Yazan: .AKDENİZDE TÜRK AKINCILARI İSKENDER FAHREDDİN Tefrika No. 132 Harp bütün dehşetile devam ediyordu. Bu sırada garip bir hadise müttefikleri şaşırtmıştı.. Türkler kâleden ement atara fransız amiralını ukarıya çekmişlerdi! Fransız amiralı Türklerin eline düşünce... 'ürk donanması Midilliye yak- laşmıştı, İspanya ra masının geldiğini gö «— İşte geliyorlar.. Saliplerini. ze sarılınız ve düşman üzerine in- safsızca atılınız!» Türk donan- nanmasını bir kaşık suda bağcak kadar küçük ve değersiz görüyor. du. Venedikliler İapanyol amira- k sus ki müttefik düşman donanma- sı adetçe de Türklere faikti. Kemal reis harp nizamınca do- nanmayı üç kola Kimi Birinci kolda yetmiş parça gemi Bu kol birinci safta ve gi üze ürümüştü. cü i kollar sağ ve sol cenahlardan ecekti. erir kendine göre plânları Kemal reisin deniz ve hususiyetleri vardı. Am onzalusi) birinci büz cum koluna Kemal reisin kuman- da ettiğini daha uzaktan ve ge- milerin saf saf ilerileyişinden an- lamıştı, Sağ cenahı kaptanı derya Ah- reis seri yollu kırk kadar kadir- ganın önünde gidiyordu. Her iki tarafa da icabında em hareket- e ği Zaten İml birden ateş başlamışlardı. Bu esnada Türklerin sol cenahı da şiddetli bir ateş açarak hücum daraltmıştı. ve ok yağmuruna rm ık kamaraya inerek akpının kili. dini açmış ve: — Sakın korkma.. Biz çok emin vaziyetteyiz. Düşman daha sıkışık bir haldedir. Bu cehennem içinde yanacak ve mahvolacak kütükle- rin hepsi düşman tarafında, Maa- mafih bu ateşin içine şimdi ben de bir kütük atacağım. Dümenci Hü- seyini bu ateşin içinde gebertece- gim. Ağustos cuma İstanbul 3 18,30 plâk ,20 sienikelidni 19,30 Tü: rk mia sep riyatı, ve Vi bor: alan giğan musikisi 'arşova (1414 a — 20,15 salon musikisi), 20,50 spor 21,12 senfoni plâk, & radyo orkestrası, 21,15 oda mu: aş kopan 22 haberler, 23,30 kahvehane musil Viyana Ep m. 5 Anton Dvorakin İk yaylı sazlar kon- seri, 22, x son haberler 23,05 konser, 24,30 dan: sik. Prağ Ga m — 18,50 haberlör, 19,05 plâk, 19,20 pe neşriyat, 19,55 haberler, 20,10 saksofon solö, 20, e opera plâkları, 22 kebenir 23,15 plâ inni (65 m.) — iç bi- rer perdelik e terli, 3 Rajter idaresinde opera orkestrası, 24 dans musikisi, Ağustos cumartesi İstanbul : 18,30 fraizca ders, 19 plâk neşriyatı, 19, 2 musiki neş- riyatı. (Fahire hanım, Refik, Fikret beyler), e Eset Seli bey aranda konferans, caz ve tango est m asik vi (1414 m.) — 18,25 ta- e caz a 18,50 plâk, 20,15 e ik, a Chopinin Sete inden kik & Pi o konseri, 22 muhtelif, Demişti. (Jüzetta) top seslerini “eni için kulaklarını tıkı- yordu. — Allah muvaffak etsin, Mu- ratçığım! Eğer gemimiz ani bir kazaya uğrar da biribirimizi gör- meden ölürsek.. Murat reis elile karısının ağzını yasi — ın mağlüp olacak ve biz Allahın azli ölmiyeceğiz. Dedi.. Karıs naklarından öptü.. Biribirlerini közakleiilir ve leri yüzüyor, ok ve mermi yağmu- ru bütün dehşetile devam edi- yordu. Venediklilerle Fransızların çok şiddetli o hücumları zer gemilerin attığı yangın izli sig 1 ra Gelibolu ve Haliç tersanelerin- lerinden sonra eski kaybetmişlerdi. Birime Midilli önünde topla- nan