23 Ekim 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

23 Ekim 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23 Teşrinievvel 1934 “di AKŞAM —— —— Tefrika No. 26 BAR OS Bms İskender Fahreddin Türkler, düşmanın ok yağmuruna göğüslerini gererek çarpışıyorlardı. Ceneral ( e benzer birini “Meşum nehir ,, in suları nasıl ala boyandı? Oruç bey yanındaki kahraman- larla beraber (Telemsan) yolunu tutmuştu. (Telemsan) sultani Türklerin arkadan kendilerini çevireceğini “anlayarak şehri terketmiş ve yirmi bin kişilik bir başına g€- çerek cenuba doğru hareket etmiş- ti. — Areplir Oruç beyin çok büyük bir kuvvetle yola çıktığını zanne- Gumar ) harp na in cesedini bulmuşti 7 — imdat. Diye hayiriyorlar bil ruç bey maiyetinden karşı sa- aş ya n düşmanla harb diğini li Ri ilmen nehiri ge- çerek sıkışan ve imdat di kıran arkadaşlarına iltihaka karar yerdi. İspanyollar yardımcı kuvvetle- rin yetiştiğini sim Beş alti saat kadar oldukları e kaldı- lar. Ne bekledikleri eleyen bu. Türkler, düşmanın arkadan yir- “bin kisilik birl Mİ vel Hetek müttefiki İspanyollara ilti- termeyi ie ihmal etmemişler: Marki de Gumar dele bin kişilik bir ordu ile muavenete koşuyordu. Sultana yolda iştirak eden baz Kabilelerle beraber müttefi fiklerin yekünu kırk bini geçiyordu. Arap ülemasından bazıları, O- eğ ie ittifakın bozul ve din kardeşleri olan Türklerle Mani mişlerdi. benz Sultanı bu teklifi ya- pan ın başlarını vurdurduk- tan e saree başka yapılacak bir iş kalmamı maştı. Oruç Y (Telemsan) civarına yaklaştığı zaman müttefik kuvv: lerin este res geldiğini re ber almıştı. Türkler bu sırada > nehirin başında bulunuy anlaşmalarını iste- Oruç bey mai ide kuvvet- lerden bil miükle karşı sahi- tı, Diğer kısmı henüz line çıkarmı nehirin Di ir bekliyordu. Oruç, iğti- nam ettiği kıymetli eşyayi yollarda terkediyordu. — Yeğittler! Onlari düşmana bırakalım.. Düşman yollardaki ga- Bi Ra meşgul olurken biz it kazanırız ve bu suret- le ie kam pe tamamiy- le geçmiş olur i Diyordu. Hal albuki, ceneral (Gumar) Türk. lerin hiylesini anlamakta gecikmi mişti. Çapulculukla 4 t bulan arapları a şiddetli nir verere rek: ş orduyu, Türklere va» z Büoci Alali ileriye sürmüş- ellik; yolda «mal bul. muş mığribi gibi» ele geçirdikleri gânayimi kapışmağa başladıklari ee Gumar birinci hücum fır- a ii başına yetişmişti. Ni sany kumanda ettiği fırka- rap ve serik yollardan mürek- P yi kişilik bir kuvve Diğerleri arkada kalmışlar- veni dı. Köken ide kısi tır. m nin e on ei DİR u gören Türk- bi, etmedikleri eri in, araftan da le çıkmış olan Org beye e diğini bilmedikleri için İspanyol- ların fazla telefat vermek isteme- diklerine zahip olmuşlardı. Hal buki öğleden sonra nehirin etra- fında beliren yeni düşman kuvvet- leri yüksek sırtları re başa sarmıştı. Tarihi vakayii daima Türklerin A kaydetmekle (omeşhur an İngiliz müverrihi (Morgan) n dediği gibi: «Türk korsanı, en