Sahife 6 AKŞAM 1 Haziran 1 Eski Galatasaraylılar dün yeniden çocuklaştılar “Mektebin arkasında bir hamam vardı, 20 talebe gider, 40 talebe dönerdi. Talebe ile giden hademe bu işe şaşakalırdı! la Eski Galatasaraylılar “El bende, oynarken, altı okka yaparlarken, Cevad v Galatasaraylılar dün mekteple- rinde toplandılar. Pilâv yediler, eski tatlı, çocukluk günlerini an Mar, Pilâvdan önce Galatasaraylılar arasında DE rmizi çinilerden bir anıt yapılmasına sözleşildi. Saat 11 de Galatasarayın bahçe- ribirlerine nin şaşkin bakarak — Yahu.. nedal gibi ince ço- şişmanlamiış- cuktun. Ne diz sın... — İhtiyarlık.. ihtiyarladık.. di- yorlardı. Kapıda alkışlar çoğaldı... Yaşlı bir mezun siyah çuhadan etrafı kırmizı zırhlı «Mektebi sultani» ünimorfasile içeriye girmişti, Her- — iğ ve Uzun yaka: « Şimdi dalar belediyesi başkâtibi ve Ada- lar nikâh memuru bay Salâhad. din... 6 yıl önce mektepten çık- tım. Elbisemi saklamıştım. 27 se- nelik elbisedir... diyor.. Doğrusu e, ek Mi anıklı imiş. yalnız Adalar çöp çatanının n yeni talebe, eski mektep üniformasile mektebe gelen rağ köbeği esir elbise- en dışarıya fırlamıştı... Elbi- se > Mi nlar cz Artık «birdirbir»ler, «al- tı okka» yapmalar( «çatal matal, Ee gelirin e kapmaca- va şlı lala öyle geyler. öyle azdılar ei a dizilen bugün- kü küçük talebeler bile onların ya- nında u gibi kaldı, Eskilerin oyunlarını hayretle seyrediyorlardı. Bugün okulu, gö- bekli, şişman, hattâ aralarında sa- kallı bile bulunan yaşlı başlı ya- ramazlar kaplamışlardı. gi çede herkes talebe olm , Sınıf sınıf ayrılmışlar, oyn e konuşuyorlardı, Yalnız e: ki Paris ui bay öd Münirin sınıfı yo) kulun e: tu, Çünkü eski talebesi idi. Oku 1 açıldığı ilk günü kendisini elinden tutup ağlaya ağlaya getirmişler, bura- ya kaydetmiş arkadaşla- rından hiç amıştı. Sa- Tih Münir eski ağ e oaşrll iağ nı anlatıyordu am şurada, bahçenin or- tasında bostan kuyusuna benze- yen bir kuyu vardı, o vakitler... Kuyunun etrafınd. neffüs zili çalar çalmaz hemen solda en eski talebeden general 722 numaralı bay Salâhaddin bostan beygirinin dık. öyle ya o o eiliter ne fütbol var, ne basketbol.. Ba bir ihtiyar mezun: — Hey gidi hey... diyordu. Şu binanın üzerindeki saat yok mu?. Eskiden o biraz daha aşağıda idi. Okulun bütün zilleri bu saate gö- re çalınırdı. Saatin altı yatakha- ne.. gece okulda kadar süpür- ke sırığı bulursak biribirine ekler e penceresinden saate uzatırdık. Yelkuvanı 15-20 daki- ka geri çekerdik.. sabahleyin 15 yirmi dakika daha fazla uyu! için.. biz ertesi günü 20 dakika > kalkardık amma caddeden bizim okulun saatine gö- ve işlerini tanzim edenler de 15 - 20 dakika geç kalırlardı. 934 numaralı yaşlı eski talebe anlatıyor: — Tevfik Fikretin müdür oldu- ğu ilk yıldı, Bize yemekten sonra meyva yerine hiyar verdiler., ben alktım, o n » a ları parça parça Fikret tem ri dolaşı- ordu. Bunu görünce ağlamağa babil > hareketi hâlâ ken- di kendi — Hey idi mer hey... gün şu köşede Teri mağ — oz aiy gi; yimişini e edi- ordu. Küçüktü ep peni düğ- meli kunduralar , Bir türlü Bi em evfik Fikret bunu görünce e; e Peel — Okulun asında bir mam vardı. Misir adında A tu- tardı. Talebe buna «Varfan pa- Tas» derdi... Okuldan kağ Yazan: Mustafa Ragıb zmn Yaradılış itibarile cessur olan Hüseyuw. ..ilmi paşa idare işlerin- lil vi duklarını anlayınca, bun! şı silâh kullanmasını emrediyor- du. Şemsi paşa aleyhindeki cereyan umumileşmişti. 1 ılak asmıyoru. salâhiyetle mm müşlerdi. Bilhassa kendisile ya- kından temas eden küçük rütbe- li zabitlerden çoğu onun çok şid- detli ve hakaret eden sözlerine muhatap olduklarından Şemsi pa- şaya karşı kin ve husumet bile besliyorlardı. Fakat son zaman- larda bu kadar muhitine müsaid olmıyan bir vaziyete geçen Şem- bdülhamidin gittikçe emniyetini kazanmıştı, Padişah ile Şemsi — arasın- da kurulan münasebet, dar ilerlemişti ki, her ikisi biribirine lâzım, biribirinin siyaset ve mak- ai koruyacak, yapacak hale gelmişlerdi. Esas itibarile Abdül- hami paşa, gösterdiği bu sonsuz fedakârlığa karşı padişahtan da istediği gibi istifade etmenin yo- Abdülhamidin lunma- Şemsi paşa kadar Abdülhamidin mizacını keşfeden pek az kişi vardır. Abdülhamid, Şemsi paşa- ya her (iradei seniye)sini yaptır- dığı gibi, Şemsi paşa da her sözü- nü padişaha dinletmekle Abdül- hamidi istismar edebiliyordu. rıda anlattığım gibi Ab- dülhamid, Arnavudluğu A: lılara yeme ri tehdid vasıtası ©- larak g ordu, Bunun için arasıra ali ler çıkması -fakat bunları istediği Mi semeri mesi si- ülh: al düğü siyasi li a pa- (Devamı 13 cü sahifede) şanın Arnavudlar üzerinde çok MEŞRUTİYETTEN ÖNCE Manastırda patlıyan tabanca s Sıra No. 96 lu bulunması, padi: isteğini hemen yerine hara” yordu. Bu suretle o Arnavudlar sırf Şemsi pa edilerek yaptıkları kişiyi yok değildir. Padişahtan bu gibi emirler a” Şemsi paşa da arasıra kendiliği” den Arnavudları ayaklandırıY” ve padişahın Soli hareket? e Abdülhamidin Şemsi karşı bağlılığının çoğalmasına mil oluyordu. 3 e cendii lar, rütbeler, nun ediyordi lerinin padişahtan n fade aa sörteri ği vir misal vardır si harp nasıl yapılır? ArnavudluğU? avi kuvvetli kabile reisi Yakoval! laştılar. Bunlar Abd şı biribirlerinin aleyhlerine > ayak lanmışlar gözükeceklerdi. Heriki sinin de karşı karşıya Juno kuleleri za Bunlar, mai yete rile EL kulelerine sil a beyi” bül rildi, ,Abdülhi mii mi olmasından dolayı rinde Abdülhamidin mütal kıymet yl bir askerdi. i kumandi maiyetlerinde kaç taburla o yerine gel: On beş, yirmi gün kadar Ri le Bayram Surun aralarını ed ğa çalıştılar ve güya bun! Me Padişah kasaba içindeki harbe (7) nihayet bi gerek Riza vi ylere miralaylık sl 7 di. Bunlar bu rütbenin tahsis” pit pi 2 lerini düşündü ve vehmine uş (