11 Kânunuevvel 1934 Tefrika No. 63 AKŞAM Sahife 9 ARBAROS Yazan: İskender Fahreddin. amman “Ben Altındalı görmeden duramam, yavrum! Bu gece gene arka bahçeye geleceğim. Sevgilim beni pencerede beklesin.. Unutma, emi? ,, Ibrahim paşanın cariyesi, Akdoğanın peşinde.. ib riyesi: ti Akdoğan, (Ebe) adasında da egr aldatan bir kadına ras- $, fakat zamanın ci yü- mer intikam alamamıştı. Hal buki İstanbulda kendisini idm kusu yoktu.. Vi almak için, ünde uzun ler vardı — Herkes söylüyor, kadar dile düşen bir Bi? veni. gibi bir çapkını da sevebilir. Dişi köpek kuyruk sallamayınca, er- kek köpek dişinin peşinden git- mez en O, beni de böyle av- amişi ki in şakağına koymuş iy: kârlık canıma Tab. Yaşı yirmiyi geçiyordu.. Daha ne val ie kadar derki yaşıya» eğ ? saçlı, sülün gi- bi ince, uzun boylu ve çok sevimli bir kızdı. Küçük kilide elbi- selerini giyse belki de ondan daha güzel ve na ee — Siz,b e sizinle evlenebileceğine ii beyle yı çileden karacak yö Pim im Kızıltana da ne olmuştu? Genc kız delikanlının karşısın- da coştukça coşuyor, kudurdukça kuduruyordu. Bin müşkülâtla geçirdiği bu aslan bakışlı lk neden kaçırsındı! Genc cariye onu zaten ilk gör- düğü gündenberi seviyordu. Akdoğan: — Demek ki o beni de aldatı- yor, öyle mi? Diyerek cariyenin üzerine yü- Kızıltan: — Bunu şimdiye kadar anlıya- madınız mı? Diye cevab vermiş ve delikanlı- nın yüzüne manalı bir gülüşle bak- mağa başlamıştı. Kızıltan, Akdoğanın da hoşuna gitmiyor değildi. Fakat, Akdo- ğan, paşanın kızını candan sev- mişti.. Pepilir! öz e cak ve sevgilisini çarçabuk un cak kadar düşük EM bir ük değildi. ». Ben bir şey anlıya- madım, Bir şey bilmiyorum. O be- ni sevmese bile, ben onu seviyo- rum. rü ve ve bildiğim şey bud Dedi, m. içinde dolaşı- sığamamağa Karayele kızıyor, onu çekemiyor- du. — Karayel gibi bir adama gö- nül vermek nasıl olur? yi kak Akdoğan, bu ni hs yy ortadan kaldırm mişti. Fakat, sin çine çile ne temayülünü gördüğü ii için, ona — loğ Kı zıltan! dedi, ir Gi Kara- yeli seviyor mu? Paşanın cariyesi gülümsedi — Niçin sevmesin..?! Adali gi- bi delikanlı, Güzel maniler söy- ler., Saz çalar,, Kadın gönlüne bir şelâle gibi akmasını bilir. El tte sevecek. — Karayelden vazgeçmiyecek mi? — Niçin am .7! İkisi de biribirlerini sev: — O halde Aldi benimle neden görüşüyor una neden gö- nül vermiş gibi Pm Odanın içinde ikame çıldır- tan ys ni ü i hanı m seni Çi Mini ini Masiniğ” khan beylerinden biridir.. Onunla her zaman ve her yerde görüşemez. İm siz e Czeirden gelmiş temiz nmış bir deniz kar- se Nihayet: (Onunla evleneceğim! diyerek herkesin ağzını kapıyabi- lir. Anladın mı küçük hanımın dü- üüçülüriniiyizmdki?. amma, sen biraz evvel bana bunlardan mehi «Herkesin dilini iie yi Genç kızlar için A rm lerler!» demiştin, Şimi zü ber Evvelki sözlerin ? Şimdikiler mi..? Han- gisine inanayım..? üçi şa ii az gelinciye kadar bek- biriif Paşa gelince kızmı kendi- sinden Allahın emrile Akdoğan elile gözlerini kapadı. İçini çekti.. Ve başını sallıya- rak: — Paşa kaç gün sonra gelir? Diye sordu. Kızıltan kapıdan çıkıyordu: beş güne kadar gelir... Dedi. Paşanın cariyesi dudak- larını bükerek gülüyordu, Akdoğan: — Kâfir kız... Ne kadar da in- safsızca gülüyor.. Beni geber- tecek. Diye mırıldandı. Sonra İren ellerini yüzünden çekti.. yenin arkasından ni — çok seviyorum, Kızıl tan! Ben on ün onu gö den duramam... Bu gece gene ar- ka bahçeye geleceğim. P. beni beklesin. Ona söylenecek bir 2 sözüm var., Unutma söyle, — 0 saatte Karayel de gelirse.?! —Oa konağın etrafında görünmiyecek.. Ve küçük hanımı bundan sonra rahatsız etmiyecek! (Arkası var) pe Si Her akşam bir bikâya Bülend yeni bitirdiğ ein gözlerini iri "elindeki rçaları, paleti masanın üzerine bereli "Şefkat, yüzü! deki ifadenin MGR değiştiğini at bir nefes aldı. Ça- hı şirken, mii ia hiç bir linmiyen ressal m, şii Se ne ateşli bir âşık halini almıştı, Levhaya yaklaştı, Yunan güneşin görünce rah vi bir adaya öğr ilerliyen bir sandal içinde onun resmini yap- mıştı. Sandalcının yüzü arkaya dönmüştü. Kim olduğu görülmü- yordu. Maamafih bunun halinden, or musun? dedi. Ben se- nin pan yüzünü görmeden na âşık olmuştum? — Biliyorum, eya resim eli ai — Evet » Birdenbire yanımda bir ün Yol duydum. Der- hal okuyu ve onu sürünen ka- mak için mektubunu alınca der- hal tanıdım. — Onun için, beni ilk görüşte lâvantamın di sormuştun. un mevzuunu da Jâ- ismi hatırlattı: Aşk adası... ismi Genc ressam fırçasını alarak sevgilisinin resminin altına bu is- mi yazdı. Bir saat sonra, karısı geldiği vakit, sordu: Geli burada deli — Evet. Bugün resmini bitir. dim. Sen nereden lari — Kokusunu tanıdım da... Ressamın karısı bu yu yak nız atelyede değil, hergün kocası- nin e ai saç- larında da de Şefkatin salli ml iç çi- kan bir iş dolayısile Berline git- meğe mecbur oldu, Ressam ile Şef- > ret rahat gezmek için epey t çıkmıştı. Ertesi günü, oto- mii atladılar, Büyükdereye doğru aa Bülend bir elile ara- bayı idare ederken, öteki kolile yordu; Şefkate. sarkmış soru; Aşk adası e) — Hanım mı mı orsunuz - Korkmayın. Bir şeysi » Siz üzülmeyi in, Doktor hastanın hangi kadın- dan bahsettiğini bilmiyordu, Fa- kat etmemek için Gözlerinin üzerindeki bezleri bir kere daha değiştirdi. le ordu: dl hk yok? Gi mi oldu? ini bu karan- kta ne pe cevab vermiyordu. Bü- lend re dieriğin evam Gl du. Arada sırada, Şefkati soruyı du. Birdenbire, Bülend Mimik kalkmağa davrandı. — Şefkat vii sim ei Hakikaten — ayak se: ri vardı. D, lendi İ lara ayin — Size hıç Emine de- dim. ba; da dü sl İğerideni Bü. lendin sesi iştiliyorduz — Şefkat Kadın mendilini ağzına tıka- dı. Doktorun yüzüne baktı. Doktor: — Hanımefen, Kadın başını eğdi: ' — Neden bunu bana sorüyor- sunuz? — Çünkü hep sizi sayıklıyor. -Kadın o kadar garib suretle