eN gi Sahife & AKŞAM Yazan: SULEYMAN KÂNI SARAY ve BABIÂLİNİN « Tercüme, iktibas. haklı mahfuzduf $ | İÇYÜZÜ Tetfrika No. 389 | Eski mesireler, işmar ile anlaşma ve bazı ii; Kadınlarla erkekler arasındaki e çok defa mesireler- de başla e mesireler ve buluşma Kâğıtha su, , Sultaniye; Çubuklu. çayırları, Kale: Ny yükdere çayırı, âr ve Çırçır suları, Sultan suyu, 'dık, Otuzbir suları, Fırıldak bah- esi, Bentler, Küçük ve Bü Çam. Tica, Libade, Kadıköyde Kuşdili, Yoğurtçu çayırları, Moda, Fener; i Eyüp; Fülye bahçeleri, Kandilli üstünde İcadiye... Daha ei Alamdağı, Ka- yışdağı a, Pavli adası, Pen- dik re Yenibmke tarafın- 'da Kavasın bağı, Büyrampaşa, sezai e Karaağaç, Si- m Tuay ve çöple getirmi:. yecek yerler seçilir idi: ' Bostan içleri, evliya türbeleri ve a niyet kuyusu Kadı buralara same ikizi ile anem sonra çok defa yanla- dar şak ile ve yiyeceklerile gel iris kendilerine saf hava ak ma süsü verirlerdi. yuralarda, gerek kayık ve arabalarda bulüşma ve görü: me ancak göz mey ya- rardı, zan bu lbs lğ kapalı yerlerde de olurdu. Kadın kocası- nı, babasını, kardeşini, akrabası- manasına ogöğsüni .avuşturur, ü si su serperdi! e yatılarında el, ayak çekildikten soi pa ender mra buluşma- cüretkârlara o mahisus ME olsun, kandil ramazan günleri mi irekler arı araba ve anlaşmak için âşık- lar hususi bir dil icat eylemişlerdi. Bu dilin adı (işmar) idi! Bu bir pandomimada vücudun meli Azasına, üstte taşınan elbiseye eşyaya zaman ve mekâna göre Bir hissin; bir fikrin, bir hasbuhalin tercümanı olmak üzere *takarrür etmiş parolalar idi. ili Kaba şekil nd dil günlerinde Divanyolundan yel kadar araba, yaya piyasası arasında dik- kat edilince neler görülmezdi! Beyazıtta, Kâğı! eli arla eski m. liye EE etİ binasının direkleri yha gelip geçenleri temaşa için adam | müştaklar güruhüle Si Merin dolardı. , Burası Er bütün heveslerin mah: Her büker, Pa? sallar, de ek söz tehditkâr 'ndilile lama taklidi: yi alim ki ni (yanıyorum) manasına yeleğinin düğmelerini çözer, (bittim) de için dudağını ısırıp: süzülür, ei için yan: saçlarını düzek * sy da manzara itibarile bundan aşağı ri ı Ya; mlar, kızlar sıkıştır. lir, çimdiklenir, bedliinlki tezyif- ein indirdiği görülürdü. r İrafta selâmlık ve hergün ME Mi başı dönüşleri de böy- Te hallere pek müsait bulunurdu. rip bir zevk idi bul Fakat: arabalarına UŞ zenginler ve kibarlar daha. ince: tavır ve işaretlerle anlaşmağa ça- lişırlardı Ar iyasalarında, ya» m. takiplerde, karşı bil gelişlerde, hereke paça düzeltmek, potin bi irem kasten: meni rmelerde' geceleyin: gine bar gündüzleri: elde mı dil, kâğıt bulundurmalarda ışmar- kati, mühi: Meselâ kadın başörtüyü, yeldirmeyi!) dedikleri Besi giyinmiş-ise bundan çabuk ev i ve beklediği: anla lira, Fevkalâde çeki, düzen dü- güne ve ağır misafirliğe, yahut uzak yere liğe, aneen mii Dee zülüflerin lığı uykusuz Maia sol gö- zün bir defa kırpılm. aat bir- de, iki defa nl e si ikide klendiğine, ikisinin birden. kır- eri acele map yelpa» şakağa getirilmesi sis oni içinde pese düşünüldü rişan- ğüne, iki kaşın. birden. kalkması gelmesi caiz olamıyacağına; aras ba. penceresi kenarında; görünen parmakların adedi görüşmeğe kaç gün kaldığına, peçenin. açılması iştiyaka, açıp kapanması o mevki, Bir me: ire a gözlere götürülüp tutulması, bir göze dokundurul ması, alına sürülmesi, buruna, aği- za temas ettiri yelpaze hi metini tildiğine, vefasızlığından şüplie edilmesinden: teessüre, yanında- kine ME. kalp yanık- ğına manbi yan tarafa, az ceğilirse vr ya yüzü büsbütün ka- rsa bir daha yüzü görülmiyece- pe sağdan sola alabanda eder- se durmayıp geçilmek iktiza ve ğine, ön tarafa hafifçe dü: temennaya ae (hoş geldin) is meğe çokça düşerse helecana, ar- kaya irem ne EN çok düşerse o kadar k sefasına, yan, tutu- lursa ei kapanıp A, (bu gece olamaz, yarın. Suk) hire delâl 5 in ihtisaslar böyle İn le en ebay bilirdi ii şaretlerin manaları Kaydirma, kaçırma temennaları, rak uzun nefes iki sölüşler, baş çevirmeler, dikkatli bakarken İ göz kapamalar, görmezliğe geliş Ter, (sana bir var!) maka» mında şehadet parmağını 1zi için hafifçe dan kırmalar, yanındakini dürtüş- ler, kol, ayak çekişler, e baka kalışlar, burundan fes alişlar, dönüleceğini ili ba k düzel- İlk tesadüfler, göz aşinalıkları, eskimiş muarefeler, anlak, hicranlar, en leziz ve en acı ihti- saslar bunlarla ifade olunabilirdi. Bunlarla anlaşma hasıl olunca bir mülâkat mevidi bulmak icap erdi. kali başka, vu ii Sarelle Semi Geğiştiretilidendi. kadar yük- sek bazı muhabbet vasıtaları da büyük ricalin zevklerini tatmine kendi koraklarını, köşklerini tah- sis ederlerdi. Fakat herkes bura! diği gibi e . lara gideme- sebetlerde mahrem tutulm edince bö; le yerlerden ri bittabi kabil olama: Arkası 'ashih — 6 ikinci teşrin. 1934 tarihli 86 rali çek kada Âdile Sul tanın iğ Behice min kocasının: adı Behçet diye ir eğ isa de bu haz nim Sul mz kodtalızade Riza bey ahıluğnranl renk ederiz, leyman Kâni söyin PARA tarafından çıkarılan kitaplar ŞU YERLERDE SATILIR: Istanbulda kani iş AKŞAM KİTAPHANESİ Ankara caddesi No, 121 Beyoğlunda HAŞET, Fransız Kitap Evinde “Tünelbaşı, Köprüde KEMAL, Kitap Köşkü Köprü: Kadıköy iskelesi, Kadıköyde NET, Kırtasiye mağazası, Altıyol No. 1. Büyükadada NİKO, Tütüncü dükkânı, İskele başında. İstanbul'dan bütün kitap ve bulunur. b Kitaplarımız her üzerindeki fiyete satılır. başka (yerlerde gazete salanlarda Bundan böyle benim emrini niz İren istiyordu. iz kafasile, bu ka- dından az lâzım geldiğini li, Evet, Zehradan Barlar t ona hürmet Zehra, alayk bir — biran sonra sordu: — Kocan ne — Çalışıyor... rim., âlemde Fatma? Teşekkür ede- — thank çok mu zengin dönecek? Fatma, cılız, bir deri bir kemik vücudündan beklenmiyen bir ira» deyle: — Ben ondan çok şey istemiyo rum, gelsin de yanında rahat ede- yim istiyorum, Zehranın omuz silktiğini far- ketmedi. Zehra bu aşkı hakir gö- «Karısını tekrar görmek isti- yorsa tez davransın. Kadının bir ayağı çukurda...» Zeliranın re gelmesi, Tekinin kor! lim üteessirdi. Fakat mak Nanda, şii kaba elleri, Bal lerini tutup sıkmıştı.. e ir biraz onun geçmiş sütülein Biraz: sesi einişerike — İki lira yirmi beş kun n on iki günlük alacağın var; dedi: Baba Haydar, « verilen. parayı a cebine koydu: rol. sesi, hıçkırık. gibi: bo- gazında: düğümleniyondu. Tekin, de-konuşamadığı için, başka lemedi. çıkmak. üzere ü. Bu sırada; eşikte. Zehra görününce, ilitiyar. kasketini ba- şına geçirdi, dik dik kızın yüzüne Ze sürtüp; hızla çıktı. Zehra. arkasından, baktı, Bu bakışlarda: — Benden kaçtığını sanıyorsun, albuki seni kovdum! demek istiyordu. Tekin, biraz evvel kulağı, Sn bir sözü tim. İ ai telyede konuşurken arkadaşlara: — Baba Haydar Tekin beyin gireli: bugün, olmuş; Haydar m Fabrikanın iş mel vee iriydi. Artık acaktı, Arada bir bir söylediği ğlar Kimse mUş- muyordu, Etrafa kalın bir yesin e meri rüştü. rın, gidişine se nen e İc — Zehra... Hay- ir 3 Cezmi. le başmın terbiyeli tavırla» den gi ru ia saygısızlık var- Onun, Sum: e hür- nda dı. e sadık v dd az ? Akşam'ın edebi tefrikası: No. 42 NİKÂHSIZLAR Yazan: Selâfni! İzzet süz: bir öl Ede mersi Bir kaç kere Cezmi: ile, konuş- Meryem. iyidir. Öbür ay ala e acak, — Acaba, gelmeğe tenezzül eder mi? — Neden efendim? ki. zamanı. düşü: nür de an gider, — Bizim, nafakamızdan başka şey şe halimiz yok, Bu. de. terbiye. dairesinde lam amma, Zehra bir iğ- ne sezdi. Cezminin gözlerini ara- dı, Fakat amelebaşı önüne ba- u, söyletemiy« en Zehra mek için gelmişti. Hapishaned. yaşar gibi fabrikada lan Sümeni özlüyor, Nahidi özlüyordu. Nahit İstanbulda olsaydı, fabri- ir dakika dutmazdı.. . abrikanın: idaresi de günde; genç vardı. Bir az-bir şey mahal Fakat Zeh. radan yüz. bulmamıştı. Bunu iti- âyordü. amma, Zehray fabrikanın başında hanımefendi görmeği Hazmı iyordu. Bunu kafası; alamıyordu.. Zehra da onu emiyordu. Çünkü: çocuk hissiyatını Belli edi- yor; Z a yan çiziyor, aldırış etmiyor, sözünü dinlemiyordu. Cezmi'bir kaç kere ihtar etti: — Fena yapıyorsun Lütfi; Lütfi omuz silkiyordu: — Viz gelir bana!i. Öleceğimi bilsem. Zehrayı sayamam,.. Üs- tünde ipek elbise var diye mi baş için...