.. Sö: cı çıkmadım.. Hanın epin bu- lup getirdim. İkincisi de karımı çok sevdiğimi anladım. Bu ayrılık bana ders oldu. Bir daha uzun günler ondan ayrılabileceğimi um- muyorum, Ah (Sarıkuş)um.. Onu iz şimdi görseniz, ne kadar seve- Ş Hava tehlikesi Üye yazılanların isimleri Ankara 21 (A.A.) — Hava tehlikesi- ni ii mi viii e ley aş Ad- cin T, z İ. İstan» Viz “o Di Tü ikiye ez rekl ğü yi ni vi vi ık, BİZİ B. 0, 8 lim Direktör 79, 20 8124 Adil Hasan e e Me 48, <i Eminönü 7 20, 812 8 Maki 20, 8 Kemal 20, a Kere Kemaloğlu Mi: med 20, 813 ekiroğlu Mustafa 20, 132 Ömer Süleymano; 0, 8133 b tilyanos ar B134 Abdi meyve tecimeni ehmed Kabini 30. 8136 Javit Çıkvas Ville 20, 8138 Yorgi Simon 24, 8139 Oksijen fabrikası Fener 25, 8140 Her- en Spirer ve $r. Tütün şirketi 000 bir defa, 8141 Abdullah lokantacı Be- taş şu. 20, 8142 Ömer Lütfi ifa- turacı 30, 8143 Neş 8144 Niyazi 20 ,8145 İsmail Ahmedoğlu komisyoncu B146 Asi- kürasyoni generali um. acentalığı İstan bul 100 bir defa, 8147 Banko di Roma na 2 er Aa iz İş 6 Mehmed Suna İz: an, b ed Ara EN Nâzm Kâmi 26,40, 815 59 İmei 1 Muvaffak LE 24,8160 İL Yam alar öy şu. 20, 8 nes is B. BİSE Mehdi Çavuş İş z di 3169 Hasan İsB. 20, 8170 Za- zil sie 2 ie İstanbul, 1 tane kii âk), 19,10 Yu i (pak) e caz, 20,15 Konferans, 2 ,35 Son haberler - Borsalar, 2 Macar halk havaları, bayan Aleksandt yler ve orkestrası, 22,10 Plâk neşri- Budapeşte, 20,10 Şiirler, 20,45 Plâk, — vi e orkestrası, 23,35 Çigan mü- KİŞ a 0 Şarkılar, 20,5 ono- loğ, ii 0 pü ül Senfonik e 23 Spa ,10 Pİ ören a vi Pi duyumlar, 18 Rad- orkestrası, 5 Konsei T, 20 Sözler, 20, 20 Plâk, v0, “0 ETE 21,15 Keman konseri, 21,45 Şa vini 22,05 Radyı salon orkestrası, 22,5 ” Konserin süre- ği, 23,15 Alm. ve Frs duyumlar, 23,25 Konser, 24 Plâk. oma - Napoli 0,15 Karısık üzik, 20,45 Karışık ii 21,40 (Ba ) Yunanistan için müziklik program, 21,40. (Roma) Ba müzik, 22,2 vik müziği e en ans. 24 Duyumlar. siri 2 ii müzik, 21,1 or 3 irliğile konser, 21,45 Güleşli semp adlı pöleneeli ies 23, 30 Olimpiya servisi, 24 Şen müzi - e ay Güme den 0 Fransızca ders, Pak ei 18, 30 Hafif ma 20 Spor konuşmaları, Sait Çelebi, 20,30 Başan! meri Tüzün şe Sl ese e tango mr berber “21,35 Sön haberler - barazlar, 21,45 Bayan, Babikyan (san) piyano ile beraber, 2,10 — neşriyatı, Varşova, 19,45 Plâk, 20,05 Sözler, k, 20 30 a 20 50 Aktüalite, 21 Re- 21,10 Lembergden: Eğlenceli yayım, A Bire isi yayım,” 22,30 er ceksiniz! ke çok sadık, ve- falı bir kadındır. Onun yanık se- sini ne 2 çok özledim bilse- niz!.. — u hanın sarayına götür. müyor musunuz?. — O zaten kayi Eli dendi.. Onu bana rdi. halde lem ma varın- ca (Sarıkuş)u saraya getirin de ben de göreyim. Dedi ve elile brklarl ışıldayan yüksek bir binanın kubbesini gös- terdi: — İşte.. Hanın sarayı görünü- yor.. . Müjdec iler bizden önce Ka- rakuruma varaca r. (Arkası var) © Sahife Her akşam bir hikâye | Nihad hastaneye gece yarısın- dan biraz evvel yetişti. mi?, ş Mi eri şu keritir. “Nihad A İman hemşiresini takip ederek arkasından yürüdü. Ka- pının önüne geldikleri zaman, içe- riden biri çıkıyordu. Doktor oldu- gu şüphesizdi. İki erkek isi izleen elini sıktılar. Nihad — Rica ari dedi, benden hiç bir şey saklamayınız. Doktor ağır ağır cevap verdi: z pek a See N mn sökekilir MZ y hay. Yalnız arada sıra- da kendisin bii or. Nihad içeri girdi, Karısı yatak- ta bark yatıyordu. Gözleri açık — bedii Genç kadının yüzünün ifadesi değişti. Kocası: Beni tanımıyor, diye düşündü. Nihad söylendi: Idiğim zaman ancak hastaneden haber vermişlerdi ba- na Hasta bakıcı: — Hanımı buraya saat sekizde gere > m akabinde mi? ; kadın içini çekti. Dudakla- rından anlaşılmaz bazı kelimeler çıktı. Nihad bunları duymak için eğildi: — Ne söyledi anlamıyo — Hâlâ adığı narkozun tesiri altındadır. Salonda beklers na geldiği zaman sizi çağırı- Nim a hasta bakı- cayı si NE teşekkür ederim. Bu- rada beklerim. Bir aralık hasta mırıldandı: — Salâhaddin, Salâhaddin... Nihad hasta bakıcıya sordu: — Bu ismi daha evvel de söyle- di mi?, — Ben e 'diklerini iyi Ne söyle- Bilmiş olsaydım! j zamanlarda karısile Eki git- lil ski e keli — Vay siz misiniz? diye şaşır- dı. e e Pİ — Sizi böyle bir saatte ee d ettiğim i > affınızı rica eder — Estağfurullak.. ai sizi görmeğe hiç ilişki değildim Ma essam karşısındakinin yüzüne i ei bakıyordu. Biraz sonra, sordu: — Birşey mi oldu? Saadet ha- nım iyi midir? sa sine > — öldü! dedi. Ressam m iki kenarını yakaladı. Yerinden fırladı. dü — Bir ot enobil si Baygın bir halde, gitti, ihad acı bir z — En a talâffaz ettiği kelime a sizin isminizdi. Delikanlı kalbinden taşan his- lere mağlüp olarak mırıldanıyor- du: — öldü! öldü!. Nihad tekrar etti: — Sizi çağırıyordu. Siz de oi nunla beraber gideceksiniz. — Sahi mi? —— beni mi ça- gırıyordu?, Buna emin misiniz?, Delikanli şimdi bir sevinç hi esi ile bunu soruyor, anlamak is- tiyordu. w Nih ad elini cebine sokmuş, ta- bancasının kabzasını sıkıyordu. Ressam haykırdı: : eN gis 23 seviyordu. Ah bunu m! Saadetin beni meri vie olsaydım!. 1 Nihadın ağzı hayretle açıldı. — Siz... Siz bunu bilmiyor mi dınız?. dedi. — Hayır! Bilmiş olsaydım, alır Ka çırırdım, uzaklara götürürdüm! Seadetin RE birine » bağlı oldu- bir işken- Nihad, hasta bakıcının halinden yalan söylediğini anladı. Nöbetçi abin içeri girdi, Genç kadının nabzını ie — Pek ağır Nihad acı ii eöel> so — e ei mi, eri: — Üm r zaman kesil- mez. a a ağır. Bir saat sonra, genç kadını; nabzı bütün bütün durdu. Nihad: ık gidebilirim, diye mırıl- dandı. Arkasından doktor — Ne kalpsiz baml diye mi- rıldanıyordu. Hasta bakıcı: — Kimbilir! dedi. Sonra, ya- takta cansız yatan kadına baka- ak; “ — Zavallı! dedi. Acaba Salâ- | haddin kim! — Salâhaddin mi?. — Onu, hep onun ismini andı. — Belki kardeşi, akrabası, — Olamaz. Kocası bu ismi işit- tiği zaman burada idim. Yüzünde- ki ifadeye göre, bu bir kardeş, ak- raba olamazdı. Otomobilde giderken, Nihad, desü alarak, yarım saat sonra s0- kağa çıktı. Salâhaddin yakında o- turuyordu. Ressamın evine başka ceidi... Ben Gare Seref seviyor ğ zannediyordum Genç ressam ellerini yüzüne ka- padı. Hıçkıra hıçkıra, (içinin 1 bütün ateşile ağlıyordu. a Şimdi Nihadın bütün intikam me geçmişti, Delikanlıya uzun zun aktı ve yavaşça odadan çık: Hik ta ittihadına dahil ol e memleketler: er res e e yani, üç 1000 kuruştur. Adres tebdili için yirmi AN pul göndermek TE imdi 23— ak ml m oy Öğle İkindi z E Ni 0 8,8 9,05 Va ri 5,18 1217 1602. 1888 2037. ie