te- bessüm etti ki m den Karan çıldırmı, şündü. Neden lan halini hiç sormuyordu? İçeriden Bülendin sesi tekrar ildi: — Şefkat! Kadın haykıracak gibi oldu, sendeledi. Doktor kendisini tuttu. Tembih etti: akın ağzınızı açıp bir şey söylemeyin. Kendinize on dakika- cık hâkim bes — Ond — Gölün ikisini de... batmış. edimi rahatsız wi pimi ira na Maamafib, saat beşe Mim Mas- lak yolundan geçenler ağaca çar: parak devrilmiş bir samed ai düler, Yerde, kendinden bir eli yatıyordu. .#-» Bülendi hastaneye götürdüler, ll davisi idı. Hüviyetini Tamak iktiza ediyordu. Esvapları- nı ka esse .Cüzdanında kart- vizitini buldular. oktor Sl dalak dedi, telefon ediniz. Ailesi > ri bir kere- cik daha > Bülendin Mimle bezler de- Giştirildi. Üzerinden çıkan öteberi arasınd. masanin üstünde bırakarak tekrar hastanın yanına döndü. Asabi bir < mi ie ine bakıyordu. Aca- ma vaktinde yeti li miydi Re sonra Bilene hir ye eseri r şeyi ilde Döktor üzerine biri şuz gibi davranıyoruz. Kadın gözlerinden boşanan yaş- ları gö için başını çe- virdi. Doktor odaya girerek Bü- Tende müjdeledi: — Şefkat hanım geldi, dedi. Doktor kadını çağırmak için dr- yar ei veni mun masa- almış olduğunu, lâvanta süründü- günü görerek içinde bir nefret isyan hissi duydu. Kadını içeri odaya aldı. Kadın yavaşça ilerile- di. Diz çöktü, Başını hastanın yas- > koydu. Bülendin eliz adet tebessümü can vw nü kadının saçlarına pi dırdı: — Yanımdasın, Şefkat, dedi... Pen kokusu beni gene sardı. şte Aşk adasına doğru gidiyo- Şefkat, e Çok geçmedi. Bülend ebedi bir seyahate doğru bu dünyadan uzak- laşmıştı. Sonra doktor kadına — Affedersiniz, diyer, sizin lâvanta süründüğünüzü gö- rünce hakkınızda pek fena bir a. HASAN İl irk Pas az Göğüs Hastalıklarile Sesi Kısılanlara Şifai e eri çoktur. uştur. HASAN ECZA DEPOSU HASAN PE Kavvek Şarubi Zaafı Umumi, Kansızlık ve Kemik Hastalıklarına şifai te- sirleri çoktur. Çocuk- lar, gençler, genç kızlar ve ibtiyarlar her yaşta istimal edebilirler. HASAN ECZA DEPOSU Radyo 1 arr ilmen 0 Almanca ders, > 30 - 1850 İma Bayan Azade operası, ğ Ki tlberleş > çigan takımı, | Varyoya (1345 m) Nü eski fame a die m. Ey e 05 plâk, 19,20 usikili Almanca emisiyon (şarkılı pi- yano), 19.55. haberler vesaine, 20, Gi şarkılı Kip. li ipi usiki, - haberler, 22,2 man könbeği 23 kabe, 73, 13 Si a 30 iz gilizce haberi Da m.) — 18 hafif mus siki, 19,31 $ bali bere 0 40 Aktü alibe, haberler, Lanf Diniz ope li, i 23 Don Ka 21,55 sözler, lm 22,30 ii 22. 40 ii bayii rinin Ke 24.30 dans musikisi, er imazbel alime 18-18,30 fransızca, malı rk CN 153 21, 30 Alaka ln kei e 30 hal havaları, radyo orkes Budapeşti (550,5 ii — 18 sözler, 18,30 çiğan ork 19,45 eski İn« rası, 23 habe rler, 23,25 plâk, 24 nn fikre Erim l — Hakkınız var. Benim ismi- o Eri e bilemezdi- n karısıyım. Fakat mo Şefkat sayek 1 o vyany ki eme n fazla şey söylemez ve çe imei a bap Hikâye,