9 Mart 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

9 Mart 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ki Töfrika No. 147 m Yazan: (BA RBAR İskender Fahreddin OS | Turgud reisi hürriyete kavuşturacaklardı. Fakat o, buna İnmeye Yolda giderken, kendini denize atarak, suyun dibine dalmıştı laik sini boğuluyor a e gönderilen elçiler amiral meş. şilerimize mihmandarlık eden — Barbarosa Anl Eğer ÜN ni bizi: rafımızdan Diyerek teminat bile vermişti. İkinci maddeyi Alar ir. — diyorlardı. Turgudu teslim ede- <eklerdi. Barbaros: du kaçıran Andrea“ dir. Turgud Venedikte bulunuyor la, Andrea nereye gidiyor?. Diye bağırmağa (başlamıştı. Öyle ya... Andrea mademki Tur- gudu Venediğe kadar getirmiş- ti. Kendisinin de orada saklan- mış olması lâzım değil miydi? na geleceğini evvelden etmişti, Barbaros: — Pekâlâ, dedi, a ise ilk önce Turgudu tesli etsinler. Sulh il acne 7 yarın EN Ein gelen şehir muhafız- hatırı sayılır şövalyeler kr şehre dönerek Barbarosun Arzusunu cumhur erkânına söyle- diler, reis Venediğe getiril dikten sonra, tekrar bir zindana atılmıştı. O gece kendisini yıka- dılar... ise verdiler... eni mur edildi. Muhafızlar arasında ir Venedik Üs rek limandan ayı Turgud a nereye götürüldü- $ey söylemiyorlardı. Tanınmış esirlerden bir çokla- rına böyle iltifat ettikten ve ne- fis yemekler yedirdikten sonra, öldürdükleri Roma tarihinde gö- Tülmemiş hâdiselerden değildi, urgud günün ei bu ta- hammül edilmez esaretten kurtu- lacağını umuyordu. Ölüm endişe- sinden ziyade, içinde kuvvetli bir m heyecanı hâkimdi. Kalbi ordu: va ler bu kadar büyük bir Muzafferiyetten sonra da beni Venediklilerden alamazlarsa, ilen aa ÜR ölü- ü bekliyec: al rdu, Yolda giderken, Venedik şöval- Vesi soruyordu: limen özledin mi?. — Elbet sadede” — Vatanım kadar özledim. — Hepsine yakında kavuşa- Me 1, 'urgud uzamış sakalını VR li şövalyenin yüzüne bi — Benimle alay mı n?, MK g — Görüyorsun ki, ayağındaki . Kolların ser- bes. Bir iki saat sonratam bir hürriyete kavuşacaksın!, zincirleri çöz. Tur etrafındaki silâhlı mu- hafızlara göz gezdirdi... Ve ken- di kendine andı: — Beni ölüm adasına götür- Zavallı Turgud biraz sonra öl dürüleceğine kanaat getirmişti. Onun gözü önünde (Ölüm adası)- na götürülen esirlerden hangisi geri yaa yolda giderken, ölüm sada çekiyor ve kendini denize e için free kolli- a dolaştığı sahiller- den uzaklaşmışlardı. 'urgud: — ya Adam yaklaşıyo- ruz değil mi Diye sorarken, şövalyenin gaf- letinden ltifade, ederek birden kendini denize attı, Galondaki eemur! rı ve silâhlı muhafızlar şaşırıp kalmışlardı, Bu, bayağı bir esir olsaydı, onu elbette ok ve mızrak- la der ürürlerdi. Turgud suyun dibine dalarken, arkasından bir tek mizrak bile a- tılmadığını görünce içine âni bir şüphe girdi: -Beni acaba sahiden Türklere mi teslim edecekler?- Artık iş işten geçmişti, Turgud suyun dibinde yüzüyor- du. O, su altında uzun müddet kalmakla tanınmış bir denizci idi. Sahile doğru yüzdü... Bir sazlığa rasladı... Ve başını yavaşca su- üstüne çıkararak, sazlıkların arasından baktı. Kendisini götüren galondan e- peyce uzaklaşmıştı, Venedikli mu- hafızlar sağa sola seslenerek ve kancalı zincirler atarak Turgudu arıyorlardı. Geminin köpeştesinde saçını başını yol dövünmeğe başlı- yan şövalyen heyecanı urgudu büsbütün sözleye,. dü telâş ve heyecana düşmesi ilk de- fa görülüyordu. Tı ıd reis sağına soluna ba- kındı: -Türk donanması Venedik- Hleri tehdid etseydi, buraya ka- dar gelirdi.. Diyerek ii ümidsizliğe düş- be yedi yıldanberi baca- taşıdığı esaret (zincirinin acısını kolay kolay ünutm Ona, o güne kadar, kendi arzu- sile ölmek fırsatını bile verme- yi Turgud reis tükürdüğü- alamaz bir adamdı. Metin, sabri bir erkekti, Fakat, uzun yılların ıstırabı yüreğine çökmüş- tü, Artık dünyayı görmek istemi- yordu. eri sarılarak yavaş yavaş başını suyun içine sokdu.. - (Arkası vd) | Her akşam | bir hikâye & Geniş camın önüne geldi. Dr- şarıda tam köşkün önünde büyük bir lüks lâmbası yanıyordu. Kuş başı, kuş başı yağan kar büyük sokak lâmbasının ışığında ağır ağır, aheste aheste yere iniyordu. in, sami damlar bem- 1. Bu kış gecesinin ei ler bd bie is yalnız hissetti. zlık yıl- lardanberi böyle devam si kerde Daha kim bilir de ne kadar za- man böylece sürüp gidecekti. Onunki Obamşaka bir yal lıktı, Vakın evde bir kaç kişi, bunların arasında kendisini v yapayalnız lm Bazan kırdı açılınca — Benim yakızliğii ancak uzun zaman dul kalan bir kadın an- lıyabilir... Derdi. Bu gece yalnızlık evinde âdeta büyük aynaya ilişti, Yaklaştı. Dik- katli dikkatli baktı. Dudakları- nın iki tarafındaki çizgi gün geç- derinle: pu Vücudu adamakıllı yağlanmı yna müthiş ve Ye hakikatı bi açıklığı ile yüzüne çarpı- yordu: İhtiyarlamağa başlıyordu. Vakıa hâlâ güzeldi. Fakat güzel- harab olmuş, eski bir mabe- karanlık içinde idi. Gözleri bol ışığa alıştığı için etrafını bir ha- yal halinde bile göremiyordu. irdenbire odanın kapısı açıl dı. Heyecanlı bir erkek sesi: — Burada mısın?, diye sordu: Selma o kadar heyecanlı idi, o kadar korkmuştu ki ağzını aça- madı, Karanlıktaki erkek sesi —Pencerenin kenarınd Dedi, belki dışarıdan farkeder- ler. Bak ben içeri girer girmez.. Hemen seni farkettim. Selma karanlıktaki sesi o an- da tanımıştı. Bu Kadrinin sesi idi. Tam karşılarında oturan iri yarı delikanlının Kadri sık m5 yergi gelirdi. Hattâ daha dün akşam gene on- larda idi. Beraber dans etmisler- di. Tevekkeli değil dansta Kad- ri son derece heyecan içinde idi, Hattâ bir aralık: — Size mühim şeyler söylemek isterdim... Demişti. Selma büyük bir heyecan için- de onu dinlemeğe hazırlanırken Kadri birdenbire damdan düşer gibi: — Aşk insana li ılğin- lıklar yaptırır... Demişti, ben de büyük çılgınlıklar yapmak isti- yorum. a bu a yi > fıkır 2 delikanlı ki: ın çılgın arzularını mânalı, Lil güle- rek karşılamıştı. Bu gülüşte her şey vardı: Vaid, aşk, alay, neşe, iztirab... Fakat Kadri daha çocuk deni- lecek bir yaşta idi. Selma ona ümid vermeği bile kendi yaşile tebini bile bitirmemişti. Birden- bire yeri ederken sormuştu: in güldünüz? 7 ag yi dın gülmesine devam ederek bu yaşında bin bir hava Çılgın macera j esen toy delikanlının gözleri göz- lerinin içine sürmeli gözlerini sü- O gece Selma saatlerce uyuya- mamıştı 20 yaş genc olsaydı, bu güzel mektebli ile ne çılgınlık- lar yapmazdı. Şimdi bile bu ya- şında, dolgun ve yağlanmış vü cudile utana utana kendi kendi- sine itiraf ediyordu: Kadri biraz öz! imdi karanlıkta P se- sini tanır tanım; tün bunlar bir şimşek hızile “Tera içinden geçmişti. Demek Kadrinin bah- settiği çılgınlık bu idi. Şimdi için- den Kadri: —Müthiş bir çılgınlık yapmak istiyorum. Dediği zaman onunla alay etmesine, ona gülmesine kı- zıyordu. Çünkü böyle bir çocuk- tan ber türlü sılgınlık, her türlü ledi. Selmaya yaklaştı. lundan tuttu. Delikanlının eli vücuduna de; değmez Selma ş 3 5 damağına yapıştırmı Hiç bir şey söyliyemiyordu. Kad. ri onu El ından öptü, sonra: — Çabı dedi.. Sigortayı bozdum.. ei köşk kapkaran- Çabuk.. Bir an ev- vel şuradan uzak! am. Sonra kulağına eğildi. Zifiri alk odada tatlı bir şiir gibi Meleke fısıldadı: zaklara.. Uzaklara gide- ceğiz... Yakacıkta bir tepenin üs- tünde, er gözden uzak bir köşk.. dan bana kalan köşk. Öy- le güzel döşedim ki... Orada ge- çireceğimiz saatleri düşündükçe.. Büyük sobayı da hazırladım...Dü- in bir kere... Kısık kısık, kesik kesik cüm- lelerle, yek bir sesle fakat üzel söylüyordu. — imin otomobilini de aldım İM bekliyor... Hay- di, buk ol... Yakacıktaki köşk bizi bekliyor... Bir an d lediler. Merdivenlerde bir ea sesi vardı.. Büyük bir heyecan içinde Pk Ayak sesleri uzaklaştı, Kadri — Haydi., Çabuk dedi.. Başına sıkı sıkı bir şey ört ki kimse seni asın... Adeta Selmanın kolundan çe- kiyordu. Hiç sormadan şık perde- lerden birini çekti, Selmayı sıkı sıkı im Kolundan çekerek sa- londan çıkardı. <irmim hisleri karma karışık- tı. Hayatının en çılgın macerası- nı yaşıyordu. Bu garib gece ma- cerası ona buruk, vahşi bir zevk, kalbinin tahammül edemiyeceği kadar vi bir keyecan lu, Hem Kadrinin bu bekle- nilmedik çılgınlığına uymamak, banın peer ne güzel saatler ge- girmek kabi Kadriye Czkz kelime söyle- kapısından sessizce çıktılar, Ev- | İ MACUN ve BI "öDAY > Beşeriyete belâ olan fareleri imha ediniz. FAR HASAN ra İsis eN öy Fare Zehiri Hekdayları Mirim Yaptim yerlere iz. 25 kur ikisi bir a mmacul içindir ki her bm eylemek çok bu suretle farelerin ana, babil ve silsilesi muhakkak ve kati surette ölürler ve yi ar, ve bir a sila ruştur. Hasan depos Ankara, ee - Beyoğlu İREN OLA LE Sİ KÂĞIT OYUNLARI iket, Bezik, oyunlarının tarifleri Kendi kendine kâğıt eyunu (Pasiyans ) Yeni çıktı. Fiyeti 30 kuruş Tevzi yeri : AKŞAM KITAPHANESİ| i dekiler elektrik telâşına düştük- leri için kimse onları görmemişti. dri: — Sen, dedi, otomobilin içine İ gir... Bir köşeye büzül.. Sakın elektriği y akma,. Yüzünü görme“ de şoför yerine oturdu. Otomobil baş döndürücü bir sü- ratle gidiyordu. Yolda h derin heyecanlar, ne müthiş kalb çarpıntılarile daldılar. Büyük s0- bayı yaktılar. adri: — Nihayet in dedi. Elek- ie açınca bir çığlık kopardı: . Siz misiniz . Halbuki Ya sizi Pu kızınız allik Piraye ile öyle konuşmuştuk. Be- ni sizin lediğiniz o salonda e Ben de gelip elek- igortasını bozacak, karan- sin onu kaçıracaktım.. Ah, affe- çüksünüz!» diye beni kendinize damatlığa lâyık bulmadınız.. Ar- » Pirayeyi Delikunlı eğildi, bir heykel se8- sizliğile duran kadının elini öptü. (Bir yıldız)

Bu sayıdan diğer sayfalar: