8 Mayıs 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

8 Mayıs 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 9 Ye < 8 Mayıs 1935 AKŞAM Tefrika No. 204 : a | es a İ Bir fedakârlık 1 Gül, Limon, Anber, Fujer, Şipr, B A R iş O Ss # Leylâk,. Revdor, i ; Bir haftadır hiç durmadan kar | karlı sahaya gözlerine iikörek Acıbad a le ük İ yağıyordu. Her sabah, Hikmet kalbini kemiren sırrı Nletmek Türk donanmasının yedi aylık masrafı bir milyon lira tutuyordu. Barbaros bu parayı isteyince, kont ober şaşalamıştı ! Beran bain ener Akdoğanın gi havasızlı sapsarı a Üç yıldan fazla İs; panyol ge- Dilerindeki esirler arasında gü- s1 Beni lele bir köşeye ir. Hava ve güneşe ih- tiyacım var, Diye yalvarmıştı. doğana geminin baş tarafın- daki topların arasında güzel bir Yer hazırlamışlardı. ulon asilzadeleri, Fransız za- bitleri, kaptanlar ve o sırada Tulonda bulunan kont Rober, Ak- doğanı ziyaret etmek ve Barba- barosu tebrik eylemek üzere ami- Yal gemisine akın edi Akdoğanın Tulona geldiği gün- dener havalar açılmıştı. Gemi- içinde - ta; €Pice iyileşmiş, dirilmi güvertede dola Tümeğe lk Barbaros, Akdoğanın bacakla- Yına vurulan zincirin ayak bilek- çlerinde nasıl unutulmaz izler bı- yaktığını gözile görmüştü. işti. , dizlerini yü- — Bu acıyı sen unulsan > ben kolay kabi unutamam, dan! di yordu. uradan ii e) DD İtalyan sahillerini ya- ğim. ag çok kinci bir adam- dı. Dostlarını tanıdığı ve hürmet ai, kadar, düşmanını da unut- Si benimm zi yaptığımız #ulhün henü sı kurumadan, an e itömeleğii hin sebebi nedir? Benim Fransız v suları rına geçişimden istifadeye mi i alacaklar? 0 O halde alacak- n her a de.. iy, Ima ha- zarhklerın tel vaların vanadan ilkba- şması ve Fransız - Ne uzaklaşmasını icab ettiriyor- Tamire muhtaç gemilerden ba- Zırları beş içinde F dei m tersanesinde tamir edilmiş, ı arı da esin çekilerek er pi anması eğ ia me uğrıyarak İsta: kai sebebini siren ve Ro- vermişti: 7 pr iğ yeni sulh çe ağımız > meydanda hiç * bozuşma sebebi yokken, beğ Panyollardan yardım istemeleri, ni di! w şekil zle sulhü yapmağa muvaf- tutarı adi fak e İmei Bizim vazifemiz eyi mağlübiyetini çabuk unut na bakılırsa, tekrar ense- eşi ali mak istediğine ko- laylıkla hükmedilebilir. Türklerin İspanyolları kovala- mağa gitmeleri Fransızların hoşu- na gittiği ir kont Rober, Bar- barosun bu d 1 Fran- Ferid romatizma vi ağrı- damlı larının kendisini şiviledikleri uzun de ki Orada, sanki bütün dünyadan çe- kilmiş gibi yapayalnız yaşıyor- lardı, Kendisi, karısı, bir de emek- tar uşağı. i köşk onlar için o kadar büyüktü ki âdeta tama- men metrük denebilirdi. Ea bir li ii ia ir al çı ka- din koc ide bildirm iğ Çe bu EL memnun olmuş ve o sırada Pariste bulunan ami- ral Dönghieni Tulona gönder- mişti. Fransız amiralı Tulona gelir gelmez barosu ziyaret etti.. mer ağ selâmını tebliğ ettik- ten s0! — Krsl hazretleri, zatı devleti- nizin İtalyan sularından geçerek İstanbula gideceğinizi amma ransız zaferi, T temin edilmiştir!) gibi sözler ya- zılmış. Kral Fransuva bunları duyunca çok müteessir oldular ve: ( İspanyol donanmasile karşıl da, amiral Barbaros, Şarlkeni bir daha ensesinden ak fır- satını bulur!) dediler, s# Türk Şamar masrafı: Bir milyon lira... eği im Sn yöresi hir defa da ğzından dinlemek Vu Fakat, Ak- doğan henüz, suçlu bir dai gi- bi, Barbarosa hesab verecek bir halde değildi. Dizleri tutmağa başlamıştı.. Güvertede yürüyebi- li inü lığı gitmişti fakat henüz, çaresi bulunamıyan göğüs darlığından çok muztarib- di. Akdoğanı heyecana düşür- mek, m onu ölüme imleri adar li iyi beslenmesini tavsi- ye eşarp Barb; © Ariel çok sevdi- gi için, giri elen bir kazad dolayı onu mesul mevkiine dü: mek istemiyordu. guya çekeceğim. Fekat, Ri sırası ani deği ön e hareket e kerre Kk ken, nemli nin he: vardır. ilkönce bulşi > tirmek, ondan sonra yola ak rami rbaros, bir gün, kralın mu- yakan e Rober, Türk do- bi mez bir Kalabalık ti deni z et Ferid altmiş yaşlarında idi. Ağlarının şiddetinden ya- n iskemlesin- den aki; bir halde idi. Fa- O zaman Hikmet Ferid genc nc görünüyordu. Zayıf, uzun boylu, hâlâ güzel ve zarif bir erkekti. Deği gösteriş- bir genc Ee m karısı hiç Z h çaresini air za Karlar eridi. Artık etrafta