tehlikeli zamanlarda arka- da e uzak kalacak bir m değildi. Yoldaşlarının fer. Sali aa kendini kavganın emi attı hri tekrar gi ei bin k göğüs in ii e İz bir aslan e saatlerce man çok Keen ve Türkler nehrin sarp noktalarında serpilip e. mi lir e yüksek si defleri ok yı nine pr Mei "Nehrin ren müthiş dövüş ara- sında ve e iki üç kişiyi birden serdiği görülüyordu. Nihayet, ram. Türkleri meş- hur korsanlarile beraber dört ta- raftan > sıkı şt il yüzünde o mis Tarih, yı dar bunda! ge ha müthiş bir sahnesi kaydetmemişti. Kavalalı araları insan cesetlerile ve kesik başlarla doluyordu. Türkler kendilerini gittikçe si- kıştiran düşmanla yılmadan arkalarına dönmeden belilemaği. yen dövüşüyorlardı.» İngiliz müverril her parantez içinde kaydetti. lâtı hakikatten mi bir ra, ne yazıl ın hepsi şehit olmuşlardı. Marki de Gumar ölülerin ara- sında Oruç beyin cesedini arıyor. du. Düşman ordusu cesedi bulm. için orada mai Erime çi gü- tekrar PEY Se ruç beye benziyen bi rini r ve cese- di alıp mede ye var) AKŞAM KiTAPHANESİ NEŞRİYATI Kadıköyünde NET Kırtasiye mağazasında satılmaktadır. Kadıköy, Aya No.1 Tel: 60828 ha ia ehe tutuştular. Bir t i Her akşam bir hikâye Üz Aynada istikbal j Bu anlatacağım hikâyeyi ne sus retle izah a bilemiyoru! il s bir mazariyem ce vakayı hi- ktifa e nleğimin muhake- mesini, İzka dinliyenlere bırakacı evden hoşlanırlarmış! Evde cinler varmış. Hikmet beni odama götürürken bu hikâyeleri hatırlatıyor, cinler- den korkup korkmadığımı $ yordu. Ben bu gibi saçmi lâflara ehemmiyet vermediğimi söyledim. Hikmetin kız kardeşini de o ge- ceki misafirlik dolayısile tanımış- tım. Bu yetişmiş güzel bir kızdı. ı biraz düzeltirken, birdenbire ya akseden duvarda bir ka- pının açıldığını gördüm. iki a rilen Boynunun ye ta- rafında bir de yara izi gi pıyordu. Ben bu sahneyi size anlatm i irzaman sarfettim, Halbuki, hakikatte bir şimşek gi- bi süratle cereyan etti, Derhal kı- zın imdadına koşmak için yerim- den fırladım. Fakat e dönmez hayrette kald da açık bir kapı yele vi bir esvap dolabı vardı ve onun aynası görünüyordu. Gözlerimi oğuşturdum. Heye- can ile odadan fırladım. Hikmeti Gördüğüm söyliyecek Hali insanın gözüne neler gö- gi sofraya i inip te Hikmetin aki kız Selma idi! Bana takdim Moja dd Tali da gördüm, emin olunuz!» diye hâlâ ısrar Mere Selma: — Mademki gördüm diyorsunuz, | muhakkak Sirek kabul edi- unu yorum, dedi. Sonra, umumi harp çıktı, aske- yordum. Selma nı bozmuş, evlenmekten vazgeç“ mişti. Hikmet harpte şehit oldu. Eski nişanlısı da öldü. eşi sonra, Selma ile görüştüğümüz z: man, artık ona kp de imi — Niçin şimdiye kadar sustu- nuz? Dedi. Nişanlısının ismini miril dandım. nişanimi neden boz- dum? ye hz gördüğüm da- kikadanbe: Elm 8 selanik Bö derece- bir adam sün Çünkü müthiş idim. Selma bir kahkaha ülse içimde bir şüp- he iyanyal. Bir erkek ile Veli konuşsa ben uzaktan çıldırıyor- dum, Selma bi kukanlılarmı iğ tida gülerek, hattâ bira; müthiş bir al hiç bir kadın hoşlan: mada endimden soğutuyor- Bunu gördüğüm halde kendimi zaptetmeğe muvaffak olamıyor- Nihayet gördüm ki Selma için kendi kendisile çok mücadele ettiğini farkettim. İstemiyordu. Fa- kat ben kıskançlığımla onu mec- bur ediyordum. Nihayet bir gün, korktuğum ol- du. Bir akşam eve hi zamani Selmayı bulamadım. ir mektup bırakmıştı, «Bu in bül de- vam edemez; onun için çıkıp gi- | diyorum» diyordu. Nereye sini ni de İle in, «Beni sevei iz yaşıyamıyan birinin ya- nma Emrin mi» «öğ O güne kadar a hakkında pek çok nir e Fa- kat me le gene inanmak istemi- imdi bu va- ei, Ka yende e xe e ma benziyordu. Hattâ onun da boynunun sağ tarafında bir yara nişanesi görülüyordu. İçimde müthiş bir mücadele ve üzüntü başladı. Bu ze vi genç kasi ile evlenecek olursa mutlaka öldürecek diye ikiyi m, b ağzımı açmak, kimseye bir “el le elele Mae e : şey Selmayı böyle bir kurban gibi telâkki ederek yüzüne baktıkça b güzel kızı zim feci akibet- Ac > ve dikkat ile di bana ciddi bir tavırla teşe ti. Beli «Gözümle emi Rİ Cimilli o eski pe F ilhakika Selma > Ne Hiz- metçiden bunu haber â! karı çıktım, Birdenbire “odas girdim. — O adamla bi AN ela hayerik üzerine atık dım i mayi eboğuzmilani yakâladım. wwetimle boğazını sıkıyordum. , Tıpkı sene- l ayni e dis ayni odada, ayni aynanın içinde gördüğüm ha- yal gözlerimin önünde canlani- verdi. Fakat güzel kadını öldüren erkek bendim! Ellerim gevşedi. Selmayi birek- tim. Ona her şeyi anlattım. O ba- na birlikte oturmak istediği ada- Ğİ mn Gr. mesi k, lk kik ertik ie ğer, Ni 30 radyo, caz ve tango aşi kestrası, ea 45 m.) — 17,30 hafif oda musikisi, 18,33 piyano refakat Tel 18,50 muhtelif, 19, 18 an nel inim li vi 10 çi v orkestrası. Viyana (507 m.) — 18.25 şarkılatı aff havalar, enuhtelif, 19,15 Webeş 23,15 OTA ri, Zİ, 30 Stüdyo caz ve tane. ras, ana (507 m.) — an ikisi, 20,20 askeri kam » 22 karış Max Schönber: ser, 23,30 Baerler, 5 devamı, 24,45 kuartet konseri. a Posta ittihadına dahil olmayan ecnebi memleketler: Seneliği 3600, ge ii e üç aylığı 1 uştur. Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lâzımdır. Mi 14 — Run 171 ık Güneş Öğle İkindi Akşam Yı ii 102 6,59 9,38 12 181 Ve. 441 621 11,59 14,56 17,19 18,90 rehane: Babıâli civarı Acımusluk Sk. 13 No. Otobüs çarpmamiş, bir yolcu gm direğe garptır miş Sirkeci - ırköy hattında iş- liyen bir otobüsün die li . Sir- rafında bulunan tramvay e ne çarpmıştır. Çarpmak en sal şoförünün kanuni hiç bir hata ve mp olmadığı sibi mun dikkatsizlik ve tedbirsizli- dinden mütevellit olduğu anlaşık. mıştır, Otobüs direğe çarpmamın tır. Ne makine ve ne de ön aksi mının hiç bir tarafında ul çarpma İşareti de olmadığı yolculardan hiç bir kimsenin nu bile kanamamıştır.» o g — Va ö OELE bir saadet e lekesiz, gürültü- süz devam ediyor, Hikâyeci elli “Lek 4 ijaldin akisi G0 aki ai zi si

Bu sayıdan diğer sayfalar: