Tefrika No. 78 TAOLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR CENGİZiIN OĞLU İSKENDER FAHREDDİN Kora valisi Mogol hizmetine geçince, ordu Glsğrtie) gölüne kadar gitmeğe karar verdi.. (Esrar beldesi) ne doğru yola düzüldüler (Esrar beldesi) ne doğru ipa) büyük bir Eer ği le ve burnu kanamadan dön taya: — Kora valisini kandırdım. E- Zer sözünde du miş e gün son- Ta hizmetinize giriyo Dedi ve m İSİ akıllı, ağır başlı bir kumandan olduğu- nu söyledi, Oktay o gün dalkavuğun bu ya- zmn çok memnun olmuş- Bir Koralı, Oktaya Koralıların İnanışlarından bahsediyordu: bir halde yaşadıkları için, sık sık istilâya uğramışlardır. Oktay bu eya ders almış- tı. O gün dalkavuk Çıpa, birkaç ku- ve bir kol askerle Kora valisinin tarif ettiği suyun başına gitmişti. Oktayın içinde bir şüphe var- dı: — Acaba Kamo sözünde du- radak m 17, Çıpa ku mandanlarla beraber, du. Çıpa, valinin söylediği karataşı uzaktan görmüştü: — İşte şuraya gideceğiz... Diye mırıldandı. Karataşa yaklaşınca, çok sürme- den, (Kamo)nun başını gördüler. Gök yüzü a (Kamo) Çıpayı görü — Eğer gökte bulut olayi . di benim yerimde, burada Muhariplerile e e i ve sevinerek Çıpanın boy- lm sarıldı: zi e inandım ki, (Çang- Ho) ” Korayı Moğollara Paylan serap kolaylıkla elde ettiği Kora valisini bir ata bindi- Terek; — Han sizi bekliyor.. hemen 8idelim y Pedi. Çarçabuk yola düzüldü- mmm a Banın dalkavuğu- anlatıyo — Biz u uzun m yildan kuv- derdi, Üç gün bekledim.. Gü batarken, iki bulutlar değ Yordu, Ve bu akşam ufukta e: çük bir kara leke bile ak Moğol karargâhına varmışlar- ssd Kora valisinin geldiğini görün, ime İnanamıyorum “Gözl dile yünü bu kadar akıllı ve vvetli bir adamın, Çıpa gibi bir dalkavuğa teslim olarak gelmesi- şaşmamak mümkün verm Biraz sonra, Çıpa, hana Koralı- ların inanışlarını sisi Oktay, (Kamo)ya iltifat ederek: — Sen çok akıllı ve okumuş bir adamsın! dedi, Seni bütün orduya baş kumandan yapıyorum. Kora- lıları etrafına topla!... Kralm üze- rine yüriyelim. Taptığınız gökler beni buraya çağırdı.. kimseden korkunuz olmasın. Kamo), hanın dizlerine kapan dı: — Kralı ele geçirmek güçtür, fıkat Korayı çabuk elde edersi- niz!, Diye cevap verdi. Bir yandan Moğol ordusu din- lenirken, öte yandan da Koralıları sinamağa başladılar. (Kamo)nun Moğol geçtiğini duyan yerliler birer birer ordudan çekiliyorlardı. ( Moğollarla birlikte su başından ileriye doğru hareket et- mişti, Halk arasındaki söylentiye gö- re, kral bu hâdiseden çok mütees- sir olmuş ve sığındığı adadan ma- iyeti ile birlikte eski ordu merke- zine dönmüştü. (Ti-Pi) ordu merkezine geldiği zaman, ilk & önce esir aldığı Moğol hizmetine suna kâçtığını gördü. Bozgunluk bu kadarla kalmıyordu. Yerliler- den birçoğu da, , kendini duyu abe t indi: «— Düşmana kaçarsanız, aile- lerinizi keseceğim!» Yerliler Kçrietular: bayi ordusunu tekrar k Moğollara karşı koy. Fakat, Moğollar Sl kuvveti 1 akınla (esrar beldesi)ni (Çang-Ho) adasının li A muşlar. an or- Kora çar vurgunculu- ok bezmiş olan halk, Mo- zellebin lerleyiş ini görünce, kra- ln öğüdlerini a e baş- lamıştı, Aşağı