müti yi aga bü- ük bir ii yüksek köpeşteli gemiler teşkil ediyordu. Murat re- is için bu gemiler birer güzel he- defti. (Marmara Kartalı) nın ve omub eşlerinin se mele değerlerini cephesini bir anda perişan etmişti. we meydanı Fransızla- ra terkederek merkez hattına kaç- mışlardı. Fransızlar diğer milletlere na- zaran daha fazla telefat verdikleri halde hepsinden ziyade mukave- met ediyorlardı. Fransız amiralı hücum hattının hemen hemen en önüne gelmiş bulunuyordu. Murat reis bir çevirme hareketi yaparak amiralı ele geçirmek ni- yetinde idi. Fakat geri hattaki İn- gilizler bu manevrayı keşfederek eri e» yardımına yetiştiler e Fransız amiralını geriye çel sikti du. Deniz harbi bütün Si başlamıştı. Düşman donanması Midilli ka- desi önünde ve toplu bir halde bu- lunuyordu. Evvelâ ateşe Fransız, İngiliz ve Venedik gemileri başlamıştı. İs- anyol gemileri kalenin etrafını sarmışlardı. Alman, Macar, Le- histan ve Napoli donanmaları da ilk muhacimlerin arkasında ye- dek kuvvetler vaziyetinde duru- , yorlardı. Ön hattaki gemiler hep iz sirada de şiddetli ok hücumu başla- laz Fransız amiralı kalenin ta- mamen dibinde bulunan bir ge- mide bir bei dakika için istiraha- te çekilmişti Bi lie nasıl or hiç kimsenin anlıyamadığ de duran Fransız amiralına kale burçları ağ baka tepesinden atılan bir kement amiralın tam boynu: ani Türkler ipi sü- ürel TAİ cape skala köne, 23,10 Pozmanidan naklen musikili ve sözlü neşriyat, 24,05 dana müsikisi Posta ittihadına dahil olmayan ecnebi memleketler: Seneliği 3600, altı aylığı 4900, üç ni 1000 kuruştur. ili için yirmi: beş yük ir ler lâzımdır. e nk e e ileg si 22 — Ruzılmzır: S0 ia ep Öğle İkindi Akşam Yı E 733 934 4,55 8,50 12 148 e 2,57 4,58 1220 16,15 19,24 21,13 İdarehane: Babiâli civarı Vi ik SI ratle yukariya rd “Ve amiral bir anda boğularak muka- vemste imkân bulmadan, son ne- fesini burçların tepesinde mişti. Türklerin bu > o kadar ani olmı z gemisin- de bulunan seride bile amira- Tın iple yukarıya çekildiğini gör- ver- uştu uz gibi şlardı. ie ler yi ai ba- 2 k rinde düşmana karşı li ettik- ten sonra, saatlerdenberi devam eden muharebe büsbütün enişlemiş, müttefikler eskisinden fazla galeyana gelmişlerdi. sahası telef oluyor ve İngiliz, Fransız, ve Venedik donanmasından başka milletlerin donanmaları yavaş ya- sahasından enginlere loğru çekiliyorlardı. Fransız ami- ralının kafasının kesilmesi müt- tefik donanma efradı üzerinde ğine bir tesir yapmıştı. Hep birden — Türklerden korkuyoru Diyerek kaçışıyorlar, ra ve le civarına sokulanlar bile gemi- lerden kendilerini denize atarak geri hattaki müttefik gemilerine kaçıyorlardı, (Arkası var) | Her akşam bir hikâye — Hasan Âliyi hepiniz bilirsi- niz, değil mi? Nasıl dinç, kuvvetli, spor meralkısı bir gençti, Halbu- ki şimdi sıfırı tüketmiş, görseniz — Kabidağil! — Nasıl kabil değil, İki üç gün evvel kendisine sokakta rageldim. na başından geçen hikâyeyi anlattı. Bir aşk ve bir hararet hikâye si, de size anlatayım mı? Öyle ise, dinleyiniz. #s# Iklim değişmesi | lıkla cevap bekliyordu. Fakat esi 5 vap gelmedi. Tekrar yazdı, gend, bir cevap yok! Hasan Âlinin ns' kadar kibirli olduğunu bilirsiniz; bu cevapsızlık fena halde onu kir-; dı ve o da hiç bir şey yazmadı. İş«' leri 2 bü Kimler döndü." İ ay evveli idi. İşte o za-! üikndarizğ Hasan Âli aşkta tas | lihsizliğin ne demek olduğunu a lamıştır. İstanbula gelir gelmez telefona Süzan hanıma telefon etti. Telefona hizmetçi geldi. Has nımefendinin tebdilihavaya git- 7 Süzan me bir | miş ol partı a bü- k üz bin lira il i lunduğu- lıdan dul kaldığı zaman, kocası- nu, öğleden sonra büyük hanıme- ın sağlığında iken genç kadına | fendiyi görebileceğini söyledi. i kodu bile işitilmiyordu. Kocasının sağlığında Hasan vo hücumla- rına kuvvetli te mukave- met göstermişti, Kac öldükten sonra, hiç olmazsa bir sene bir tecrül vresine lüzum gördü. Hasan Âlinin sebatı, Hasan Âli hem bu kalbin anabtar- larını hep Mısırlıdan kalma apar- Mr anahtarlarını ele geçir- mek ü olduğuna kanaat ge- tirdi. Siki hanım ile evlenmeğe lip oldu. aları ra ya- kışır bir aşk Biğiele Kendilerini uzaktan görenler bile hallerine bakınca ai Kia sev- ata biner, ava gider, çizi iyi yü- zer, sabahleyin erke Ikar, r, şın soğuk su ile seve seve duş yak; Yatak odasının penceresi yaz kış açık durur. Evde soba ade- ta süs kabilinden bir şeydir. Sü- zan hanımefendi ise bilâkis, bir kaç sene Mısırda yaşamanın tesiri midir, nedir? Soğuğa hiç taha mül edemez. Apartımanı o idari sıcaktır ki insan boğulur. Fakat o bunu da kâfi görmiyerek omuzli rına zarif ve kıymett: alır. Vaktile de Hasan Âli bey zan hanımın evinden kanter için- de çıktığını anlatırdı. Bir zatür- ree yakalamaktan korkuyordu. mk mi hatmz malik olma- i diy bul iğ olduğu ii id bul şi- kâyeti y. rtık olma yaklaşmıştı. Bir gün Hasan Âli Süzan hanıma şun- ları söyledi: — İki gözüm, artık evlenece- . Fakat be: daha tesviye edil lecek işlerim var. aa 2 ki Kars tarafında iş yi Ki ni oraya ötüken Genk ai soğuk bir yerdir. Onun için, ev- lenmeden evvel oraya e ığım geniş araziye mü bulmalı, Kars ile sile kesi pes yim. Beni üç ay bekliyebilir mi- in? nim kim, daha evvel işlerini bitirirsin, her halde ben seni üç ay değil, bütün hayatımca bek- pin Bir kaç gün sonra Hasan Âli yola çıktı. Oradan Süzan hanıma uzun bir mektyp yazdı. Sabırsız- a , ar örtüler ii A Meselenin neden iba- i yana yana anla- b ve an gider gitmez, sevgilisinin fazla sıcaktan çok müteessir olduğuna dikkat etmiş olan Süzan hanım onun gibi ya- fak olmuştu. şu bildiğiniz İçin beydir. Daima yılışık, daima müşterili ne âşık, arsız herif! lastalığı bahane ederek gece çıkmı ordu, Genç kadın biraz iyi- 3 B ÇE z 1 köşkte doktor beyefendiye de bir oda ayrıldı. —Oda ii mi? ar mısınız? Böyle fırsati ya mı a herif? Köşke güzelce yerleşti. Öyle deye ki bir daha çıkmamak üz: — Nasıl? Müzi? — Nasıl olacak, hasta kadına fkat ve ihtimam gilisi tarafından ihmal edilmek ona bir sukutu hayal ver- miş, e bu vaziyette d run çile 2 canım apartıman- — evlenmi — Zavallı Biz Âh! avallı ya! ri müddetçe zan ha Hikâyeci AKŞAM KiTAPHANESİ NEŞRİYATI Kadıköyünde NET Kırtasiye mağazasında satılmaktadır. Kadıköy, Altıyol No.1 Tel, 60598 ri