ASLINI 23 Teşrinievvel 1934 luk sün ie 2. Yazan: SULEYMAN KÂNI SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — Telrika No. 376 Berlin kongresine ait lâyihanın birinci kısmı ne oldu? bdülhamit Rus muhârebesinin Al sebep olduğu felâketleri tesbit eden vesikaları Saffek paşaya kabul ve imza bunların derin ni | anı harp ilânı: na aleyhtar olan bu derlet ada- mina çektirmiştir! paşa hakkında bu yolda tecrübe- lerinde muvaffak olamamıştı. ffet paşa yi e bir murassa erse arabadan ve iki araba a iii başka bir şey kabul e ima Saati kendisine bizzat hünkâr vermişti. Abdülha- mit iki Sü arabayı gönderince Saffet pi ME ei atlarım vardır. Diye hayvanları iade etmiş, Abdülhamit te: — Beğenmedi demek! Atlari getirin de ben intihap edeyim! rmişti; Saffet paşa atları iade edeme- miştir, Hünkâr bir defa da Saffet pa- ” büyük bir çiflik ihsan et “Sat paşa bunu meg kabul i. Evlâdı, akrabası Pa sek ihsanıdır, Kabul et bl Diye kendisini kabi için sıkış- turmışlarsa da paş ze ihsan edeni kabul eder- siniz! Ben etmem. Cevabile redde ısrar eylemiştir, İuk namına alacak senetlerini yırt- tlar; ebakisi varisleri tara- fından eşya satılarak tesviye edik- müt Ortaya çıkan vesika , Saffet rm hatıdesi ve tep merhum ra Akşam gazetesine telefonla şu malümatı vermişti: Süleyman Kâni beyin tefrika- larında okuduğum meseleler hak- önderil ederse bunu görebilir.) Bu fırsattan istifade ile hani- mefendiyi Kanlıcadaki yalıların- da ip ettim, a üstünde: Safvet Pacha Conf identiel Le Congres da Berlin Yazıl ı siyah kaplı 195 ai sandr Kara Todori paşa lâyihası- nın fransızca nüshası olacaktı. Fakat neden üstünde İl işareti vardı? Bunun Iİ numarası ne ol- mu ti cerasını anlattı: (Bu dahinkiz iki tane idi. İki- si de büyük babamın Bilki. şında Balaban ağa mahallesinde Acemoğlu meydanındaki ğında 45 basamakla mahzend. sandıklarından NN mahfuz bulunuyordu. abamın vefatından son. ettiğim rakmak isteyince birincinin bulun- madığını gördü. Sandığın kilidi bozulmamış ol- duğu gibi mahzenin lek da Demek, ki bu bulunduğunu bile: eee birisi bir suretle anahtarları elde ederek sandıkta ağn Birime i defteri m ıştı. Bu adam sonra anah- arları isil bırakmış olacak Ni ailece hiç şüpheye dü üşülme- mişti. Tahkikat Te fakat hiç ir serrişte Babam bundan sonra bu ikin- ci defteri daima kendi kütüpha- Si sakladı. bamın vefatından sonra Ab- iler büyük babamdan kal ma evrakı saraya aldırdı. Fakat bu iki numaralı defter ile bazı müteferrik evrak bizde kaldı. (Dil ve yazı ayi müteal- lık olarak evvelce bahsettiğim müsvedde ile el zikredece- ğim istifaname bunlardandır. Bu iki vesikanın suretleri nezdimde mahfuzdur.) Seneler geçti. Bir gün büyük esip garip bey « âyandan - bi Sadriâ- zam Sait paşanin Kara Todori paşa lâyihasının mabadini aradı- ğını söyler ve bu defteri ister. An- nem Abdülhamitten çekinir. Bu defter meydana çıkarılsa (Saffet bilir >> neler gelir!) esile defterin mevcudi- HR inle eder. va ta ii :e böyle bir evrak mienilin şey bilirmi Cevabını verir, im bey bu cevap ile gidince — irsi çiş bu lâyihanın iki def- ğunu nereden anladığını sorar. Sait paşa da: ra Todori mn e hası sani bana »- Paris büyük elçisi Münir ) Kala - vermişti. Fakat bu tam değildir. istünde | işareti var, Tabii mâ“ badi olacaktır. Diyerek ricasıni tekrar eder Halim bey de ikinci defa bizden bu defteri arar ise de validem- iie ön cevabından başka şey vi Be suretledir ki bu defter elimizde kaldı. (Mabadi var) Kadıköy fıkaraperver yari My y dördüncü ilk mektep başmalimiğindn Ka ii; fı- karaperver ci ti, Cumhuriyet bayramı iü İpe mektebimi- zin muhtaci muavenet «7» talebe- sini bu sene de iskarpin, çorap, önlük, meb ve pantalon hediyesile sevindirmi tuflara aleni teşekkürlerimizin ib- lâğına gazetenizin delâletini rica ederiz. zül li Tagiliz Peki, KE zabit nam- zedi talebe başlarında gemi kumandanı olduğu riyet âbidesine bir meli koymuştur. Yukarıda görünü iyor. eni halde Cumhu- bu merasimden ii beli zili Akşam'ın edebi tefrikası No.20 NİKÂHSIZLAR Yazan : Selâmi İzzet Yürüdü, fabrikaya girdi, süpür- | di. en Zihninden gitmiyordu.. geyi aldı, Evet ımı u kızdan ona ney- el baba, yarın sabah sü- meyi pürü Paydos zili çaldı. Ameleler — ayi. 3 işimi bitire; atelye n fırladılar, İşini bitirdi. Makinelerin kilif. Sumer Li Mekki, Fatma- İarını geçirdi. Fabrikanın dört | yı gözledi. 1. Elektrikleri sön- İşçi kızlar köşesine göz attı n çoğu, yemeklerini dürdü. Sonra Fa Tekinin önün- | evlerinden getir, veya köşe- de, boynunu büküp durdu: den ekmek peynir aldırıp fabri- Ee gi tan ağzımdan | kada karın ki rlardı, ena bir tıysa, cezasını Fatma geçerken Sumer çevirdi. kmeğe İmei latin af- | Fatmanın gözlerinde derin bir şef- fedilmiyecek kadar büyükse gi- | kat vardı. Sumerin teselliye mu derim. taç gizli bir derdi olduğunu anlar — Yarın konuşuruz Haydar. | gibi idi.. Karısının koluna girdi, fabrika- Odada başbaşa kaldıkları za- dan çıktılar. man Sumer şaşaladı. Bu kadını Sumer bir şey anlamiyor, ma- | ne diye çağırmıştı? Ona Zehra- na veremiyordu. Tekin meden | dan mı ti? Sebep? Haydar babayı affetmiyordu? Ne- Fatmaya soracak binbir şey ve kadar düşünmek ih- | una emindi, rağmen “e va ke Kırk yıllık ek tek kelime bulamıyor adam abasi rinde bir | du.. Anlamak istediği şey BEZE af bei kâfi değil | hemdi. Bir ral; bir Di miydi? mea kolay değildir ki. Otomobilde sordu: an babaya yol mu ve- n bahsetmek isterken sade Nakite ei recek it ismi duyulur du- Tekin in ban salladır. dam, ne can geldi, Gözlerinin içi gül seir goethe peer eN dü. Kadının çökük avurtlarına kan gemi eldi. Tekini ilk defa bu kadar bin gi rdu. artıki iş göremiyor, ki... Gö: zleri görmüyor. Çok sarhoş müdür ola- sie çan ihtiyarladı, ümitle imiz, Yoksa banın ve senin yanında le bırakmasına yrd Tekin. imkân var mıydı?. Tekinden tatlı bir söz, tatlı bir — Meki subala «Seni çok se bakış, bir gülmseyiş: «Merak et- | verim kadınım» diye yaziyor. BiL e onu koğacak değilim» diyen | seydim mektubu yanıma alırdım. bir ima bekledi. Ama ezberledim hanımefendici Tekin hiç cevap vermedi. Nahitten mektup almıştı, Kars- taydı, ulmuş çalışıyordu... Orada bir yağ çak açılacak, Nahit Li fabrikay, caktı, 7 Yi e lee” hiç şüphe | emelile la etm işi Sumer açık sözlü, te- ad m ve eye miz kali li bir bede Ömründe bir cak... Kü yalan söylememiş, sevdiği Teki nin de ona yalan söpliyebilecsği. i aklına getirmemişti. rayı kayıp ayin UZUrUNU, Al ra- hatını, re her e bir şüp- he ile ihlâl etmek istemezdi. O Vali seviyor, rr ği onu s&- viyordu. Başka bir şey düşünmek lüzumsuzdu. İşte hayatında ilk defa düşün- şünüyorum da böyle — Peki ama, bur mk yi Te. kine, yahut bana söylemez miy- di? — Bunu ben de kendi ne . Am Tekin ne ipe Zehradan bahset- e i e! Ertesi in fabrikaya gitti ve | beni yanına aldırsın... «Sakın ge- Meya, eri atelyenin ka- | leyim deme» diye tembih ediyor. İ pısını açıp Cezminin karısının | Yoksa durmaz gi adın orada olup olmadığı; baktı. | ne de olsa erkeğin omuzunda Mer herkes Cezminin karısı | yüktür. Mademki para kazanı; derdi. geleceğim diyor, beklemekten Meryem, Fatmanın yanında ça- | başka m Ni Se orada da lışıyordu. * yük olmu; Sumer kapıyı öyle yavaş aç- mıştı, ki atelyede çalışan on bir | bu yüzüstü bırakılan an kızın hiç ikâyet etme- eke ye ha; ayran Oi Öğle tatilini ından acı tek Odasında, hem Anadoluya sevke- an ai Evinde yap- dilecek pi elişi faturalarını göz- | yalnız kalan bu kadın i len geçiriyor, hem aydar | unutmuş, uzaklardaki erkeğini babanın Kğ ettiği Zehrayı dü- | düşünüyordu... Onun sıhhati ile, şünüyo; onun rahatı ile, onun saadeti ile Bir şe a gözüne çarpmıştı. | meşguldü... Tekin kom uşuşunda bir cekinği Merakla soruyordu: Kars nasıl un karşısında âdeta ka- oyu Havası nasıldır? Oralar- gibi duruyordu. Mahçup | da al yok e .. Sari has- bir tavırla gülümsüyordu. Sumer | talık gir! mudı ları gözönüne getirdikçe en- Di arkadaşlardan dişeye iş Göğsünde bir | biri beni ttu. Gazetede oku ağırlık duyuyordu. İçini bir kurt | muş, a lekeli humma var ke: sair .Aklı başında d. değil miş... CArkası Pe MM