SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ Yazan: SULEYMAN KÂNI ERTEM — Tercüme, iktibas bakkı mahfuzdur — Tefrika No. 416 Abdülhamit istintaknameyi göstererek . sordu: “ Buna ne diyeceksin »? Taşi hükümeti Oray icra edilmemesinden şikâyet edi- ord. yordu. Abdülhamid vilâyetlerin umumi idaresine aid ve merkezi hükümetin akvi nafii hakkında kendisinin düşün- i, nazariyatı, Mahmud Nedim paşanın düşüncelerine ve tatbikar tına uymadığından 22 zilkade 1229 da istifa etti. Fakat istifası kabul olunmadı. © Bumdan elli yedi giin sonra Said paşa mabeyine davet edildi. Pek sinirli ve hiddetli görünen Abdül Said paşanın oturmasma bile müsaade etmeden ayağa kalk- #ı; bir öge saat kadar başvekile itablarda bulundu. Bir gün evvel müşir Fuad paşa bir ihtilâl işinde zimedhal diye saraya celb ve tevkif olunmuştu; Mahmud Nedim ve paşa- lar huzurunda istintak edilmiş, Cevdet paşa kalemile mufassal acele adımlarla yanaştı; aralarım da bir adımlik mesafe kalmıştı. , Padişa h gadablı nazarlarla Sa- paşaya bakıyor, cevabımı tacil | SAMİ AŞ O ŞE > İk h #irmeğ bh e istedi, Abdülhamid daha ziya- le kızdı. Pantalonunum yan ceb- Ge doğru meşin bir mahfaza içinde taşıdığı küçük bir rövelveri ık başına tut- gözönünde ©“ 5 tu. Said paşa ölümü gördü. — İrade buyurun! Çantayı ge- trsinler; Emaneti hümayumunuzu vereyim, emar netini de (canını) ondan sonra alırsınız! e hâkim olabilen Abdülhamid rovelveri Said paşa- | nın başından çekti; salonun kapı- | sından çıktı. — Çantasını getirsinler! İradesini verdi; döndü. Rovek veri tekrar paşanın başına tuttu: — Mührüm çantandan çıkmaz- sa buradan ölün çıkar! Tehdidini savurdu. Çok geçme- den çanta geldi. Said paşa mührü sahibine iade etti. Abdülhamid kendisinin imhasi veya hal'i hakkında güya verilmiş 'denilen bir kararı sahi addediyor, Sultan Muradı da cülüsa hazırlan- mış itikadında bulunuyordu. Mührün iadesinden sonra teb- didlerin deği Abdülha- mid bu iclâs teşebbüsü tahakkuk ederse ilk evvel kendisi parçalar nacağını Said paşaya söyledi; son- kaldı. Mührü hümayun üstünde değildi. Mühür çantasında, çanta- sı da yanında saraya gelmiş olan 1 Ahmed adamı Tunuyordu, ağanın yanında bu- | mişti. Bu defa bu ibtimal — kuk edince haremi tarafından tav. siyesi icra olunmuş, lord Dafrin de saltanat makamı nezdinde te- şebbüslerde bulunmuş, bu müda- hale Said paşanın tahliyesini tesrâ eylemiş idi. il paşa yerine başvekâlete Ahmed Vefik paşa getirilmişti; fa- kat Vefik paşanın bu defaki bap vekâleti ancak iki gün sü ü ikindiye doğru -bu defa sadrıazam ünvanile - €s- ki makamına getirilmiştir. Ben de geminin içaideyim! Said derken Ege önlerinde sonra den İstenir ve der- Huzura çıkınca hünkârın karşı- sında kızlar ağasını da bulur; Ab- dülhamid ayakta duruyordu. Mü- tehevvirane bir tavır ile Said pa- — Paşa, ve Münif paşa sa- çer na gelmiş; bak, işi Naklet- — de Kr Der. Ağa da Münif paşamn kem disine şu söz! ra çıkıp gitmiş olduğunu nakleder: Sefinei devlet