15 Kânunuevvel 1934 Tefrika No. 69 AKŞAM BA Yazan: os İskender Fahreddin Ibrahim paşa kızını sıkıştırdı: “Herkesin ağzında.. Sen Badoğ eyy sie min Altındal evgisini inkâr e Ibraim paşanın çil ig 'eziriâzam kızına — Rengin sararmı yi yorsun! Eskiden Çamlıca bülbül leri gibi şakırdın. oldu böyl yapmak ince bir tülbentle sım- sıkı bağlamıştı İsti ie in Bi güzel kızı, baba- “ Bilpien geldiği gündenberi, önüne geçilemiyen bir baş ağrısı çekiyordu. Altındal sabahlara kadar uyku uyumuyor, cariyesile her daki! Akdoğanı konuşuyordu. — Ah Doğancığım., Mert ve zesur aslanım! Seni bir daha gö- remiyecek miyim? Diyerek gözlerinden çeşme gibi saatlarca yaş akıyordu. Genc kızcağızın başı nasıl ağır- sevmiyor. Altındalın geceleri gibi gündüz- leri de işkence, merak ve üzüntü içinde geçiyordu. O, Akdoğana kabil olsaydı, ni ilkönce ca- riyesinin yüreğini okuyacaktı. Kızıltan son günlerde ne kadar da değişmişti! İri badem gözleri süzülmüş, kır- mizi pa küçük hanımının iv birdenbire sararıp sol- da Kız Or e ben gönül ir yım, Ya sen..? Diyerek Kızıltanı kyn. fakat ağzından bir söz alamı Akdoğanın vurgunları ne İLE dar da çoktu ya..! Veziriâzamın kızı, cariyesi. Ve saraydaki padişah leri. n sonra vir sanı bellisiz birçok mahalle kiz! Herkesin adi liği Her kızın gönlünde akdoğan; le ilkönce: ve küfürler savurduğu halde, şimdi: ' — Çok cesur bir yiğitmiş. Onu kaçmış. Dı zair kabadayısını hele bir gör- “Diye söyleniyordu. Murad ağa adamlarını onun pe- şinde koşturmaktan vazgeçmişti. 'eniçeri ağası; — Barbarosla (Karayel) in ha- tırı içini ri açıldığını iste- mem - di; - Herifcik yarın belki layt yl olur da ba- şıma be zi bizi ni aran yoktu. O, Beli rayel gibi ni u. Öyle yi bir e elesin peçe orta d nın hal — kendini ak rekçi ve yirmiye yakın tayfa vardı. Bu kadar kalabalık bir gemi içinde şan kim el uzatabi- lirdi? 5» Bir akşam, İbrahim paşa kızını sıkıştırdı: — Yavrucuğum! Sen gönlünü Cezairli ri ug anlıya kaptırmış- an..! a a kulağıma çalındı... Hare: ln biri: «Eyv: paşacığım, Birim hanımı yalacalr sınız!» dedi. Ben budala bir a: bir bezle ri el Önüne bakı- yordu: — Baba, dedi, ben hastayını. Gönlümde bir şey yök. Başım, vü- cudum ağrıyor. Duyduklarının ts i ındır. Altındal babasına yalan söyle- mişti, Onu bu hale koyan Doğanın aş- di ydı.. Altındal Cezair kartalının göz- yes aldığı ateşle yanıp tutu- ordu. 0 hasta idi. Sararmıştı.. O ka- r çok sararmıştı ki, kilan onun yanında ayın on dördü ka- dar güzel ve cazibeli görünüyordu. İbrahim paşa kızından — alınca, Kızıltanı gizlice odası- gırdı: bu ceva- — Kız, dedi, küçük hanımın derdini sen bizden iri bilirsin! Al- tındalın bu hali nice ak..? Paşanın gözdesi gülü — Altındal çok temiz yürekli bir ira paşacığım! Küçük ha- nım kimseye kolay kolay gönül vermez. Duyduklarınızın uydurmadır, Doğan reis deni adam, sizin kapınızda uşaklık Dr le edemez! — Bana da böyle