Si && SL. Z A2 a As E 15 Teşrinlevvel1934 Amerikada nasıl yıldız olunur? Sinema yıldızı olmak istiyen rım içinde, figüranlıktan ez nihayet yıldızlığa ka- dar yükselenlere tesadüf edilir. Ee rik: a bü- Yük yıldızların bir çoğu ep uzun Salışma neticesinde değil, hangi bir tesadüf a birden- bire artist olmuşlar: Avrupada hemen | Pi sinema saldızlar muntazam tahsil gör- müş, konservatuvarda, yahut sine- lardır, Sahneye yabancı olan bir kaçı da stüdyolarda derece dere- “€ yükselmişlerdir. Avrupada her en n evvel sanat Vw — aran- ISI için işin pm türlü olmasına imkân y. Ziyade vi ve güzellik aranır. özleri çekecek derecede Büzeliği “en genç bir kız görü- > ürse derhal kendisine filim çe- eni a edilir, İçinde hakikaten kabiliyet gös- ii vardır. Fakat bir kısmi taş makine halinde, rejisörün tedir bekliyerek hareket ii ici Süz zellik müsabakalarında bi- <i iken sinema yıldızı olanlar X Asında Klara Bov, Joan va Bita Page, France Dee V Mankenlikten yıldızlığa geçen Madge Evans Akşamı tetkik ederken ie iken yıldız olanlar da- r. B daha fazla mu- rl göstermişlerdir. Greta Garbo iptida Stokholmda bir ti- carethanede mankendi. Orada - çük bir iki filim ra Am ge gitmiş, birdenbire meşhur Norma Glennir; Myrna Loy da evvelce mankendiler. Mankenler arasında en dikkate şayan olanı Madge Evanstır. Ame- rikada çok beğenilen bu artist beş yaşında mankenliğe başlamıştır. İptida küçük çocuk, sonra büyük çocuklar, asri genç ka- dınlar eşyasını göste: manken isimlerini saydıklari- mız sinemaya geçtikten sonra mu- vaffakıyet gösteren ve kendilerine birer mevki yapan artistlerdir. Yoksa, yukarıda da söylediğimiz gibi mankenlerden veya güzellik müsabakalarında kazanıp sinema- ya geçenlerden olduğu yerde sa- yanlar pek çoktur. Francen, Marguet Iki büyük Fransız artisti evlendiler Hollivutta artistler arasında ev- lenmek hergün görülen vakalar. dandır, Fakat bu evlenmeler ek- seriyetle sağlam olmuyor, çok za- man geçmeden boşanma davaları açılıyor. vrupada yine evlenen tistler azdır. t bu ndirşlr ekseriyetle Elma olu; şanma vakalarına pek az siye ediliyor. Geçen hafta Fransada iki bü- yük sahne ve sinema artisti evlen- Victor Francen ile ettir. İkisi de facia artistidir ve iktidarlarile kendile- Şi him bir hadise olmuş, halk yeni evlileri çok alkışlamıştır, Şinema haberleri Charles Boyer ve Jague Catelain baş rol- leri yapacaklardır. Zifaf marşını çevireci * recek ol Fransız artistleri harici sahneler için Romaya gitmişlerdir, Çocuğunuza iyi bir dadı arıyorsanız Her akşam bir hikâye Selim Naci pastahaneye girdi. Karısı kendisini burada bekliye- pastahanenin pastahane garsonu beyaz Rus matmazele sordu: — Matmazel burada oturan ha- nım nerede?., Matmazel biraz sıkıldı. Cevap vermemek istedi. Sonra ileride üstünde «100» yazan küçük bir kapıyı göstererek: — Kabineye kadar gitti... de- di, uzaklaştı. Selim Naci içinden: — Bu ne ihtiyatsızlık!... Kabi- neye gi rakmış.. dedi.. Acaba içinde para var mı?.. Çantayı açtı. — Hem de ne büyük ihtiyatsız- lık!.. diye tekrar Çantanın " ihtiyatsızlığına dair bir ders vermek istedi. Elli Tiralığı alıp cebine attı. Not defte- rinden bir kâğıt çıkardı ve değişik bir yazı ile api «Hanımefen. İstanbulun e Lüpeni elli Jiranızı lütfen kabul eder. Bu ve- sile ile de derin saygılarımı suna- rım, efendim Arsen Lüpen» Böyle söyliyerek elli lira cebin- de pastahaneden çıktı. Macideye Karısının hayalperest bi olduğunu biliyordu. Kendi ken- dine: — Şimdi bunu okuyunca ister misiniz a Lüpene âşık olsun. za narım .. semi bizzat kendi kocası olduğunu öğ- renince ne kadar şaşar.. diyordu. Bir müddet sokakta dolaştıktan sonra evin yolunu tuttu, Artık Ma- cide apartımana Geniş e Arsen Lüpen! İ Naci meseleyi anlattı. Macide de ae içinde kaldı. Genç adam e düpedüz bes değil aşıyan kadını e Veririz, “Yanlışlığı da söyler, özür dileriz. Sofraya lr zaman iki- side il idi. Macide zaman zaman gülümsüyor, kocasile alay ediyordu: — Hey gidi koca Arsen Li hey... Ne de çabuk sanli aşır- mışsın! rtesi gün Naci gazetesini okur- ken müthiş bir haber ia ilişti, «İstanbulda bir Arsen L ». hırsız dün kibar bir Damla nin çantasından 50 lira aşırmıştır. Maamafih ap eşkâli polisçe tesbit edilmişti kında bu kur- naz tilkinin ii MER kuv- vetle ümit edilmekted Nacide şafak attı, Eyhavar ol sun hapı yut Şim kovuşları “e zivanadan çıka- cak gibi oluyo: muru... Anlaşıldı, yakalanmıştı. Fakat son bir gayretle kendisini otomobile attı. Polis memuru ye- tişmişti, Otomobilin kapısını açtı: — Beyefendi, dedi, koşarken bu kâğıtları çantanızın kenarın- dan düşürdünüz. Diyerek ona bir tomar uzattı. Sonra selâm verdi, çekildi, gitti, #5 Gazetelerde Arsen Lüpene da- e ben yazdığı mektubu neşretti, Mek- tubun altında: «Bu el yazasından hırsızın kim olduğu her halde an! as LT » Deniliymesi Ne etmiş de telâşinı farketti. Fakat her ne hik- metse Macide elli lirayı kaybetti- ğinden hiç tmiyordu. Niha- yet Selim Naci açmağa karar rdi: — İstanbulda bir Arsen Lüpen türemiş. Kadınların çantalarından çatlıyacaktı; Bir an geldi ki daya- namadı, sordu: — Sen Arsen Lüpenden mektup almadın mı? Macide şaşırdı: — Ne mektubu canım?. Ne Ar- sen Lüpeni?, Sarhoş musun Allah aşkına. — Ay.. Sahi sen Arsen peer den mektup almadın mı? — Hayır dedim ya, tahanede çantan- da 1 iğ Mağ mı?. «Bari polise fil sel» diyed muştu. Her Sieri kırılmaydı da Kapıdan girer girmez karısının | koymaz olsaydı. Nihayet bir; gün bir * bahçede otururken masalardan birinin üs- tünde gene ayni çantayı görünce kalbi heyecandan burkuldu. Gene çantanın sahibi meydanda değil- di. Demek zavallı kadın hasta fi- lândı. Daima vE e du- ruyordu. Son bir cesaret göster- mek lâzımdı. Derhal ei çı- 73 şi an- layınca fena halde üzüldüm. Pa- rTanızı gene' çantanıza em rum. Müsaadenizi almadan çan- tanızı açtığım için affinizi, temene «Şakacıktan Arsen in — . Telâşımı görmüyor | koydu. Garsonlara hissettirmeden A , ei ei kaçmış pa sta- aya oturdu. Çantay e K ŞA M a haneye filân gidem bukluğu ile açtı, Müthiş bir heye bir KÜÇÜK iLÂN — Doğru mu sö; ii iyorsu can içinde para ile mektubu içins vermekle bunu hemen temin Niçin yalan söyliyeyim? attı, Bahçeden fırladı. Heyecan- el iniz, Bütün gün evde idim. Bugün bun- | dan boğulacak gibi bir halde oto is (Devamı 10 ni sn su