bir — sin lunuyor kin | Jüyordu. sözleri söyledikten #on- i İ bir noktaya En büyük nimet hi- yat değil sükünettir, Ben senden ve ziyasız simi duvarların yer karları yığdığı zama > iz rat ile heceleri rüklüy: Barak ban o hayret içinde mırıl- danıyord — Zehir m — Evet, ei Böyle sararma, Ben sana itaği sade bir şeyden bahsed adamın orta- dan elkmesindan tabif ne ola- bilir > uzak bir tebessümle Ümitsiz EKİM, yeis uzaklaşmış bir adamın vardı. — Saian bir lütuf istediğimi unutma. Bunu bana yalnız sen ya- Hem yapmağa da rum! Senin sevdiğin gibi, çilgin- ca seviyorum. adamın ihtiza- mın rında görülebilecek bütün şiddet i Ona ğe tahammül edemiyorum. “Görüyor musun Faruk, yapayal- m9 ve kendi o vicdanımla başbaşa kalmışım gibi konuşuyo- rum. valde vers mek hayat kurtarmaktan yırlıdır. Sen, istemiyerek, dünya- İ da her şeyimi elimden aldın; hay- di, mukabilinde bana bir zehir ruk, hastanın yüzüne bak- gözleri karanlık içinde dikilmiş, onun sözle- rini diş era Kayi ni hal. çisi lord Dafrine çabuk malümet da bir oda e İstimtak var. şu nokta» > ği çarhçısı, ne m dümencisi! Kani, lar anlaşılıyordu: Güya Abdülha- Sahd bürağ seki ğ kendine orsa, boca gidiyor! Dev. . midin hal'i için Dağıstanlılardan kn kal İZ SAR | yeğin hali vahim üyor. / mürekkep bir cemiyet teşekkül et- e bi de ma, sana ne? denilirse ben de bu mişti; bu cemiyetin en mühim aptığı neticesin, in içindeyim! # ozaman padişahın balsa sslerf | PAT ve iclâs ari uydur- Abdülhamid Sald paşayat ral amin ie mba araya |, 83 hayali bir şey olduğuna ka Simdi Müni o tahsis ettiği Dağıstanlılardı; bu | mast hasıl edince Abdülhamid Sa- nezaretinden azlini ve Tahran se- askerin ele başısı sarayda Dağ id ğe konağına avdete müsa- | faretine memuriyetini arz&ti tanlı Mehm. şa idi; müşir Fu- | ade e Diye irade eder. Küp m İkna | Mürteza | lg Küm pp karşı yüzüne faada aşvakl Sed papa da emye ri. | ka sebebler de müessir almaya | gamer ağa yaset ediyendu! gelin saklan / zda paşanın ağ ilem Ahmed ağa | son mabeyincilerden birini Sultan Muradı irlâ | dık birisi idi P. eilüğiiein Lipa A caklardı! aman iğ e pe Mi nı itmama iğ i si see vi vasıtasile içeri: “e me zaretinden azledilir. Sal yayanın aden bidat akl. | ye ihbar etmiş, keyfiyet Abdülher di kabul etmedikçe cebren Tah En mide arzedilmiş, hünkârdan red retine gönderilemez; ben | ayr EŞEN cevabı gelmişti; fakat Ahmed ağa de | bek arzedemem. Aİ kekeme siyle Geri buna kani olmıyarek: i Der, Bunun üzerine bir ses sik. ğe müsald görü Hm — Mutlaka efendimi görece | maz. lacribeleri İnen 4057 ğim; görmeğe bırakmazsanız Çer- Bir, iki gün sonra Said paşa ge. uzalmağa İaDih atiirimopilr. Bap 'kes Hasan gibi ölmeği gözüme al | ne huzura kabul olunur. mi rl Abdülhamid: Taslı, faslı olmıyan ye Gürültülerile mabeyin dafresini — Mümif paşa hakkındaki mü. Dedi Padişah telirür ba | telâşa iie tevkif edildi; fa- | taleatını düşündüm, Ben de doğ- Ne diyeceksin? kat ettiği tebdidler tesirden hali | ru