yn dığı gibi GE Kari ii ve ahlâ- elma as Kum iğ Sahife 8 23 Künüuevvel 1934 SARAY: ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ Yazan: SULEYMAN KÂNI ERTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur « Tetrika No. 406 Ârabi paşa Ingilizlerin âlet mi idi? Abdülhamidin Mısıra asker göne dermek — istememesinde bir düşünce daha vardı. Ârabi pa- tehdidini ikaa ikti- hamidin de hesabına veihk edi- Bunun için era yi > divi emire urla kem, ırmağa himi çıkarmasına meydan pa cihetini iltizam etmişti. Böyle w fırsatla Mısır idare- sinin imtiyazları fesholunur, vali ünasib birisine verilir, Mi bir siyasi muvaffakiyet olur mu idi! Abdülhamidin mukarribleri ve müsteşarları arasında böyle düşü- nenler ve efendilerini bu yolda teşvik ile alkışlıyanlar var idi. Bu mevhum mansıba namzed bile ce yi Yaveri ekrem Dervi Dürli ai feraşet vekili Ah- med Esad efendi ile birlikte Me sıra gönderilmiş, hilâfet makamı- na itsatini muhafaza maksadile Ârabi paşa birinci rütbede: cidi aşil taltif te Mi MX bi ari ise ğü başına hare- keti terci “Ab ümid Bile ilk nir yaş 'eragat ğ abi asi tanımağa bur kilan amma artık iş bi geçmişti, İngiliz ordusu Kahireye girdik- ten sonra ça paşa riyasetinde eni bir kabine teşkil olundu. gilterenin eksi elçisi lord Duf- ferin (fermanların hükümleri işahın metbuiyet hakla- rü tmek şartile muk- tazi ıslahatı vücuda getirmek üze- re) muvakkat memuriyetle Mısıra önderildi. Hakikatte İngiltere Sesimi ümkün me: - zevahiri mi Mu hafaza ederek - ne ta- mamile el koymak gibi en e ince ve müşkül bir işi bu meşhur siyaset adamının müsell ol retine tevdi eylemişti! sai teslim olduktan sonra İn- re hariciye nazırı İstanbulda mek ya ine (Misi ısır TEE pek çabuk inkiyad göstermelerine binaen İngiltere hükümeti yakin- da Mısırdan askerini çekmeği dü- şimmektedir) diye bir telgraf çek- mişti, albuki Mısıra giden lord Duf- ferin bir İngiliz gazetesinin yaz- Ârabi sip genclik resmi ka dee bir tari — nusu İ mukabil Mısırın tire bir tarzda male gerer hazırlıya: Lord Sü erNiŞeriDi Mısır or- dusunun tensikini - hidivin bir ka- rarnamesile - İngiliz zabitlerine tevdi ettirmekle başladı. p Rus muharebesinde Osmanlı hizmetinde Lai” öl Baeker serdar ünvanile Mısır ordu- n başına geçti. İhtilâl hare- kölerine iştirak eden zabitler or- dudan çıkarıldı. Münhal yüksek rütbeler münhasıran İngiliz üme- rasile zabitlerine tahsis olundu; i kuvvetler de bu suretle İngiliz idaresi altına girdi; mühim mülk kiye hizmetlerine başlarına fes, isimlerine bey ünvanı takılarak İngilizler tayin edildi. Ârabinin eskidenberi bir İngi- liz aleti olduğuna, iğtişaş ve ihti- lâl hareketlerile İngiliz işgaline zemin hazırladığına dair iddialar yok değildir! Mabeyin başkâtibi Tahsin paşa hatıratında buna zl pel vaya iel Bu ları belki müfri pa deriye- nin ne ile Telek muhare- arasında üdd bade ir Arabinin fn İngilizler alm dan itmama muvafafkıyet nl olduğunu, bu suretle Bi agi muharebesiin bir komedi i rağ m üyenin ehemmiyetle te- Hicens servisle- metkâran& teşebbinle rinde muvaffakıyetleri hergün bir suretle meydana çıkıyor. Belki bir gün bu sır dahi ortaya atılır. İngilizlerin Ârabiyi esir ettikten sonra ona karşı muameleleri her halde bu rivayetleri tekzib ede- cek mahiyette Arabi arkadaşlarile divanı har- be tevdi edilmişti, Baki Dufferin Arabiyi âdeta pan İngi eğim bu «ihtilâl kerane meni muhakeme- sine lüzum ni kadar ileri itmişti! Mısır na: ve itiraz ettiler. Ârabi m ye sevkolundu; same icra ” idareten Seylân adasında ikame te i. : azırları buna Dm elinde bir İsyan töhmetile idam karari y& rine nefye mahküm oldu. Hidiy b hükümetinin tavsiyesile bu kararını da sadece tag» ribe tahvil etti, nun üzerine kabinede dah liye nazırı olan Riyaz paşa istifa ile bu kararı protesto etti, Lord z İLİK » DÜN ve Yazan: M. Uygaç Tetrik ayağâ rur, cüretli bir bakışla dikti, Bu har& rdenbire doğruldu, kalktı. Mağ; gözlerini kocasına la mr a rakı öylemek istiyo İni dedi, Ne alak istiyor« sun? Bana bulduğun kabahat fiö dir . Reşid gözlerine çıkafi iztırabi “ex istiyerek gözlerini kapa» — e Hi dedik, Dedim ya, sana | hiç Esd Ül Fakat Ferda bu sözleri duymu- ik tagrib kararı neticesini” | yor gibiydi, hattâ şimdiye eda de Mısırı terk ile istediği yerde | söylenenleri de hiç duymamışa ikamette muhtar kalan Ârabiyi O Bilâkis, kendisini tamamile elden de çıkarmıyarak Müebbeden ikamt etmek üzerâ gene bu adaya gönderilen Mi küm zabitlere de geçinecekleri dar maaş tahsis olundu! Mısır meselesine aid müzake- sell bizzat bı uş olar Fransa başvekili M. de Freycinet (Mısır meselesi) eserinde Tellül kebir muharbesi hakkında şu söz- (Bu garib muharebe muhtelif surette tefsire el Umu- n farzolun: e İngiliz amaa Arabi esl bir nevi ba husule gelmiştir. il İn sonra gösterilen mi belek bu faraziyeyi teyid e ey- lemektedir.) vrupada Mısır gençliği komite. sinin — Yann Mohammed rae ansızca Lagues- kayı la Mese leh hakkında şu raki yazıyor: (ârabi hakında ne mi Tevfik paşa hükümete geçtiği za- man adı bile bilinmiyordu. Kem disinin istidad ve meziyetlerin- den, Gates eril ziyade ahvalin icabatı ona boyundan sek bir rol oynattı. O güya bhidivi, Mısırı, roy Fransayı, İngik tereyi tatmin edecekti; kimseyi, hiç bir siyasi memnun edemedi. Her türlü prestijden mahrum ka- lan hidiv kontrolorlar elinde tam De olduğu sırada o dikta- Bi vi üellifler, hassaten Fransızlar Foreing Office ile ük fet ve rabıtaları olan bazı kimse- ler ile münasebette bulunduğun dan dolayı Ârabi için pürin hi- yanet etti) derler. Belki tarih bu meseleyi izah ri Bütün bu hareketler ve o Arabi hakkındaki şüpheleri Çocuğunuza iyi bir dadı arıyorsanız AKŞAM'a bir KÜÇÜK iLÂN vermekle bunu a temin edebilirsi; suçsuz göstermek ihtiyacina ka- pılmıştı. hastalanalıberi nasıl ha- yat sürdüğümü eriş musun? Kendimi hiç düş m mü? En küçük bir maile b bi ihmal et- ir gün ev- ir ihtiyar kadın gibi kendi- mi unutmadım mı? Acaba bir ve düğümü gördün mü? Sen has olalıberi bende bir dakika neşe gördün mü? Yalan söylüyorsam, söyle, Reşid, teselli bulmaz bir keder içinde: — Bu doğru, dedi. — Sana hiç bir infial eseri, pis- manlık eseri gösterdiği Başka bir kadın olsa bu kadar acı bir hayat içinde acaba böyle davranabilir miydi? — Bunu demiyorum. Bunu de- miyorum. — Ya ne o halde? Benim göz- yaşlarımı sen biliyor musun? Mah- zunluğunu bir parça azaltmak affediyorsan, insaf et, ben parça affetmiyor muyum? Reşid, eti sesinin bütün gay- retile haykırdı — Fakat için kendini mi faa diyorsan? Tan Giltu ediyo: etmiyorum. Si an diyemem Muttasıl, hattâ sı ken bile bana karşı e eli ib hamlara seri ediyorum, Gözle- rinin bi bile bir dihaca var rsan cevabi- nı vereceğim. Hiç bir Tl söy- lemiyeceğim. — Bu kabil değil! Ferda yüzüne bir tokat yemiş .— bir acı duydu. ya “iybene li ai Ybae etmil iin bütün e saman geçme kıra ortaya kapılacaktı. m.” kağular ara mahsus bir ihtiyatkârlık ve sabır hissi galib geldi. — Tecrübe et, dedi, görürsün. adım geri çekilerek gü- Bir ka meşin e dairenin içine YARIN Edebi roman a: 11 müddet Ferdaya baktı. G hem hayret, hem nefret hi. #olunuyordu. Sonra; — Ona ne kadar benziyorsun, dedi. Ferda, ensesinden ökçelerine kadar bir korku ve gurur titreme- si dolaştığını hissederek sordut — Kime? — Kime mi? Bunu söylemeğe Ferda, hiç gözlerini kırpmadan, mukabele etti; — Ey ne olmuş? — Hiç. Böyle dedi yışlarında onun acelesini görüyo- rum. bişi sustu. Sonra ilâve etti: wmekte — var, ES eğ lâyık bir adamd Ferda, soğuk ve dr il vi gibi sükütun içine bürünerek, su- suyordu. — Dünyada rasgelebileceğin iii en geniş ruhlusu, en metinidir. Bak, ne kadar samimi- yim. O benden nefret eder, belki amma ben etmem, Ferda rinitli cevab verdi: — Senden li Ga ettiği yok- r. Faruk se Demek wlbDE biliyorsun, saa? — Evet, elbette. Sana bir şey daha söylemek istiyorum, Reşid, onu unutuyorsun. Bir kadın istiye istiye, âdeta büyi uhabi mi betle etmeğe muvaffek olu; hiç kimsede, senin yaptığın karmak hakkı yoktur, Hem o ka- dın bunu düşünerek yapmadığı Zal İnan bana, ruh insanın öyle bir malıdır ki başkaları onun üzeri üm iddiasına kal- kamazlar, — Evet, Ferda, Ruh da öyledir, vücud da. Ferda cüretkârane bir hamle ile; — Vücud öyle değildir, dedi. Biliyordu ui erkeklerin kalple- inde müthiş bir kıskançlık daima gizlidir. Bütün bu lâkırdılardan onun anladığı şu idir“Reşid ken- isinin lereceye kadar Faru- öğrenmek istiyor- ğun olduğunu ö; du. Reşid cevab verdi: — Neden beni aldatmağa uğra- şıyorsun? Beyhude bir merha- met... — Hayır, Reşid, benim vü dum, yorsa o hiç te mad- a Yi Şe De Eğer ona kar- şı duy: — denilebilirse bu bir karla likla yalan söylüyordu. İçinde iyi ir şey yaptığı ti vardı. gear getz Aik » : LV “