ve orta Kora havalisinde iki büyük çarpışma oldu. Bu çar- pışmanın birincisinde Kora ordu- su Moğollara hayli telefat verdi- rel müşler ve a beldesi)ne yak- laşmışları Bir akşam ca Çip ellerini oğuştu- rarak hanın yanına geldi: ng-Ho adasına dokuz saat üzkki ale ğine söylüyor- Her akşam bir hikâye Meşhur Ke Nahid sizi — En garip, e Yağmurlu gece j ihiiyağında İc Bu söz üzerine ön icin lâf a ra mı?.. dedi. Rai geçirdiğim macera kadar olmasın.. bu öyle garip, öyle heyecanlı bir vaka idi ki, hâlâ bütün teferrüatile ak- lımdadır. Ve anlatmağa başladı ruyordu! iki roman sipariş almıştım. Fakat mevzuum yoktu... Başka bir dil. d mevzu 1 yordum. Gazeteler kayaya Mevzu diye kendi kendimi yiyor- - dum. ârdım. Bir gece arkadaşlar- la lb Beyoğlunda epi geçik- tik... Son trene ancak otomobille yetişebildim. Fakat o derece yağ- mur yağıyor, öyle şiddetli gök gür- lüyor, öyle sık ve müthiş şimşek yon! kazanı -görünmeyen eller- hep bir- den boşaltıyor gibi idi. Ben trene bindim. Tren kalktı. fakat son derece e yağmur yağdığı için midir? B Ko- ca trende beş altı Selime başka kimse yoktu. Birinci yi vagonunda tek bir kadın vardı... Vakıa tek bir kadın- 1 amma.. ne kadın yarabbi... Ar- kadaşlarla beraber biraz fazla ka- im, tam karşısına oturdum. Yarım tüllü şapkası ne kadar şıktı. Tüllerin yi iri, simsiyah gözlerile insana ne delirtici, ne büyüleyici “mi rdı. 4 g Son ende koca vagonun için- debi isi başbaşı. yolenluk ne ee lerin olacaktı. Lâkin gayet iri yağmur taneleri nun pencerelerini iyiden ae gelem ezici ik ler çakıyordu.. ne korki gece mi. . Tıpkı bir romanın başlan- gıcı gibi.. Hareket il e ri yi yi dı... Bazan geni bi ia içine vE kilen gözleri dakikalarca öyle ka- ıyordu. nil bakışlarında şimdi- e ğa çalıştım, Fakat o dışarıyı, yağ- muru, şimşekleri seyrediyordu. Be- nimle ei etti: an şimşekten “ği mi dönük en güzel ru seyretmçğe bayılırım. şimşekli yağmurlu geceler hoşuma gider ki... Du gârsız geceler miskin, hareketsiz insanlara benz: izden çe- Böyle öyle er.. hani inmesem, e bilsem pencereyi açardım. arşımda bir genç kadının böy- le konuşması âdeta erkeklik izzeti nefsime dokundu: — a rica ederim.. ben Bene dar Lİ ve rak deri rin ei ge a kuvvetli rüzgârdan saçlarını da- ğıtarak pencerenin kenarına da- andı... le tam bir roman al iyi ie bıktı. Çan- tasıni o: zaman ağ ümid etmediğim du. Şık çantasından se- defli saplı bir tabanca çıkarıp ba- na doğru oynamağa başlamaz mı?. Aman ne yapıyorsunuz?. Şey- — Doldurursa ne olur?. Aman.. ne Mer ee Bu kadın hiç ümid etmediğim hareketlerde tc rdu. — Şimdi bu nefes e dan içinde, bu göre etsem Vi büsbütün şiddetini, artırmıştı. Genç kadın istasyonun önün- deki arabaya girmişti. Tuhaf şey.. başka otomobil, araba da yoktu. B d Z da son i- ye kadar h > bir yeri vardı. Esrarengiz bir kuvvet vardı. Yedikuleyi geç- ki almadı sanirım. e bu- Zulu mi Mn Yenikapıya, b a, Samatyaya, Yedikule bu esrarengiz sl ii sr la yapayalnızdık... Yedikuleden sonra müthiş bie şimşek ta penceremizin önünde aktı, Ben biraz korkağımdır. Ol. duğum yerde geri çekildim, O be- nim bu korkuma güldü... Tam kar- şımda oturan güzel kadına; e müthiş gece!.. diye mı- rıldandım... O fevkalâde gülüşü dudaklarında: — Korktunuz mu?., dedi. den yolcu çıkacağını tahmin et- memişler mi idi?. Ne idi?.. Genç kadın arabanın sa işaret edi-. yordu.. yanına gidince — Sizi de di, Binse- niz: Yanıma sokuldum. Ba eski usul ytondu. Arabacı yüksekte 0- e ” öerlnie| başladık. ene mik; açtı tabancayı — Bağırırsanız hemen ateş ede- rim.. dedi, Şaşırmış kalmıştım. Anladım.. dedim. Hırsızların sizin gibi sl da var.. cüz- danımı takdim edeyim mi?.. Ke iatihfafla dudakları- mı böktü — ii mersi.. cüzdanınızı istemiyorum.. — Fakat ne istiyorsunuz öyle lar, dedi, buralarda ordu merke- zi kurarak, gözcüleri adanın etra- fına göndermek faydalı Sisal sa- nıyorum, Okta; A ae bu teklifini (Kaı sari anlatı lere, Diye sordu. (Kamo) hanın adaya kadar git- Zaten bu yağm ecede, bu | ise?.. tenha trende birisile kel şmak © iç İla die von mek istediğini bildiği : verdi: — Ordu ile ilerliyelim (Çan; Ho) gölünün kıyısında Önilie. riz. Dedi. Oktay orduya hareket em- rini verdi.. (Esrar beldesi)ne doğ- ru yola çıktılar, : (Arkası var) e eke ii — Dudaklarınızı.. uzatın.. der- ni öptü. Ve gene şimşek sü- ratile mermi aşağı atladı. Ka- ranlığa yağmura karıştı.. arabayı durdurdum, şağıya baktım. Kim- seler yoktu. Yağmur öyle şiddetli Hava tehlikesi Üye yazılanların isimleri ra 30 (A. 2) — Hava tehlikesi- ni bilen üyeler list “ 5 Sniaiyalari B. Mustafa İb- a iin uş zade 50, 7216 Örer Lütfi bei ral Me şirketi aa ve vü a Labant zade tani Hak 2 e Ak lie ”s00 i, 7221 Necdet Oktar | 26. 16, 7249 Nihai Hi 20,40, 7250 | , 7251 Koy Nüzhet Ayerdem en gi 80, 24,7 man 24, 255 Osman 38,40, 7256 6 Garbelli 500, 7257 Selânik ban- kası 10000, 7259 Ebasko yon hayat sigort İN 104 yangın kı yon yangın N 6 N. Yorgiyadi 20, 72,63 Yermanos Yor- gi 20, 7264 Yorgi bali 20, 7265 | Vasil Naom 20, Radyo / 1 Ağustos Perşembe | Gesi 13 - 15 plâk ve duyumlar, | 18 radyo orkestrası, 19,15 konser, | 0,20 <eolo flüt baliğ, 2045 piyanal j müziği, 21,15 plâk iile üç perdelik e de Seville operası, (Arada uyumlar). * 19,30 Bachman salon or- kestrası, 20,50 nsan mi 23420 gi gan, müziği, 24 plak. Varşova: 20,30 plâk - sözler, 21, 10. “el müz 22 şarkılar. i / 0,25 Rieger parktan röle ia X2 1,10 gençler pie, amı, 21,25 yi Yl 22 10 İsvi ulusal bay- iü İsvü ekme röle, ulusal Sa Yi ai 23,30 çift ziği, 21 22,1 ai müziği 24 yeni hafif 2 Ağustos Bükreş: 13-15 Plâk ve duyamları 18. Orkestra ile hafif müzik, 19,15 Konser, 20,20 Plâk, 21,15 kı (Çek * Mei dyan 23, 2. le 24 Hafif mi zik (2 aya kada Bı sper, 20, 5 Pi 'iyano birliğile şar- 23 a yayım, 22.10 Çis: da müziği, ii m gölün Ml Yrm , 24,30 0,25 Radyo orkestrası, 21 35 Şarkılı kı ile müziği, 22,55 Çizan ha vaları, 23,30 Plâk-Duyumlar (Rusça lâk). Pp Leipzig, 20 Ulusal müzik, 21,15 Skeç, 22 Orkestra konseri (Piyano - solist). . idi ki, meçhul kadını bulmağa imkân yoktu. i Bu garip maceranın m manlar heyecanlı kendimi sizin ei ettirmek isted yarın evleniyorum.. ismimi mıyorum..» ” (Bir yıldı