yalandan, Ki- zıltan! Bunlar kavga eder mizin bu salla fazlaca tevec- kal yor. Bu iltifattan yüz bulurlarsa, yarın tepemize hi diye kor- kuyorum. Bugün sofrasın- da yemek yemesini lem ei bu ME ar, biraz sonr: 8 paşa Gr İn iel ler.. hdr e çalmaları sümme deli- dal onu bir yerde görmüş olma- sın sakın..? — A, paşacığım, bir defa değil, on defa gördü. Her zaman kapı- ti, çıkar? ü kapti- rr la kendi bile nasıl ae nı anlıyamaz, ar) AKBA müesseseleri Ankaranın gi türkçe fransızca ve ecnebi lisanlarda kitap, ei mecmua, fotoğraf levazımı ve modellerini temin ler. Merkezi: Maarif vekâleti karşısın da telefon 8877 Şubesi: Samanpazarında meki si £ hönmündsis Sri ; el SMD ii Her akşam | bir hikâya Kapı açıldı. Tanınmış reji içeriye girdi. Genç, zengin ayağa kalktı, rejisöre: — Hangi dağda kurd öldü... Soğuk su mu dökelim, sıcak su mu?.. Rejisör ilk söz olarak: — Seni götürmeğe geldim... de- ereye — İzmire e OTUZ. © zengin Ectuğrulun mindeki rolü o; “ em > Bilmem... m... Şimdiye da? ağa şey Beşi ki yahu... e sının karnını dizgi de var... Sen de istiyorsun 4 — Yalan eğik Si tiyorum, — Öyleyse niçin kabul etmi- —o halde ka hafta İzmire ha- reket edeceğiz. * 2 Ertuğrul düşündü. Nişanlısı İz- rd Nişanlısı Sacide onu deli gibi gri İzmire ansı- zın giderse nişanlısına güzel bir olacaktı, Rej sürpriz rün teklifini kabul etti, ona eri 7 anlattı: — İzmire inciye kadar hiç tıraş im Vi « Saçın saka- lin bi sun ya... «Düşkün delikanlın ro- lünü il ın!,, İzmire habenizce gittiler, Er- tuğrul, Sacideye mektup yazma- mıştı. İzmire vidi; zaman mea ç sakal müthiş surette min o gür nişan- ik görecekti. Lâkin rejisör: an, dedi, bugün heme: filim çevirelim de filimden son- Ta nişanlını görürsün İstanbulda royal yapmışlar- dı. Fakat rejisör ona son talima- tı ve ur da Şürü: iz les rn yirtığındai pie mia ve en izmarit top- lıyacaks: e ei elbiseleri giydiği zaman uzamış sakalı, uz. sa çı ile Z bir serseri ol muştu, Aynaya baktığı zaman kendisini tanıyamıyordu. Sokakta yürümesini şaşırdı. Bu kıyafette sokağa e hiç ak- luna gelmezdi. Yürüdü. Yanında kümesi vardı. Dü: delikanlının filmi böyle çekilecekti, bir prov, ak kat sigara artıklarını yerden top- larken nişanlısı ile karşı ya geldi. Sacide bir çiğlık kopardı: — Aasa!!, ALİM la delikanlı | Beğ tanımadın ği — Bu ne hal Era Sacide iğ an içinde s0; ğrul laş- biraz onu üz- im meydanda... © - Bütün ramı kaybet Sefil bir İn yim... Yer izmarit toplıyo- Bunu am Sarleyb elini may aa araan ee Şekerli olanlara ek- mek; francala ve nişas- talı maddelerle şeker ve şeker mamulâtı ze- hirdir. Zayıflamak ve şişmanlıktan kur- tulmak için mutlaka: HASAN öluten Ekmeği ve Mamulâtını yemelidir. Hasan Gluten ekmeklerini ve Me ta ye ve Hasi makarn: Hasan ie un ve lere İerini've kii Disk ii uzattı.. Fakat Sacide uzatılan eli görmemezliğe ei ein ce bine Si Kekel iz?. Bir işiniz mi Erti ağla şaşırmıştı: — İnsan nişanlısını niçin görür Sacide... Seni göreceğim geldi e... — Rip ederim... Her şeyi unu- , Hem artık va örme Mr iz şebbüs etmi acide! e kıza e bir adım at- mıştı. Sacide bağırdı: — İaşmay: Beğ avazım çıktığı kadar bağı ırırım. ser- seri bana tecavüz etti» ii sizi polise tesli: dı — e laz rum... Seni çok iyi tanımış ol- dum. Sacide «Allah ısmarladık» bile gibi uzaklaştı. Ertuğrul onun ar- kasından baka kaldı. Bu kızın kendisini zengin bil diği günlerde döktüğü dilleri ha- rlad ide: yırama; Bu sırada rejisör yanına yaklaş — Makinede si arıza a © dip tamir m > bekle... an g! Ri Ve ylmni tasıma yapayak mız kalmıştı. Bir aralık kendisine hep «veli ei vee etrafında irisine, neler Sude rasgeldi. Sad evvelâ bii undu: g 5 — Siz misiniz?.. Siz misiniz?. dedi. Ertuğrul: — Evet... Bendenizim... dedi Genç 2 zengin, canının pek sıkkın olmasına rağmen Saitle alay et- istedi: — Düştüm. Vaktile ben siz» epey yaklaş etmiştim, Şimdi de iye ona yaklaştı, Sadiye ri çekildi, birdenbire çehresi de- gişmişti: — Yazık!.. Yazık! dedi... Böy- le olacağı tabii idi. Paraları har vurup harman savurtir mi Ooooh... Oh olsun... Biraz bahar na benzeseydin ya... Zavallı, nin . — side bağ aş bassaydı... Utan he- rif, şu li, kıyafetinden bir ke. re utan... Bir de sıkılmadan ben- den eş istiyor... Yıkıl kar- şımdan... Delikanlı müteessir bir ke dayandı, Arkasından bir — Ertuj a di Bir e kiz... He men tani eb.. Biz sene evvelki Pari - Bu a bir za- manlar yüzüne bakıp b le da- Bük. tanıdı. eczanlerde bulunur. ile Hasan Diyabetik şikolata- sını Gürlizi den bol dj e niz. ütün dünya reka! LE muvaffal be e olan Hasan Gluten EM Avrupa, eN a$sa Romanya piyasasında müthiş rol oyna- ar, Hasan deposu: istanbul ve Beyoğlu, büyük bakkaliye ve AZMAK GE şey Ke 1ZI KE Simli e İzs le an ona da ayni rolü oy- namak istedi. Zeyneb: — Niçin böylesiniz Ertuğrul bey... dedi. — Düştüm meb.. rveti- — alin irsi Ml — Üzülmeyiniz Ertuğrul bey... Ne çıkar.. Tekrar çalışırsınız... Kazanırsınız. Amma az çok ne olur?, Herkes nasıl kazanıyor. öğle oldur. Haydi gelin de sizin inle yemek yiyelim.. Bi: sn Biraz BE Öteberi alır Bahri. baba parkında yeriz. a delikanli onun gözleri- ni sulandırdı. Zeyneb Li patlak is“ karpinlerine baktı lem size bir iskarpin ala“ Wi deği himen 0 liram var... Bir in Ni eri ik a ben burada daktiloyumu irk: avans alayım da bir de elbise ısmarlıyalım... Ertuğrul a: ni ağlıyacaktı, nı zi Zeynebin ini Geli am, iş bi — Zeyneb... Jursam şöyle ayda 60-70 lira Ge zannı inle evlenir misin.. Zeyneb kıpkırmızı oldu. Önü- ne baktı: İş bulamazsan da zarar yok Ben çalışıyorum ya... ikimize de kâfi gelir... rtık miki tuta ma — Hacet yok Zeyneb... Hemen evlenebiliriz... Ben eskisi kadar, belki daha çel zenginim. « Bu kılığım rol icabı... Bir yıldız aydan illi istihsalin artması, yerli e kullanmakla gerçekleşir. e İktisat ve Tasarruf Cemiyeti ii