ge- ların dilinden öğre imkân kalmamıştı. Şimi li ku» ak lr İri çıtırtıları dinle- mekten ba: ir çare yoktu. içinde ün tereddüdün, şüp- henin il tahammi erin iğ asına olursa olsun kurtularak hakikatı anlamak e Gece yarısı, eri bir rami atte kocasının salonda ne işi var- dı? Niçin konyak içiyordu? Kor- ka korka: — Artık yatsak? dedi. Hikmet Ferid garib bir verdi: ,cevab Birdenbire uyanmaktan ise uyanık durmak daha iyidir. — Birdenbire uyanmak mi? — Evet. ei bir tüfek se- küm gibi ide ihtiyarlığın & içine dalmıştı. Gel doktor geçmiş hayatın ve sulistimalleri neticesi olarak pek tabii gördüğü bu hastalıkla- ra karşı âciz, ellerini uğuşturu- yordu. Hikmet Ferid için hayatta ye- gâne şey ve gaye günden güne ii Ee Ve Dn Kadının başı elindeki işleme- nin üzerinden kalkmadı. Halinde bir değişiklik görülmedi. . Lâtife etti: — Bu saatte avcılık olur mu? Hikmet Ferid karısının halin- den hiç bir şey anlıyamadı. Çın- gırağı çaldı. Emektar uşak geldi. | ikmet Ferid bütün iz sar- federek, âdeta haya on katrasını feda eder gibi ir ire ile yerinden a may mai ini ve meri iidi. Gene kadın hayatını böyle bir ihtiyar ve yi sta adama vakfetmekle ettiği fedakârlıktan müftehir, sakin yaşıyor, dünyaya tamamen lâkayt görünüyordu. Hik- met Ferid bu münzevi ve neşesiz iii içinde genc kadının bu ka- dar sükün ve memnuniyeti nereden bk m bir türlü zihninde hal- ledemiyordu. Acaba onun haya- tında başka bir erkek mi vardı? la ez her gün onun bu suali- cevabını veriyorlardı. Onalerindi ufak bir iz bile gö- rülmiyen erid bu karlar dünyadan ayrı bir halde yaşadıklarının en doğru şahidi idiler. pa Fakat bir sabah büyük yol- dan ayrılarak bahçenin duvarına doğru uzanan ayak izleri göze rpıverdi. Ağaçların kuru dal. ları mani olduğu için izlerin ta kapıya dayandıklarını görmeğe imkân iri İşi ini geliyordu. Onun için, her sabi en ibaretse hesab edile- rek verilmesini söyledi. Kont Rober birdenbire şaşala- dı.. bu işi kendisi halledemiyece- ğini bildirdi.. bir hafta mühlet ici — Parise gideyim.. kral haz- a arzedeyim. . Tulondan Farise gitti, Donanmanın yedi aylık masari- fi bir milyon Türk lirasından faz- la idi. Kont Rober Parise mart ayının (1544 M. y si gitmişti. Bir hafta sonra, sözünde durur. da dönerse, Türk donanması da nisa- nın onuna doğru Tulondan ay- rılmış olacaktı. .,, (Arkası var) dan bir ğe aldı. rr ri , dedi. Domuz kur- sa'ile de a ad Servi ağacının öl saklan, İçeri kim girerse ir. > ee a efendim. —B z Derin başladı. Kabahatını itiraf etmiş e Biraz sonra, sevdiği erkek cal sız bir halde yerlere lc Hikmet Ferid kadı bir merhametle, âdeta ir min nel ve hissile eni Karı- — Niçin, dedi, EAA söyleme- din? Böyle genc yaşında hayatı- nı benim gibi bir ihtiyara bağ- lamak elinden Ren ne- den itiraf etmedin Genc kadın m vermedi, Aya- haber vermeğe gidiyorum. —Gece pek. karanlık, gireceğim. Madem ki bu kurban lâzım. Bu kurban be olacağım. Hikmet Ferid abm yüzüne dikkatle. baktı. Bir içinde, onun kalbindeki Di erkişi, ni ölçebilmişti. İşte hayatını bir erkek için feda ediyordu. Bir ka- dın bundan fazla daha ne yapabi- lirdi? Flördamur, em, Akasya kokulu HASAN TULALER serin Saha Pa li dahil olmayan eci mleketler: Seneliği sac, E tı aylığı 1900, üç ylığı 1000 kuruştur. | beş kuruşluk pul göndermek lâzımdır. Bb — e 8 le Va, 151 4,50 1210 1603 Me ii İdarehane: Babiâli civarı 3 slük g - <i : — Beni dinle... Yaptığını iyi düşün... ea a: cek hiç bir kuvvet 0 Hikmet Ferid bağırd r. Ben bir ki değilim. Bu, , hakikatı öğrenmek için dü- bir çareden ibaretti, Ben gidip Ahmede söyliyeyim, içeri gelsin. — Ben de beraber geliyorum. Dayan e — Hacı Bak ne Yada kuvvetli e şe — Üstüne bir şey al bari. Üşü- e, ç Hikmet Ferid ağir ağır salon- dan çıktı Fırtınanın uğultusu için ei biraz sonra bir tüfek sesi işi-, i E ii elin aldatılmış olduğu- na ihtimal vermekten mütevellit bir nefret ve heyecan ile; — Alçak! diye mırıldanarak os bahçeye attı, anlıklar a yerde bir ez gördü. Oraya . Emi tar Ahmed yere eğilmiş ağlıyor- du. Hikmet Ferid cânsız bir hal- e yatıyordu. Fakatbuölü bir ek- .aralık e Gi ; — Sen, dedi, çe ona feda etmek al Ben enin saadetin için işini e sana feda ettim, Hikâyeci da beni menedebile-

Bu sayıdan diğer sayfalar: