ann 19 ei 1934 AKŞAM Tefrika No, 22 BAR Yazani ROS İskender Fahreddin Bu sefer de (Marki de Gumar) meydana çıkmıştı. Hızır bey: “Korkmayın arkadaşlar - diyordu - Ispan- yollar ikinci bir ders daha almağa geliyorlar! , (Oran) kalesinde (Marki de Gumar) ın: hazırlığı Fedai e hâlâ dönmemişti. — ır be; nu yal elim izi Diyerek ümidini çoktan kes- — asan (Necmülbahir) i in izini sl iki üç gün içinde bul haber vermesi lâzımdı. Aradan on beş gün geçtiği hal de ikisinden de haber yoktu Hızır bey (Necmülbahir) i i İtal Yaya gönderemediğine yanıyordu. Büyük © muzaff feriyetten : sonra (Necmülhahir) in İtalyaya gitme- $i çok iyi olacaktı. Romalı kadın, beyi; Hizir n tâbirince «çok akıllı bir hatı » idi, Donanmasile peri nında anlat ır bey bu da (Cerbe) de ka sövgilisini” hal amıştı. rp ihtimali karşısın- da (Akte) yi Dünü tün elden çı karmak tehlik vardı. Telemsan eliiğdi iskelesi olan (Oran) - manen ve madde- ten - hâlâ İspanyol tahakkümü al- tında bulamyordu. İspanya kralı- ma senevi muayyen bir vergi ver- mekte la (Oran) şehri son gün- lerde telâş ve heyecan içinde bo- nie Sultanın rizasile şehir methalin- deki kale İspanyollar tarafından tahkim edilmişti, Kaleye (Marki © Gumar) kumanda ediyordu. Sultan İspanyollarla hafi bir İttifak yaparak, Türklerin müşte- Tek kuvvetlerle Cezairden çıkarık asına İarar vermişti. İspanyollar (Diego) zle acışnı ayla Ve tarihe malolan yüz karaları bu sur uretle tı amli tiyotlardı Oran kalesi AR (Marki de Gumar) Avru; çok nüfuz- U ve sözü dinlenir! ii adamdı. Gu- mar bu harpte Miş ve bilhassa kral beşinci Kl ini yük yardımlar görceğini an- ” Har Yer di de Telemsan a tanile bilen düşmanlarla mı Oğuşacaktı? Yi ki bu tehlikeyi de vaktinde almıştı, Ee lemsan havalisindeki Arap- Z yıpranmamış bir ordu ka harp hazırlığına başla- iz im neşrettiği bir beyanna- a ©de Bari os kardeşler hakkın- $u izahat veriliyordu: Teri sö öylenme, 1) « Bu fırsattan ade in erek, 27 enik Ce- av “ASA Memeye zair sahillerinden kovmak bu top- raklarda doğan ve büyüyen din- klan için en mukaddes bir vazifedir. Harbe lardan ve işa- Ml bekleyin!» an) dan gelen bir balıkçi bni tayfası bu haberi Hızır be- ir 'kar- dele ler başbaşa vermişler, memle- kette asayiş ve inzibatı temin ei alkı refaha kavuşturacak tedbirler almakla mesgul oluyor- ardı. Oruç bey: «Zevk ve sefahat âle- mine kimlerin A Vi mas- hiddetle ayağa ” kalk mış ve siner ag iğ Bile na teşvik etm Hızır bey sek hate dalmış bir yumuşak bir yatak rmemişti, Kardeşlerine: — Düşmanı kendi hallerine bı- rakalım, buralara kadar gelirler vw hatımızı bozmağa teşebbi ederlerse, o vakit, işgal ettiğimiz sahilleri onlara karşı müdafaa ederiz. Dedi. Oruç bey Berberilerin in- sanı daima arkadan vuran ellerini şimdiden kırmak icap ettiğini söy- liyerek: — Marki de Gumar çok inatçı bir adamdır. Bu işe karar vermiş- se, kolay m, sözünden geri dön- mez ve (Oran) daki bütün nakli- ye gemilerini askerle dol du Halbı vruj dar duyuran bir Db il karşi çok ciddi ve esaslı tedbirler almak gerektir. iş Barbarosların