Sahife 11 B. 0 5 yıcılar gönderdi. H şüphelenmiyorlardı. Dağlarda ve yollar da bir iz bulmadılar.. ve saatler g. İktayın kafası- na keyi bir şüphe girmişti: — Oku bana attılar.. Anki. ne İn Oktayın beynini saran b he gittikçe büyüyordu. İhtiyar ve- — k ki, kame benim de düşmanlarım var? Diyerek, ala zabitleri ve nöbetcileri sıkı bir sorguya çek- tirmişti, Moğol zabitleri içinde hana fe- k yapmak istiyen bir adam yoktu.. Çutsay: Oktay hana oku atanı bilip de saklayanlar varsa, açık alınla meydana çıksınlar ve o haini gös- termekte tereddüd . etmesinler.. hiç kimseye ceza rmiyeceğiz.. sadece hanın içimizdeki düşman- larını tanımak istiyoruz. ince, han çadırının etrafını saran Moğol zabitleri hep birden yerlere yatarak: — Hanımızın bastığı o toprak- lara yüzümüzü sürerek, Tanrı ü- Pre k ağır değildi. Sihirbazlar, genc ka- dının iki saat sonra gözlerini a- çarsa, ölümden kurtulacağını söy- lemişlerdi.. ve prenses, iki saai sonra gözlerini açmıştı, , Oktay hanın çadırında iki gün sonra Moğol ordusu (Ölüm dağı) eteklerinden hare- ket edecekti, Halbuki prensesin yaralanması ordunun hareketini geciktirmişti. Belki bir kaç gün daha burada kalacaklardı. Oktay, Ankinin yatağa düşü- şünden, ordunun vaktinde yola sıkamayışından çok mütecssirdi. güs germekten ik çare olma- dığını söylüyo: Cengi n büyük meziye- ti, anilar keli soğuk kanlı görünmesi değil miydi?, Oktay da babasına benziyordu.. en korku haberler, en büyük felâketler karşısında bile kolay kolay sarsılmıyor.. metanetini mu- hafaza ediyordu. © Çok sevdiği bir kadının -yanın- 'da oturup dururken- nerden geldi- ği belli olmıyan bir okla yaralan- elbette insanı sinirlendiren bir hâdise idi. Oktay, sevgilisinin başı ucunda otururken, kendi kendine söyleni- yordu: — Zabitlerim yemin ettile; bir emg haberleri öm söylediler.. bastığım yerlere alınla. rını sürer ni. bana karşı sadaket- lerini gösterdiler. “Fakat, ben -göz önünde bir kanlı ok dururken- bu Bu melün eli yakalamalıyım!, ses Tuli o gün kendini gene içkiyi vermişti. Kardeşinin gözdesine a- tılan okun açtığı yarayı düşüne- rek — Kimbilir ne kadar muztarip- tir! Diyor ve güzel prensese çok a- rdu. O sırada Tulinin çadırına gelen Çinli kumandanlardan (Şe-Ten- pi Tuliyi kederli görünce sor- 2 — ehe teri galiba?.. Neşe: Tali, hoşlanırdı — İyi ki geldin! dedi. Otur ba- kalım.. sana bir kadeh şarap ve- reyim de mi dimi — Ben şara MR de ne Gi koy- nundan çubuğu; €&Şe) çul eli afyonla doldurdu.. çekmeğe başladı. Tulinin gözleri yarı açık, yarı kapalıydı Çinli kumandanın yüzüne ba- karak: Gani mili çok el ii gün bana, yolda ge- irken, görünmeyen şeytan- ları a çok kolaydır demiş- e Bizim aramızda böyle bir sey- an türedi., bunu arıyoruz. sen bulursan, Oktay hanın gözü- ne girersin!, Dedi. Çinli e ince uzun bıyık- larını parmağının ucu ile kıvıra- rak düşündü.. sonra birden başını kaldırarak sordu: Bu şeytanı gören var mı?. in ok — Hayır... Yalnız, meydanda, — bana gösteriniz.. size, kim attığını söyliyeyim — Söylemek yetmez.. onu mey- ia çıkarmak, yakalamak isti- yoru: Zİ en, kim see söyler- sem, yakalamak kolaylaş Tuli sevinerek rinden fırla- 1. — O halde Oktaya bir haber göndereyim., — Ankine atılan oktan mı bah- sediyorsun? — Evet.. marin general kendi kendine mı- talisiz kadınmış... Yur- nl mea ayrıldı., çekti- gi ıztırap yetmiyormuş gibi, şimdi de okla yaralandı. Onu vuranı ele geçirirsem, belimdeki kemerle vene öldürürdüm, Ankine acıyor musun?, — Mukaddes aileye a : (Kı. derili Ne ya- zık ki, ona bir iyiliğim dokuna- madı. Tuli kardeşine bir nöbetci gön- derdi.. ve Ankini yarılayan oku istetti. , Moğol nöbetcisi atını sürüp git- . Tuli mütemadiyen içiyordu. er. afyon çekmekte ondan geri kalmıyordu. Çadırın Sile 19,45 Senfonik konser, i, 22,30 Duyumları 0 Ha- se iyano-şarkı, Prag, 20,10 Plâk, 20,25 Reportaj, 21,05 Süel müzik, 21,55 Koro ve or- i 22,55 i, 23,30 Plâk, 23,45 Al ii ir. 'arşova, ai 30 ii yayım, 2İ, ii Balet müziği, h müziği, 23 pikiri 23, 0 Kürü radyo ii Mili «Her vatandaşini ken- din ei sev3 ei yayım, 23,30 Rad- yo orkesi 28 Haziran Salı stanbul: 18,30 Almanca ders, 19 musikisi plâk, 19,30 Balalayka o: ei 20 haberler, 20,10 stüdyo orkesi ili res takati “lin Nereli « Bayan Bed- riye ei İyo caz ve tango or. ai, N e son ae 21, m e e in kard 2710 yar meşriyatı. ri - 15 plâk ve Ri 18 plâk, 19 yilazi 19,1 5 plâk, 20,20 plâk, 21,15 radyo ii orkes- trası, 22, > onserin süreği, 23,05 kah- ve , 23,15 Yab: arc dilimle du- Budi 9.50 plâk 20.50 Skeç, 22.35 Özer erkein 23,10 Sözler, 23, yi Alı asal sözler, 24,10 mü: Bi) 20,10 plâk, 20,25 plâk, 20,40 Popüler Slav ON 21,40 karışık yayım, 22.30 Ma EM, 23,45 İngilizce mi nl V. rdelik ve 20 pi lari 1340 Sere Breslau: 21,10 ulusal yayım, 2 YAR een azl Melazi müziği, Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lâzımdır. Rebitleyvel 22 — Hıdırellez 50 e ,04 Va 209 49 12,16 .. 1945 3149 İdarehane: Babiâli elyarı Acımusluk Sok. 13 No. GE Fikir Hareketleri MECMUASI'nın taşradaki bayilerine: Fikir Hareketleri mecmuası taşradaki bayilere bundan son- doğrudan doğr uya müdürlüğüne müracaat bilirler. bi... ikisinin de Mili a dı.. ikisi de yerde serilen birer a uzanmışlardı Tulinin benzi sapsarı; Ez şarap içerken elleri titriyordu. Çok üz- ündü., gözlerini açmak ve konuş- «gık!» agi gık!.. sam?.. bir gazete çıkardı. dedi, bir anket ya- pıyorum. «Memleketin karısın dan korkmıyan en kazak kocası kimdir?.» diye.. herkes cevap e riyor.. Üstad bir kadeh daha ladı, Şimdi adamakıllı olmuştu. bir kahraman tavrile: . dedi.. köye kor- .. ben. canım ister hiç gitmem. eve gidince de karım Hele de- i iki bacağından tw- tunca ia diye ikiye ayiri- rım alimallah... Üstad o gece sarhoşlukla bir hayli kahramanlık gösterdi, ağ ce attı tuttu. O gece bayan olm: dığı için eve adam akıllı sin... Vi esi klar e sabah gazetelerinden birini ndi resmi... ü. Yattı, Ertesi en Türkiyenin en kazak kocası bay Ali Nadi Tepesi attı... ledi ise yanındaki gazeteci bir bir psini yi aştı. Kendi sözlerini gazetede oku- dukça sararıp bozarıyordu: «Ben zerrece karımdan kork- Kendi kendinin sözlerini yük- sek sesle okuyor arkasından: — Cart kaba kâğıd.. carrt.. diyordu. Beyanat bitince âdeta bayıla- cak gibi oldu. r olsun ne bhaltlar yemişim?.. Şimdi ben eve nasıl giderim?.. Yarabbi sen benim ak- lımı koru.. zira deli olmak işten bile değil, Hele — «istersem saat 4 yek İs» tersem saat beşte giderim.» lesi ey mu?.. Okudukça yüzüne ateş basıyordu. Düşündü, düşündü: ver.. bir paket ondan alırım... Sonra 6 iri yarı olmasına rağ- men kendisine «Minik», «Pıtık» denilmesini Pk severdi. İçeriye e sonra Minik. Minik... Pr YEL. Pikki.. Pıtık... diye karısı- nın boynuna inledi Daha da ok m VE yapardı, her banlığa baş vurmaktan başka ça- oktu amma.. iş bir kerre içe- ri mam K 2 beli bir halde eee iin çaldı: Allo... Üstad.. siz misiniz?. mak istemiyordu. Yebrii: ederim büyük üstad.. cid- ünyanın en ceş- istirham ederim.. di- as ml ii eren KERE im 24 Haziran 1935 AKŞAM Tefrika No. 40 : Radyo Aş PANE ye e Her akşam * 3 TACLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR 24 Haziran Pazartesi İl bir di | Kazak bir koca | z e Bay: de en . n ik, 18,50 Fi dön, ç C al N G 5 7 j N O | U 20 Haberler, 19,30 Eze caz. Türkçe | | — Garson... Bir küçük şişe da- | mişsiniz.. sözlü eserler, 20 Konferans, 20,30 Rad- | hal... Hem buraya bak yahu. sur sans efendim maksad. İSKENDER FAHREDDİN Bedriye 7 Mr raları Bilir Safra Aksaray yangın yerine dön mızı arzedeyim... Burası «Kazak ann Son haberler - Borsalar, 21,40 dü... Biraz tarama, biraz çiroz | kocalar» klübü bugün içtimaımız Çutsay: “Oku atanı bulursam, derisini yüzdüreceğiml,, | er yi ka em getir.. beyin salatası yok mu? Be- | vardı. Toplandık. Ve aramızda si- e or SN Kobli Prof, Pök Kontrbas, Prof, | Yin salatası... Sonra cacı zi kendinize reis seçtik... diyordu. ve ile Çinli öp çadırda, kafaları Köme yale, Poti Pilavi Kün. PTO | stad Ali Nadi bu Gece kağ ii di Cemil, — vi Plâk n i umanlamağa başlamışlardı i ii ipa nın evde olmamasının acısıni çi- — “İçimizde düşman varl,, yım? Beni aldatıyorlar.. zabitle- adyo orkestrası Keke üzik), 19, iğ karıyordu. Dört arkadaşile bera- | yecek siir Telefondaki ses: utsay, ihe'ok ulamı . | rimin arasında, bana, ötekiler gi- Zi ei > 5 nl 2205 ber bir yaz bahçesine gitmiş, epi- — Tevazü göstermeyiniz üstad. lerce arattı.. dağların eteklerine | bi sadık görünen bir düşman var. | Piyano konseri, 22, üzik, 23,15 | ce kaçırmıştı. Arkadaşlarından | şevazü göstermeyiniz.. siz en ka- ii Yabancı içre duyamlar.. biri de gazeteci idi. Cebind. zak koca olmasanız bugünkü be- divorsunz üstad.. » Bun- .. Ne diyor- «Rap» diye telefon kapandı... Ali Nadi hayretler içinde kalmış- tı. Ne oluyordu? başına ge- lenler ne idi?.. Bir aralık rağ tekzip etmeği düşündü. Bir ker- re Ni yarın çıkacaktı, Halbuki imkân yoktu. Çünkü bu sözlerin hepsini ağzından kaçırdığı mu- akkaktı. Bu sırada hizmetçi içeriye ak- şam çıkan gazeteleri getirdi. Biri- ni aldı. Aaa.. sahifesinde gene kendi resmi: «Kazak koca- lar cemiyeti bugün senelik büyük toplantısını yapmıştır. Cemiyet başkanlığına karısından hiç kork- mayan kızınca onu tuttuğu gibi ikiye ayıracağını söyleyen bay Ali tir. Bu münasebetle adar korkma- yan bay Ali Nadinin bir fotoğrafı- nı basıyoruz.» Aman allah... Öleci gine inecekti. Telefon durmadan vermesi de teklif ediliyordu. Bm isteyen cemiyet idare he- yeti , Böyle bir konferans vermeniz üstad... Muhakkak.. diyorlar. ği Bir ik yazıhanenin kapısı açıldı. e süklüm püklüm ors ta yaşlı be dn irdi: — Üstad.. diye eline sarıldı. Öptü: sizden bir çare ım kızınca benim her tarafıma iğne batırır. bunun çaresi?, Bunu ancak siz bis lirsiniz!, Nasıl çare tavsiye dedi edebi- Akşam eve önerisi yolda ce- miyetin en hararetli üyeleri kem disini simi Yanına yaklaştı- lar, har erini sıktılar.. biri a elini ri Ali Nadi için- ahu.. insanı zorla kazak yapacaklar... ordu. Artık bi Atıp tutuyor. m a ig B ii — Evet, evet dedi.. söyledik- lerimin hepsi de doğrudur.. Kapıyı çaldı. İçeriye girdi. Müt- hiş bir dayak ve sanıyor- du. Lâkin karısı süd dökmüş kedi gazeteler vardı.. karısı etra! pervane. artık Ali Nadi kazak ol- muştu. Buna kendi de şaştı..