buldum! Tahrana 'izamı muva- Said paşa — Ash, faslı olmıyan kalmadı. fık olmıyacak! mümiei ile ais ii yeti cevab Bir de Sail paşa ipka <1) vorbilii kâh bir, kâh öbür türlü muamele. Diyerek evveliri iradesini geri meni a aları, lerinden şüphbelenmekte, bu halle- . Sar sidelemdizdi Mührünü is. | Yin bir kazaya netice vermesini | (Aradan on iki sene kadar geç tedi. Sail paşa mevkide | muhtemel görmekte olmasile th- | tikten sonra Abdülhamid Münif paşayı gene Tahrana gönderiver- mâştir. (Bunun sebebini aşağıda izah edeceğiz.) (o (Arkası var) (4) Ali Fund bey: Tarih enoümeni mecmuası, de edi. mii; eki e şey tit remiyor, teped en a İ şum bir hareketsizlik içinde dim- ruyordu. dik du ; Sonra, çelik gübi soğuk, siyah | alevlerle dolu nazarlarile Reşide ça, | dimdik bakarak, ağır ağır yak- | | Haştı. — Öyle bir şey istiyorsun ki muhakemesi yerinde bir adam bu- nu pek nadir olarak söyliyebilir. Fakat ben bundan ürkmüyorum. Bana cevab vermeden evvel, iyi düşün, İstediğin şeyi cidden iste- diğine İyice emin misin? Ke “ tereddüd etmeden cevab verdi — Evet, bütüm aile bunu orsun uğuna eminim! iç titremeden hak ğe bir adamım. Ben dekte- rum, Vazifem kurtarmaktır, Öl dürm. kaç de- fa, bir gali ölümün insafsız Edebi roman Tefrika: 28 azaplarından kurtarmak için se nin bugün istediğin bir şeyi kei diliğimden yapmayı düşündüm. Fakat elmaya Bunun da se bebi ii o nefret ettiğim korku m galebe çalamamak- ır. Bundan evvel, sana karşı bir günahım yokken, bu şeyi benden istemiş olsaydın: «Hakkın var, diyecektim, böyle yapmalıyız. Sa- na yardıma hazırım.» Fakat şim- di aramızda öyle bir şey var ki g mak, aldatarak almak kabildir, fa- kat onu bir hediye, bir bahşiş ola- rak kabul etmek, bu, bayır! — Fa bir takım muhake- melere kalkma. Şimdi öyle bir da- kikada bulunuyoruz ki muhake- menin artık yeri kalmamıştır. Kar ye ile çok sevmiş olduğ bir adam Miray . O da seni pek şok sevmişti. Şimdi o adam müt- ök beni kurtar- mağa muvaffak olacağını farzet- sen Sa bana daha erimi bii başka bir IŞ an sın, Tamiri kabi ai yan bir şeyi ne sen tamir edebi- lirsin, ne be: Hayatta bari sen idin. dan dünyadan gitmek istiyorum. Arkada dul bırakacağım kadına bir facia yadigâr bırakmak iste- mizde böyle bir sır saklıyabile- cek kadar ikimiz de metiniz. ma na ilin. o ERA işte kendimi gö- rüyorum ve dehşet içinde kalı- yorum. — Hayır, sen yaşıyan bir adam- sın ve hayatını müdafaa ediyor- sun. Aramızdaki fark bundan iba- rettir. — Fakat sen mutekit bir adam- sın. ğer İrem öldürüyorsun? imanım başka türlü bir meri İnsanların kalbini kirleten bü- tün pisliklerden uzaklaşmış gibi yükseklere bakıyordu. Mavi göz- ısmarladık, dedi. Dünyada benim için ihtimalki den z bir kimse olmadı. Bana yi bir muhib- i lecek gibi oldu. — Beni dinle, Reşid... d tedi. Fakat bir sevki tabii buna mâ- 'erdayı düşünerek lâkır- dılarını tuttu. Kendi kendisine üni er gibi: Mn rare onu daha çok sevdik? dedi ki var) 12 Kânunusani 1955 ÜN ve YARIN i |