ei altında bu- lunan sahiller İruç bey <e aa ishak be ğru inmişti. panyol 'kalyonları Sirer birer e cdri bü- yük e limanlarına getiri- liyori Gala) ie mii bey tarafından edilmiş ve önünde mr ön bei rça geminin arka güvertelerine ağır toplar ye Karada da ayrıca asara ii vardı. m ved kalesi bi o dev- in ve o havı alide balaman kalele. rin cnm üstahkemi ve muhte- i. Hızır bey le la ta inin sa bir gizli kapıdan girip çıkıyo: n seki bütün ordu ve Az zama donanmanın noksanları tamam- anmıştı şti. (Oran) dan gelen ar e anlaşılıyordu. Hızir bey, adem me we mayın çocuklar, diyor- du, e yollar a bir ders da- ha ağ geliyor! Arkasi var), szİmoyislus, amiral Her akşam bir hikâye mil: Aman s0- guk, Yarabbi! diyerek yün yor- ganı başına kadar çekti. Fakat nafile! Yaz ortasında âdeta tit- Neredeydi? gi olmuştu da buraya ge Derhal all güzel bir sa- natkârın lâtif hayali e Bu, Viyana tiyatrolarının birinde ope- ret artistliği eden Sanlick ismin- de bir Macar kadınının cazibeli siması idi. Efendisi Münir beye- ei metresi! mil 'yerinden kalktı. inkar açık bırakmış y ğu pencereyi kapadı. D: bah yeni oluyordu. Yava nini topluyor, kendine geliyor- du. Son m dört saat içinde ne- İer de £ Cemil, sabahleyin her zamaj vi ibi MAR gitmiş, > başlamıştı. Münir emin ettiği fırsatlardan ii li bilen açıkgöz- lerden biri idi. Viyanayı kendi- sine karargâhı umumi ittihaz et- miş, burada eline © geçirebildiği şeyleri İstanbula ve ve dün 7 e ii Sine emile yazılacak ei lar ye- rine koca bir demet çiçek vererek uu matmazel Si götür- mesini ve ei istasyona git- sini emret met Ce; il atilla güzel ko- gı Münir beyin hanımefendi ile kar- şılaşıvermişti. Ahmet Cemil biraz zul, anımefendi müstehzi- yane sordu: — Bu demet matmazel Sanlick için, değil mi? Ne cevap vereceğini bilemiyen Ahmet Cemil kekeledi: güzel Macar kadınına takdim etti. O burnunu çi daldı- a derin derin. kokladıktan 5 Baylar siz seçtiniz, değil mi Cemil bey? diye sordu ve tat- lı tatlı baktı. Sonra beraber istasyona gittiler, İstasyonda Ahmet Cemil tanıma- ların Z meğe gittiklerinde kal Ahmet Cemil tekrar yazıhane- ye dönünce, azar işitmek korku- sile Me tesadüfünü hiç şüphi akat öteki Viyanalı genci ballandıra ballandıra an Müni: Ufak bir şey görürsen de: na yaz. Ben o kadına yapacağımı bilirim! h et Cemil böyle bir vâ- zife lerle şimdi okendisini Zemringin ayazı içinde bir oda- da resi Giyindi. Bahçeye u Gözü önünden Macar Meni cazibeli hayali bir türlü Gül demetini se gitmiyordu. vim hem Ke hem Ahm zi Bir yaz sefası İ emilin ve tatlı tatlı baka- cekti afemdisime “bildirecekti! met Cemil genç kadının se- o da selâm verdi: Sonra üreti le: — Amma tesadüf, matmazel! dedi. Siz de bu pansiyonda mısı- nız? Ahmet Cemil bu mürailiğinden endisi vi ie Sustu, böyle ra pek ciddileştiniz, m. Ahmet Cemi len 1s1r- — Size bir şey itiraf etmeğe e matmazel, dedi. — A! Beni pek merakta bırak- tınız. Fakat geri burası konuşma yeri deği! Yürüdüler. in içine dak dılar. Tenha bir tarafa oturdu- lar. Bundan daha iyi bir itiraf sahnesi tasavvur edilemezdi. met Cemil yüreğine dert olan yeylerin epin anlattı. Ma- car artist gü undan ımı vicdan hissediyorsunuz? dedi. Ben görür görmez derhal işi an- a tür- m Doğru: n ba lü bir şey söyliyeceğinizi zanne- diyordum... Ahmet Cemil güzel artistin e iyah ağzının, siyah gi lerinin. süz davet eder gibi, kendisin: vena o gibi bir halleri eliağimi ördü. Genç kadın, Ahmet Cemile > ru eğiliyor, eğiliyordu, İşte o kı dar yakındı ki... Fakat, mi kendilerini gözetlediği hisse- der gibi oldu. Yerinden, forladı, Geldikleri yolun ucunda ihti- yar bir kadın vardı. Kendilerine t Mekiği idi, Münir beyin ha- nım; Ri seli yanlarin- dan geçti, Ahmet Cemili müsteh- ziyane selâmladı ve sepenil kay- boldu. Ahmet Cemil sersem bir eee e doğru eş ti Vi Bizle bey ismi in Ve fon ettiğini, çabuk Viya mesini söylediğini haber diler. Ahmet Cemilin yüregine ine- cekti, Münir beyin her şeyi h ber aldığında zerre kadar Elie yoktu. Hanımetend i, muhakkak, ördüğ sahneyi telefonda köca- sina yetiştirmişti. Ahmet Cemi! helecan yla Wüiriğe döndü. Yazıhan irdiği zaman akşam olmu: — ii geldin mi? Nafile, ağ- zını her karımdan duydum! Ahmet Cemil kopacak fırtına- mın şiddetini düşünerek başını önüne eğdi. — Eve gittiğim zaman bah, hanımın Siri gittiğini hizmetçi haber verdi. Şüphesiz yen düşmek fikrile böyle yap- ıştı. Seni orada matmazel San- ek ile bir arada görürse şüphesi üsbütün cak diye korktum. ım. Fakat miş olsay: seni orada bırakırdım. Ahmet Cemil «işin gayet yolun- da gittiğini» sözlerini işitti. Fakat nemin mi Öz tür buluna, (Alm. ali Sanık : Şüphe altında Gerim ei) echtüg). Şoyurgal (T. D.) : Soyurgamak ÇI) 4 göst term # Soyurgu : Lütuf. * Soyursulamak; Taltif etmek. (T. D.) : Delil. Tanıkçı m : Şahit. İhsan, âtfet İn'am ve Aaisi * Uygaç : Team ik ie hakkında birinci e e aiyet. * Uyganmak$ Tabi me na Imak. : Tebaiyet edilen kimse, me iü. asa ; Nizam. Yasamak kaymak. Yasak “5 ,Nizam veya kaman en nemini (EİD 8 Yonak : : Töhmet (T. D. itham, a * Yonaklı 'Maznün (Alm, Angek- agret). * Yonuk : Müttehim, itham edis İtham etme Wi Yardaol : Muavin (Azer. kömek* v derleme, gerek ye ma sözlerden yukarıya d pere daha iyile arlığım olursa, ne na, iy undan üstün olaydi, dem "Adi Istılah Encümeni- ne saygılarımı! Köse Raif paşaoğlü M. Fuat Radyo e Mn cumi " (0645 m) — İN plâk ön “18 kanı Ye Sala 19,15 radyo orkestrasiş 21 bazı ei 21,10 düz R babe rler, taganni, lil devami 23 haberler, 23, 30 kahv ral sini m (507 m.) — 18.30 şarkılar! 19 muheli bl 19, 28 dir e aberler, laz yi vi di 2 elk neşriyi mseTİ. hai İLE 22 enkei konser; 23,30 baberlr 1,15 pi 20 musikisiy 23,50 dans 'eşrinievvel cumartesi — Bizim hanım, gözünün önüm eki komedyayı sahi zannetmiş, Düşün, ne saf kadın. ike görünce fes 4 halde şüpbelenmiş, fakat b us gün o demeti senin kendi he: esabis, na genç kadına götürdüğüne ar. tik katiyen Sal Yavrum, doğr, rusu, çok işime ye Senin aylığını arttırıyoru! şeker, işini de güzel hitirieğen pi ei ceğiri. di, sen şii v ladığın o vazifeyi ile etmeğe çalış! Hiköyeci 5 Yumi