— 25 25 Şubat 1 1935 ene No.135 BARB Yazan: AROS ül AKŞAM “e dü 09 JHASANİ| (wi) Yarasalar | GÜLYAĞI İskender Fahreddin “Haydi, gelinin yanına git.. Duvağını kaldır. Gözlerinin içine bak.. Saçlarının ve izi rengini gözden göçir.. Ve emin se n bu kadını seveceksin !,, Ayışığı altında nihavend faslı- ei > aşlıyan saz birdenbire coş- gel reis, Ke bir kadeh Şarap uzattı . Saz ne çalıyor! Dedi ve le a önüne eğdi: > e bu şarkıyı çok severim, Oğa; in seni güzelim, sevdiğim bundan Ba bellil şında eşsiz bir taç var: e Sir“ 5 telli! ©nsin ruhumun güneşi, ey Mi D ii âmarlarım yanıyor bak, e bi dan belli! Akdoğan kendi kendine söy- lenmeğe başladı: — Cezayirde sevdiğim kadının Saçı siyahtı, Burada diğim Meleğin de ANİ kumral. Hâlâ tmadım. Birer birinde Gi ari üzen şa- in e bahtın gibi içi yanmış olsa durm Aldoğan a kaldırdı: Ni Ben sarı saçlı bir kadınla lm ne kadar çok arzu e- pim b bilsen!. 7) Alandan My saçları sarı Ke- ai Siyaha yakın... Ya kar e Ya a seni bekliyen pa- Sah gözdesinin saçlarının ren- tini bi DE r musun?. bik gis dikkatle vi Ki saçının rengini gö- Ke reis kolunu Akdoğanın ad olamıştı: i İBöki eba al (Alndalydan, akde, a, oğan n! Eğer onun gönlü sen- pi ayda şimdiye kadar ne ya- ar Gi Yapar, babasını kandırır ve pe evlenirdi. en eli hoşlanmı- Yer, Der pan e O iste EN baba sını da kan- "dı. İbrahim paşa biricik kı- a kalbini k kırmak istemez.. kn damad olarak yanına a- Hay sevmiyor mu zannedi- 0 >> Eminim ki sevmiyor, in. a iç bir apt sevemez.. tuy, — Neden anladın nc ve tay la bir kadın.. vi uzak- Yor, Börünce elile göğsünü tutu- > Belli ki yüreği çarpıyor. ay H Her kadın içn ame Pir, Kİ bir yürek ça 1 geçi- Me ele ei ileelerlin e cilvesidir. ie Ben zen varken başka me seven kadınlardan nef- k zim duldur... Ve beni hâ- m Man, evgi Niyazi efendi za- m blm tar... kadı, » Kocasına ol ki, gi kl iddia edebilir misin Akdağ başını ellerinin arası- na aldı.. Akdenize gittiğin zaman, onu burada kim. caksın - ik mı? O- arkada kalmıy: nun bir başka erkekle seviştiğini gözünün önüne getirerek muaz- zeb olmıyacak mısın?, — Peki amma, bu ihtimal, (Kı. zılelma) için Pa varid değil mi?. (Kızılelma) kafesten yer yüzüne yeni sakla bir ku- şa benzer, O Süleymandan sonra, De erkek olarak ilk defa se- ceğim... (Altındal)a gidiyorum!» de. Emin ol ki, seni yollundan alı- koymıyacağım... Hattâ Gedikpa- şaya kadar > sana arkadaşlık edeceğim. Fakat, bir defa, benim dediklerimi ap! ei dr içtiği o kaç adeh şarapta; semlemişti, Birden pi ii ayağa kalktı: eki, dedi, sözünü dinleye- . Şu padişah gözdesini hee bir çe. yakadan çi di gelirim am etsin. Salih reis, sözlerinin İN İzi git- mediğni görünce sevindi: Ya hoşuna Gide de asağı- ya inmezsen.. . Sabaha kadar bu- rada seni mi bekliyec, ceğim. mi acanım?!,.. İstanbul- da (Altındal)ın eşi yoktur. Eşi değil, ona biraz olsun benzeyen se kadınla karşılaşacağımı bil ene inmez ve seni sabaha ai banda bekletmekten çe- kinmezdim. — Şakayı bırak, Akdoğan! lela) dan hoşlanırsan, sa- bekliyeceğiz ia aşi kalbini kırıp ikmal Bu iş çabuk belli e bir saat kadar burada salar, p gideriz... iğ alel şakaklarını ar rak merdivenden (yukarıya çık- mağa başladı. Merdiven başında gok güzel gö beğinin üstünde kavuşturmuş, de ği doğanı kadar ler, nk m siva, bu kızı yeni görüyor- 0 Eg da kız: — Beğim, dedi, cariyenizi efen- saraydan İsparta ei v ki G e il Me vi damlası bir gü ine “Bir mlık gral “5 gramlık 200,, M0 yanik 315. a en HASAN GÜL SUYU Dünyanın — nefis gülsuyud ö a > m 50, 1 kilo lk HASAN ÇİÇEK SUYU Halis beş çiçeklerinden ya- pılmış olup bir damlası bir cennet bahçesidir. Baygınlık, lee 40, Mi 50, bir kiloluk NEROLİ Hasan çiçek suyunun dır. “Bir gramlık şişesi 59,, o gi bg “10 gramlık 375, kı HASAN DEPOSI: Ankara, Istanbul, Beyoğlu Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lâzımdır. e a — Ruzukasım 110 mi a İkindi E 2 bie 633 936 Va. 5,03 6,41 12,27 15,31 104 e hane: Babıâli civarı Acımusluk Sk En güzel hediya SİNEMA YILDIZLARI Parlak kâada basılmış, Albüm gibi nefis, zarif cildli bir kitab * En meşhur 300 yıldızın güzel resimleri, hayatları ve husust adresleri 296 sahife « Fiyeti : 1 lira AKŞAM KİTAPHANESİ e ——— eteğinden Teli olarak gönderdi. Ah, ne Müsaade ediniz de gidib haber vereyim... Saraydan gelen cariye derhal bir tüy gibi uçtu doğan- dan önce odaya daldı, (Kız zılelma)ya | & || uslanmıyan afacan, haylâz, sl Aş va Feride odanın içinde sinirl:, si- nirli dolaşıyordu... Elektriklerin hiç birini yakmam BES ., Oda zifiri karanlıktı.. Köşed Ikcnun açık kapısından yıldızlar un meyal aydınlattığı tenha e da beklediği gölgeyi sabırsız göz- lerle aramağa başladı.. Uzaktan vi siyah bir hayal balkonun al a durdu.. Yol tepe ri ve bül çok alçak olduğu için ba- 8 Çi konuşmağa beşini — İrfan!, — Benim Feride, Feride boşluğa bir şi sey Tale ak kapısının işinde dönen bir anahtarın tıkırtısı... yi venlerde bir ayak sesi ve saloı kapısında uzun boylu ii Süne gölgesi belirdi.. aranlıkta lyordamile birbirle- rini buldular — Ne ei yaşıyoruz' deği mi İrfan?... — Senin için yapamıyacağım Bir çılgınlık yoktur ki.. aİkonun yanındaki büyük ka- d dn kalan çok eski baharlardan, unutulmaya (başlanmış eski yaz akşamlarından, gi kıyısında geçen uzun, sici az günlerin den konuştular... Gözlerini kapa- ıkları zaman kırmızı entarili, bir yığın sapsarı saçlı, Sn derileri pul pul olmuş haşari bir küçük kızla... Bir Bir KER ramaz bir çocuğu bayeltei e canlanıyordu.. Beraber bü- yümüşler aşk çağına yanyana, kolkola, birlikte girmişlerdi.. Küçükken birbirlerile By ge çinemezlerdi... Fakat bir gün yıl- larca birbirlerine tokat ve ruk atmak için kullandıkları kir- li ellerini aşk için birbirlerine u dı... Fakat seslerinden ve birbiri- ne bakarken gözlerinin ışıldayı- şından İrfan eski Ferideyi, Feride eski İrfanı hemen tanıdı.. Ahbabları önden ören lar çok arkada kaldılar, Neler en, melerden konuşmadılar... İkisi de aydınlığ. maktan son derece korkuyordu.. İkisi de artık tamamile serbes, otamamile tek aşına idiler... O geceden sonra .. Yalnız mehtablı ays aş sr buluşmak yok- . Birbirlerine âşık iki yarasa gil senelerce lin karanlıkta seviştiler. ve — Hani küçükken benim çam- dan renkli zabzıblarım vardı.. yıldız yıldız 'pırıldardı. İsi senin SE hatırladık- ca güneşe tuttuğum o camdan renkli cicili aklıma geliyor... Ne renkli kızdın... mi en ufacık etli dudakların i, si ayrı bir renk kekik İrfan öyle söylerken Feride dü- şünüyordu... Eğer İrfan aydınlık- lamı lik karya acıyari m Ya sen İrfan... Sen ayna- lardan bile Ve kadar güzeldin » böyle söylerken İrfan- da kendi kendine düşünüyordu: İLİN gm kendisini ö . İşte bütün bunlardan ka- mv üm pl vel ranlık onların gencliklerini geri veriyor, yirmi yaşında imiş gibi sevişiyorlardı... Bir mucize ola- cak bulundukları yer birdenbire ie aman yede kaybedecekler diye va m yordu.. Bir gün Feride hastalandı.. İr- fan gene onu ziyaret ediyordu.. Daima geceleri gelirdi. Fakat İr- 'an odadan içeriye girmeden ev- e Feride elektriği kapattırıyor- .. Gene eskisi gibi karanlıkta e mutfakta önlerine siper aldıkları Ye e tü... Seneler geçti biri güzel bir aradan geçen uzun Sar Sm aima rili çorapsız haşari kızı dürün- dü... Kadın büyük bir konsğın mik çamaşır teknesinin ar- kasına beraber 6: ğı güzel haylâzi her gün hatırladı... a uzaklarda ihtiy: irinin yüzünde Hisseli çetelesi- ni bi ee Ötekinin güzel parlak saçlarını yıllar beyaza boyadı... tekrar birbirlerine tanıştırdı. Ka- ta senelerin bozduğu yüz- lerini adam akıllı göremiyorlar. KE , See vir a “Feride daima ayni şeyi tekrar ediyordu: — öldüğüm zamanda kati- irfan. Başının len felâket geldi yetişti... eride öldü... Onların aş herkes biliyordu... Bir arkadaşı İrfana: defa Ferideyi bir kere daha le ister misin diye sor- * du... İrfan — Mersi Medi onu hiç görme meye karar Arkadaşı, heri kerecik sipsi var er kendine m bir hammül Nel NE Ne garib aşk dedi (i Bir lis J AKBA müesseseleri kitap, gazete, mecmua, ki > yazımı ve modellerini temin ii Maarif vekâleti karşısın ma telefon 8877 Şubesi: Samanpazarında