CAKŞA Tetrika No. Oktayın mm geçen arında TACLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR CENGİZiN OĞLU | en İSKENDER FAHREDDİN Çinli kumandanın damar- ol kanı taşıdığı anlaşılmıştı. Çin imparatoru güzel prensesle birlikte küçük r kasabaya sığınmıştı. Imparator, Çin vE nereya rdı?.. İmparator (Nin-Kiyas o bine yakın askeri ve el- li zabiti ile Sarı çayı geçmişlerdi. yakanın o havalisinde Mo- İğollarla (| karşılaşacaklarını um- lm Moğollar daha yukar- da ki kurmuşlardı. Sinir çayın karşı ere lig izlerini an aka sulara si a asker eşyası Moğolların şüphesini uyandırmıştı. Çayın a- şağılarına inen gözcüler Çinliler- lerle karşılaşmışlardı. Oktaya Çin imparatorunun kaç- tığını haber verince, Çinlileri bir kaç saat içinde çevirmişlerdi. Çay kenarında Çinliler cenge tutuştular.. teslim olmadılar.. İm- bitile kaçmağa Ten-Şe) diri olarak Oktayın hu- Zuruna getirilmişti. (Şe-Tem-Şe) çok değerli bir as- kerdi.. Yolda imparatora şu söz“ leri söylemişti «Moğollar ak kuvvetlidirler, Çay vurdurmak istemem. Hizmetimde bir e askeri gibi çalışacak > Deyince, general (Şe-Ten-Şe) derhal a ın ayaklarına ka- Panı ediyorum. Hanıma bir Moğol el im daha bağ- h olarak çalışa Diye cevap e. Şi zi paratorun nereye kaçtığı- mı Bile mu: Diye dele, (ŞeTem$e): — İmparator (Şan-Ton)a gide- cekti. Arzu ede; erseniz, bir kaç bin kişilik vs nm (Şan-Ton) ü- Zerine Dedi, ii üç bin kişilik bir Moğol kuvvetile Çinli generali Sri Ton) üzerine Ve li kum. andan, ratorün be bir istikamete giniğini bik Mmiyordu.. Bir kaç zabitile kaçan (Kiya) en Mica ettiğini sanıy a Üç bin kişilik er ira kolu e gm yolunu tutan Çinli Beneral, impari Eatorin yakalı söhi i) aş Are (An-Kinji alıp Mo- cekti, i.. Ona bu adı Çinliler vermişti. (An-Kin) Çin yıldızı kti, Çinli kumandan bir Moğol za- biti gibi davranıyor, hanın gözü- ne girmek için, Şan-Ton yolunda akıllara sığmıyacak yararlıklar gösteriyordu. (Şan-Ton) önüne gelmişlerdi. ku- e Çin imparatorluğunun Moğol çizmesi altında parçalan- mağa mahküm olduğunu anla- 8 (Nin-Kiyassu) nun topraklari bundan sonra Moğol egemenliği altına girecekti. Çinli kumandan (Şan. ) ka- lesini sardı. Kale Mimi pi rin (Tessa) adlı meşhur bir ku- mandanı vardı. (Şe-Ten-Şe) rini — pr air zaptedilemiyeceğine i- nanmıştı. Şehri dört çevresini saran gol ordusunun başında (Şen-Ten- Şe)nin bulunduğunu haber alan Çinliler hayretten hayrete düş- müşlerdi. (Şe-Ten-Şe) yurduna, ululari- na bağlı bir kumandandı. Moğol- ların hizmetine vi a bir Çinlinin aklına sığmıyord (Şe-Ten-Şe) Çinde vatan Sil giyle tanınmıştı, Moğol a Şan-Ton kalesini ok yağm a tutuyor, ortalık ka- rardığı halde her taraftan bücu- ma ve ateşe devam ediyordu. (Şen-Ten-Şe) bu sırada impa- | e geri mi döneyim? Okta; — Sm Tonu zapetmeni ve ora- daki meşhur ee esir al- manı istiyoru! Diye cevap v nderdi. Çinli kumandan kaleyi eski- sinden fazla sıkıştırmağa başla- mıştı, İmparatorun, Sarı çayın eee de (Koetefo) denilen küçük kasabaya kaçtığını öğren lek di, Oktay bu meye ri gön- dermekten çekindi. ü bura- ya gidecek askerler (dağların bek- 0) diye tanınmış olan aslanlı kızın hükmettiği dağlardan ge- Si ama kardeşine: — Ne yazık ki, (An-Kin)i eli- mizden kaçırdık. Acaba (Koete- ve asker göndersek, dağların kızı yol verir mi Diye ay Tuli: Ummam, dedi, akincıları- miz ML E0E yen ve ağzında (Ar- | ) akşam bir hikâye p Yağmur yağıyordu. Zerrin, pen- cerenin önünde durmuş, damlala- rın cama çarparak süzülmelerini seyrediyor ve Ali Nadiri düşünü- yordu. Onun dostluğu olmasa idi hayat ne kadar çekilmez, ağır bir yük halini alacaktı!. Ali Nadiri mıdığı güzel Fethi varken Zerrin nasıl olur da Ali Nadire varabilirdi? İşte, bu- nun için, Zerrin üç ay evvel Fethi ile evlenmişti. ona üç asır kadar uzun görünü- yor: u üç ay, hep küçük kü- çük kavgalar, hodkâmlıklar ve anlaşamamazlıklar içinde geçmiş- ti. Zerrin gene hayatı saadet ar- kasında bir koşmadan ibaretti. Fakat saadet onun yanı başından eçip gittiği halde farkına varma- mıştı, Ali Nadir Fethinin'de ço- cukluk arkadaşı idi. Şimdi ailenin en samimi dostu bulunuyordu. Onun ne kadar iyi kalpli, ince his- li, âlicenap bir gene olduğunu Zer- rin ancak şimdi farkediyordu. Kapı çalındı. Zerrin kapının ça: Tışından gelenin Ali Nadir olduğu- nu anlayınca kendisi koştu, Ali Nadir: girelim girmiyeceğim, diyor- du. Yalnız bu akşam baloya git- mek için e geleyim, sizi ala- yım diye soracaktım. Zerrinin yüzü mahzunlaştı. Bir- az kızardı: — Fethi baloya gidemiyecek. Klüpte bir ziyafet varmış. O ol- adan ben de tabii gidemem... Ali Medi müteessir bir çehre ile s: — Ben size refakat edemez mi- — izi x olur amma belki Fet- hi istem. Ali Nadir şaşırdı. İşin bu tara- fı ona yeni bir şey gibi görünü- ordu: kendisine sorarım, diye- rek Zerrinden ayrıldı. Li —Ben Ali Nadir Fethiyi klüpte buldu. Hiç bir şeyden haberi yokmuş gibi: — Bu akşam sizi almağa kaçta geleyim? diye mia — Balo için m Bilmem... Mi a bugün değilse, yarın, Çinli kuman- dana yakalatırız. (Şen-Ten-Şe) yaman adammış. Akıncılarımız onu çok medhedi- yorlar. e -günün birinde- ihanet ill Biel mi onun varlığiyle övünebilir, — Şen- -TemŞenin damarların- ari Moğol kanı olduğunu söylü- orlar. — Ben inanmam. — İnanmalıyız.. ü, bi eri si Moğol askeridir. askeri mi dedin? O halde Aa Tuli ioliimiği başladı: — Bu askermiz vaktile Cengiz hanla beraber Çin üzerine yürü- müş.. (Şen-Ten-Şe) o vakit küçük bir zabitmiş. eline esir düşmüş. Çinliler tutsak- ları e teslimi ora; ler. Fakat, o, Moğol tutsakla; «Benim büyük baBizi Moğeldu. Ben sizi öldürmiyeceğim.. Hay- di, şu dağın eteğinden kaçıp gi diniz.. Yolunz açık olsun!» de- miş, Moğollara yol göstermiş... On- ları yurdlarına göndermiş. — (Arkası var) Ali Nadirin aşkı Askerimiz Çinlilerin Ben gitmiyorum. — Zerrin ol istiyordu da. — Öyle amma, burada ie yim, Hem ben danstan hiç hoş- lanmam. İnsan evlendikten sonra baloya gitmekte mâna ne? Evvel den başka idi, Fakat bir koca için — Zerrin ne istersen ak Ali Nadir düşünceli düşünceli cigaranın dumanlarını üfledi: — Lütfiyi hatırlıyor musun? dedi. — ai mi? Tanımıyorum. Ne olmuş — e ee kaçtı. — Neden — Koc İM ihmal edi- yordu da ondan. Böyle bir adam kaçtı. Lütfi onların beraber gez- melerine hiç ses çıkarmazdı. — Hayvan herif!, — Evet, ben de bir erkeğin böy- le abdallık etmesine akıl erdire- em. Her gün böyle vakalar o- luyor da kocalar gene akıllanmı- ir koca karısını muba- faza etmek yolunu bilmelidir. Öy- le değil mi?. Fethi artık Ali Nadirin sözle- rini dinlemiyordu bile. Gözleri zeteye dalmıştı. Ali Nadir, si- nirli sinirli, Si içtikten sonra ayağa kal rrini se bie götürü- rüm, müsaade eder misin? Balo- yuo sin istiyor see O akşam Zerrin baloda gelinlik giyiyordu. Ali Nadir bu- farkedince ie vE acı sie e ANİME Zerrin gi ve — “Gelinlik esvabım, dedi. Biraz değiştirttim, si ayım. — Farkında mısınız? Fethi hiç yergi Bütü hep Ağ dans Mile Kendilerini tanı bir hanım kocasına soruyordu: — Fethi bey deli mi, abdal mı acaba? — biri!, Bir aralık Ali Nadirden uzak düşen Zerrin arkasında erkek se- si işitti. Konuşuyorlardı: — Bu akşam Fethi ii — Nerede olacak, klüptedir. O bekâr kalmak için am bir ein € güzel karısı var, de- gil m s5 halde, kadın ze bahti- yar görünüyor. Hep eski ahpabi Nadir ile dans ediyor. Neden ona varmadı â ğerli bir genc. — Kimbilir. Kadınlar daha zi- yade çehre güzelliği ararlar. — Zavallı Nadire o kadar acı- yorum ki, geçen gün bana ömrü- nün yegâne aşkı Zerrin olduğunu söylüyordu. iki akşam sonra, Ali klüpte Fethiyi gene buldu. Sana vedaa mam dedi. Serik Mısıra gidiyo: — Sahi mi rini — Evet. — İmreniyorum sana! Bahtiyar- sın. caba? Fethiden çok de- #.* Nadir Burası muhakkak değil, Lütfinin karısı ile kaçan adam da a. Tuhafi nerde bilir misin?, Sl şeyi kararlaştırmışlar, Son- ra bu adam Lütfiye gitmiş, veda etmiş, öpüşmüşler. Ne huysuzluk değil mi?. — Bir erkek karısını muhafa- za etmek yolunu bilmezse ona ne yapılsa azdır. — Zerrine benim tar dan ll sö; şzalizerii var, Gidip > veda edemi- yeceğim, #8 akşam Fethi evde karısma: eden gitmiyorsun?. — Aynaya bak, sebebini larsın. Zerrinin rengi solmuştu. Titrek sesle sordu: am 'arın mı gidiyor, dedin?. Süküt, Fethi uykuya dalmıştı. Zerrin yavaşca yerinden kalktı, Bahçeye di Kapıya doğru yürü Bu Bilmem. — Ben size geliyordum. Neden gidiyorsunuz, Nadir? Nadir işleri olduğunu söyledi. izi tabii severim... Ta ço- PN beri sizi tanımıyor mr Türek bir el delikanlının omu- dokundu. — a lüzum yek, Nadir, Bana bunu niçin evvelden söyle- Hayatta ir genc kadının büzük elini gitar — Köcanız var, dedi, Sizi çok rr. — Sizin gitmenize müsaade e- demem, Nadir. Fakat mutlaka gitmek mermi beni de bera- ber götürü Ali Nadir bi mamak için dudaklarını ei Kisi uzattığı eli arak karanlıklar içinde Ve boldu. ayi kır. ısırdı. tutma- kaçtı, Ertesi gün Fethi külüpte şu mektubu buldu: «Lütfi diye bir adam yoktur. Kendini onun yerinde farzet, Be- nim senin en iyi dostu! tun olduğ : hatırla, Düşün bakalım, karımı İş iyi koştu. Zerrinin evde duyunca rahat bir nefes aldı. Ka- rısını derin bir şefkatle öperken s0! — Beni sever misin Zerrin?. — Seni sevdiğim i için sana var- dığımı unuttun mü Bu cevap al li cevabi değildi, Fethi iile iğdi. Karısını tek- rar öptü. Zerrinin aklı ve kalbi şimdi uzak ve denizlerde idi. Hikâyeci e. Posta ittihadına dahil olmayan ecnebi memleketler: ire 8600, mi ayip 0 re m ni kuruşluk pul göndermek Befer 23 — Hıdırellez 91 Güneş Öğle İkindi e Mi vi 05 442 u Va, 20 434 211 izi 19,9 “ İdarehane: Babıfli civarı > Acmusluk Kk 13 N Beliz i Ai mözedi ğe Kile